TÜRKİSTAN'DA BÜTÜNLEŞME DÜŞÜNCESİ (original) (raw)
Related papers
TÜRKYE’DE DÖVİZ KURUNUN BELİRLEYİCİLERİ: BİR ESBÜTÜNLESME YAKLASIMI
Gelişmekte olan ülkelerde reel döviz kuru istikrarı, ekonomik büyümede belirleyici olarak rol oynamaktadır. Bu nedenle çalışmada dünya ekonomik performansı açısından önemli gösterge olarak kabul edilen reel döviz kuru ile ham petrol fiyatları, para arzı (M2) para arzı ve enflasyon(ÜFE) değişkenleri arasındaki eşbütünleşik ilişki irdelenmiştir. Veri seti 2003:M1-2010:M8 dönemine ait aylık verilerden oluşmaktadır.
ULUSLARARASI BÜTÜNLEŞMELER ve TÜRKİYE
ULUSLARARASI BÜTÜNLEŞMELER ve TÜRKİYE, 1995
Bu çalışma dış ticaret uzman yardımcılığından uzmanlığa geçiş aşamasında sunulmak üzere, 1995 yılının ilk üç ayında hazırlanmıştır. "Uluslararası bütünleşmeler" konusu daha önce bazı meslektaşlarım tarafından da incelenmiştir. Sürekli gelişme gösteren bu konunun iyi anlaşılabilmesi çağın gerekliliklerini yerine getirebilmek açısından önemlidir. Bu yüzden, benden önce olduğu gibi benden sonra gelecek olan meslektaşlarım da bu konuyu yeni gelişmeler ışığında tekrar değerlendirerek tez konusu yapacaklardır. Bu çalışmanın sonuç bölümünün yazıldığı 6 Mart 1995 tarihinde Türkiye-AB arasında Gümrük Birliği'nin gerçekleştirilmesini onaylayan görüşmeler yapılmıştır. Bu tarihten sonra önemli gelişmelerin olması kaçınılmazdır. Bu yüzden, çalışmada Türkiye-AB arasındaki ilişkilerin temel prensiplerine değinilerek, genellemeler yapılmıştır. Kısa vadeli gelişmelerden çok, uzun vadede beklenen olaylar belirtilmeye çalışılmıştır.
TÜRKİYE'DE BÜYÜME PERSPEKTİFLERİ
Tüm haklar› sakl›d›r. Bu eserin tamam› ya da bir bölümü, 4110 say›l› Yasa ile de¤iflik 5846 say›l› FSEK uyar›nca, kullan›lmazdan önce hak sahibinden 52. Maddeye uygun yaz›l› izin al›nmad›kça, hiçbir flekil ve yöntemle ifllenmek, ço¤alt›lmak, ço¤alt›lm›fl nüshalar› yay›lmak, sat›lmak, kiralanmak, ödünç verilmek, temsil edilmek, sunulmak, telli/telsiz ya da baflka teknik, say›sal ve/veya elektronik yöntemlerle iletilmek suretiyle kullan›lamaz.
