SOKAKTAKİ MELANKOLİK: GENÇLİK (original) (raw)
Related papers
TOPLUMSAL DEĞERLER: GENÇLİK, 2020
Sosyologlar ve toplumsal konularla meşgul olanlar arasında kanımızca hiçbir konu değerler kadar tartışmalara yol açmamıştır. Konuya olumsuz yaklaşanlardan bir kısmı, toplumsal değerlerin aslında gerçeklikle ilişkisinin bulunmadığını, daha çok onların sosyal bilim çalışmasının dışında birer psikolojik ve etik olgu olarak irdelenebileceğini ileri sürmektedirler. Buna karşın sosyolojik çözümleme, sosyal politika açısından önemli etkiler yaratma gizilgücüne sahip soruların yöneltildiği her noktada, sosyolojik çözümlemede değer yargıları konusu gündeme gelmiştir.
ESNEKLEŞME REJİMİNDE GENÇLİĞİN HALLERİ
Yurt ve Dünya Dergisi, Sayı:7, 2014
Türkiye'nin Batı ülkelerine göre genç nüfusun yüksek olduğu bilinmektedir. 2013'nün Haziran ayında gündemi belirleyen Gezi Olayları sürecinde gençliğin önemli bir aktör olarak olaylarda yer alması son dönemde gençliğe olan ilgiyi de arttırmıştır. Bunun yanında bugünün gençliği neoliberal paradigmanın hâkim olduğu ve her boyutuyla esnekleştirilmiş bir dünyada yaşamaktadır. Bu çalışmada Türkiye'de gençlik üzerine yapılan saha araştırmalardan yola çıkılarak gençliğin söz konusu " esnekleşme " halleri üzerinde durulmaktadır. Ayrıca, Yeni Kapitalizmin küresel çaptaki tüketim kültürü merkezli yaygınlaşmasının kodları ve yansımaları Türkiye'deki yeni proleterleşme ve yeni bireysellik düzlemlerinde aranmaya çalışılmaktadır. Bugünkü gençliğin önceki kuşaklara göre daha fazla imkân çeşitliliği olsa da gençlikten beklentiler her zamankinden daha yüksektir. Gençliğin yeniden üretim araçları ve mekanizmaları ellerinden alınmaktadır. Bu süreç yeni ve yaygın bir proleterleşme sürecine işaret etmektedir. Yeni iletişim araçlarının, yeni teknolojilerin ortaya çıkışı günden güne işsizlik riskini ve bunun duygusal bedellerini beraberinde getirirken aynı zamanda bilinçlerin de proleterleşmesine neden olmaktadır. Artık sadece artı-değere değil, gençliğin artı-zamanına da el konulmakta ve buna paralel şekilde totaliter ve otoriter anlayışların hegemonyası yaygınlaştırılmak istenmektedir. Gençliğin sınıfsal, etnik ve çeşitli altkültür gruplarında kümelenen direnci ise bu hegemonyaya karşı oluşan taktikler olarak yorumlanmaktadır. Anahtar kavramlar: Gençlik, Esnekleşme, Yeni Proleterleşme, Yeni Bireycilik, Tüketim Kültürü.
GENÇLİĞİN DURUMU ve TALEPLERİ- DEV-GÜÇ, 2019
A-Faşizme karşı gençlik kitlelerinin mücadelede ihtiyaçları Faşizmin kurumsallaşma hamleleri toplumun esas dinamik kesimlerini hedef almasıyla yol katetmektedir. Bugünün faşistleri ve başfaşisti bir ara geçiş dönemini örgütlemenin yanında özellikle dıştan gelen başınlarla sistematik bir saldırıları örgütleyememektedir. Ancak yine de örgütlü alanlara girip dağıtma hamleleri gerçekleştirmek istemektedir. Akp-mhp faşizmi toplumsal dinamiklerin örgütlenmesini marjinalleştirerek-suçlu göstermeye çalışarak gençlerin, devrimci örgütlerle ilişkilenmelerinin önünü kesmeye çalışmaktadır. Bu süreci dikkatli izlediğimizde özelleşmiş birimleriyle her gençlik yapısını farklı ele alan ve onu bitirmeye dönük hamleler yapmak istediği görülecektir. Bu anlamda ortaya çıkan sonuç savunmaya kilitlenmiş bir yapı değil hangi rejim-sistem içerisinde olursa olsun gençliği devrim için bir araya getiren, militan ve bu militanlığıyla kitleleri örgütlü alanları içerisinde özgürleştiren, hedefli bir gençlik yapısı olmalıdır. İdeolojik ve siyasal baskılamalarının yani üst yapısal olgularının