Türkiye'nin Enerji Görünümü (original) (raw)

Dünyanın Enerji Görünümü

Ülkelerin kalkınma, refah ve gelişmelerini sağlamada birincil derecede önemli olan enerji, son dönemde uluslararası sistemde en stratejik araçlardan biri haline gelmiştir. Enerji politikaları kısa vadede enerji kaynaklarının uluslararası pazarlara güvenli biçimde ulaşmasını, arz ve fiyatlama gibi konuları ele alırken, uzun vadede ise kalkınma planlamalarını ve politikalarını içermektedir. Önümüzdeki birkaç on yıl için petrol ve doğalgaz arzında rezervler açısından bir sorun olmasa da yeni rezervlerin aranması, üretilmesi, tüketiciye ulaştırılması gibi konular, uluslararası ilişkileri etkileyen temel problem alanları olmaya devam edecek görünmektedir. Enerji kaynaklarına sahip olmak, enerji üretebilmek ve elde edilen enerjiyi pazara ulaştıracak taşıma yollarını kontrol altında tutmak, günümüzde devletlerin dış politika yapımında ağırlık verdikleri konular arasındandır. Enerji güvenliği, ulusal ve küresel boyutta, devletlerin önümüzdeki dönemlerde de dış politikalarına yön veren temel konulardan biri olmayı sürdürecektir. Birincil enerji üretiminde en büyük paya sahip olan kaynaklar sırasıyla petrol, kömür ve doğalgazdır. Dünya üzerinde tüketilen enerji kaynaklarının dağılımına bakıldığında, tüketimin 2/3’ten fazlasının kömür, petrol, doğalgaz gibi tükenir özellikteki hidrokarbon kaynaklarından elde edildiği görülmektedir. Günümüzde enerji üretiminde en büyük pay %87’lik oranla fosil yakıtlardan yani toprağın altında bulunan kaynaklardan sağlanırken, geriye kalan %13’lük pay ise, nükleer enerji ve yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanmaktadır.

Türkiye'nin Enerjide Gelecek Vizyonu

Türkiye'nin Enerjide Gelecek Vizyonu, 2019

- 2020’ye girerken Türkiye’nin enerji profili nasıl şekillenmektedir? - Yeni döneme dair enerji alanında hangi başlıklar öne çıkmaktadır? - Enerji alanında gerçekleştirilmesi planlanan hedefler nelerdir?

Türkiye'nin Enerji Stratejisi

Son on y ıl içerisinde, dünyada doğal gaz ve elektrik talebinin Çin'den sonra en fazla arttığı ikinci ülke konumunda bulunan Türkiye'nin önümüzdeki dönemde de ekonom ik ve sosy al gelişme hedefleri ile tutarlı olarak, enerji talebi artışı bakımından dünyanın en dinam ik enerji ekonomilerinden biri olmaya devam etmesi beklenm ektedir Hızla artan enerji talebi neticesinde Türkiye'nin başta petrol ve doğal gaz olmak üzere enerji ithalatına bağımlılığı artmaktadır. Ülkemizin halihazırda toplam enerji talebinin yaklaşık %26'sı y erli kaynaklardan karşılanmaktayken, kalan bölümü çeşitlilik arzeden ithal kaynaklardan karşılanmaktadır.

Türkiye'nin Enerji Geleceği

Tubav Bilim Dergisi, 2008

Enerji, kısaca iş yapabilme kabiliyeti olarak tanımlanır. Endüstriyel anlamda ise enerji üretim anlamına gelir. Ekonomik faaliyetlerin temel girdisi olan elektrik enerjisinin kullanım alanının artması, elektrik enerjisine olan talebi de arttırmaktadır. Günümüzde, elektrik enerjisi toplumsal refahın ve sürdürülebilir kalkınmanın en önemli unsurlarından biri olarak kabul edilir. Elektrik enerjisi istendiği anda, talep edilen miktarda, kaliteli, ekonomik, güvenilir, sürekli, çevre dostu ve ucuz olmalıdır. Bu çalışmada Dünyada ve Türkiye'deki mevcut enerji kaynakları ve bu kaynakların elektrik enerjisi üretimindeki payları incelenmiştir. Türkiye'nin uygulayacağı enerji politikalarına yön vermesi açısından öneriler sunulmuştur.

