HILFU'L-FUDÛL TEŞKİLATI (original) (raw)

DARÜ'L-FÜNUN'DA "HİLAFİYYAT"

Bu makalede inceleyeceğimiz konu, Dârü'l-fünûn'da "Hilâfiyyât", yani "Mukayeseli Hukuk İlmi"dir. Hilâfiyyât'm Dârü'l-fünûn programına ne zaman alındığını, ne zaman programdan çıkartıldığını ve tekrar neden programa alınması gerektiği üzerinde ısrarla durulduğunu belirtmeden önce, Dârü'l-fünûn'un kısa bir tarihçesini vermek istiyoruz. Bu kısa tarihçeden sonra da Hilâfiyyât'm kelime ve terim anlamları üzerinde duracak ve bir disiplin olarak Hilâfiyyât'ın gerek İslâm Dünyası'nda, gerekse çağımızda nasıl değerlendirildiğini görecek ve bu suretle incelememizi tamamlamış olacağız.

FUZÛLÎ'NİN TASAVVUFÎ AŞK SÖYLEMİ

Tasavvuf öğretisinde Allah, bilinmek ve sevilmek muradıyla varlığı yaratmıştır. Yaratılmışlar içerisinde onu hakkıyla bilecek ve sevecek tek varlık ise insandır. Hak onun fani bedenine kendi ruhundan üfleyerek onu ebediyen diri kılmıştır. Onun celal ve cemal sıfatlarının kendisine tecelli ettiği insan, ondan, asli vatanından ayrı düşerek dünyaya indirilmiştir. İnsanın o andan sonraki çabası, ayrı düştüğü vatanına ve aslına kavuşmak, yaratılış halkasını tamamlayarak insan-ı kâmil makamına ulaşmaktır.

DİVAN ŞAİRİNİN İMGELEM DÜNYASINDAN BİR ÖRNEK: FÜLFÜL

Hindistan’da yabani olarak yetişen bitkinin birçok sıcak ülkede kültürü yapılmaktadır. Beş metreye kadar uzayabilen fülfül (karabiber), yaprak dökmeyen tırmanıcı bir bitkidir. Odunsu ve çok yıllık olan bitkinin yaprakları yürek biçiminde ve damarlıdır. Meyveleri küçük ve sapsız, çiçekleri ise sarkık hâldedir. Meyveleri olgunlaşmadan önce toplanıp kurutulur. Görünüş olarak küre biçiminde olup dış yüzeyi buruşuk ve siyah renkli taneler şeklindedir. Keskin ve aksırtıcı bir kokusu olan fülfülün yakıcı ve acı bir tadı vardır. Sosyal hayattaki en küçük ayrıntıyı bile şiirlerinin malzemesi hâline getiren divan şairleri, mutfağın vazgeçilmez unsurlarından biri olan “fülfül”e de duyarsız kalamamışlardır. Şairler, fülfülle ilgili, onun çeşitli hususiyetlerini de göz önünde bulundurarak, türlü imgeler yaparak hayal hazinelerinin kapılarını aralamışlardır. Divan edebiyatında fülfülle ilgili kullanımların tespitine yönelik yapılan bu çalışmada birçok divan taranarak elde edilen veriler başlıklar hâlinde tasnif edilmiş ve incelenmiştir. Fülfülün şairler tarafından hangi özellikleri dolayısıyla ele alındığı, ne şekilde benzetmelere konu edildiği, divan şiirinin estetik sistemindeki yeri tespit edilmiş; böylece edebiyatımızda tuttuğu yer belirlenip etraflıca ortaya konmuştur.

MEVZÛ'ÂTU'L-ULÛM'DA FELSEFE TASAVVURU

Mawdû'âtu'l-Ulûm that written in Otoman classical history, is a encyclopedia that includes a distinctive classification of the sciences, provides important work of each branch of sciences and give information about the scholars within the framework of the Islamic tradition of learning (sciences). In this Study, we will examine the parts of philosophy, especially theological theme (methaphy-sic) one in Mawdû'âtu'l-Ulûm. And it is examined the ideas put forward about the nature of philosophy, its status, values and assessments of the thinkers mentioned in the text. Thereby, it will be described generally, at least, the philosophical envision of Mawdû'âtu'l-Ulûm.

