Balassa-Samuelson Hipotezi: Türkiye ve Dış Ticaret Ortakları Uygulaması (original) (raw)

“Dış Ticaret-Çevre Etkileşimi ve Kirlilik Sığınakları Hipotezi: Türkiye Uygulaması”

Yönetim ve Ekonomi: Celal Bayar Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2004

Serbest ticaret süreci, bir çok etkilerinin yan s ra, çevre üzerindeki etkileri ile de tart ma konusudur. Konu ile ilgili yap lan ara t rmalarda ticaretin serbestle tirilmesi ve çevre aras ndaki ili ki, Kirlilik S naklar Hipotezi çerçevesinde ele al nmaktad r. Serbest ticaret sürecinde, azgeli mi ve geli mekte olan ülkelerde kirli endüstrilerin yo unla aca n , çevre kalitesinin bozulaca n ifade eden Hipotezin öngörüleri Türkiye aç s ndan de erlendirilmi ve Türkiye de ticaretin serbestle tirilmesi sürecinde çevre kalitesinin azalmad , aksine artt sonucuna ula lm t r.

Dış Ticaret ve Çevre: Kirlilik Sığınakları Hipotezi Türkiye Uygulaması

2004

Serbest ticaret süreci, bir çok etkilerinin yan s ra, çevre üzerindeki etkileri ile de tart ma konusudur. Konu ile ilgili yap lan ara t rmalarda ticaretin serbestle tirilmesi ve çevre aras ndaki ili ki, Kirlilik S naklar Hipotezi çerçevesinde ele al nmaktad r. Serbest ticaret sürecinde, azgeli mi ve geli mekte olan ülkelerde kirli endüstrilerin yo unla aca n , çevre kalitesinin bozulaca n ifade eden Hipotezin öngörüleri Türkiye aç s ndan de erlendirilmi ve Türkiye de ticaretin serbestle tirilmesi sürecinde çevre kalitesinin azalmad , aksine artt sonucuna ula lm t r.

Balassa-Samuelson Hypothesis: A Test for the Turkish Economy

2012

The Balassa-Samuelson (B-S) hypothesis relies on the productivity differential between tradable and non-tradable sectors to explain deviations in purchasing power parity. According to the B-S hypothesis, because productivity growth in tradable sectors is higher than in non-tradable sectors, real wages increase in tradable sectors. On the other hand, because the prices of tradable goods are determined in the world market, tradable prices will not increase. With an assumption of perfect labor mobility within a country, increases in wages in tradable sectors will be reflected in non-tradable sectors as well. However, an increase in wages in non-tradable sectors is not accompanied by an increase in productivity. As a result, the prices of non-tradable goods will increase, leading to an increase in the overall price level and the appreciation of the real exchange rate for the domestic economy. Thus, within this framework, the relative productivity differences in tradable vis-a-vis non-tr...

Sınır Ötesi Birleşme&Satın Almaların Makroekonomik Değişkenlerle İlişkisi: Türkiye Üzerine Ampirik Bir Uygulama

Türkiye’de 1980 sonrası uygulanmaya başlanan liberal ekonomik politikaların etkisiyle sermeye hareketleri serbestleşmiş, sermaye akımları hız kazanmıştır. Bilindiği üzere sınır ötesi şirket birleşme&satın alma faaliyetleri sermaye hareketleri kapsamında değerlendirilebilmektedir. Bu kapsamda ülkelerin makroekonomik durumunun sermaye hareketlerini etkileyip etkilemediği diğer bir ifadeyle sınır ötesi birleşme&satın alma faaliyetleriyle makroekonomik değişkenler arasındaki ilişkinin olup olmadığı sorusu önem kazanmaktadır. Bu çalışmada Türkiye’de daha önce akademik olarak nadiren incelenme olanağına sahip olmuş konulardan biri olan, sınır ötesi birleşme&satın alma faaliyetleriyle makroekonomik değişkenler arasındaki ilişki incelenecektir. Bu kapsamda 2006:01- 2013:12 dönemine ilişkin aylık verilerden yararlanılarak, makroekonomik faktörlerle sınır ötesi şirket birleşme&satın alma faaliyetleri arasındaki ilişki incelenmiştir. Çalışmanın bağımlı değişkenleri, söz konusu dönemde yapılan sınır ötesi ‘antlaşma sayısı’ ve ‘anlaşma tutarı’ şeklinde sıralanabilir. Çalışmanın açıklayıcı değişkenleri ise, BİST 100 Endeksi, para arzı, dış ticaret dengesi, tüketici fiyat endeksi, faiz oranı ve dolar kuru değişkenleridir. Çalışmada, sınır ötesi şirket birleşme&satın alma faaliyetleriyle makroekonomik değişkenlerin ilişkisinin ortaya çıkarılması amacıyla Granger Nedensellik Analizi uygulanmıştır. Çalışmanın bulguları Türkiye’de makroekonomik değişkenlerle sınır ötesi birleşme&satın alma faaliyetleri arasındaki ilişkinin diğer ülkelerden önemli ölçüde farklılık gösterdiği yönündedir.

