ŞİMDİ'den BAKARAK GEÇMİŞİ İNŞA ETME GAYRETİ: BAYKUŞ ve HAYALET (original) (raw)
Related papers
BEŞİKTAŞLI GEDAİ: ŞİİRİ VE ŞAİRLİĞİ ÜZERİNE BAZI MÜLAHAZALAR
Başlangıcı XVI. asra dayanan ve tarih sahnesinde kesintisiz süreklilik göstermek kaydı ile günümüze kadar ulaşan âşık edebiyatı ve geleneği Türk edebiyatı ve kültürünün en verimli alanlarından biridir. İçinden geçtiği her asırda asrın ruhuna ve yapısına, sosyo-kültürel yaşam döngüsüne bağlı olarak çeşitli kültür ortamlarına adapte olan gelenek XVI. asırda başlayıp, XVII. asırda oluşumunu tamamlamak sureti ile zirveyi yakalamış; günümüze kadar çeşitli tesirler altında, bazen parlayarak bazen duraklayarak varlığını devam ettirmiştir. XIX. asır âşıklık edebiyatı ise bu çerçevede geleneğin en parlak devirlerinden biridir. Bu çalışmada XIX. asır âşık edebiyatının güçlü ancak edebiyat tarihinde yeterli ilgiyi ve araştırmayı görmemiş âşıklarından Beşiktaşlı Gedâi ve şiirlerinin üzerine çeşitli tespitlerle şairin âşık edebiyatı ve geleneği içerisindeki yeri ve önemi değerlendirilecektir.
HİCRET YOLCULUĞU BAĞLAMINDA İMÂMİYYE ŞÎASI'NIN HZ. EBÛ BEKİR ALGISI
In this article the position of Abu Bakr will be discussed from the Shi'i Imamiyyah's point of view. It is also emphasized that with regard to historical and biographical sources for Sunni Muslims Abu Bakr is the most eminent companion of the Prophet Muhammad from the Meccan period until dead of the Prophet. Accordingly to that fact after the Prophet's dead Abu Bakr became the first caliph of the Muslim. But for Shi'ites including Imamıyyah Abu Bakr was not an eminent companion of the Prophet. That is why for Shi'i muslims Ali who was cousin and son-low of the Prophet should had been first caliph. In that context this article will deal with some subject-mutters why Abu Bakr has been criticizing by Shi'i Imamiyyah. One of that matter is related to the hegira journey from Mecca to Madinah. As a result, the aim of this study is to clarify the conflicts among the Shi'i Imamiyah by referring to the main sources about the history of Islam and biographical works for the life of Prophet.
16. yüzyılın iki büyük Ģairi olan Fuzûlî ve Bâkî, Ģiirlerinin mahlas beyitlerinde ele alınan hususlara bağlı olarak sanat anlayıĢları ve dünya görüĢleri ile ilgili önemli bilgiler vermektedir. Ġki Ģairin, eserlerini meydana getirirken içinde bulundukları ruh hâli Ģiirin bütününe yayılmakla birlikte daha çok mahlas beyitlerinde görüntü düzlemine çıkmaktadır. Bu bağlamda Fuzûlî, aĢk mefhumu etrafında geliĢtirdiği hayallerini ifade etmede Ģiiri araç olarak kullanan bir âĢık izlenimi verirken Bâkî en güzel Ģiiri yazma tutku ve gayesiyle aĢk olgusunu Ģiirinin malzemesi olarak kullanan bir Ģair portresi çizmektedir. Diğer bir ifadeyle Fuzûlî aĢkın Ģairi, Bâkî Ģiirin âĢıkı edasıyla Ģiir söylemektedir Bu çalıĢmada, söz konusu iki usta Ģair, Ģiirlerinin mahlas beyitlerinde en fazla üzerinde durdukları aĢk ve Ģiir mefhumları yönünden mukayeseli olarak incelenmeye çalıĢılacaktır.
ŞAMARDI (ÇAMARDI) İLÇESİ TARİHİ ÜZERİNE
Çamardı is a county of Niğde City in Central Anatolia Region. It falls into the Toros Mountain Ranges’ northern foot. Its surface area is 1204 km2 and its altitude is 1600 metres. The center of county has 1250 meters altitude. The surface feature of the county is very rough and hilly. One-third of the county is plateau. It belongs to the highest peek, Mountain Demirkazık(3756m.) of the Toros Mountain Ranges. The spring “Karapınar” from Aladağ Mountain Ranges creates Ecemiş River. The territory has also Bulduruş Pass which comes along with Ecemiş river lying on Gülek Bosporus. Bulduruş Pass links to meditterian to middle anatolian and it is the most useful way to throghout Kayseri City. This way from Çukurova to Kayseri is a geological fault. the territory has continental climate and the surface is very hilly; for this reason agriculture is limited. From bronze age to our times, another income of the territory has become mining. The county has many mineral stratum of iron, copper, lead-zinc, hydrargyrum. It is known that the oldest stannic minings of Turkey(Anatolia) were here. Both minings were around Celaller village. It is found from drillings in adits that here was used for stannic mining at First Bronze Age and Hellenistic Period. The miners set up their village doing shelters up the hill calling Göltepe nowadays which is in southern Kestel. Gülek Bozporus is the most important pass which links to Çamardı and Pozantı (in hittite language; Paduwantu) and it provides connection between firstly Clicia, Mesopotamia-Syria and Anatolia. States and empires always used this clician gates to dominate Anatolia. The reason of the value of this territory is not only mining; but also cedar trees of Toros Mountains which give economic welfare to the area. This economic welfare was mentioned in Bulgarmaden Inscription which is known to be belonged Tabal Kingdom and was written Hitit-Luvi hieroglyphics. In the inscription it is written that Princes Tarhunzas is servant of the King Warpalavas and the King let him be the controler of the Mountain Muti(gülek bosporus) Üçkapılı plateau in Çamardı County which had central role in middle ages, is known to be based the center of trading spread. Our study completes with the samples of historical and cultural values from after-middle ages.
