DÜNYADA VE TÜRKİYE’DE YAŞANAN OLAYLARIN TURİZME YANSIMALARI: 1960'TAN GÜNÜMÜZE TARİHSEL BİR DEĞERLENDİRME (original) (raw)
Related papers
Turizm sektörünün boyutsal, yeniliksel, niteliksel ve hızlı gelişimi beraberinde sektörü olumlu ve olumsuz etkileyen olayların değerlendirilmesi gerekliliğini de ortaya çıkarmaktadır. Bu amaç doğrultusunda çalışmada, 1960 yılından günümüze kadar olan süreçte Dünyada ve Türkiye'de yaşanan ekonomik, sosyal, siyasal ve çevresel olayların turizm sektörüne yansımaları ve olumlu/olumsuz etkileri yıllar bazında tarihsel araştırma yöntemi kullanılarak değerlendirilmiştir. Veriler ise doküman analizi tekniği kullanılarak derlenmiştir. Bu doğrultuda, tarihsel olayları gün, ay, yıl bazında arşivlemiş olan bir web sitesinden 1960-2017 yılları arası dikkate alınarak elde edilen ve ulaşılan 991 doküman analiz edilmiştir. Araştırma sonucu turizmle doğrudan ilgili 144 olayın sektöre olan olumlu ve olumsuz etkileri belirlenerek, gelecekte turizmi etkileyebilecek olayların yorumsamacı yaklaşım ile bir değerlendirmesi yapılmıştır.
1960 SONRASI TÜRKİYE’SİNDE TOPLUMSAL DEĞİŞİMİN İNCELENMESİ
1960 Sonrası Türkiye’sinde Toplumsal Değişimin İncelenmesi başlığını taşıyan bu çalışma adından da anlaşılacağı üzere 1960’larla başlayan ve günümüze kadar gelen özellikle de 2000 yılına kadar olan süreçle sona ermektedir. This study, which has the title of Examination of Social Change in Turkey after 1960, is concluded with the process starting from the 1960s and coming up to the present day, especially until 2000.
1960'LAR MODERNLEŞMESİNE BİR BAKIŞ: TÜRK SOLU VE KALKINMA SORUNU
10. Uluslararası Atatürk Kongresi Bildiriler Cilt 1 , 2024
The theoretical foundation of the concept of modernization was laid in the second half of the 1950s, and its scope was enriched and developed in the 1960s and 1970s. In general, the authors of modernization theory have defined the common feature of the ideal society called modern society as capitalism in the economic sphere and liberal democracy in the political sphere, and the only society with this common feature is Western society. Therefore, capitalism and liberal democracy are the components of the social order that is ideally presented or imposed on non-Western societies. Turkey has taken many steps towards modernization from the Ottoman to the Republican era. By the 1960s, in parallel with its importance in world politics, the concept of 'development' came to the fore in the context of modernization. Right-wing and left-wing politics in Turkey have proposed different methods and solutions for how development should be and how it can be achieved. The 1960s were the years of the rise of leftist politics in Turkey as in the world. In this context, the discourses and policies of the components of leftist politics on the problem of 'development' constitute the basis of this study. Three components stand out in the Turkish left in this period: The Turkish Labor Party, the Direction/Yön Movement and the National Democratic Revolution Movement. Due to its ideological positioning, the Turkish left of the 1960s rejected capitalism, which was presented as a model by modernization theorists. Even in the same period, when the Soviet Union proposed a 'non-capitalist path of development' for developing countries, this had parallel repercussions on the Turkish left, albeit under a different name. Therefore, the question of 'development' came to the fore as one of the most important topics of debate on the Turkish left in the 1960s. In this study, on the one hand, the theses of the 1960s left on Turkey's 'development' problem are tried to be put forward. On the other hand, the place of socialism in the methods and solution proposals of the Turkish left regarding the development problem is evaluated. In addition to the works and statements of important intellectuals and political figures of the period, various sources were consulted, especially Sosyal Adalet, Yön and Türk Solu magazines.
Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2021
1960’lar Türkiye solunda o zamana dek görülmemiş entelektüel tartışmaların yaşandığı bir dönem olmuştur. Sol düşünürler ülkenin geri kaldığını ileri sürmüşler ve bunun nedenlerini araştırmaya başlamışlardır. Buna bağlı olarak Osmanlı’nın toprak düzeni, köylünün durumu gibi konular sıkça tartışılmıştır. Tüm bu tartışmaların nihai amacı ise Osmanlı’nın Batı karşısında geri kalışını açıklamak ve kapitalizme neden geçilemediği konusunu aydınlatmak olmuştur. Çok çeşitli gerekçeler öne sürülmüşse de neredeyse tüm düşünürlerin Batı devletlerinin bir şekilde bu geri kalışta etkili olduğu konusunda hemfikir oldukları görülmüştür. Bu çerçevede bu çalışmada Doğan Avcıoğlu, İdris Küçükömer, Niyazi Berkes ve Behice Boran gibi isimlerin Osmanlı’nın geri kalışında Batı’nın etkisini ne şekilde ele aldıkları karşılaştırmalı olarak incelenmiştir. Bu düşünürlerin Osmanlı üzerindeki Batı etkisini ele alışlarında söz konusu yazarların Osmanlı toprak düzenini değerlendirme biçimleri de etkili olduğundan bu konuya da değinilmiştir. Bu çalışmanın önemi ele alınacak yazarlar üzerine var olan geniş külliyata rağmen, bu yazarların Osmanlı’nın geri kalışında Batı etkisi üzerine görüşlerinin karşılaştırmalı olarak ele alınıyor olmasıdır. Ayrıca farklı sosyalist akımların kalkınmaya yaklaşımı ortaya koyulmakta, sosyalistlerin içsel ve dışsal nedenlere bakışları gözler önüne serilmektedir. Doğan Avcıoğlu’nun, Batı’nın ekonomik üstünlüğünü Osmanlı’yı uydu haline getirmek için kullandığını, Niyazi Berkes’in Batı’nın askeri üstünlüğünü ekonomik ayrıcalıklar elde etmek için kullanıp Osmanlı’yı engellediğini, İdris Küçükömer’in Batı yanlısı bürokratları kullanarak Batı’nın ayrıcalıklar elde ettiğini ve Behice Boran’ın ise temelde dış etmenlerin iç etmenleri etkileyerek Osmanlı ekonomisini çökerttiğini belirttikleri sonucuna ulaşılmıştır. İnceleme için bu düşünürlerin çeşitli dergilerdeki makalelerinin yanı sıra 1960’lar solunu son derece etkilemiş olan kitapları da metin analizi yöntemiyle ele alınmıştır
Akdeniz University Institute of Social Sciences, 2019
Bu tezde, 1960-1980 yılları arasında Fransa ve Türkiye’de gerçekleşen öğrenci ve emek hareketleri, dünya sistemi teorisi özelinde, karşılaştırmalı olarak tartışılmıştır. Bu tez, bu tartışmaları dünya sisteminin hegemonya, merkez-çevre, bağımlılık ve toplumsal hareketlerin kaynak mobilizasyonu/siyasi süreç yaklaşımları üzerinden ele alacaktır. Bu çerçevede, hareketlerin amaçlarını ve stratejilerini şartlandıran ulusal, siyasi ve toplumsal bağlamlar açısından, toplumsal ve siyasi koşulları değiştirmeye yönelik çabalar açısından ve eylemcilerin kendi inançları, stratejik ve taktik kararları açısından değerlendirilen hareketler merkez ve çevre ülkelerin karşılaştırmalı toplumsal hareket analiziyle anlam kazanacaktır. Tez, “1968 Dünya Devrimi” başkaldırısını bir belirteç olarak toplumsal hareketlerin mobilizasyonu ve siyasi süreç perspektifinden değerlendirecek, Fransa ve Türkiye açısından ortaklaşan yahut farklılaşan noktaların tespit edilmesinde 1968 öğrenci hareketlerinin rolünü ve sonrasında emek hareketlerinin gelişimini saptayacaktır. Dünya sistemi ve toplumsal hareketler yaklaşımlarının temel hipotezleri yanında, “toplumsal hareketler merkez ülkelerde merkez çözümlere, yarı-çevre ve çevre ülkelerde çevre çözümlere yol açarlar” hipotezi bu tartışmalar bağlamında değerlendirilecektir. Böylesine bir çaba sonucunda, 1968 hareketlerinin etkileri yani dünya sisteminin krizi ve dönüşümü, merkez ülkelerde yeni sol, katılımcı demokrasi ve sivil toplumun öneminin artışını simgelerken, yarı-çevre ve çevre ülkelerde radikalizm, şiddet, kutuplaşma, devlet baskısı ve hatta askeri müdahalelerle gerçekleşen bir süreci ortaya koymaktadır.
