Uluslararası İnsan Hakları Belgeleri Normları Işığında Sendika Hakkı (original) (raw)
Sendikalar, Sanayi Devrimi sonrası sayısı hızla artan fabrikalarda insan onuruna aykırı çalışma şartları ile köleliğin sözleşmeli halini andıran koşullar içerisinde çalışmak zorunda bırakılan işçilerin, işverenlerine karşı ortak hak taleplerini savunmak adına oluşturdukları oluşumlardır. Sendikalar, 19. yüzyıl boyunca Birleşik Krallık başta olmak üzere tüm Avrupa’da, işverenlere karşı grev ve toplu pazarlık silahları sayesinde bir mücadele aracı olarak kullanılmıştır. Hükümetler, sendikal faaliyetler sonucu durma noktasına gelen üretimlerin ülke ekonomisini olumsuz etkilemesi üzerine piyasayı korumak adına her ne kadar sendikacılık faaliyetlerini yasaklama yoluna gitmiş olsa da, güçlenen işçi sınıfının talepleri doğrultusunda sendikal özgürlükleri kamu hürriyetlerinin bir parçası olarak sonunda tanımak zorunda kalmıştır. Bu gelişme ile birlikte 20. yüzyıl boyunca, sendikalar artık sadece işçilerin değil, işverenlerin ve kamu çalışanlarının da haklarını savunmada güçlerini birleştirdikleri örgütler haline gelmişlerdir. Son yüzyılda ise sendikal haklar artık ekonomik bir talep olmanın yanı sıra toplu eylem hakkının önemli bir parçası olarak çalışma ilişkileri çerçevesinde yer alan ve herkes tarafından talep edilen temel bir insan hakkı haline gelmiştir. Sendikalar, 200 yıllık tarihi boyunca karakteristik özelliklerini dünya çalışma hayatındaki gelişmelere paralel olarak şekillendire dursun, sendika hakkı -ki sendikanın bir hak olarak tanınması çok daha önceleri olsa bile- unsurları ve kapsamı açısından 2. Dünya Savaşından sonra BM, ILO, AK ve AB belgelerindeki ilkeler doğrultusunda ülkelerin mevzuatlarında yer almıştır. Bu süreç içerisindeki sözleşmeler farklı zamanlarda, döneminin ihtiyaçlarına göre ilan edilmiştir. Bu açıdan, ilgili uluslararası belgeleri ayrı ayrı incelemek ve her sözleşmenin ayırt edici özelliği olarak getirdiği yeniliklere vakıf olmak, modern sendika hakkının oluşumunda geçirdiği süreçlerle ilgili etkili olan dinamikleri anlayabilmek adına elzemdir. Biz de bu doğrultuda, öncelikle sendika hakkının evrensel insan hakları belgelerindeki sosyal hak ve yükümlülükleri içerisinde düzenleniş biçimlerini inceleyeceğiz. Sonrasında ise, sendika hakkının Türk hukukuna girişini ve iç hukuku taraf olunun uluslararası sözleşmelerle uyumlaştırma girişimleri doğrultusunda Türk hukukunda yaşanan gelişmeleri açıklamaya çalışacağız. Amacımız, sendikacılığın varlık nedenini, hukuki gelişimini, hukukumuza girişini ve yürürlükteki kanunda nasıl düzenlendiğini gözler önüne sermekten ibarettir.