TÜRKİYE’DE CİNSİYETE DUYARLI BÜTÇELEME YAKLAŞIMI
TÜRKİYE’DE CİNSİYETE DUYARLI BÜTÇELEME YAKLAŞIMI, 2020
Sosyal yaşamda kadın ve erkeğin birçok farklı rolü ve görevi vardır. Ancak geleneksel toplum yapılarında erkeğe daha çok önem verilirken kadınlar ayrımcı uygulamalar ve politikalara maruz kalmaktadır. Bu durum cinsiyet eşitsizliği olgusunu ortaya çıkarmaktadır. Bu neden temelinde cinsiyete duyarlı bütçeleme birçok ülke tarafından uygulanmaya başlamış ve kadının iktisadi karar alma ve bütçeleme sürecine girmesi desteklenmiştir. Cinsiyete dayalı bütçeleme, kadınların toplumdaki konumlarının yükseltilmesine yönelik amaçlar içeren bir bütçe uygulamasıdır. Devletler, kadın ve erkek arasındaki ayrımcılığın azaltılmasını bütçe yoluyla gerçekleştirmek istemektedir. Bu nedenle bütçeyi ve diğer mali araçları kullanarak kadının toplumdaki rolünün artmasını ve cinsiyet ayrımcılığı içeren suistimallerin engellenmesini amaçlamaktadır. Türkiye’de cinsiyete dayalı bütçeleme çalışmalarının kökeni 1980’li yıllara dayanmaktadır. Bu tarihten itibaren kadınsal faaliyetleri destekleyecek çeşitli kurullar oluşturulmuştur. 2008-2012 yılları arasında cinsiyete dayalı bütçelemenin uygulanması için çeşitli fikirler ortaya atılmış ve bilinçlendirilme çalışmalarına başlanmıştır. Cinsiyete duyarlı bütçeleme uygulaması ile vergiler ve kamu harcamaları kullanılarak kamusal varlık ve kaynakların eşitlik temelinde dağıtılması amacı gözetilmiştir. Bu bildiride, cinsiyete duyarlı bütçeleme kavramının Türkiye’deki gelişimi ve bu bütçenin ülkedeki seyrine değinilecek; bütçelemenin kadınlar ve cinsiyet eşitliği üzerindeki etkileri değerlendirilecektir.
TÜRKİYE'NİN İKTİSADİ BÜYÜMESİNDE TURİZM SEKTÖRÜNÜN KATKISI
Türkiye'nin İktisadi Büyümesinde Turizm Sektörünün Katkısı
In this study for the period of 1964-2014, the causality links between the gross domestic product and the number of tourist arrivals/tourism earnings in Turkey have been analyzed by using the Bayer-Hanck cointegration, unrestricted VAR, Dolado-Lütkepohl VAR methods, impulse-response functions and variance decomposition analysis. Empirical results show that there is no cointegration between tourism sector and economic growth in the long run, however, there is a positive uni-directional causality running from the tourism sector to the GDP in the short run.
ABSTRACT Our world has been exposed to a great and rapid change in the social economic, cultural and political fields with the transition process to information society. These alteration and revolution process has affected all social structure and institutions. One of the institutions affected by this change wave is the public libraries. The public libraries are social institutions that present cultural, educational and information services to the individuals from every segments of the society without making any kind of discriminations. The social institutions are both affected by this change and affect this change. The public libraries have been both affected by and affected these change and revolution process in the information society. There have been radical changes in the user, technical and managerial services which are the main services of public libraries with the transition process to information society. In same process, the public libraries have had to redefine and reconstruct the main elements of public libraries such as the collection, user, staff, building and budget elements with a new perspective with the innovations that the information society and information technologies have brought. In this study, a survey, which include 81 public libraries in Turkey and 277 librarians and library managers in these libraries, and 28 regional public libraries in Bulgaria and 136 librarians and library managers in these libraries, have been carried out to find out the current situations of the public libraries in Turkey and Bulgaria and get the opinions of the librarians and library managers, which work in these libraries, about the role and place of the public libraries in the passing process to the information society. In the last part of the study, some results have been reached according to the data gained from the surveys and the suggestions have been made in accordance with the results gained.
BUHRAN DÖNEMİNİN KURTULUŞ ARAYIŞLARI MÜTAREKE DÖNEMİ İSTANBUL BASINI
Bu makalede, Osmanlı-Türk Basınının gelişimine kısa bir yer ayıracak, ardından Mütareke Dönemi İstanbul Basınına odaklanacağız. Mondros Mütarekesinin imzalandığı Ekim 1918’den, Büyük Zafer’in kazanıldığı 1922’ye dek geçen süre zarfında İstanbul basınının hangi siyasi hedefleri savunduğunu hangi dünya görüşlerinden etkilendiğini ve hangi siyasi oluşumlarla ilişkide bulunduğunu ‘Mütareke Basını’ bağlamında irdelemeye çalışacağız. Ülkemizin geçirdiği en buhranlı dönemin basına nasıl yansıdığını işleyeceğiz.
