Mâturîdî’de Sabır, Şükür ve Hikmet İlişkisi (original) (raw)

MÂTÜRÎDΑDE SABIR, ŞÜKÜR ve HİKMET İLİŞKİSİ/ Relationship Among Patience, Gratitude and Wisdom According to Maturidi

Mütefekkir- Aksaray Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Dergisi, 2015

ÖZET: Sabır, başa gelen sıkıntı ve belâlar karşısında, metanet gösterip olumsuzlukları olumlu kılma, şükür ise Allah’tan veya insanlardan gelen nimet ve iyiliklerden dolayı duyulan minnettarlığını söz ve ifade ile göstermektir. Ehl-i Sünnet âlimlerinden Ebû Mansûr el-Mâturîdî (ö. 333/944)’de şükür ve sabır kavramları aralarında nüans farklılıkları olmakla beraber birbirine yakın bir anlamda kullanılmışlardır. Belâ ve musibetleri kabul etmeye sabır, nimetleri kabul etmeye ise şükür denir. Yüce Allah, Hazreti Adem’i ağaca yaklaşmamakla imtihan ettiği gibi, evlatlarını da her hal ve durumda sabır ve şükürle imtihan etmektedir. Bu imtihan da kulun belâ ve musibetlere karşı sabretmesi, nimetleri kabul etmeye ise şükür etmesiyle gerçekleşir. Çünkü hikmet dünyasında kişinin başına gelen her şey gizli bir sebep ve hikmetin gereğidir. Böylece Mâturîdî, sabır ve şükür konusundaki hikmet bakış açılarıyla kendinden sonraki bilginleri etkilemiştir. Bu çalışmada Mâturîdî’nin sabır ve şükür kavramları hakkında görüşleri değerlendirilecektir. Anahtar Kelimeler: Mâturîdî, Sabır, Şükür, Hikmet, İmtihan PATIENCE, GRATITUDE RELATIONSHIP AND WISDOM IN MATURIDI ABSTRACT: Patience in the face of hardship and trouble from the beginning, showing negative positive override fortitude, gratitude is the gratitude for the blessings and goodness heard from God or man to show with words and phrases. Ahl al-Sunnah scholars of Abu Mansur al-Maturidite (ö. 333 / 944) are also used in the sense of gratitude and patience concept close to each other although the difference between nuance. And patience to accept the evil scourge, is called to accept the blessings God. God, as prophet Adam did try to approach the tree, sons in every state and situation to test the patience and thank goodness. The patient in this trial against the servant of trouble and tribulation, and to accept to thank the blessing takes place. Because the wisdom of the hidden world of people need a reason and wisdom is the beginning of everything. So Maturidite influenced the next scholars with patience and self-angle view on the wisdom God. This study will assess the views on Maturidi patience and thank goodness. Keywords: Maturidy, Patience, Gratitude, Wisdom, Examinations

Abbasî Şairi Buhtürî’nin Şiirlerinde Hikmet

Kafkas Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, 2025

Abbasi döneminde Arap edebiyatında şiir türünün en parlak eserlerinin verildiği süreçte öne çıkan şairlerden biri olan Buhtürî'nin oldukça geniş kapsamlı divanında dikkate değer sayıda hikmet şiirleri yer almaktadır. Ancak, edebiyat eleştirmenlerinin tespitlerine göre Buhtürî, Ebû Temmâm ve Mütenebbî gibi hikmet şiirleriyle tanınan bir şair olarak anılmamaktadır. Bu makalede, şairin akademik çevrelerin dikkatinden kaçmış olan bu hikemî yönü incelenmiştir. Şairin hikmet formundaki şiirleri anlam, edebi sanatlar ve üslup açısından değerlendirilmiştir. Yöntem olarak doküman analizi esas alınmıştır. Şairin hikmet şiirlerinin sayısı yüzleri bulmasına rağmen, bu konudaki tek makale seviyesindeki çalışmanın yalnızca 10 beyitle sınırlı kalması ve edebi eleştiri amacı taşımaması, konunun daha kapsamlı bir incelemeye tabi tutulması gerekliliğini ortaya koymuştur. Bu yönüyle çalışma, kapsam ve yöntem açısından özgün bir nitelik taşımaktadır. Çalışmada elde edilen bulgular şu şekilde özetlenebilir: Buhtürî’nin şiirlerinin hikmet beyitleri içermediği yönündeki genel kanı isabetli değildir. Şairin hikmet beyitlerinde derin felsefi çıkarımlar yapmadığı, ancak bu beyitlerde teşbih ve istiare gibi edebi sanatları kullanmada, Ebû Temmâm ve Mütenebbî seviyesinde olmasa da, yetkin olduğu görülmüştür.

