MOLLA SADRA'NIN EPİSTEMOLOJİSİNİN ONTOLOJİ VE MANTIKLA İLİŞKİSİ (original) (raw)

MOLLA SADRÂ’DA İLÂHİ FÂİLİYETİN NİTELİĞİ

e-Şarkiyat İlmi Araştırmalar Dergisi/Journal of Oriental Scientific Research (JOSR), 2019

Öz: Müslüman filozoflar Aristo’nun dillendirdiği dört illetten maddî ve formel illetleri mâhiyetsel, fâil ve ereksel illetleri de varlıksal illetler diye ayırdılar. Molla Sadrâ fâil illeti; tabîi ve ilâhi (icadî) illet olmak üzere iki kısımda ele alır. Tabîi fâil hazırlayıcı fâil, icadî fâil ise varlık bahşedici fâildir. Bir muvahhide göre her şeyin fâili Allah’tır. Ancak Allah’ın nasıl bir fâil olduğu hususunda ihtilaflar vardır. Müslüman filozoflar ilâhi fâiliyetin niteliğini ortaya koymak için bütün fâil türlerini ele almışlardır. Bu fâillerden Bi’l-kasd, Bi’r-rıza, Bi’l-inâye ve Bi’t-tecellî fâiller ilim ve iradeye sahip fâillerdir. Bi’lkasd fâil bir gayeye binaen fillerini gerçekleştirir. Fiillerine ilmi de tafsilîdir. Bi’r-rızâ fâilin ilmi icattan önce icmâlî, icattan sonra ise tafsilîdir. Bi’l-inâye fâilin zâtına ilmi huzurî, fiillerine ise husulî ve tafsilîdir. Bi’t-tecellî fâil ise icattan önce fiillerini huzurî ilimle tafsilî bilir. Bu çalışmada Allah’a nispet edilme olasılığı olan bütün bu fâil türleri incelecek ve bu fâil türleri arasında Allah’a nispet edilme olasılığı olan fâil türü tespit edilecektir.

MİTHRA'NIN ANADOLU İLE ETKİLEŞİMİ - MITHRA’S INTERACTION WITH ANATOLIA

MITHRA’S INTERACTION WITH ANATOLIA Mithra which is a divinity associated with sunlight and worshipped by ancient Aryan communities for centuries, appears as the most worshipped and widespread belief among Ancient Pagan Religions. Although his first appearance was in areas where Aryan communities resided, he maintained his evolution in Indian and Iranian regions. Chronologically, Mithra is first seen in Vedas that appeared as oral sources in India around 1800 BC. For the first time in written form, Mithra is found in Anatolia. In a treaty text between Hittites and Mitannis in 1400s BC, Mithra appears as the god of treaty/agreement. There are evidences referring to worship of Mithra in Anatolia in Achaemenid era. Mithra interacted with local, Greek and Roman beliefs, thereby enriching his own characteristic qualities while contributing to increase of religious diversity of Anatolia. Mithra, thanks to being Sun, Treaty and War god, whichever geography he went, he was identified with other gods who had similar features. Mithra taking a syncretic form during the Hellenistic period experienced some important changes within himself with encountering Rome in Anatolia. Due to being War god Mithra widely worshipped among Roman soldiers, retreated into underground caves by transforming into a mystic religion. Cult of Mithra which had a significant position in Anatolian religion history of pre-Christian period was worshipped a long time in this geography. In this study in which the mutual interaction between the geography of Anatolia, an important transition statues of communities, cultures and beliefs from past to present and Mithra cult, certain findings will be revealed with taking into consideration antique, numismatic, archeologic and modern sources.