Uluslararası elmas ticareti ve Türkiye uygulamaları

2010

ÖZETElmas, insanın doğayı ve sunduklarını anladığı dönemden itibaren insanoğlunu meşgul etmiş ve cazibesiyle etkisi altına almıştır. Evliliğe doğru atılan ilk adımda kullanılan tek mücevher olmanın yanı sıra her biri eşiz ve tek olan doğadaki en sert maddedir. Milyarlarca yılda oluşan elmas, dünyada önce madenlerden çıkarılmakta, ticarette merkez durumundaki ülkelerde satılmakta, belli başlı ucuz işgücü kaynaklı ülkelerde kesilerek pırlanta haline getirilerek mücevhere dönüştürecek imalatçılara satılmakta ve mücevhere monte edildikten sonra vitrinlerdeki yerini almaktadır. Dünyada elmas endüstrisi yaklaşık 80 milyar ABD Doları civarında büyüklüğe sahip, yüz binlerce kişinin çalıştığı bir piyasadır. Türkiye’nin son yıllarda kuyumculuk alanında gösterdiği gelişme ve ülkemizde kişilerin gelir düzeyinin artmasına bağlı olarak, elmasa duyulan ilginin artması sonucu, elmas piyasası dünyadaki en hızlı büyüyen ilk üç piyasa arasına girmiştir. Elmas pazarının hızlı büyümesi yurtiçi talebin y...

Dış Ticaret Hadleri, Dünya Petrol Fiyatları ve Döviz Kuru İlişkisi, Yapısal VAR Analizi: Türkiye Örneği

International Journal, 2013

Dış ticaret hadlerine gelen dışsal şoklar küçük ülkelerde göreli fiyat düzeltmesini döviz kuru değişimleri yolu ile yapmaktadır. Ham petrol fiyatlarındaki şoklar da döviz kurunu etkilemektedir. Bu nedenle Türkiye'de 1995Q1-2010Q2 dönemi için, reel döviz kuru, dış ticaret hadleri ve dünya petrol fiyatları endeksleri Yapısal VAR modeli ile test edilmiştir. Sonuçlara göre; dış ticaret hadlerinde yaşanan bir şok reel döviz kurunu aynı yönlü fakat sürekli azalarak etkilemektedir ve reel döviz kurunda yaşanan değişimlerin yaklaşık %6'sı dış ticaret haddi ile açıklanmaktadır. Dünya petrol fiyatlarında ortaya çıkan bir şok ise reel döviz kurlarının hızla düşmesine yol açmakta ve reel döviz kurundaki değişimlerin yaklaşık %21'ini açıklamaktadır.

MUTLAK SATINALMA GÜCÜ PARİTESİ HİPOTEZİ’NİN TEST EDİLMESİ: TÜRKİYE VE DIŞ TİCARET ORTAKLARI UYGULAMASI

International Journal of Social Inquiry, 2018

Bu çalışma Türkiye'nin de aralarında bulunduğu 42 dış ticaret ortağı ülke için 1994:M1-2016:M9 aylık verilerini kullanarak "Mutlak Satınalma Gücü Paritesi-Mutlak SGP Hipotezi" nin geçerliliğini test etmeyi amaçlamaktadır. SGP hipotezi, belli bir mal ve hizmet sepetinin, aynı para birimi cinsinden fiyatının tüm ülkelerde eşit olması gerektiğini iddia etmektedir. Çalışmada, Türkiye ve Türkiye'nin dış ticaret ortakları için SGP hipotezi, birinci nesil panel birim kök testleri, ikinci nesil panel birim kök testleri ve yapısal kırılmaları dikkate alan birim kök testiyle araştırılmıştır. Elde edilen bulgu, incelenen ülkelerden 41 ülke için SGP hipotezinin geçerli olduğudur.

