H. S. Tabakoğlu, Deryadaki Ateş: Barbaros Hayreddin, İstanbul, Erdem Yayınları, 2018. (original) (raw)

Barbaros Hayreddin, Mağrip kıyılarındaki korsanlık günlerinden itibaren Akdeniz’de gösterdiği başarılarla dikkatleri üzerine çekti. Farklı milletlerden birçok denizci Cezayir’e gelerek ona katıldı ve böylece Barbaros’un emri altında neredeyse küçük bir donanma meydana geldi. Barbaros Hayreddin Paşa’nın belki de en büyük özelliği ağabeyi Oruç Reis’le birlikte Kuzey Afrika’ya yönelik siyasi bir vizyona sahip olmalarıydı. Barbaros kardeşler daha Mağrip kıyılarına geldikleri ilk dönemlerden itibaren sadece korsan akınları ve yağma ile meşgul olmayıp, aynı zamanda kendi çaba ve zekalarıyla Cezayir’de bir devlet meydana getirerek İspanyollara karşı gaza ve cihatla uğraştılar. Osmanlı İmparatorluğu’nun Batı Akdeniz ve Kuzey Afrika siyasetini de çok büyük ölçüde Barbaros Hayreddin Paşa’nın bu siyasi vizyonu şekillendirmiştir.

Sign up for access to the world's latest research.

checkGet notified about relevant papers

checkSave papers to use in your research

checkJoin the discussion with peers

checkTrack your impact

Mevlüt Kaya, "HARŞİT'İN BAĞRINDAKİ ATEŞ: TİREBOLU YANGINLARI", Harşit Vadisi (Tarih-Coğrafya-Kültür), Ed. Mehmet Özmenli-Mehmet Fatsa, DOKAP Bölge İdaresi Başkanlığı yay., İstanbul 2017, ss. 214-234.

araştırmada Harşit havzasının önemli bir parçası olan Tirebolu ve çevresinin, genel savaş döneminde maruz kaldığı yangınlar incelenerek Harşit’in yakın tarihine “yangın” perspektifinden bakılacaktır. Rusya’daki Bolşevik İhtilalı’nın ardından, 1918 Şubat’ına kadar Tirebolu-Harşit boylarındaki işgallerini sürdüren Ruslar, geri çekilerek yöreyi terk etmeye başladılar. İşgal sürecinde Tirebolu-Harşit bölümünde büyük kargaşalar yaşandı. Etnik ayrışmanın zirvede olduğu bu dönemde, Tirebolu ateşler içinde kaldı. 1916’da Tirebolu’ya bağlı olan Espiye köyü, 1917 ve 1918’de Tirebolu merkezinde yaşanan yangınlar, yöre tarihinde yeni bir sayfa açtı. Tirebolu yangınları, gerçekleştiği dönem itibarıyla Anadolu’nun çoğu yerinde çıkmış yangınlardan farklı bir zemine sahip değildi. Ancak Tirebolu yangınlarının gerçekleşme tarzı ve faillerine yönelik bir sıradışılıktan söz etmek mümkündür...

B. Duman- A. D. Duman, "Tripolis'ten Bronz Bir Kantar", Höyük 9, 137- 154, 2022.

Antik Dönem'de Lydia olarak bilinen bölgede yer alan Tripolis'te, 2016 yılı kazı sezonunda Kutsal Alan'ın kuzeyinde yapılan çalışmalarda, hareketli kantar ağırlığının üst yarısı ile kuvvet koluna bağlantısını sağlayan zinciri dışında eksiksiz ve sağlam bronz bir kantar bulunmuştur. Kantar kolu üç farklı ölçü skalasına sahip kuvvet kolu ve üç askı kancalı yük kolundan oluşmaktadır. Kuvvet kolu üzerinde hareketli ağırlık ve yük kolunun uç boğazına yerleştirilen yük aksamı kantarın sabit olmayan bölümlerini oluşturmaktadır. Üç farklı ölçü skalanın üzerinde belli aralıklarla yerleştirilmiş harf, sembol ve birimler sayıları temsil etmektedir. Tripolis kantarı, üretim ve yayılım alanı değerlendirildiğinde Akdeniz Havzası gibi geniş bir alanı kapsayan, Konstantinopolis tipi buluntu grubuna dâhil edilebilir. Tripolis kantarı yük kolu üzerinde yer alan "Ioannes" yazıtı detaylı incelendiğinde, kentte piskoposluk yapmış aynı isimli kişiyi işaret etmektedir. Yazıtta yer alan ismin katıldığı konsil tarihleri değerlendirildiğinde, kantarın MS 5. yüzyıldan dan sonra üretilmiş olamayacağı ileri sürülebilir. Bronz kantar üzerindeki semboller kentin, Geç Antik Çağ'da ticari faaliyetlerini yansıtmasının yanı sıra, dini ve sosyal yaşamı ile ilgili önemli bilgiler veren buluntular arasındadır.

