Sendika ve Konfederasyon İlişkileri Açısından Sendikaların Konfederasyon Hareketliliği: Liman-İş Örneği (original) (raw)
Related papers
İşverenlerin Sendika Üyeliğine Bakışları (Denizli İli Örneği)
2017
Calisma hayatinda baris ve esitligi saglayan temel aktorler devlet, isci, isveren ve sendikalardir. Ancakuluslararasi ve ulusal yazinda isverenlerin, isci sendikalari hakkinda olumsuz dusunce ve davranislara sahip olduklari yaygin gorus olarak kabul gormektedir. Ulusal yazinda iscilerin, isverenlerin sendikalasmalarini nasil degerlediklerini aciklayan alan arastirmalari bulunurken, bu durumu isveren acisindan analiz eden calisma yok denecek kadar azdir. Soz konusu kosullardan yola cikilarak calismanin sorunu/varsayimi,“isverenler sendikalar ve sendika uyeligi hakkinda olumsuzgoruse sahiptir” biciminde olusturulmustur. Calismanin amaci, Denizli ili ornegi ile isverenlerin sendika uyeligine bakis acilarini ortaya cikarmaktir. Calismanin kuramsal bolumunde yazin taramasi yontemi, alan arastirmasi bolumunde nitel arastirma yontemi kullanilmistir. Calismada, derinlemesine gorusme teknigi ile ozel ve kamu sektorunde, isveren ve isveren vekili olan17 kisi ile gorusulmustur. Alan arastirmas...
İşçi Hareketleri ve Sendikacılığın Medya’da Sunumu: Bir Örnek Tekel Eylemleri
Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi, 2018
Kapitalizm 1970'li yılların ikinci yarısından itibaren girdiği buhrandan çıkabilmek için yeniden yapılanma sürecine girmiş, bu doğrultuda da yeni sağ politikalar uygulamaya konulmuş ve sosyal refah devleti anlayışından adım adım uzaklaşılmıştır. Küresel ölçekte görülen yeniden yapılanma politikaları Türkiye'yi de etkilemiş ve 24 Ocak 1980 tarihinde alınan "24 Ocak Kararları" ile gelir dağılımındaki eşitsizlikler daha da artmıştır. Yeniden yapılanma sürecine uyumlu olarak medya alanında önemli dönüşümler yaşanmış, pazar koşullarına göre hareket eden medya içerikleri zamanla değişmiş, bütün dünyada olduğu gibi Türkiye'de de kamusal yararı önceleyen yayıncılık anlayışından uzaklaşılmıştır. Bu anlamda çalışmada; üretim yapısındaki dönüşümler, işçi sınıfının örgütsüzleştirilmesinde 1970'li yılların ikinci yarısından itibaren kapitalizmin girmiş olduğu yeniden yapılanma süreci ile yaygınlaşmaya başlayan yeni sağ politikalar ve bu politikaların meşrulaştırılma alanı olarak kullanılan medyanın üstlendiği misyon temelinde işçi eylemlerinin, sendikal hareketlerin basındaki sunumu ele alınmıştır. Bu doğrultuda da 15 Aralık 2009-3 Mart 2010 tarihleri arasında gerçekleşen Tekel işçi eylemlerinin Cumhuriyet, Hürriyet, Zaman gazetelerindeki sunumu örnek olay olarak ele alınıp eleştirel söylem çözümlemesi yöntemiyle incelenmiştir.
"İŞ, GÜÇ" Endüstri İlişkileri ve İnsan Kaynakları Dergisi / “IS, GUC” Industrial Relations and Human Resources Journal, 2017
In Turkey, where the implementation of neoliberal policies, the trade union movement is in crisis. Especially, existance of trade union barrages have changed trade unin’s class struggle to struggle for survival. The aim of this study, discus crisis in which the trade union movement of Turkey in the context of trade union competition, and reveal the effects to the union movement. For this purpose, firstly, their current situation has been revealed by the context of the representation of union. Lather, workers actions which seen in may 2015, have been evaluated in this context; and try to find out precence of tade union competiton. In the last part of study, the findigs of interview and face to face survey whic was cunducted with workers of TCDD Vangölü Ferry Directorate where there was union competition, were avaluated.