Satın Alma Gücü Paritesinin Geleneksel Olmayan Para Politikaları Altında Geçerliliği: Türkiye Üzerine Bir Uygulama

Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2020

In this study, purchasing power parity, one of the exchange rate determination methods, which is the subject of many studies in the literature, was tested. Purchasing Power parity was the most debated and tested model put forward by Gustov Cassel, In the study, PPP between January 2003 and August 2017 in Turkey tested the validity of the applied power of monetary policy to influence the purchasing parity of activity was investigated. Purchasing power parity was analyzed by ADF and PP unit root tests depending on whether the real exchange rate variable is stationary or not. The fact that the real exchange rate is stationary, rejecting the null hypothesis, and having no unit root means that the purchasing power parity is valid. On the contrary, the fact that the real exchange rate does not stagnate, accepting the null hypothesis, and containing a unit root means that the purchasing power parity is not valid. In this study, the ADF, PP and Lee-Strazicich fracture unit root test were taken by logarithm of the variables and more stable series were obtained. As a result, the purchasing power parity was found to be valid in the relevant period.

Yeni Bir Dış Politik Girişim Örneği Olarak Türkiye'nin Denizaşırı Üs Politikası Uygulamaları: Katar ve Somali Örneği

Novus Orbis, 2024

Devletlerin, etki kapasitelerini artırmak amacıyla ve güçlerinin bir göstergesi olarak, denizaşırı coğrafyalarda varlık göstermeleri, yüzyıllar öncesine uzanan bir geçmişe sahiptir. İlk örnekleri Peloponez Savaşı’na kadar uzanan ve genel itibarıyla sömürgecilik döneminde geliştirilen bu anlayış, 20. yüzyılda askeri üsler kurmak biçiminde somutlaşmış ve yaygınlık kazanmıştır. Bugün küresel büyük güçlerin yanı sıra orta büyüklükte bölgesel güç bazı devletler de üs politikaları geliştirmekte ve denizaşırı üs faaliyetlerine önem vermektedirler. Üs politikası geliştirmek ve denizaşırı üs kurmak, Soğuk Savaş sonrasının değişen uluslararası ilişkiler ortamında, orta büyüklükte bölgesel bir güç olan Türkiye’nin de dış politika ve ulusal güvenlik uygulamalarından birisi olmuştur. Türkiye, öncelikle ulusal güvenliğinin gereği olarak üs politikası geliştirmek zorunda kalmış, bu zorunluluk daha sonra denizaşırı üs sahibi olmak yönünde ve biçiminde bir tercihe dönüşmüştür. Irak ve Suriye’de terörle mücadele harekâtı kapsamında üsler oluşturan Türkiye’nin denizaşırı üs sahibi olma konusundaki ilk deneyimi Katar’da kurduğu üs olmuştur. Akabinde Somali, Libya ve Azerbaycan’da üsler kuran Türkiye, bugün, dünyada üs politikasına ve denizaşırı üslere sahip ülkeler arasında yer almaktadır. Türkiye, Katar ve Somali’de sahip olduğu denizaşırı üslerle, kısa bir sürede üs sahibi olma konusunda önemli deneyimler kazanmıştır. Türkiye’nin üs politikası izlemesi ve denizaşırı üs sahibi olması, doğal olarak ulusal güvenliğini ve dış politikasını etkilemiş, bu durumun bölgesel ve küresel gelişmeler bağlamında yansımaları da söz konusu olmuştur. Bu kapsamda ele alınacak bu çalışma ile Türkiye’nin üs politikasının genel olarak hangi amaca yönelik olduğu ve ne gibi farklılıklar içerdiği soruları üzerinden Katar ve Somali’ye yönelik üs faaliyetleri incelenecek, bu politikanın dış politik anlamda yaygın etkisi tespit edilmeye çalışılacaktır. Bu doğrultuda ilk olarak, üs kavramı ve tarihsel süreç hakkında bilgi verilerek, takip eden bölümlerde Türkiye’nin üs politikasına yönelik uygulamalarından ve bunun politik yansımalarından bahsedilecektir. Nihai olarak, elde edilen veriler neticesinde yeni bir dış politik girişim örneği olarak Türkiye’nin üs politikasına yönelik çıkarımlarda bulunulacaktır.