Kur’an’da Îmânî Ve Ahlâkî Bir Tavır Olarak Sabır

Bu çalışma, Kur’an’ın temel ahlâkî ilkelerinden biri olan “sabır” konusuna kelamî bir yaklaşım sergilenmektedir. Kur’an’da “sabır” ile ilgili ibarelerin geçtiği âyetler yüzden fazladır. İnsanî bir nitelik olmakla birlikte dinî bir değer içeren sabır kavramı, böylece dünyevî ve uhrevî bir özelliğe sahiptir. Birçok anlamı bulunan terimin, “iyiliği emretme, kötülüğü yasaklama” yanında menfî olaylar karşısında, dilini ve kalbini olumsuz tepkiden uzak tutmak şeklindeki manasıyla, imanî boyutun göstergesi olmaktadır. Bu nedenle sabır, imanın güçlülüğünün (tahkiki iman) dünyadaki bir yansımasıdır

Mâtürîdî’De Âyetleri̇ Tevi̇lde Ki̇naye Unsuru

2019

Islamic scholars have made great efforts to understand the verses of the Qur’an. This has led them to resort to more than one method such as rational, narrational, lin- guistic and rhetorical. One of these scholars is Abu Mansur al-Maturidi, who is one of the most important defenders of the Ahl al-Sunnah. In this study, the way Maturidi used sarcasm in the interpretation of the verses in his Ta’wilat al-Qur’an is analyzed. In this context, after briefly giving information about his life and his direction of creed and Ta’wilat al-Qur’an, Mâturidi’s interpretations are discussed in a broad framework such as the purpose of using sarcasm, its frequency of use, and pla- ces of use. Particularly, the use of sarcasm in the verses where time, space, or bodily elements, which pave the way for the emergence of a lot of scrutiny in the matter of creed, are examined. In addition, according to the Ahl al-Sun- nah views, the contribution of Maturidi in the context of exalting Allah from body,...

[MAKALE/ARTICLE] Mâturîdîler’de İlahî Fiillerin Ta’lîli

e-Şarkiyat İlmi Araştırmalar Dergisi, 2018

İlahî fiillerin varlıkla olan ilişkisini gaye bakımından konu edinen kelamcılar, birçok aklî ve naklî delile dayanarak varlığa ilişen bu fiillerin birçok hikmet ve maslahatı amaçladığını söylemektedirler. Kelamcılar buradan hareketle ilahî fiillerin insana dönük birçok maslahatı barındırdığını ittifakla kabul etmektedirler. Ancak onlar bu maslahatların bilinme yolunun akıl mı vahiy mi olduğu konusunda ihtilaf etmişlerdir. Mâtürîdîler hüsün-kubuh adıyla bilinen bu meselede orta bir yol izlemişlerdir. Kelamcılar kulların maslahatını amaçlayan ilahî fiillerin varlıksal niteliği hakkında farklı düşünmüşlerdir. Mu‘tezile bu tür ilahî fiilleri aklî açıdan vâcib görürken, Eş‘arîler bu fiilleri mümkün kategorisine dâhil etmektedirler. Mâtürîdîler ise anılan ilahî fiilleri ontolojik bakımdan mümkün görmekle birlikte, bu fiillerin insana dönük maslahatları barındırmasını ilahî hikmet gereği/tafeddülen vâcib görmektedirler. Mâtürîdîler ilahî fiillerin kullara dönük maslahatlarla muallel olduğu görüşünü temelde Yüce Yaratıcı’nın hikmet sıfatına dayandırmaktadırlar. Mâtürîdîler ilahî hikmet kavramına farklı bir anlam yüklemiş ve dolayısıyla Eş‘arî ve Mu‘tezilî kelamcılardan farklı bir ta‘lîl anlayışını benimsemişlerdir. Mâtürîdî mütekellimler benimsedikleri ta‘lîl anlayışını ispat sadedinde birçok naklî ve aklî argümana başvurmuşlardır.