BİÇEMİN ESTETİĞİ - KLASİK TÜRK ŞİİRİNDE ÜSLUPLAŞTIRMA
İKSAD, 2021
Çalışma, mazmun kavramının şiirde kazandığı kalıplaşmış ifade biçimleri niteliği ile tezyinî sanatlardaki bitki ağırlıklı stilize motiflerin, malzemede ayrışmakla birlikte ilkesel bir bütünlüğü temsil ettiği görüşünü savunmaktadır. Bu kalıplaşmış anlatım biçimleri, iddia edilenin aksine şairin tasvirdeki yetersizliği ya da beceriksizliği nedeniyle eskileri taklit ederek özgünlük düşüncesinden mahrum olmasının bir sonucu değildir. Aksine tezyinî sanatlarda olduğu gibi fani dünyadaki sürekli değişen görünüşlerin arkasındaki kalıcı kavramı, şiir imkânları içerisinde sunma uğraşıdır. Klasik Türk şiirinde, bitki ağırlıklı motifler kalıplaşarak birer mazmun haline gelmiştir. Tezyinde kullanılan bitki tasvirlerinin stilize bir yolla girinti ve çıkıntılarının sadeleştirilip geometrik bir forma dönüşmesine benzer şekilde, bu mazmunlar da gerçek görüntülerinin dışında daha soyut bir görünüm kazanmıştır, denebilir. Beyit içine estetik biçimde saklanan mananın karşılığı olarak kullanılan mazmun tanımının da üsluplaştırma formuyla ilgisi bulunmaktadır. Üsluplaştırma yoluyla görsel sanatlarda bir varlık görünen boyutuyla değil algılanan ve kavranan boyutuyla tasvir edilir. Varlığın âlem-i misalde bulunan gerçek özlerini vurgulamak, onu sadece hissedilen nitelikleriyle sınırlamamak için tercih edilen bir ifade biçimi olan üsluplaştırma, bir sanat formu olarak mazmuna benzemektedir. Mazmun da bir varlık ya da durumun zikredilen özelliklerinden hareketle asıl zikredilmeyen olarak kendisine işaret edilmesidir.
TÜRKİYE'DE TOPLUMSAL DEVİNGENLİK
Prof. Dr. Cavit Orhan Tütengil’in Anısına Armağan , 1982
1980'lerin başlarında, belirli bir toplumsal grubu ya da yöreyi kapsayan araştırmalarda toplumsal devingenliğe ayrılan ve çoğunlukla birkaç sayfadan oluşan alt-bölümler dışında, özellikle Türkiye bütününde toplumsal devingenlik konusunda yapılmış çalışma yok denecek kadar azdı. Oysa, var olan verilerden ve başka konularda yapılmış çalışmaların bulgularından yararlanarak, bu konuda belli gözlemlerde bulunma, sonuçlara ulaşma olanağı bulunmaktaydı. Bu çalışmada, Türkiye’deki toplumsal devingenlik konusu esas olarak makro düzeyde ve büyük ölçüde daha önce yapılmış ve çoğu yayımlanmış araştırmaların bulgularından yararlanarak ele alınmıştır. Yazının amacı, toplumsal devingenlik ve buradan giderek Türkiye’deki toplumsal yapının esnekliği ve açıklığı konusunda belirli gözlemler yapmak, bazı hipotezler üretmek ve böylece yukarda değinilen eksikliğin giderilmesine bir katkıda bulunmaktı. Yaklaşık 40 yıllık bir geçmişi olan bu çalışmayı yeniden gündeme getirmenin nedeni, o yıllarda mevcut verilere dayalı analizlerin aradan geçen süredeki gelişmeler ışığında değerlendirilmesinin ilginç sonuçlar vereceği düşüncesidir. O dönemde gözlemlenen toplumsal hareketlilik kalıplarının süreç içinde değişikliğe uğrayıp uğramadığının, uğradıysa da süreçteki dönüm noktalarının ve etkili olan dinamiklerin belirlenmesinin toplumsal yapı araştırmaları bakımından önem taşıyacağı düşünülmektedir.