MOLLA FENÂRÎ'NİN OSMANLI MEDRESE GELENEĞİ VE OSMANLI DÜŞÜNCESİ ÜZERİNDEKİ TESİRLERİ

Öz XV. yy. Osmanlı mutasavvıflarının ileri gelenlerinden olan Molla Fenârî, Osmanlı Devleti'nin kuruluş devrinde yaşamış, kadılık, müderrislik, şeyhülislamlık ve müşavirlik gibi gerek ilmî gerek siyasî açıdan oldukça mühim vazifeler icra etmiş önemli bir ilim ve devlet adamıdır. Telif ettiği eserleri, yetiştirdiği öğrencileri ve yaptığı görevleri ile Os-manlı medrese sisteminde ve düşünce geleneğinde pek çok tesirde bulunmuştur. Men-subu olduğu Ekberiye ekolünün anlayışını, Osmanlı düşüncesine yerleştirmiş ve ilmî ge-leneğin bu fikirler çerçevesinde gelişmesini sağlamıştır. Bu makalede Türk-İslâm düşün-cesinde hususi bir yeri olan Molla Fenârî'nin hayatı hakkında özet mahiyetinde bilgiler verildikten sonra onun, Osmanlı medrese geleneği ve Osmanlı düşünce sistemi üzerin-deki tesirleri ortaya konulmaya çalışılacaktır. Anahtar kelimeler: Molla Fenârî, Osmanlı düşüncesi, Osmanlı medrese sistemi, Misbâhu'l-üns, Ekberiye ekolü. The Influence of Molla Fanārī on The Ottoman Madrasa System and Ottoman Thought One of the 15th century Ottoman sufis, Molla Fanārī is an important scientist and politician who lived in the establishment period of Ottoman Empire and worked as qa-di, professor (mudarris), sheikh al-Islam and advisor which are significant professions in view of both science and politics. He has influenced in Ottoman university (madrasa) system and Ottoman thought by means of his books, students, and professions. He has addapted the ideas of Akbarian school to the Ottoman thought. In addition, he has assured for scientific system to improve within the framework of Akbarian ideas. In this article, Molla Fanārī's biography will be stated in summary and his influence on Otto-man madrasa system and Ottoman thought will be tried to introduce.

EPİSTEMOLOJİK İNANÇ ÖLÇEĞİNE GÖRE İLKOKUL VE ORTAOKUL ÖĞRETMENLERİNİN RESMİ MÜFREDATA İLİŞKİN GÖRÜŞLERİ

VIEWS OF OFFICIAL CURRICULUM FOR PRIMARY AND SECONDARY SCHOOL TEACHERS Abstract Made according to the purpose of epistemological beliefs scale of this research sex between perceptions of teachers' formal curriculum ideas, marital status, employment status at school, seniority years, education is age and reveal the positive and negative elements according to their branches and investigate differences. The method of this research, gender epistemological beliefs of school administrators, Schommer to examine the relationship between academic achievement and grade level (1990) prepared by the 'epistemological beliefs scale (EIO) from were utilized (Deryakulu of 2004: 264). Located in Istanbul's Bagcilar district population of the study constitutes of 361 school administrators and teachers working in 19 official. The results we obtained according to the findings of the research related to the concept of epistemological beliefs scale formal curriculum of primary and secondary school teachers: teachers who are considered highly successful epistemologically faith education teacher. Students, teachers and receive many direct model to adopt. Key Words: School programs, information, progressivism.

MOLLA HALİL ES-SİİRDÎ'NİN USÛL'ÜNDE İCTİHAD VE MÜCTEHİD

Öz 18. yüzyılın ikinci yarısı ile 19. yüzyılın ilk yarısında yaşamış olan Molla Halil es-Siirdî (1259/1843), İslamî ilimlerin pek çok sahasında eser kaleme almış doğunun önemli alimlerindendir. Onun fıkıh usulü alınında yazdığı " Kitâbun fî Usûli'l-Fıkh " , Şâfiî mezhebinin fıkıh usulü hakkında kısa ve öz bilgiler vermektedir. Eserinin yedinci babında ictihad, taklid ve edebu'l-fetvâ konularını ele alan Molla Halil, özellikle ictihad ve müctehide dair pek çok meseleyi veciz, muhtasar ancak kapsamlı bir şekilde ele almıştır. Onun konu etrafında incelediği meseleler müctehidde bulunması gereken şartlar, ictihâdî nasların (Kur'an ve hadislerin) sayısı, müctehidin bilmesi gerekenler, müctehid için ikinci derece (mendup kabilinden) lazım olan şeyler, müctehidlerin tabakatı, içtihadın bölünebilirliği gibi ictihad ve müctehidle ilgili temel konulardır. Molla Halil Siirdî eserinde bazı detay meselelere de değinmekte, böylelikle konuyla ilgili Şafiî ve diğer usulcüler etrafında tartışılan meselelerde kendi görüşü beyan etmektedir. Örneğin ahkâm ayetlerinin ve hadislerinin sayısının, bazı Şâfiîlerin düşündüğü gibi beş yüz ile sınırlı olmadığını, kıssalardan ve mevıza nitelikli ayet ve hadislerden de hüküm istinbatının mümkün olabileceğini düşünmektedir. Hatta ona göre kendisinden hüküm, şerî edep ve siyaset-i dîniyyeye (şeriyye) dair hükümler istinbat edilemeyecek pek az hadis bulunmaktadır. Yine ona göre Hz. Peygamber ve sahabeler ictihadda bulunmuşlardır. Bu tebliğde Molla Halil es-Siirdî'nin, Usûl'nde müctehid ve içtihada dair ele aldığı konular etrafında tercih ettiği görüşler, mukayeseli olarak ele alınacaktır. Abstract * Bu tebliğ, 4-6 Mayıs 2018 tarihinde, Siirt Üniversitesince düzenlenen, " Uluslararası Molla Halil es-Siirdî Sempozyumu " nda tam metin olarak sunulmuştur.