Mâtürîdî’ye Göre Allah’ın Varlığını Aklen Bilmenin İmkânı

2019

Allah'in varligini aklen bilmenin imkâni meselesi tarih boyunca felsefi ve teolojik tartismalarin en onemli konularindan birisi olmustur. Bu mesele Ebu Hanife geleneginin en guclu simasi ve Ehl-i Sunnet kelâminin kurulusunda en buyuk paya sahip olan Ebu Mansur Muhammed b. Muhammed b. Mahmud el-Mâturidi (o. 333/944) tarafindan da ele alinmistir. "Esyanin gercekligi vardir" seklindeki ilkeyi dusunce sisteminin temeline yerlestiren Mâturidi, “kadim-hâdis varlik” (Allah-âlem) ayrimina dayanmis ve “hâdis âlemin” yaraticisi olan Allah’a (kadime) delâlet ettiginden bahsetmistir. Bu delâletin iki farkli alani ontolojik olarak esitleme anlamina gelmediginden soz eden Mâturidi, hudusa delâlet eden ozellikleri Allah'tan olumsuzlamistir. O, "istidlâl bi's-sâhid ale'l-gâib" yontemini kullanmis, metafizik bilginin imkâninin aklin istidlâlinden gectigini belirterek sahitteki bir hukum sebebiyle sâhid ile gâib arasinda iliski kurulabilecegini dusunmustur. Nesnele...

MÂTÜRÎDÎ'DE AKIL VE YARATILIŞ HİKMETİ/ Wisdom of the Creation and Mind According to Maturidi

Necmettin Erbakan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 40, 2015, s. 139-158., 2015

ÖZ: Ebû Mansûr el-Mâtürîdî (v.333/944), Türk ve İslâm dünyasının yetiştirdiği ender düşünürlerden biridir. Ona göre âlemde yaratılan her bir şeyin hikmeti vardır ve hiçbir şey boşu boşuna yaratılmamıştır. Hikmetleri idrâk ile yaratıcıya îmân etmek akıl sahibi her insanın kulluk görevidir. Akıl, madde ve mânâ âlemlerini idrâk için hikmetle yaratılan insana verilmiş bir kuvvedir. Yani hikmetleri idrak için insana akıl verilmiştir. Mâtürîdî, Kelâm, Tefsir, Fıkıh gibi konularda Kur’ân bütünlüğünü merkeze alan akla gerekli değeri veren akılcı, rasyonel ve dengeli yorumlarıyla tarihi süreç içerisinde gelişen Ehl-i Sünnet çizgisinin oluşumuna büyük katkılar sağlamıştır. Maturidi, hikmet metoduyla aklın yaratılışını açıklaması kendinden sonraki âlimleri etkilemiştir. Bu makale de Maturidi’nin aklın yaratılış hikmetlerine dair görüşleri incelenip değerlendirilecektir. Anahtar Kelimeler: Mâtürîdi, Hikmet, İnsan, Akıl, Yaratılış WISDOM OF THE CREATION AND MIND ACCORDING TO MATURIDI ABSTRACT: Abu Mansur al-Maturidi (died.333/944), is one of those rare thinkers trained in the Turkish and Islamic world. According to him, worlds are created and nothing is created in vain and has everything has a wisdom. Worshipping to the Omniscient Creator is the duty of every human by conceiving wisdom. Mind, matter and force given to man created for sections perceived wisdom realm of meaning. That is the human mind to comprehend given wisdom. Maturidi made great contributions to formation of the school of Ahl al-Sunnah by giving significant interpretations to in the area of Kalam, Tafsir, Fiqh by focusing on the teachings of the Qur'an. Maturidi has influenced the successors in terms of his explanations about the creation of the mind by wisdom. This article examine Maturidi’s views on the creation of his mind through wisdom. Keywords: Maturidi, Wisdom, Human, Mind, Creation

