Oyun Dünyasında Bir Yağlı Güreşçi Hakan - An Oil Wrestler in the Game World Hakan_Kutalmis Bayraktar (original) (raw)
Related papers
Pehlivan Anlatılarında Türk Yağlı Güreş Geleneği ve Bazı Başpehlivanlar
Pehlivan Anlatılarında Türk Yağlı Güreş Geleneği ve Bazı Başpehlivanlar, 2023
Türk spor geleneklerinden kadim yağlı güreş spor geleneğini ve pehlivanları, bu geleneğin icracıları olan pehlivanlara sorduk. Gerçekleştirdiğimiz bu saha araştırması neticesinde efsane başpehlivan Ahmet Taşçı’nın bir oturuşta bir koli (30 adet) yumurta yediğini ve kış döneminde 50 kg. kestane balı tükettiğini öğrendik. Koca Yusuf’un Amerika Birleşik Devletlerinde gerçekleştirilen güreş müsabakasından dönerken içinde olduğu geminin batması sırasında bir filikaya tutunduğunu, filikadakilerin Koca Yusuf’un ellerine küreklerle vurduğunu ve yine de filikayı bırakmayınca bileklerini kestiklerini ve böylece üzerindeki altınlarla okyanusta boğulduğu bilgisine ulaştık. Kısacası Türk yağlı güreş geleneğini ve bu geleneğin icracıları olan pehlivanların, pehlivan hafızalarında nasıl yer aldığını tespit edip okurlara yansıtmaya çalıştık. Türk kültürü deryasına bir damla katkı sağlamak amacıyla hazırladığımız kitabımızın amacında muvaffak olması temennilerimizle…
Gaziantep Üniversitesi Spor Bilimleri Dergisi, 2018
ÖZET Devirlerin ortaya çıkardığı imkânlar (teknoloji, iletişim vb.) doğrultusunda, insanlar veya toplumlar arasında etkileşim fırsatını ortaya çıkaran küreselleşme olgusunun, tarih birikimi oldukça fazla olan güreş üzerinde olumsuz etkisi olduğu söylenebilir. Dolayısıyla çalışmanın amacı; güreşte küreselleşme sürecinin farklı boyutlarda (medyatik, sosyal ağ vb.) incelenerek söz konusu değer kaybının gözler önüne serilmesidir. Araştırmada literatür taraması yapılmıştır. Ayrıca ilgili basılı ve sosyal ağ erişim platformların da ki kaynakların taraması gerçekleştirilmiştir. Youtube sitesi üzerinden Amerikan güreşinin, Dünya Güreş Şampiyonası’na göre yadsınamaz derecede fazla izlendiği görülmektedir. Ayrıca Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin güreşin, 2020 Olimpiyatlarından kaldırılması için çalışmalar başlattığını duyurması ve de spor gazete manşetlerinde, söz konusu duruma sürmanşet ve 10\1’lik alanı kapsayacak şekilde yer ayrıldığı ya da Dünya Güreş Birliği’nin güreşin hareketlendirilmesi adına pasifite kuralını getirdiği görülmektedir. U-23 Gençler adında yeni yarışma kategorisinin oluşturulması plaj güreşi adında yeni stilin organize edilmesi güreşin yok olma sürecine doğru ilerlediğini ve bu durumu önlemek için uygulama değişikliklerine mecbur kalındığını niteleyebilir. Sonuç olarak; çoğu kültür ve medeniyetlerin yaşamlarında yer almış güreşin 21. Yüzyılın başlarında medya, sosyal ağ ya da spor yönetimindeki platformlarda değer kaybına uğradığı ve söz konusu durumun önüne geçilmesi adına pek çok kural ya da uygulama değişikliklerinin gerçekleştirildiği ifade edilebilir. Güreşin gerek tarih gerek kültür gerekse sporun ahlaki değerlerini yansıtan bir olgu olduğu söylenebilirken, ilgi kaybının sonucunda güreşin söz konusu değerlerinden de mahrum kalınacağı unutulmamalıdır. ABSTRACT In the direction of the opportunities that the time brings (technology, communication etc.), the phenomenon of globalization that reveals the opportunity for interaction between people or societies has a negative effect on wrestling which has a lot of historical accumulation. Therefore, the purpose of the work is to show up the loss of that value by examining the process of globalization in wrestling in different ways (media, social network, etc.). Literature review is made in this research. Besides it is occured for resources to review in platforms of printed media and social network regarding the issue. In 2017, the Wrestling Federation ranked 12th in the order of licensed sportsmen among the sports