TÜRKİYE'DEKİ DÜŞÜNCE KURULUŞLARININ ÖRGÜT KAPASİTELERİ ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME
6. Uluslararası Yıldız Sosyal Bilimler KOngresi, 2019
Siyasi karar alma süreçlerinde ve kamu politikası yapım süreçlerinde etki sahibi olmak isteyen düşünce kuruluşlarının, politika etkisine sahip olabilmek için örgütsel açıdan bazı gereklilikleri sağlamaları gerekmektedir. Nitekim hükümetler, politika süreçlerinde işlenmiş bilgiye duyulan ihtiyaç sonucunda düşünce kuruluşlarına başvurabilmektedirler. Düşünce kuruluşlarının bu süreçlerde rol almaları, süreçlerin daha katılımcı ve demokratik bir nitelik kazanmasını sağladığından dolayı bu kuruluşların dahil edilmek için gerekli bazı şartları sağlamaları gerekmektedir. Gereken şartları sağlayabilmeleri için öncelikle örgüt kapasitelerini belirli bir düzeyin üzerine taşımaları önemli bir koşuldur. Örgüt kapasitesini belirleyen unsurlar kuruluşların personel kaynakları, finansal kaynakları ve yönetim kapasiteleri olarak şekillenmektedir. Bu çalışmanın amacı öncelikle Türkiye'deki düşünce kuruluşlarının örgüt kapasiteleri üzerine bir analiz ve değerlendirme yapmak yoluyla mevcut durumu ortaya koymak ve sonrasında politika süreçlerinde etkili olabilmek için örgüt kapasitelerinin ne ölçüde geliştirilmesi gerektiğine dair önerilerde bulunmaktır. Demokratik sistem içerisinde önemli roller üstlenmeleri beklenen düşünce kuruluşlarının örgüt kapasitelerinin geliştirilmesi için uygulanabilir ve bilimsel kaynaklı önerilere ihtiyaç duyulmaktadır. Bu çalışmanın önemi, bu ihtiyaca yönelik olarak nitelikli verinin ortaya konulması yoluyla düşünce kuruluşlarının dahil edilmesine yönelik önerilerde bulunulmasıdır. Sonuç olarak düşünce kuruluşlarının örgüt yapıları ile etki kapasiteleri arasında nasıl bir ilişki olduğu analiz edilerek sonuçlar üzerimden düşünce kuruluşlarının örgütsel yapılarının değerlendirilmesi hedeflenmektedir. Abstract Think tanks wishing to have an impact on political decision-making and public policy-making processes need to meet certain organizational requirements in order to have a policy impact. Since governments need processed information in policy processes, think tanks have become important actors in world politics. Think tanks need to play a role in these processes and they need to meet certain conditions to be included, as they enable processes to become more participatory and democratic. In order to meet the necessary conditions, it is an important condition for them to increase their organizational capacities to a certain level. The factors that determine organizational capacity of think tanks are personnel resources, financial resources, and network capacities. The aim of this study is primarily to make identify the current situation by making an analysis and assessment of the organization capacities of think tanks in Turkey and to make suggestions about the extent to which organizational capacities should be developed in order to be effective in policy processes. Because, practical and scientifically-based suggestions are needed to develop the organizational capacities of think tanks that are expected to play important roles in the democratic system. The importance of this study is to make suggestions for the inclusion of think tanks by presenting qualified data. As a result, in this study, it is aimed to evaluate the organizational structures of think tanks by analyzing the relationship between think tanks' organizational structures and their impact capacities on policy process in Turkey.