İskenderoğlu, Muammer. “Ömer Faruk Erdem. Bir Müslüman Deizm ve Ateizm’e Nasıl Bakmalı?”. Kitap Değerlendirmesi Nasıl Yazılır?. Ankara: Oku Okut Yayınları, 2023, 59-64.

İslam dünyası dediğimiz dünyanın ilimde, siyasette, ekonomik gelişmişlikte ve ahlakta dünyanın diğer bölgeleri ile kıyaslandığında dünyaya iyi bir örnek olabileceğini söyleyemiyoruz. Bu durum bu bölgede özellikle İslamcı iddialarla yönetilen devletler dikkate alındığında daha da açıktır. İslam adına yönetenlerin her alandaki icraatları, bu ülkelerdeki halkları İslam’dan uzaklaştırma işlevi görüyor. İktidarın elinde ilmi olmayan, ekonomik olmayan, ahlaki olmayan icraatları meşrulaştırma ve halkı uysallaştırıp uyutma işlevi gören dinin, zamanla halk nazarında kutsallığını yitirmesi ve halkın böyle bir dinden uzaklaşması gayet doğaldır ve tarihte bunun birçok örneği vardır. Bu bağlamda toplumun, özellikle gençlerinin deizme kaydığı iddiası ve bu sözde kötü gidişattan gençlerin nasıl kurtarılması gerektiği etrafında son dönemlerle niteliği sorunlu, niceliksel bir yayın artışı olduğu söylenebilir. Bu yazımda bu tür yayınlardan biri ile ilgili değerlendirmelerimi sunacağım.

Makale: "Zerdüştilik ve İşrakîlikte Ateş Felsefesi"

e-Şarkiyat İlmi Araştırmaları Dergisi/Journal of Oriental Scientific Research, 2022

Bu çalışmada, kadim İran dinlerinin omurgası olarak kabul edilen Zerdüştîlik ve İslam düşüncesinin felsefi-mistik okulu olan İşrâkîlikte merkezi bir ehemmiyete sahip olan ateş felsefesi ele alınmıştır. Konu somut olarak görülen ateş, ateşin yaydığı ışık ve ısı ile ateşin arketipi veya metafizik boyutu olan nur üzerinden ele alınmıştır. Genel olarak fiziki ve metafizik düşünce mekanizmasını nar ve nur üzerine kuran Zerdüştîlik ve İşrâkîlikte ateş fenomeni konusu, her iki düşüncenin ana kaynakları ve bu iki alanda çalışmış araştırmacıların eserlerine dayanarak hazırlanmıştır. Çalışmada din fenomenolojisi yöntemi tercih edilmiş ve her iki düşünce sisteminde ateş fenomeninin sahip olduğu anlam dünyasına ve arkaplanındaki felsefesine ulaşarak özgün bir şekilde yorumlanmaya çaba gösterilmiştir. Çalışmanın amacı “ebedi hikmetin zamanlar üstü evrensel ayak izini ateş fenomeni üzerinden takip etmek suretiyle din ve düşüncelerdeki ortak hakikat birliğine yeniden dikkat çekmek” olarak belirlenmiştir. Çalışmada öncelikle dinler ve dinlerde ateş fenomeni kısaca ele alınmış, ardından kronolojik olarak öncelikle Zerdüştîllikte ve ardından İşrâkîlikte ateş fenomeni ayrı ayrı incelenmiştir. Yapılan araştırmanın sonucunda, neredeyse bütün zamanlarda ve coğrafyalarda ateşin yüceltilmiş ve kutsanmış olduğu görülmüştür. Özellikle kadim Hinduirani geleneklerden Zerdüştîlik ile İslam-i İrani geleneklerinden İşrâkîlikte ateşin oldukça merkezi bir öneme sahip olduğu, her iki düşünce sisteminde de ateşin dini, felsefi ve mistik bir boyuta sahip olduğu, kısacası her iki düşüncenin öğretilerinin bir nar ve nur felsefesi üzerine kurulu olduğu sonucuna varılmıştır.

Loading...

Loading Preview

Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.

Bülbül, A. 2021, “Eleştiri: Ergün Karaca, M.Ö. 1. Binde Doğu Trakya, Homer Kitabevi, 2019, 422 sayfa. ISBN: 978-9944-483-84-1”, Libri VII, 195-202.

Bülbül, A. 2021, “Eleştiri: Ergün Karaca, M.Ö. 1. Binde Doğu Trakya, Homer Kitabevi, 2019, 422 sayfa. ISBN: 978-9944-483-84-1”, Libri VII, 195-202., 2021