İYİLİK VE SONSUZLUK: MÂTÜRÎDÎ VE DEBÛSÎ'NİN METAFİZİĞİNDE ÖLÜM VE HAYATIN ANLAMI

Bu makale, Hanefî düşünce geleneğinin iki önemli isminin, İmam Mâtürîdî ve Ebû Zeyd Debûsî'nin genel din doktrini açısından ölüm ve hayatın anlamı hakkındaki görüşlerini analiz etmeyi amaçlamaktadır. Birinci bölümde, Mâtürîdî ve Debûsî'nin delile dayalı din anlayışının genel çerçevesi çizilmektedir. İkinci bölümde, Mâtürîdî'nin ölüm ve hayatın anlamı hakkındaki görüşleri ele alınmaktadır. Üçüncü bölümde, ilahi emir ile varlık, ilahi nehiy ile yokluk arasında dikkat çekici bir bağlantı kuran Ebû Zeyd Debûsî'nin ölüm ve hayatın anlamı hakkındaki görüşleri ele alınmakta, son bölümde ise genel bir değerlendirme yapılmaktadır. Mâtürîdî din olgusunun bizatihi kendisini ve dinin unsurlarını tartışmaya açarak çağdaş anlamda din felsefesi yapmanın oldukça özgün ve sistematik bir örneğini ortaya koymuştur. Mâtürîdî, dine ilişkin tikel, spesifik konuları tartışırken, sorunları evrensel, teorik bir temele oturtmayı, bütüncül bir metafizik bir anlayış ortaya koymayı amaçlar. Klasik Batı müziğinde barok türü eserlerde senfoni boyunca tekrar eden ana notalar olduğu gibi, Mâtürîdî'nin metafiziğinde de bütün tikel tartışmaları dikey olarak kesen tümel ilkeler mevcuttur. Mâtürîdî metafiziğinin temel ilkesi şu düşünceye dayanır: Tanrı hakîm bir varlıktır, abes hiçbir fiilde bulunmaz. Buna göre, bir şeyi bozmak için yapmak abestir; Tanrı insanı yok olması için yaratmamıştır. Yaşam sevgisi ve ölüm korkusu ölüme doğru giden sonlu bir varlık olarak insanın karşı karşıya olduğu en derin varoluşsal sorundur. Din, insanın sonluluk konusundaki nihai endişesine makul bir çözüm sunduğu ölçüde diğer dünya görüşlerine karşı güçlü bir alternatif olarak görülebilir. Mâtürîdî açısından, ne ölüm korkusunu vurgulayan kötümser anlayışlar ne de ölümü yok sayan hazcı yaklaşımlar makul bir çözüm sunmaktadır. Tanrı, ölümü insanların en çok korktuğu ve sakındığı, hayatı ise en çok sevdiği ve arzuladığı şey olarak yaratmıştır. İnsanın sınanması, ölüm korkusu ve yaşama arzusu arasında kalmasıyla ilgilidir. Mâtürîdî'ye göre, insanın karşı karşıya olduğu bu ikilem aynı zamanda çıkış yoluna da işaret etmektedir. Eğer insan, hayat sevgisi sebebiyle güzel ve yararlı işler yaparsa ve ölüm korkusuyla saçma ve çirkin işlerden kaçınırsa, kendi çabasıyla hayatını sonsuz kılıp, ebedî azaptan kurtulabilir. Diğer Hanefî düşünür, hukuk felsefecisi Ebû Zeyd Debûsî'nin görüşleri Mâtürîdî ile paralellik arz etmektedir. Debûsî'ye göre, Tanrı insanı sınamak üzere, onun tabiatına bir taraftan ruh ve aklı, diğer taraftan nefs ve hevâyı yerleştirmiştir. Nefs ve hevâ insanı bilgisizce geçici olana çağırırken, ruh ve akıl bilgiyle kalıcı olana davet eder. İnsanın sınanması, geçici ve kalıcı hayat arasında tercihte bulunmasıyla ilgilidir. Debûsî açısından, insanın kendini yokluğa düşmekten kurtarıp, ebedi hayatı kazanması aklını kullanmasına bağlıdır. Başka bir ifadeyle, akıl insanı hayata bağlar, hevâ ise onu yokluğa sürükler. Debûsî, akletmek ile varlık, cehaletle yokluk arasında paralellik kurarak ilâhî emir ve ilâhî nehiy terimlerini oldukça özgün tarzda tanımlar. Ona göre,  İthaf: Kıymetli hocam Prof. Dr. Hasan Onat'ın aziz ruhuna ithaf olunur.