egemen kapitalist sistem yararına vücut buldurulmak istenilen esas tabaka gençliktir. Eski statükonun üst yapısal olguda eğitim sisteminin esas dayanaklarına darbe vuran, laik ve bilimsel olduğunu iddia eden eski statükosuna karşı faşizm bu alanda ki kendisinden olmayan her ideolojinin temsilcisine maddi-manevi saldırmaktadır. Akademisyenler ve onların sendikaları-örgütlenmeleri, öğrenciler ve onların örgütlenmeleri, örgütsüz gençlik kitlelerine bir korku ve beraberinde yaşamdan beklentisizlikler yaratmaktadır. Tanım itibariyle bir sınıfa ait olmayan bir toplumsal-sosyal tabaka olan gençlik kitlelerinin hareket edemez-kararsız denge durumuna getirilmesi, zaptedilmesi ve çaresiz kılınmak istemesi akp'nin yürüyeceği yolda en önemli adımı olacaktır. Kendinden yana olanın önünü açarak egemen sistemin propagandasını oluşturmak, sistemi sorgulama noktası ise direkt sistem çelişkilerinden kaynaklı olanları ise örgütlenmekten zihnen alıkoyan bir çaresizlik(sistemi değiştirememe düşüncesi) düşüncesine hapsetmek egemenlerin planlamalarından birisidir. Gençliğin değiştirici gücü ve devrimci pratikleri sürekli hareket halindedir. Sistemi eleştirdiği nokta onun hangi tarafta olacağını gösterir. Sistemi eleştirdiği noktada unutulmamalıdır ki örgütsüz gençlik kitleleri de faşizmin propagandası altında da bulunuyordur. Bu sebepten eleştiri noktası sistem ve hükümet eleştirisi olursa bu kitleler ya örgütsüz kalmayı ya da devrimcileşmeyi tercih etmektedir. Düzene dair
RADİKALLEŞME VE DÜNYEVİLEŞME ARASINDA MÜSLÜMAN GENÇLİK
Açık Görüş/Star Gazetesi 26.10.2014 , 2014
Gözlemlediğim kadarıyla iki tip “Müslüman gençlik” var. Birincisi, toplumun siyaset ve ekonomiyle dönüştürüleceğine inanmış ve İslamcı kadroların bu iki alandaki başarısının ideal Müslümanlığı getireceğine şartlanmış olanlardır. Bu gruptakiler, tabiatıyla bir siyasî çalışma içindedirler, ya da bu çalışmayı yaptıklarına inandıkları kadrolara oyları ve dualarıyla destek vermektedirler. Bunlara göre, Müslümanca yaşamanın ve yatırımın önündeki engeller kaldırılır, dinî kaygıları olanlar karar alma ve uygulama mekanizmalarının başına gelir, bu kadroların uyguladığı ekonomik politikalarla ülkenin iktisadî durumu düzelir ve ortalama millî gelir artarsa, bu süreç aynı zamanda toplumsal müslümanlaşmayı da beraberinde getirir. Bu açıdan kamudaki ve eğitimdeki başörtüsü yasağının büyük ölçüde kalkmış olması, Kur’ân-ı Kerim ve Siyer (Hz. Muhammed’in Hayatı ve Mesajı) gibi derslerin seçmeli de olsa programa dâhil edilmesi, din ve Kur’ân eğitimi veren kamu kuruluşlarının sayısının neredeyse geometrik olarak artmış olması, devletin faizsiz bankacılık sektörüne giriyor olması, Türkiye’nin İslamî finansın merkezi yapılması çalışmaları vb. gelişmeler, devrim niteliğinde gelişmelerdir ve bütün bunlar, sonuç olarak bu topraklarda İslam’ın yeniden o satvetli günlerine dönüyor olduğunun göstergeleridir. “Müslüman gençlik”in diğer grubu ise, bunların aslında bir gelişme değil bir çöküş işareti olduğunu; çünkü siyasî başarının ve iktisadî gelişmenin dünyevileşmeyi doğurduğu iddiasıyla çarenin, toplumun “yeniden” Müslüman olmasında, İslam’ın her kuralının tam ve tavizsiz uygulanmasında ve “cihad” ruhunun daima diri tutulmasında olduğunu ileri sürüyorlar. İslamcı bir geçmişe/kimliğe sahip olup siyaseten ve iktisaden belli noktalara gelmiş Müslümanların bir “dünya vatandaşı” profili çizmesi, mubah alanı olabildiğince genişletmeleri, bireyselleşip bencilleşmeleri bu ikinci grubun temel argümanıdır.