federations in Turkey. It can be stated that wrestling, which had the 8th place in 2006, loses its popularity day by day. When compared with the World Wrestling Championship, it is seen that American Wrestling seems to be watched at an undeniable rate on Youtube. What is more, the announcement by the International Olympic Committee about their works on the removal of wrestling from the 2020 Olympics and its appearance in the headlines of the sports newspapers allocating a space of 10/1, or the fact that the World Wrestling Association brought the rule of passivity for the promotion of wrestling all show the heartrending point that wrestling came up to. The introduction of a new competition category called U-23 Youth, and organization of a new style named beach wrestling can show that wrestling is moving towards destruction and implementation changes have to be applied to prevent that circumstance. As a result, it is obvious that wrestling which had a place in most of the cultures and civilizations depreciated on media, social networks and sports management platforms in the early 21st century, and it seems that many rules and implementation changes have been carried out to prevent the case. While it can be said that wrestling is a phenomenon which reflects the moral values of history, culture and sports, it should not be ignored that the humanity will be deprived of the values of wrestling as a result of the loss of interest.
Hi̇lafeti̇n Taninmasinda “Hakan”In Statüsü: Deği̇şi̇m Ve Etki̇ler
2008
Eski Turk inanc sisteminde Turk hakanlari, idare hakkini (kut) yani mesruiyetlerini dogrudan Tanri’dan almakta idiler. Ancak, numizmatik verilere gore H. 381 / M. 991-992 yilindan itibaren Turk hakanlari, “Mevlâ Emiru’l-Mu’minin (halifenin kolesi) unvani kullanarak hilafeti tanidilar. Boylece, mesruiyeti dogrudan tanridan degil, tanri ile hakan arasindaki hilafet makamindan almaya basladilar. Bu durum, bir taraftan onlarin halk uzerindeki mutlak otoritesini zayiflatirken diger taraftan, halk uzerinde tesirli olan ve kaynagini Islam’dan alan Burokrat-ulema sinifi arasinda hakanligin yikilmasina kadar varan catismalara kaynaklik etti. “Kut” ise en azindan hukuki zeminde eski anlamini kaybederek, yerini “baht, talih, saadet ve devlet” gibi anlamlara birakti
KLASİK OSMANLI MİNYATÜR SANATINDA NAKKAŞ OSMAN’IN YARATICILIK ANLAYIŞI
2018
Minyatür, belge niteliği taşıyan çok ince işlenmiş küçük boyutlu resimlerin tasvir edildiği kitap sanatıdır. Minyatür, şiir, hikâye ve yaşanmış tarihi olayların canlı bir tercümesidir. Minyatüre bakıldığında, o eseri ortaya koymuş olan nakkaşın hayat felsefesini, örf ve âdetlerini, o dönemin insanlarının yaşayış şeklini, tarihî hâdiseleri günümüze kadar getirdiği görülmektedir. Minyatür, kendine has teknik ve renk özellikleri olan bir tasvir sanatıdır. Özellikle Türk minyatür sanatının en verimli dönemini 16. yüzyılın Kanuni Sultan Süleyman döneminden başlamış ve 17. yüzyılın birinci yarısına kadar devam etmiştir. Osmanlı minyatür sanatının Klâsik Dönemi 16. yüzyılın ikinci yarısından başlamış 17.yüzyılın ilk yarısı kadar süren zaman dilimini kapsamaktadır. Bu dönemde Osmanlı saray nakkaşhanesinde üretilen minyatürler ile diğer minyatür okullarında üretilenlerden ayrılan en önemli husus üslûp özellikleri yönüyledir. Osmanlı sarayında şehnameciliğin yeniden gündeme gelmesi ve buna bağlı olarak konuları yazılmış yazmaların resimlendirilmesi nakkaşlar için özel bir yer oluşturmuştur. Ve buna bağlı olarak nakkaşların özgün yaratıcılık arayışına girdikleri görülmektedir. Bu dönemin ressamlarından nakkaş Osman, Ali Çelebi, Hasan ve Lütfü Bey,…Gibi. 16. yüzyılın ikinci yarısından sonra yazılmış yazmaların konularını, Osmanlı minyatür üslubunda tasvir etmişler. Ve bir taraftan da bu nakkaşlar kendi bireysel üsluplarıyla ön plana çıktıkları eserlerinde görülmektedir.