İşçilerin Sendikalara İlişkin Algı ve Tutumları: Eskişehir Örneği
Çalışma ve Toplum, 2008
The unions have been loosing their current and potential members due to some internal and external factors in all over the world. External factors which affect the union density rates negatively can be characterised by globalisation, unemployment, flexibilasiton, sectoral shifts in production and employment, increasing labour force participation of young and female workers. These external factors also provoke the internal factors which are based on union-member relationship and attitudes and behaviours of members towards the unions. In these sense, the paper will basically depends on the research that comprises both unionized and nonunionized workers' perceptions and attitudes towards the unions at metal, food, textile and petrochemical-rubber private sectors in Eskişehir. Aims of this paper can be summarised as follows: -To find out social, economic and demographic features of worker in metal, food, textile and petrochemical-rubber private sectors, -To find out how the workers defines their identities (religion, social class, nationality, etc.) and experiences of union membership (which trade union do they member, what are their source of information about unions, etc.), -To discuss the perception of workers on necessity of being a member to the unions, -To analyse the understanding of workers on union policies and the member-trade union relationships, -To examine the opinion of workers about whether the unions can protect the workers' rights or not.
Çalışma Şartlarının Düzenlenmesinde Sendikaların Rolü: Türk Hava Ulaştırma Sektörü Örneği
Çalışma şartlarının düzenlenmesi konusu bugünkü anlamıyla sanayi devrimi ile birlikte gündeme gelmiştir. Ağır çalışma şartları altında mağdur olan çalışan kesimini korumaya yönelik tedbirler ilk olarak bireysel tepkiler şeklinde ortaya çıkmış, ardından mevzuatlar yoluyla devletler tarafından alınmaya başlanmıştır. Bunun yanında kolektif kendi kendine yardım mekanizması olarak sendikalar da çalışma şartlarının düzenlenmesinde aktif rol oynamaya başlamışlardır. Günümüzde de istihdam koşulları başta olmak üzere çalışma hayatına ilişkin birçok konunun düzenlenmesinde önemli bir role sahip olan sendikalar, bu rollerini işverenlere karşı toplu pazarlık ve toplu iş sözleşmeleri yoluyla oynamaktadırlar. Sendikalar bu rollerini gerçekleştirirken sosyal, ekonomik, siyasî ve hukukî birçok faktörün etkisi altında bulunmaktadırlar. Bu nedenle sendikaların çalışma hayatını nasıl şekillendirdiğini incelerken toplu pazarlık faaliyetlerinin yapıldığı ortamın koşullarını göz ardı etmek, sağlıklı bir değerlendirme yapabilmeyi zorlaştırmaktadır. Bu amaçla çalışmamızda Türkiye’de çalışma hayatının şekillenmesinde sendikacılığın mevcut konumu, rolü ve önemi, onu etkileyen koşullar altında ele alınacaktır. Bunu gerçekleştirirken de sendikacılık açısından ileri teknoloji kullanımı, yüksek nitelikli personel istihdamı, liberalleşme ve özelleştirmeler gibi sosyo-ekonomik koşulların büyük ölçüde etkili olduğu Türk Hava Ulaştırma sektöründe gerçekleştirilmiş toplu pazarlık faaliyetlerinin örnek olarak incelenmesi hedeflenmektedir.