MOLLA MUHAMMED ZİVİNGÎ VE TEFSİRCİLİĞİ

Molla Muhammed Zivingî, 2021

Mardin’in Savur ilçesine bağlı Zivingâ Menda (Armutalan) köyünden olan Molla Muhammed Zivingî, birçok köyde fahri imamlık ve müderrislik yaptıktan sonra 1986’da Batman’a yerleşmiş ve ilmî çalışmalarına burada devam etmiştir. Molla Muhammed Zivingî, bu çerçevede Arapça ve Kürtçe lisanlarıyla me’sûr ve manzum birçok eser kaleme almıştır. Bu çalışmalardan en önemlisi on üç ciltten oluşan “Levâmi‘u’r-Rahmân fî Tefsîri Ahkâmi’l- Kur’ân” adlı tefsiridir. Bu çalışmasını fıkhî tefsir alanında yazılan ilk Kürtçe tefsir olarak tanıtan Zivingî, tefsirinde sade ve akıcı bir dil kullanmıştır. Bu tefsir, Fatiha Sûresi ile başlamakta ve Ahzâb Sûresi’nin 49. ayetine kadar olan kısmın tefsirini içermektedir. Zivingî, tefsirini tamamlayamadan geçirdiği kalp krizi sonucu 2020’de vefat etmiştir. Çalışmamızın giriş kısmında tefsir tarihine dair genel bilgiler verildikten sonra fıkhî tefsirlerin yazılma süreci ve Türkiye’de yapılan tefsir çalışmaları ele alınmıştır. Birinci bölümde Zivingî’nin hayatı, ilmi kişiliği ve kaleme aldığı eserler incelenmiştir. İkinci bölümde ise “Levâmi‘u’r-Rahmân fî Tefsîri Ahkâmi’l- Kur’ân” adlı ahkâma dair tefsiri çerçevesinde Zivingî’nin tefsirciliği üzerinde durulmuştur.

OSMANLI MATBUATINDA MİLLİYETÇİLİK ve PSİKOLOJİ

ÜÜ Sosyal Bilimler Dergisi, 2016

Multidisipliner ve interdisipliner bir yaklaşımın gözetilmeye çalışıldığı bu makalede, Osmanlı Devleti'nin "dağılma dönemi" olarak anılan son yıllarında doğan üç alanın gelişimleri ve birbirleriyle kesişme noktaları üzerinde durulacaktır. Sözü edilen bu üç alan matbuat, milliyetçilik (Türkçülük) ve psikolojidir. Bilimsel bir disiplin olarak psikolojinin ilk Türkçü dergilerde yer alışı, çalışmanın odak noktasını oluşturmaktadır. 1860'lar ve 1870'lerde başlayan süreç, 1908 Jön Türk Devrimi'yle yeni bir aşamaya ulaştığından, II. Meşrutiyet'in ilk yılları (1908-1912 ağırlık verilen tarihsel kesit olacaktır.

ANADOLU SELÇUKLULARINDAN ERKEN OSMANLI DÖNEMİNE MİNARE BİÇİMİNDEKİ GELİŞMELERİ

A. Osman UYSAL İslam dünyasında inananları günde beş vakit camiye davet eden ezan, ilk olarak Medine'deki mescidin damından okunmuştu. Zamanla, ezanı daha uzaklara duyurabilmek için; bu amaca yönelik yüksek ku lelere ihtiyaç duyulmuş ve sonuçta caminin ayrılmaz bir parçası olarak "minare" 2 adı verilen mimarî birim ortaya çıkmıştır. İlk minarelerin kilise çan kulelerinden esinlendiği ya da deniz fenerleri ve benzeri kule ler örnek alınarak yapılmış oldukları düşünülmektedir. 3 Fakat, ilk il ham kaynağı neresi olursa olsun, ezanı daha fazla kişiye ve daha uzağa duyurmanın en akılcı yolu olarak şekillenen minare elemanının, İslam Dünyasının her yanında aynı biçimsel özellikleri göstermediği bilin mektedir.