Dünyada ve Türkiye’de Enerji Görünümünün Genel Değerlendirilmesi

2018

Bu calismada, enerji kaynaklarinin Dunya ve Turkiye icin degerlendirilmesi incelenmistir. Bu enerji kaynaklarinin kuresel rezerv miktarlari ve buna bagli olarak kalan omurleri, uretim ve tuketim degerlerleri belirtilmis olup, bu kaynaklardan elde edilen enerjinin uretim oranlari ile tuketim oranlari hakkinda karsilastirilmalar yapilarak, kurulu guc miktarlari hakkinda bilgi verilmistir. Kuresel olarak nufus miktarlari belirtilmis olup, belirli dunya ulkeleri arasinda elektrik tuketimi, CO2 emisyonu, kisi basina enerji tuketimi ve kisi basina dusen elektrik enerjisi tuketimi hakkinda sayisal verilerle desteklenerek analiz edilmistir. Buna ek olarak Dunya geneli ve ulkeler arasinda, yenilenemez (komur, dogalgaz, uranyum toryum, petrol) yenilenebilir enerji kaynaklari (biyokutle enerjisi, ruzgar enerjisi, hidrolik enerji, gunes enerjisi, jeotermal enerji) bakimindan karsilastirmalar yapilmistir.

Nükleer Enerji Ülke Perspektifi: Türkiye

Nükleer Enerjinin Sonu mu? Fukuşima’dan Sonra Alternatif Enerji Politikalarına Uluslararası Bir Bakış, Editörler: Nina Netzer and Jochen Steinhilber, 2012

Friedrich-Ebert-Stiftung (FES) 1925'ten bu yana sosyal demokrasi ilkelerine bağlı kalarak Almanya'da ve Almanya dışındaki ülkelerde yürüttüğü siyaset, eğitim ve danışmanlık alanlarındaki çalışmalarıyla demokrasiyi ve kalkınmayı dünya çapında teşvik etmeyi, barışa ve güvenliğe katkıda bulunmayı, küreselleşmeyi dayanışma içerisinde şekillendirmeyi, Avrupa Birliği'nin genişlemesini ve kökleşmesini desteklemeyi amaçlamaktadır. FES, Türkiye'deki temsilciliği aracılığıyla yirmi yıldan uzun süredir Türkiye ve Almanya'da kendilerini toplumsal bir amaca adamış bireylerin ve sivil toplum kuruluşlarının diyaloğunu ve işbirliğini teşvik etmektedir.

Türkiye İçin Enerji ve Kalkınmada Perspektifler

AKSARAY ÜNİVERSİTESİ İİBF DERGİSİ, 2014

Öz Bu çalışmada, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler için sürdürülebilir kalkınma açısından enerji sektörünün önemi üzerinde durulmuştur. Çalışma, gelişmekte olan ülkelerle gelişmiş ülkeler arasında enerji ekonomisine ilişkin karşılaştırmalı istatistiksel örneklerle AB sürecindeki Türkiye'nin mevcut sürdürülebilir enerji politikalarının ve kalkınma perspektifinin bir analizini yapmaktadır. Anahtar Kelimeler Sürdürülebilir Kalkınma; Enerji; Enerji Ekonomisi İnsanoğlu yaşamını kolaylaştırmak ve devam ettirmek için enerjiyihayatın her alanında kullanmıştır. Her bilim alanı enerji tanımını kendine göre yapsa da enerji; "Her hangi bir hareketi (aksiyonu) yapan ya da yapmaya hazır olan kabiliyete" verilen genel bir addır. Kısaca enerji, "iş yapma yeteneği" olarak da tanımlanabilir (NükTe,2007:1). Sınırsız insan ihtiyaçlarının karşılanması için kaynak yaratmadaki çözüm sürecinde enerji büyük rol oynamaktadır. Bu amaçla enerji, çok değişik miktar ve yöntemlerle her an üretilmekte ve tüketilmektedir; Üretimde girdi olarak, tüketimde ise bir maliyet unsuru olarak yer alır. Bu yönüyle ekonomide bir değer haline gelen enerji ülkelerin gelişmişlik düzeyinin göstergesi ve kalkınmayı doğrudan etkileyen bir faktör olarak kabul edilmektedir. Büyüme ve kalkınma her ne kadar eş anlamda düşünülse de, büyüme her zaman kalkınma anlamına gelmez. Çünkü büyüme sadece ekonomik verilerde artış gösterdiği için oluşsa da, kalkınma sosyal refah, ülkenin potansiyelini genişleten yapısal, kurumsal ve niteleyici değişimleri de ifade etmektedir (Gönel, 2010: 10). Bu bağlamda günümüzde kalkınmanın ve refahın eriştiği derecenin ölçütlerinin en önemlilerinden biri de a Funda Râna ADAÇAY, Doç.Dr., Anadolu Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İktisat Bölümü, frozbey@anadolu.edu.tr toplumların kişi başına ürettiği ve tükettiği enerji miktarıdır. Özellikle gelişmekte olan ülkelerin gelişmiş ülkeler seviyesine ulaşmak, gelişmiş ülkelerin ise gelişimleri sürdürülebilir kılmak için enerji ihtiyaçları doğmaktadır. Enerji fiyatlarındaki dalgalanmaların kırılgan birçok ekonomiyi nasıl etkilediği, dolayısıyla enflasyon, işsizlik ve durgunluk gibi çeşitli ekonomik sorunların doğduğu sıklıkla görülmektedir. Ayrıca başka bir açıdan, çevre sorunlarının başında enerji kullanıma bağlı olarak doğan sera etkisi, küresel ısınma ve iklim değişikliği gelmektedir. Enerji kaynaklarının sınırlı oluşu, ülkelerienerjide dışa bağımlılıklarını azaltmaya veya tamamen ortadan kaldırmaya yönlendirmektedir. Tüm bu amaçlara ulaşmak ve sorunları çözmek "sürdürülebilir enerji politikaları" ile mümkün olabilmektedir. Tartışma: Bu çalışmanın amacı, enerji ve sürdürülebilir büyüme ilişkisi çerçevesinde AB tam üyelik sürecindeki Türkiye'nin enerji stratejilerinin karşılaştırmalı analizinin yapılmasıdır.