YENİDEN GENÇLİK, 2013
Bütün fiziksel evrenimiz "enerji"dir. Aslında, evrende bulunan yegane şeyin, enerji olduğunu söyleyebiliriz. Gördüğümüz, dokunduğumuz ve hissettiğimiz herşey, belli bir dalga boyunda hareket eden enerjidir.Biz de enerjiden oluşuyoruz. Bize katı bir kütle gibi görünen vücutlarımız, sürekli hareket halindeki çok miktardaki enerji parçacıklarından başka bir şey değildir. Herşey enerjidir ve Aslında, bütün varlıklar, bu küçük enerji ipleriyle birbirlerine bağlıdırlar Bedenin, ÇAKRA denilen yedi enerji merkezi vardır. Çakralar, güçlü elektrik alanlarıdır ve gözle görülmezler ama son derece gerçektirler. Bu yedi enerji girdabının her biri bedenin salgıbezi sistemindeki, kana hormon salgılayan bezlerin bir tanesi ile ilişki içindedir ve bu bezlerin hormon üretimini uyarırlar. Beden işlevlerini düzenleyen bu hormonların arasında yaşlanma süreciyle ilgili hormonlar da vardır... Sağlıklı bir bedende bu girdaplardan her biri büyük bir hızla döner. Yaşam enerjisinin, aynı zamanda “prana” ya da “eterik enerji” olarak adlandırılan enerjinin, salgıbezi sisteminde yukarıya doğru akmasını sağlar. Fakat bu enerji girdaplarından biri ya da birkaçı yavaşlamaya başlarsa, yaşamsal enerji akışı engellenir ve böylece yaşlanma ve sağlık sorunları başlar. Yeniden gençlik, canlılık ve sağlık kazanmanın hızlı yolu, bu enerji girdaplarının normal dönüş hızlarına ulaştırılmasıdır. Bunu başarmak için kullanılan yedi basit uygulama vardır. Bu uygulamalardan herhangi bir tanesi tek başına da yararlıdır ama en iyi sonuçları elde etmek için yedisinin bir arada çalışılması gerekir. Bu yedi çalışma, aslında birer egzersiz değildir. Bunlar gerçek gençlik anahtarlarıdır.
SİYASAL ALANDA SOSYAL SORUMLULUK: GENÇLİK YAPILANMALARI ÜZERİNE BİR İNCELEME
Toplumsal bir yükümlülük olarak tanımlanan sosyal sorumluluk kavramı işletmelerin ilgilendiği kadar siyasal aktörlerin ve siyasi partilerinde ilgilendikleri bir alan olarak karşımıza çıkmaktadır. Halkla ilişkilerin en temel yapı taşlarından biri olan sosyal sorumluluk faaliyetleri, siyasal partiler tarafından propagandalarını destekleyecek biçimde toplumu etkilemeye ve ikna etmeye yönelik olarak özellikle gençlik yapılanmaları aracılığıyla gerçekleştirilmektedir. 21. yüzyılda kitle iletişim araçlarında yaşanan sürekli ve hızlı gelişmeler günümüz toplumlarında bireylerin siyasi partilerden beklentilerini şekillendiren odak noktalarında keskin değişimlere neden olmuştur. Toplumsal sorunlara duyarlılığın artması ve etik sorumluluk anlayışının giderek yaygınlaşması değişen bu odak noktaları arasında yer almaktadır. Bu durum siyasi partilerin ve siyasal aktörlerin Johnson’ın (2003) işletmeler için ortaya koyduğu sosyal avukat rolünü siyasal alanda üstlenmelerini mecbur kılmıştır. Siyasal aktörler ve siyasi partiler seçmen bağlılığını arttırma, olumlu parti imajı oluşturma ve geliştirme, toplum odaklı parti kültürünü inşa etme, hedef kitlelerinin beklentilerini karşılama ve savunma mekanizması oluşturma, seçmen tabanını genişletme gibi amaçlarını gerçekleştirmek için gençlik yapılanmaları aracılığıyla sosyal sorumluluk faaliyetlerinde bulunmaktadırlar. Bu çalışma Türkiye’de ve Almanya’da faaliyet gösteren siyasi partilere bağlı gençlik yapılanmalarının toplumsal sorunlara bakış açıları ve sosyal sorumluluk projelerini betimsel olarak analiz etmek amacıyla tasarlanmıştır. Araştırma, Türkiye ve Almanya’daki siyasal partilerin gençlik yapılanmalarının sosyal sorumluluk faaliyetlerini sağlık, eğitim, çevre, kültür-sanat, spor ve toplumsal olmak üzere altı kategoride sınıflandırarak analiz etmektedir. Çalışmada nitel araştırma yöntemi olan içerik analizi tekniği kullanılmıştır. Veri toplama aracı olarak ikincil kaynak taraması gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın örneklemi Türkiye’de 1 Kasım 2015 tarihinde gerçekleştirilen genel seçimlerinde en çok oy alan üç siyasi partinin gençlik yapılanmaları olan AK Gençlik, CHP Gençlik Kolları ve Ülkü Ocakları Kültür ve Eğitim Vakfı ile Almanya’da 2017 yılında gerçekleştirilen federal meclis seçimlerinde parlamentoya giren üç siyasi partinin gençlik yapılanmaları olan Junge Union Deutschlands (CDU), JUSOS (SPD) ve Junge Alternative für Deutschland (AfD) olarak belirlenmiştir. Söz konusu gençlik yapılanmalarının sosyal sorumluluk faaliyetleri hem kendi aralarında hem de ülkeler bağlamında karşılaştırılarak değerlendirilmiştir.