Sendikalarda kadın çalışmaları; Petrol-iş örneği
GiriĢ Sendika en genel anlamıyla çalışanların hak ve çıkarlarını korumak, işçi ve işveren arasındaki güç eşitsizliği ile mücadele etmek için çalışan birliktir. Sanayi devrimi sonrasında ortaya çıkmış bu yapı günümüze kadar güçlenerek gelmiş ve çalışanların çalışma koşullarının iyileştirilmesi yönünde kazanımlar elde etmişlerdir. Günümüzde uluslararası sendikal birlikler mevcuttur ve işçi ve işverenler arasındaki güç eşitsizliğinin giderilmesinde mücadele etmekte ve başarı göstermektedirler. Ülkemizde sendikal hareketin en güçlü olduğu dönem ise 1970"lerdir. O yılların en güçlü sendika federasyonları is DİSK ve TÜRK-İŞ"tir. O yıllarda özellikle DİSK, işçilerin lehine olan kazanımlarının yanında Türkiye siyasetine de yön vermesiyle bilinmektedir. Ancak ne var ki bunca güzel şeylerin yanında hep eksik olan bir şey oldu; Kadın! Sendikaların bu uzun sayılabilecek tarihinde, kadınların erkeklerle yan yana bu mücadele içerisinde yer almaması büyük eksikliktir. Bunun nedeni ise sendikal mücadelenin de erkek egemen bir şekilde ilerlemesidir. Ancak bu durumun yavaş da olsa değişmeye başladığı söylenebilir. Bu çalışmada üç büyük sendika konfederasyonunda kadınlara yönelik yapılan çalışmalarının olup olmadığı araştırılmış ve erkek egemen yapının değişmesi gerektiği, eşitlikçi bir bakışla kadın ve erkeğin yan yana mücadele etmesi gerekliliğine ve Petrol-İş sendikası Kadın Servisi"nin kadınlara yönelik çalışmalarına dikkat çekmek amaçlanmıştır. Toplumsal cinsiyet bakışı ise bu çalışmanın kavramsal çerçevesini oluşturmaktadır. Çalışmanın ilk bölümünde kadınların tarihsel süreçte sendikalarla ilişkisine değinilecek ve toplumsal cinsiyet rollerinin sendikal örgütlenmeye etkilerine yer verilecektir. İkinci bölümde ise Türkiye"de işçi sendikalarında kadınların ne ölçüde temsiliyeti olduğu hakkında bilgi verilecek ve işçi sendikaları konfederasyonlarının kadınlara yönelik ne gibi çalışmalarda bulunup bulunmadığına değinilecektir. Bu kapsamda DİSK, Hak-İş ve Türk-İş ele alınacaktır.
Sendikadan Derneğe Bir Sivil Toplum Hareketinin Başkalaşımı: TÖS VE TÖB-DER Örneği
10. ULUSLARARASI SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI KONGRESİ (International Non-Governmental Organisations Congress - NGO’19), 2019
Türkiye’de sendikal hareket Osmanlı Devletinin son döneminde doğmuş ve gelişmeye başlamıştır. Ancak gerek Osmanlı son döneminde gerekse Cumhuriyet ilk döneminde yapılan hukuki düzenlemelerle Türkiye’de sendikacılığın gelişmesine fırsat verilmemiştir. İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemde Türkiye’de sendikal hareket 1947 yılında yasallaşan 5018 sayılı “İşçi ve İşveren Sendikaları ve Sendika Birlikleri Hakkında Kanun” ile meşru zeminde gelişmeye başlamıştır. Bu dönem itibariyle sendikal hareket işçi ve işveren sendikalarını kapsayan bir hareket olmuş, memurların sendikal örgütlenmelerine ilişkin herhangi bir düzenleme ise yapılmamıştır. Türkiye’de 1961 Anayasası ile çalışma hayatında yeni bir döneme girilmiştir. Bu dönemin en önemli gelişmelerinden birisi de anayasa ile memurlara da sendika kurma hakkının verilmesidir. Bunun sonucu olarak 1965 yılında çıkarılan 624 sayılı Kamu Personeli Sendikaları Kanunu ile beraber memurlar arasında da yoğun bir sendikalaşma hareketi başlamış ve birçok memur sendikası kurulmuştur. Her ne kadar memurlara toplu iş sözleşmesi yapma ve greve gitme hakkı verilmese de bu dönem kurulan sendikaların gerek sayıları gerekse üye sayıları bu alanda örgütlenme talebini göstermektedir. Bu dönem 1971 Askeri Muhtırası ve onun sonrasında yapılan ve memurların sendika kurma hakkını ortadan kaldıran anayasa değişikliğiyle son