TÜRKİYE'NİN ENERJİ GÖRÜNÜMÜ VE ARALANAN FIRSAT PENCERELERİ

Global Political Trends Center, 2020

Dünyada genelinde olduğu gibi, Türkiye de ağırlıklı olarak enerji ihtiyacını fosil kaynaklardan karşılamaktadır. Komşularının aksine, Türkiye fosil kaynaklar konusunda enerji fakiri bir ülke olarak net ithalatçı durumundadır. Petrolün %93'ünü, doğal gazın %98'ini ithalat yoluyla temin eden Türkiye enerji talebini genel itibariyle kömür ve petrolden karşılamaktadır. 1986 yılında Ankara ve Moskova arasında 25 yıllığına yapılan doğal gaz alım anlaşması akabinde kömür ve petrolden sonra doğal gaz da enerji kaynakları arasındaki yerini almış oldu. Soğuk Savaş sonrası "Demir Perde"nin ortadan kalkmasıyla Hazar bölgesinde bulunan zengin hidrokarbon yakıtlarının dünya piyasalarına ulaştırılması gündeme gelirken Rusya'nın da bölge üzerindeki nüfuzunun kırılması amaçlanmıştır. Bu bağlamda kaynak ülke olarak Azerbaycan ön plana çıkarken Türkiye de jeopolitik konumunu kullanarak bu kaynakların dünya piyasalarına ulaştırılmasında etkin rol oynamak istemiştir. 1990’larda Türkiye’nin Doğu ile Batı arasında bir köprü olarak öne çıkartılması dış politikadan enerji politikalarına kadar resmi anlamda kabul görmüş, zaman içinde Türkiye’nin enerji politikası köprü rolünden koridora (transit) oradan da günümüzde enerji merkezi (hub) olma hedefine doğru bir seyir izlemiştir. Son beş senede Türkiye’nin enerji politikalarında radikal değişim ve dönüşümlere sebep olan kırılmalar yanında fırsat imkanları da ortaya çıkmıştır.

Türkiye Elektrik Enerjisi Görünümü ve Yenilenebilir Enerjinin Global Ölçekte Mevcut Konumu

EMO Bilimsel Dergi, 2021

Dünyada artan sanayileşme ve şehirleşme sonucunda enerjiye duyulan ihtiyaç da artmaktadır ve enerji kaynaklarının az olması ülkeleri alternatif enerji kaynaklarını araştırmaya yönlendirmiştir. Türkiye'de elektrik tüketimi ile elektrik üretiminde 1960-2019 yılları itibariyle artış meydana gelmiş ve aynı zamanda ekonomik ve teknolojik gelişmişlik seviyesinde de