GÖÇMEN/MÜSLÜMAN GENÇLİK KİMLİĞİ ÜZERİNE SOSYAL BİLİMSEL SÖYLEMLER
ÖZ Gençlik dönemi diğer özelliklerinin yanı sıra bir kimlik edinme dönemidir. Bu dönemde inşa edilen kimlik sonraki yaşam evrelerinde güncellense ve hatta tamamen yenilense bile kalıcı izler taşımaya devam eder. Bu dönemde inşa edilen kimlik ayrıca çok yönlü ve çok boyutludur da. Cinsel kimlik, mesleki kimlik, ulusal/etnik kimlik ve siyasal/ideolojik kimliğe ek olarak dini kimlik de bu çeşitlilik içerisinde en derin etkileri olan kimlik türleridir. Müslüman genç bir istisna değildir elbet. Tıpkı gayri-Müslim benzerleri gibi Müslüman genç de çeşitli faktörlerin etkisiyle ergenlikten hatta çocukluktan itibaren kendini belli kimlik öğelerinin içinde bulur ve/veya bunları inşa eder. Ne var ki gayri-Müslim benzerlerinden farklı olarak Müslüman genç, başka bir gezegenden geliyormuş gibi, genellikle ve çoğunlukla dini kimliği ile karakterize edilir. Öyle ki Müslüman gençliğin kimliği üzerine Batılı ve Müslüman akademisyenler tarafından şaşılacak derecede benzer söylemler üretildiği gözlenir. Dolayısıyla, Müslüman gençlik kimliklerinin sosyal bilimciler tarafından nasıl inşa edildiğini analiz etmek, Müslüman gençlerin kendileri tarafından nasıl inşa edildiklerini analiz etmek kadar önemlidir. O halde bu söylemlerin ana karakteristik özellikleri ve argümanları nelerdir? Müslüman gençlik kimlikleri sosyal bilimciler tarafından hangi kuramsal/siyasal kaygılar ve amaçlar çerçevesinde, nasıl (yeniden) inşa edilmektedir? Bu makale, zikredilen bu sorulara odaklanmakta ve özellikle 21. Yüzyıl'ın başından itibaren bir uzmanlık alanı haline gelen Müslüman gençlik kimliği üzerine literatürün eleştirel bir değerlendirmesini yapmayı amaçlamaktadır. Her ne kadar diğer dillerde birçok benzer örnekleri görünse de İngilizce yazılmış materyaller bu analizin ana veri kaynağını oluşturmaktadır. Bu bağlamda, göç, azınlık ve gençlik literatürlerindeki Müslüman gençlik kimliği teması çalışmanın kapsam ve sınırlarını çizmektedir.
SEKÜLERİZMİN GENÇLİĞE TESİRLERİNE TASAVVUFÎ BAKIŞ
İslam Modernite ve Gençlik, 2021, s. 571-589, 2021
Rûh ve bedenden müteşekkil insan, fıtratı gereği dine inanmaya, yaratıcıya bağlanmaya ihtiyaç duyar. İnsan, varlık âlemine gelişinden itibaren dinî hayatın içinde yer alır. Nitekim Hz. Âdem ilk insan ve ilk peygamberdir. Fakat sanayî devrimi, kentleşme, modernleşme ve sekülerleşme gibi birtakım süreçlerle din, geri plana itilmeye çalışılmıştır. Malum olduğu üzere teknolojik ve bilimsel gelişmeler olumlu/yapıcı ve olumsuz/yıkıcı olmak üzere iki tür değişimle kendini gösterir. Değişim bir taraftan insan hayatına yenilik, kolaylık ve rahatlık katarken, diğer taraftan aile, komşuluk, arkadaşlık, dostluk gibi yakın ilişkileri dahi sarsan sıkıntılara yol açabilir.