FUZÛLÎ'NİN HADÎKATU'S-SU'ADÂ'SI ÜZERİNE NOTLAR

Türk edebiyatının en kudretli şairlerinden sayılan Fuzûlî'nin telif ettiği Hadîkatu's-Su'adâ, yine şaire ait Dîvân ve Leylâ vü Mecnûn kadar meşhur olmuş bir eserdir. İslâm tarihinde önemli bir yeri olan Kerbelâ hâdisesi ve Hz. Hüseyin'in şehâdeti merkeze alınarak şekillendirilen bu eser, edebiyat tarihimizdeki maktel geleneğinin en mükemmel örneği olarak kabul görmüştür. Bu makalede öncelikle söz konusu eserin muhtevasına temas edilmiş, ardından üslûp özellikleri örnekler üzerinden değerlendirilmeye çalışılmıştır. Abstract: Hadîkatu's-Su'adâ written by Fuzȗlȋ who is counted as one of the most mighty poets of Turksh literature is a famous work as much as Fuzȗlȋ's Dîvân and Leylâ vü Mecnûn. This literal work that has been shaped with reference to Karbala that is important in Islamic history and martyrdom of Hz. Hüseyin is approved as the most perfect sample of maktel [murder story] custom in literature history. In this article, content of the mentioned work has been researched first of all and then features of wording has been tried to evaluate by samples.

MICHEL FOUCAULT'NUN ETİK ANLAYIŞI

Foucault's work is divided into three periods. Foucault, who named his first period of studies as "archeology" and second period as "genealogy", focuses on "ethics" in his third period. Foucault builds his ethical ideas on the grounds of his studies of ancient Greek and Roman societies. In this context, he defines ethics as the "relationship of the self with itself " and points out "the practices of the self" to be formed as a moral subject. Foucualt sees ethics as an opportunity to resist the governance of modern power. The creativity dimension that pushes Foucault to a distinction between morality and ethics comes out with the individual's freedom and ethics, which's ontological condition is freedom, is a positive form of freedom for Foucault, who adopts the understanding of positive freedom. The ethics, established with a creative dimension and freedom condition, add a new one to its features and gains an aesthetic meaning. Although because of his third period of studies, there are criticisms about Foucault that he has moved away from the political to an aesthetic dimension, this is wrong because ethics is very political as a resistance against the relations of power.

İHTİLÂFU'L-FUKAHÂ ESERLERİ ÜZERİNE İNCELEME

e-Makalat Mezhep Araştırmaları Dergisi, 2018

Bu makalede, İhtilâfu’l Fukahâ eserlerinin tarihi, literatürü ve sistemleşme sürecine yer verilmiştir. Hilâf ilminin tarihi hakkındaki bilgiler, Ferhat Koca’nın tercüme ettiği Mukayeseli İslam Hukuk Düşüncesinin Temellendirilmesi ve Şükrü Özen’in yazmış olduğu Diyanet İslam Ansiklopedisi “Hilâf” maddesi esas alınarak düzenlenmiştir. Tarihi süreçte, ihtilafa dair eserlerin sistemleşme sürecini görebilmek için dört eser incelenmiş ve karşılaştırılmıştır. Çalışmamızda incelemiş olduğumuz eserler: Tahâvî (ö. 321), İhtilâfu’l-Ulemâ Taberî (ö. 310), İhtilâfu’l-Fukahâ Debûsî (ö. 430), Kitâbu Te’sîsi’n-Nazar İbn Rüşd (ö. 595), Bidâyetü’l-Müçtehid ve’n-Nihâyeti’l-Muktesıd

HİNDU KURTULUŞ FİKRİNDE EVLİLİK

2023

Çalışmanın konusu Hindu kurtuluş fikrinde evliliktir. Hinduizm’de kurtuluş fikri yaratılış, ölüm ve ölüm sonrası hayat fikriyle ilişkilidir ve yaşam bunlarla biçimlenir. Kurtuluş, sadece inançsal boyutla değil tüm ritüel uygulamalarla dünya hayatını tamamen kuşatır. Dolayısıyla samskaralardan ve geçiş ritüellerinden birisi olan evlilik de kurtuluş fikriyle anlam bulur. Bu noktada evlilik önce yaratılış, ardından ölüm sonrası hayat fikriyle biçimlenirken kurtuluş öğretisinde anlam bulan bir ritüel uygulamaya dönüşür. Bu nedenle konu, kutsal metinlere göre kurtuluşa ulaşmak için zorunlu bir adım olan evlilik ile sınırlandırılmıştır. Hinduizm’e göre birey kurtuluşa ulaşmak için dinin gerekli gördüğü amaçları ve evreleri tamamlamak zorundadır. Evlilik bu evrelerden olup dünya hayatında etkili bir geçiş anlamına gelmektedir.