Gaspıralı İsmail Bey’in Avrupa Algısı ya da ‘Avrupa Medeniyetine Bir Nazar-ı Muvâzene' (original) (raw)
Related papers
Gaspıralı İsmail Bey ve Modern Eğitim Anlayışı
When we look at the current state of the Turkic world today, it is obvious that our cultural affinity is insufficient. Although independent Turkic republics in the Turkic world use dialects arising from the arms of Turkish, the effort to create a common language has been ignored. "Unity in language, work and idea" statement of İsmail Gaspıralı is worth being the ideal and the principle of the entire Turkic world. Gaspıralı İsmail Bey worked to switch to a new education system and make changes in the madrasah system in order to create a common language. The texts he published by the Tercüman newspaper had a great impact among the Turkic world and Muslims. Ismail Gaspirali's Jadidism movement emerged in the Islamic world as a reflection of the "enlightenment philosophy" in the West. The Jadidism movement was initiated by different names before Gaspirali Ismail Bey. In this article, we are going to look at modern education studies of Gaspıralı Ismail Bey. The ideals that Gaspıralı İsmail Bey wanted to realize are important works that can be modeled even today.
İsmail Gaspıralı'nın Batı Medeniyeti Anlayışı ve Kendi Medeniyet Tasavvuru
Hoca Ahmet Yesevi Yılı Anısına Uluslararası Türk Dünyası Eğitim Bilimleri ve Sosyal Bilimler Kongresi, 2016
Giriş Her milletin kendine has bir modernleşme doktrini ve buna bağlı olarak gelişen metodu vardır. Batı toplumları genelde modernleşme süreçlerini ortak bir düzlem üzerinde birbirlerine paralel olarak gerçekleştirmişlerdir. Çünkü Batı dünyasını şekillendiren entelektüel köken antik Roma, Anglo-Sakson ve Germen tarihine yaslanmaktadır. Batı ve dünya tarihinin de en büyük aydınlanma hareketi olan Reform-Rönesans süreci bu toplumların hepsini birlikte etkilemiş ve yeni toplumsal düzen küçük ayrıntılar dışında bu toplumların hepsinde benzer sonuçlar doğurmuştur. Batıda bugün ulaşılan toplumsal sistemin temelleri; Aydınlanma, din devlet ilişkisinin yerli yerine oturtulması, bilimsel gelişmelerin hızla üretim sürecine sokulması, sanayileşme ve Protestan ahlakının egemen kılınması sonucu ortaya çıkmıştır. Batı bu şekilde bir modernleşme sürecinden geçerken esas konumuz olan Türk halkları arasında da çeşitli modernleşme doktrinleri 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren ortaya çıkmaya başlamıştır. İsmail Gaspıralı, başta kendi toplumunda olmak üzere bir dizi reformun gerçekleştirilmesini; Batılı eğitim kurumlarının açılmasını, Türk milleti için ortak bir dilin kullanılmasını, Rusya Türklerinin ekonomik durumunun düzelmesini ve ekonomik hayata katılmalarını, dinsel örgütlerin revize edilmesini ve Türkler arasında yardımlaşma örgütlerinin kurulmasını öngörmüştür. O dönemlerdeki Türkiye ve Rusya'daki Türkler'in durumlarına karşılaştırmalı bir bakış açısıyla bakıldığında; Türkiye'de Osmanlıcılık, İslamcılık, Batıcılık gibi çeşitli fikir akımları yarışırken; Rusya'daki Türkler arasında da, misyoner Nikolay İlminski'nin çalışmaları sonucunda, Kırgız, Tatar, Başkurt gibi boy isimlerine dayalı mahallî dil ve mikro milliyetçilik yaşanmaktaydı. Gaspıralı bu farklı iki coğrafyada yaşayan Türkler arasında paralelliğin daha doğrusu kültürel birliğin sağlanarak, özellikle Rusya'da yaşayan Türkler arasında bir ceditçilik hareketinin başlatılması ve modernleşme çalışmalarının yapılması gerektiği üzerinde önemle durarak, bütün enerjisini bu yöndeki çalışmalara sevk etmiştir.
İsmail Gaspıralı ve "Bela-yı İslam"
Edebiyat Daima, 2021
Bela-yı İslam, İsmail Gaspıralı'nın Molla Abbas Fransevî müstear ismiyle 1905 yılında Tercüman'da yayımladığı sembolik bir hikâyedir. Hikâyede İslam medeniyetini güçlü kılan özellikler ve bu özelliklerin hangi yollarla bertaraf edilebileceği alegorik bir şekilde anlatılmıştır. Öyküye göre Dört Halife döneminden Emevi ve Abbasi zamanlarına kadar İslam âlemi çok güçlüdür. Siyasi nüfuz, askerî fetih, medeni şöhret, bilim ve teknik açıdan yükseliş; halifelerde adalet, okullarda ilim ve yetenek; pazarda iyi mal, herkeste hak ve hakkaniyete riayet; zulmü kaldırmak için gayret, cehaletten ve zulümden nefret, her işte yardımlaşma vardır. Dirlik, birlik ve bilicilik köylüden halifeye kadar işlemektedir.