Hukukçu Yazarın Metindeki Varlığı: Juli Zeh ve Oyun Dürtüsü
Hukukçu Yazarın Metindeki Varlığı: Juli Zeh ve Oyun Dürtüsü, 2024
Edebiyat tarihi boyunca sıkça karşılaşılan hukukçu yazarlar, Alman dilinde ve edebiyat geleneğinde "Dichterjurist" kavramını doğurmuştur. Hukuk formasyonuna sahip bu edebiyatçılar veya edebiyat formasyonuna sahip bu hukukçular, iki disiplini çeşitli boyutlarda bir araya getirmiş ve getirmektedirler. Kimi zaman E. T. A. Hoffmann ölçüsünde, kimi zaman Franz Kafka boyut ve felsefesinde, kimi zaman da Bernhard Schlink, Ferdinand von Schirach ve Juli Zeh güncelliğinde iki disiplin arasında multi ve interdisipliner bir alan ortaya çıkmıştır. Özellikle çağdaş Alman edebiyatı çerçevesinde bakıldığında, son döneme ait Dichterjuristlerin, sahip oldukları hukuk formasyonunu bilinçli olarak metinlerine hasrettikleri görülmektedir. Metnin yaratıcısı olarak yazar adeta metinde vardır ve Dichterjurist olduğunu okura hissettirmektedir. Bu çalışma, Juli Zeh'in, Oyun Dürtüsü romanında hukukçu yazar/Dichterjurist olarak varlığını irdelemektedir. Ada ve Alev'in iki genç öğrenci olarak, oyun dürtüsüyle başlattıkları ve ceza davası ile sonuçlanan bir süreç içerisinde, kanun, hukuk ve adaletin oluşturduğu bir sistematiği, yazarın ne kapsamda ve hangi yaklaşımla ele aldığını sorgulamaktadır. Romanın yazarı olarak Juli Zeh'in dışında kurmaca katmanda, yargılamayı mahkeme hükmü formatı dışında yazma ve okura aktarma kararı alan anlatıcı, yargılamayı yöneten yargıcın kendisidir. Dolayısıyla, sadece gerçek düzleminde değil, kurmaca düzlemde de bir Dichterjurist söz konusudur. Bu olgudan hareketle, hukukçu yazarın metinde somut varlık gösterdiği hipotezine paralel olarak bu çalışma, hukuk formasyonuna sahip yazarın, hukuk sistematiğine dair bilgisini ne ölçüde ve hangi yaklaşımla edebi bir metne yansıttığını ortaya koymayı amaçlamaktadır.
Abdülhamit birilerinin dediği gibi bir “Kızıl Sultan” değildi. “Hain”… Hiç değildi. Ahmak, cahil ve salak da değildi. Peki, Abdülhamid bu günlerde adeta göklere çıkarıldığı gibi “Ulu” bir “Hakan” mıydı? Merak etmiyor musunuz? Kim merak etmez ki? Hadi öyleyse, rotamızı Türk tarihinin Abdülhamit dönemine çevirelim ve kısacık da bir zaman yolculuğuna çıkmak suretiyle, konuyu tarihi bilgi ve belgeler ışığında biraz daha açalım.