Iktidar Blogu Erdoganci Milliyetci Islamci Kemalist Garip Bir Kombinasyon Haluk Kalafat bianet (original) (raw)

Türkiye'de gündem sürekli büyük kırılmalarla değişiyor. En son kırılma AKP ile siyasi İslam'ın en muhafazakar kesimleri arasında yaşanıyor. Kısaca özetlersek bir süredir bir takım " din adamı " tarafından yapılan sohbetlerden görüntüler sosyal medyaya ve basına yansıyordu. Çoğunluğu İslam dininin kadına yaklaşımı konusunda yapılan bu konuşmalar tartışma yaratıyordu. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü öncesi bu görüntülere ve açıklamalara tepkiler daha da arttı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 8 Mart konuşmasında isim vermeden " kadının nasıl dövülmesi " gerektiği konusunda açıklamalar yapan " din adamları " na çıkışınca olayın rengi değişti. Şöyle diyordu: " İslamın güncellenmesinin gerektiğini bilmeyecek kadar da aciz bunlar. İslam'ın hükümlerinin güncellenmesi vardır. Siz İslam'ı 14 – 15 asır öncesi hükümleriyle kalkıp da bugün uygulayamazsınız. Böyle bir şey yok" " Bunlar " dedi, konuşmayı dinleyenlerin aklına gelen ilk isim Sosyal Doku Vakfı Başkanı ve İlahiyatçı Nurettin Yıldız oldu. Aylardır süren eleştirilere yüzünde müstehzi gülümsemeyle " asansöre bir kadınla erkeğin yalnız kalmasının uygun olmadığından " " Altı yaşındaki kızlar evlenebilir " e uzanan fetvalarını sürdürüyordu. Erdoğan'ın konuşmasının hemen akabinde Sosyal Doku Vakfı'ndan yazılı açıklama geldi ve " muhterem başkanları Yıldız " ın sözlerinin ve görüntülerinin cımbızlanarak kullanıldığını belirtiler. Ancak Erdoğan 8 Mart sonrası yaptığı her konuşmasında " bazı din adamları " na çıkışmayı sürdürdü. Diyanet hemen devreye sokuldu. Diyanet İşleri Başkanı CNN'e çıktı, uzun bir röportaj verdi. AKP'nin bu süreçteki açıklama ve hamlelerinin özeti şuydu: Artık din müessesi Diyanet eliyle şekillendirilecek.

Sol-Kemalist Yazı'nın Kuruluşu (son)

Birikim, 2021

Roland Barthes'ın Yazı kavramından yola çıkarak Nurullah Ataç'ın devrik dizimi meşrulaştırma çabasını anlama, üslupla ilişkisini kurma girişimi.

Din Eksenli Tuketimin Yeni Medyadaki Gorunumleri Metin

Medya, piyasa mantığının korunup üretilmesine aracılık ederken, tüketim ideolojisinin kitleler tarafından kolayca benimsenmesine de neden olmaktadır. Böylece medya, pek çok şey gibi dini değerlerin de metalaştırılmasının en çarpıcı alanlarından biri haline gelmektedir. Bununla birlikte medyanın, sadece dini anlam ve sembolleri birer tüketim nesnesine indirgemekle kalmadığı; aynı zamanda, dindar bireyin kimlik ve yaşam tarzının yeniden inşa edilme sürecinde aktif bir rol oynadığı da gözlemlenmektedir. Son yıllarda, değerlerin ve öznenin bizatihi kendisini tükettiği tartışmaları dikkate alındığında, medya ve din çalışmalarında tüketim meselesinin daha geniş kapsamlı ele alınması gerektiği anlaşılmaktadır. Bu makalede yeni medyaya yansıyan söz konusu görünümlere ilişkin gözlemler, ilgili literatürle bir araya getirilerek tartışılmakta; böylece gözlem ve literatür taraması yöntemleri kullanılarak sosyolojik bağlamın tespiti amaçlanmaktadır. Çalışma, medyanın, kapitalist sistemin değerlerini merkeze yerleştirerek dinsel olanı da tüketimin konusu haline getirdiği ve böylece medya, din ve tüketim kültürü etkileşiminin, bireylerin kimlik ve yaşam tarzlarındaki değişimi kaçınılmaz kıldığı sonucunu göstermektedir.

BİR ANADOLU KOMÜNİSTİ KİTAP YAZAR KAZIM TOLGA GÜREL

P Kitap / 2. baskı, 2017

“Burada şunu açıklamak isterim ki, ben 30 yıla yakın geçimimi terzilik mesleğimle sağlamaktayım. Bana ‘Terzi’ olarak hitap edilmesi beni küçültmez, aksine yüceltir. Ben adı geçen gazetenin yöneticileri, yazarları gibi, ülkemde Amerikan emperyalizminin borazanlığını yapıp, onlara kiralanmadım.” Fikri Sönmez/ Mahkeme konuşması

Asos journal heraklius dönemi siyasi Mehmet Ertan BAMYACI

Yüzyılın başlarında Bizans İmparatorluğu büyük sıkıntılar içerisindeydi. İmparatorluk idaresi iflas etme noktasına gelmişti ve hazine tükenmişti. Ordu para yetersizliğinden dolayı çökmek üzereydi ve İmparatorluk Balkanlar'da Slav istilası altındaydı. Yine bu bölgede Avarlar da Bizans için büyük bir sorun oluşturuyordu. Doğu'da ise İran tehdidi artarak devam etmekteydi. Bizans İmparatorluğu böyle bir tablodan sıyrılma şansını ise Heraklius'un başlattığı ayaklanmayla Phokas'ı tahttan indirip İmparatorluğun yönetimini ele geçirmekle yakalamıştır. Tahtta kaldığı yaklaşık otuz bir yıl boyunca pek çok sorunla yüzleşen Heraklius bu sorunların birçoğunu göğüslemeyi başarmıştır. Ancak sorunların kontrol altına alınmaya başlandığı bir dönemde İslam gücünün ortaya çıkması ve Arapların karşı konulamaz yükselişi Heraklius ve Bizans için giderek büyük bir trajediye dönüşmüştür.

Loading...

Loading Preview

Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.