Gaspıralı İsmail Bey’in Düşüncesinde Hakkâniyet Kavramı
Bozok Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi -BOZİFDER-, 2017
As European civilization began to use its post-modernization power as a means of oppression against other civilizations, it was inevitable that Islamic thinkers react to it. In terms of intellectual reaction, the place of Crimean Gaspirali Ismail who stands at the crossroads of Western, Russian and Turkish modernization is especially interesting. He, being as regards his life and thought, a close follower of the developments in the West, inquired into the possibilities Islamic civilization, as opposed to European one, concerning the salvation and happiness of mankind and suggested that it shall be essentially based on the concept of equity. He is an intellectual who argued that bipolar, i.e. capitalist and socialist, world would lead mankind to a catastrophe and searched for the ways through which Islamic civilization could be reconstructed. In this work, we emphasized the concept of equity, which is central for Gaspirali as regards the formation of a global civilization that is accurate to human dignity and we tried to describe the actual significance of the concept. Keywords: Gaspirali Ismail, capitalism, socialism, European civilization, Islam and rightness
Gaspıralı İsmail Bey'in Fikir Dünyasında Ármin Vámbéry'nin Yeri
Türk Dünyası Araştırmaları, 2022
Tsarist Russia had been implementing the policy of Russification and Assimilation, cultural imperialism, in the Idil-Ural Region since the 16 th century. This policy of oppression and intimidation wore down the Turkish people in the
Bi̇r Avrupalinin Gözünden "Osmanli Nin İstanbulu" Ve Oryantali̇zm Eleşti̇ri̇si̇
Journal of International Social Research, 2020
Öz Çok eski çağlardan beri Doğu uygarlığına ilgi duyan Batı'nın, 17. ve 18. yüzyıla gelindiğinde toplumsal, siyasal, ekonomik ve bilimsel gelişmelerin de etkisiyle bu ilgisinin arttığı bilinmektedir. Batının söz konusu ilgisi kimi çevrelerce "Doğubilim", "Şarkiyatçılık" ya da "Oryantalizm" olarak adlandırılmaktadır. Buna göre Doğu ve Batı, birçok karşıtlıklar ve farklılıklar çerçevesinde değerlendirilmiş, romandan seyahatnameye, sinemdan reklâm ve tanıtım filmlerine kadar çok çeşitli ürünler aracılığıyla Doğu'ya ilişkin imgeler üretilmiştir. Söz konusu ürünlerde çoğunlukla Batı "olumlu" imgelerle temsil edilirken, Doğu ise "olumsuz" özellikleriyle yansıtılmıştır. Tarih boyunca birçok imparatorluğun merkezi olan, birçok kültürü bünyesinde barındıran İstanbul, tarihin hemen her döneminde Doğu ve Batı için siyasal, kültürel ve ekonomik yönden çok büyük önem taşımıştır. İstanbul'un söz konusu önemi yazılı ve görsel pek çok esere yansımış ve buralarda İstanbul hem Doğuya hem de Batıya ait özellikler temelinde ele alınmıştır. Batılılar tarafından ortaya konulan birçok eserde, genelde Osmanlı, özelde ise İstanbul'un oryantalist bir bakış açısıyla aktarıldığı görülmektedir. Ancak, oryantalizmin Doğuyu aktarma biçimini eleştiren eserlerde bulunmaktadır. Nitekim Doğu ve Batı arasındaki kültürel çatışmayı ve Avrupa merkezli oryantalist bakış açısını eleştiren İspanyol yazar Juan Goytisolo'nun "Osmanlı'nın İstanbulu" adlı eseri tam da bu nokta da dikkate ve incelemeye değer niteliktedir. Bu çerçevede çalışmada, çoğu batılının Osmanlı'ya ilişkin kurguladığı Doğu imgesi ve bu doğrultuda geliştirdiği oryantalist bakış açısı; söz konusu eserdeki, şu kategoriler eşliğinde karşıtlığını bulmuştur: 'Türk imgesi', 'Osmanlı yönetim yapısı', 'İstanbul ve gündelik hayatı'. Metin analiziyle çözümlenen söz konusu kategoriler aracılığıyla, Goytisolo'nun İstanbul'a ve Osmanlı'ya dair perspektifi ortaya konulmuştur.
İsmail Gaspıralı’nın Dârürrahat Müslümanları Adlı Eserindeki Endülüs Algısı Üzerine
ON THE PERCEPTION OF ANDALUSIA IN THE BOOK DARÜRRAHAT MÜSLÜMANLARI OF ISMAİL GASPİRALİ Gaspirali, who realized the need for education and cultural reform and modernization of the Turkish and Islamic communities, struggled firstly for the union and growth of Turks and then the Muslims of the world. So he tried to success it by pressing journals, newspapers and writing articles and publishing books. He set forward his own approach to education method as called newest method in Islamic education. Among his books, Darürrahat Müslümanları ( The Muslims of Andulus) is very important utopian book. He analised the reasons of the backward of the Muslims and how to devolope in this book. Finally he considered that if the Muslims do the best, they can establish a Muslim civilized society higher than western civilization. Dünya Müslümanlarının ve Türklerin birliği ve kalkınması için mücadele eden İsmail Gaspıralı, gerek basın-yayın yoluyla ve uyguladığı yeni eğitim metotlarıyla gerekse yazdığı eserlerle bu hedefine ulaşmak için büyük gayret göstermiştir. Onun mücadelesinde, telif ettiği eserleri, önemli bir yer tutmakta olup onlardan bazıları ütopya türündedir. Bunların en önemlisi de Endülüs’ü konu alan Darürrahat Müslümanları adlı eseridir. Gaspıralı, bu kitabı aracılığıyla Müslümanların geri kalmışlık sebeplerini açıklamıştır. Akabinde de gelişmek ve kalkınmak için neler yapılması gerektiğini ortaya koymuş, azimle çalıştıkları takdirde Müslümanların, Batı medeniyetini geride bırakacak medenî bir Müslüman toplum inşa edeceklerine inanmıştır.