BİR ŞİİR MECMUASINDAN HAREKETLE HAŞMET VE BÂKÎ’YE NİSPET EDİLEN ŞİİRLER
Bu çalışmanın konusu olan Mecmû‟a-i Nefîse, Ankara‟da Milli Kütüphane‟de 06 Mil Yz A 9855 numarasıyla tek nüsha olarak kayıtlıdır. Mecmû‟a-i Nefîse‟nin “Mukata‟ât Rubâ‟îyyât” bölümünde “Haşmet” başlığı altında 7 adet rubâî yer almaktadır. “Müfredât” bölümünde ise “Bâkî” başlığı altında 2 adet müfred bulunmaktadır. Bu müfredler ve rubâîler, adı geçen şairlerin basılı divan nüshalarında bulunmamaktadır. Çalışmada Mecmû‟a-i Nefîse hakkında çeşitli bilgiler verilmiş; ayrıca mecmualarının edebiyat tarihi, metin teşkili ve metin tamirine katkıları üzerinde durulmuştur. Ardından, mecmuada “Haşmet” başlığını taşıyan rubâîlerle “Bâkî” başlığını taşıyan müfredlerin transkripsiyonlu metinleri verilmiş ve adı geçen şairlerin dîvânlarının kelime kadrosu, kafiye ve redif tercihleri ile kıyaslanmıştır. Ayrıca, mecmua derleyicisinin şair seçimi ve “Müfredât” başlıklı bölümün şiir düzeni üzerine çeşitli bilgiler verilerek birtakım tespitlerde bulunulmuştur. Bu tespitler göz önünde bulundurularak adı geçen Ģiirlerin HaĢmet ve Bâkî‟ye aidiyeti üzerine tartıĢılmıĢtır.
BAYRAKLI’NIN GELİŞİMİNDE YAHYA HAYATİ PAŞA’NIN ETKİSİ
Bu çalışmada İzmir'in kalabalık nüfuslu ilçelerinden Bayraklı'nın gelişimi ele alınmıştır. 16. Yüzyıl kayıtlarında Bayraklı'nın küçük bir kır yerleşimi olduğu görülmektedir. Ancak bundan sonraki süreçte Bayraklı yerleşiminde bir büyüme ve gelişme olmamıştır. 19. Yüzyılın sonunda İzmir Körfezi'nin güney ve kuzey sahillerindeki tenha muhitler hızla gelişmeye başlamıştır. Şehrin büyümesinin sonucunda bu muhitler özellikle devlet erkanı, eşraf, yerli ve yabancı tüccarlar tarafından meskûn hale getirilmiştir. Aynı zamanda kara ve deniz ulaşımdaki gelişmeler bu yerleşimlerin büyümesini hızlandırmıştır. İzmir'in tanınmış tüccarlarından Yahya Hayati Paşa da bölgenin kaderini etkilemiştir. Buradaki mülkünde kurduğu mahalle ile yerleşim gelişmeye başlamıştır. Bölgeye içme suyu getirmiş, Hamidiye Vapur Şirketi de ulaşımı kolaylaştırmıştır. Dolayısıyla günümüzdeki Bayraklı ilçesinin büyümesindeki ilk önemli etkiyi Yahya Hayati Paşa yapmıştır.
ÇAĞDAŞ SERAMİKTE BOŞLUK İMGELEMİ
2020
İlkel toplumlardan bu yana varlığını sürdürmekte olan seramik sanatının evrensel bir dile ve üsluba sahip olduğu bilinmektedir. Farkl ı coğrafyalarda ve farklı kültürlerde şekil bulmuş seramik biçimlerde, dikkat çeken unsurlardan biri de temel tasarı m ilkelerinden boşluk'tur. Araştırma konusu olarak çok tercih edildiği görülmektedir. Sanat eserinin biçimi kadar, boşluğunun biçimi de çok değerlidir. İlk çağlarda yapılan seramik, resim ya da heykel örneklerinden de boşluk imgeleminin varlığı görülmektedir. Bu araştırmanın amacı, tarihsel süreç ile birlikte çağdaş seramikte boşluk imgeleminin araştırılmasıdır. Sanatın disiplinler arası olmasından yola çıkarak, farklı disiplinlerden örneklerle desteklenecektir. Araştırma yazılı ve görsel kaynak taramalarından elde edilen veriler ışığında sanatsal açıdan değerlendirme sunmaktadır.
2020
Hakîkat-i Muhammediyye anlayışı ilk dönemlerden itibaren neredeyse bütün tasavvuf mekteplerine ve mutasavvıflara tesir etmiştir. İbnü’l-Arabî ile kemal noktasına ulaşan bu tasavvuf anlayışı sonraki dönem müellifleri tarafından bazen varlık ve âlemle, bazen de insanla alakası bakımından izah edilmeye gayret edilmiştir. Şeyh Hakîkî’nin en eski Bayramî-Melâmî metinlerinden birisi olan İrşâdnâme’si de hakîkat-i Muhammediyye meselesini daha çok insan-ı kâmil, mürşid-i ekmel ve kutup anlayışı çerçevesinde ele almaktadır.