TÜRKİYE’DE 1994-2002 YILLARI ARASINDA YAŞANAN SİYASİ OLAYLAR VE GELİŞMELER
1990’lı yılların başında yaşanan sosyal ve politik olaylar Türkiye’nin ciddi krizler yaşamasına neden olmuştur. Ülkenin politik sorunu olan PKK terör örgütü ve İslami terör örgütleri, siyaseti olumsuz yönde etkilemiş ve partiler arasında meşruiyet krizleri yaşanmıştır. Merkez sağ ve sol partilerin koalisyon kurmaları siyasette istikrarsızlığa sebep olduğu gibi ekonomik dengenin bozulmasına da yol açmıştır. Ülkemizde merkez sol partilerin giderek zayıfladığı ve halkın sağ partilere daha fazla yöneldiği bir dönem olmuştur. Türkiye’nin laiklik sorunuyla mücadelesini ve bu sorun karşısında ordunun nasıl bir tutum sergilediği, ‘’28 Şubat Post-modern Darbesi’’ sürecinin hangi hadiseler neticesinde ortaya çıktığı anlatılacaktır.
1960 YILINDAN GÜNÜMÜZE ANİMASYON FİLMLERDE MİMARLIK, KENT VE MEKÂN: GELECEK GÖRÜNDÜ!
Sinecine, 2022
Öz Pek çok disiplin ile doğası gereği ilişkisi bulunan sinema disiplininde, geleceğe ilişkin kurgular, uzun yıllardan beri tartışılmaktadır. Bu tartışmanın söz konusu olduğu önemli disiplinlerden biri ise mimarlıktır. Bir temsil analizi öneren bu yazı kapsamında gelecek temasının kurgu mekânlar aracılığı ile sinemadaki tezahürü, dönemsel tarih yazımı yöntemi ile irdelenmiştir. Bu yöntemde, 1960'lardan günümüze, 1. ve 2. Uzay Çağı dönemlerine göre mimarlık ile sinema arasındaki etkileşim vaka analizi yöntemi ile ele alınmış ve geleceğe ilişkin kurgular sunan seçili animasyon filmler ile çizgi dizi üzerinden bir değerlendirme gerçekleştirilmiştir. Araştırma evreninden, tabakalı seçkisiz örnekleme yöntemi ile seçilen örnekler (Jetgiller, Astro Çocuk, Transformers, Genç Bir Robot Olarak Hayatım, Aşk, Ölüm, Robotlar ve Vol-i) çalışma kapsamında değerlendirilmiştir. Bu örneklerin seçilmesinin öncül nedeni, burada işlenen kurgu mekânların yalnızca hayal gücü ile sınırlı olması ve geleceğe dair tahayyül edilen teknolojinin, malzemenin ve mekânsal niteliklerin kolayca yansıtılabilmesidir. Bu çalışma kapsamında, dönemler arasındaki ve vakalar arasındaki ilişki ile etkileşimi anlayabilmek adına ayrıca bir karşılaştırmalı anlatım, çeşitli kent ve mimarlık yaklaşımlarını aktarabilmek için kullanılmıştır. Bu anlatımda, ayrıca dönemin sosyal, kültürel arka planı, tüketim alışkanlıkları ve düşünsel alt yapısı yansıtılmıştır.
İki̇ Darbe Arasi Dönemde Türki̇ye’De Üni̇versi̇teler (1960-1980)
Kafdağı, 2020
Osmanlı Devleti'nden Cumhuriyet Türkiye'sine miras kalan tek yüksek eğitim kurumu Darülfünun'dur. Dönemin şartlarına göre ihtiyaçlara cevap veremeyen Darülfünun'un kaldırılıp yerine Avrupa standartlarında üniversitelerin kurulması girişimleri Cumhuriyet döneminde olmuştur. Ancak çok geç kalınan bu girişimler Cumhuriyet döneminde de kendi içinde bazı engellerle karşılaşmıştır. Cumhuriyet tarihi boyunca siyaset, eğitim kurumları üzerinde etkili olmuştur. 1960 yılında ilk kez askeri darbeyle karşılaşan Türkiye'de üniversiteler politize olmuştur. 1960-1980 dönemindeki yıllarda ise siyasetle üniversiteler tamamen iç içe girmiştir. 1968'de tüm Dünya'da gelişen öğrenci olayları, Türkiye'de eğitim alanında tam bir kargaşa olarak kendini göstermiştir. Bu durumdan en çok üniversiteler etkilenmiştir. Bu şartlar altına üniv ersitelerin kurumsal kimliklerini oluşturmaları bir yana, eğitim ve bilimle uğraşmaları neredeyse imkânsız hale gelmiştir.