bulmuştur. Bu çalışmada 1960 döneminde kurulan dönemin önemli bir sivil toplum örgütü haline gelen Türkiye Öğretmenler Sendikasının (TÖS) kuruluşu, gelişimi, yaşanan sorunlar ile Türkiye Öğretmenler Birleşme ve Dayanışma Derneği’ne (TÖB-DER) dönüşmesi ve TÖB-DER’in ortadan kalkması ile son bulan süreç incelenecektir. Kanuni kısıtlamalar sonucu, sosyal, hukuki ve siyasal değişimlerle bir memur sendikasının bir derneğe nasıl ve ne şekilde dönüştürdüğü analiz edilmeye çalışılacaktır. Anahtar sözcükler: TÖS, TÖB-DER, sivil toplum örgütleri JEL Kodu: J5, L3
"Zonguldak Madencilerinin Sorunlarına Yönelik Sendikal Basının Katkıları: İşçi Sendikası Örneği"
Öz: Bu çalışmanın amacı, Demokrat Parti döneminde, Zonguldak havzasındaki maden işçilerinin çalışma koşullarına ilişkin ne tür şikâyet ve talepleri olduğunu ortaya koymaktır. Bir yandan işçilerin çalışma hayatına ilişkin yaşadıkları sorunlar serimlenirken, diğer yandan da bu sorunları gidermek için ne tür girişimlerde bulunduklarını ortaya koymak amaçlanmaktadır. Çalışma ilişkilerinin çerçevesinin son derece otoriter bir anlayışla çizildiği bu siyasal ve toplumsal atmosferde, sendikal mücadeleler oldukça güçsüzdü. Bu koşullar altında Zonguldak Maden İşçileri Sendikası (ZMİS), sınırlı da olsa, maden işçisi lehine birtakım kazanımların altına imzasını atmıştı. Bu çalışmada, sendika bünyesinde çıkarılan İşçi Sendikası gazetesinde yayımlanan yazılar üzerinden, işçilerin hangi konularda sorun yaşadıkları ve sendikanın çözüm için nasıl yol gösterici olduğu incelenmiştir. Bu araştırmanın sonucunda, sendikanın havzadaki maden işçilerinin şikâyetlerine çözüm bulmaya, çalışma ve yaşam koşullarını iyileştirmeye yönelik her ne kadar son derece temkinli, politik ve ricacı bir yöntem uygulasa da; sanıldığı kadar pasif ve güçsüz olmadığını, bu şekilde pek çok kazanımlara imza attığı ortaya konmuştur. Bu dönemde işçi örgütlenmelerine yönelik biriktirilen tüm deneyimler, 1960 sonrası dönemin altyapısını oluşturma açısından çok büyük bir önem taşımaktadır. Anahtar sözcükler: Zonguldak, sendika, maden işçisi, çalışma hayatı, Demokrat Parti Abstract: The aim of this research is to put forth the complaints and demands of the mine workers regarding their working life during Democrat Party Era. It is aimed to reveal on the one hand the problems of the workers regarding their working life and on the other hand their attempts to overcome those problems. In this political and social atmosphere, in which the frame of the working relationships were formed in an authoritarian way, the trade union struggles were quite weak. Under these conditions, Zonguldak Mine Workers' Union
Enformel Ekonomide Çalışanların Örgütlenmesi ve Sendikalar
Çalışma ve Toplum Dergisi, S.12 (2006).
The many working in the informal economy endure precarious work and irregular and insecure income with little or no access to the means of social protection. As the right to form unions is a fundamental human right every worker should have the protection provided by trade unions and this right must be protected by the labour law. In practice, legal restrictions and changing work patterns often make it difficult or impossible for informal workers to organize under the umbrella of a trade union. Conditions of informal work and the heterogeneity of the workforce as well as informal employment relationships are the challenges faced by trade unions which aim to organize informal workers. Therefore, trade union must be adapted to the situation of informal workers and working conditions, by targeting the membership of in particular women and young workers which are the two largest and unprotected groups in the informal economy.