CIEPO-22 THE ATTITUDE OF THE OTTOMAN EMPIRE TOWARDS BYZANTINE HERITAGE AND URBAN TRANSFORMATION OF THE CAPITAL AFTER THE CONQUEST (original) (raw)
As the capital of Roman and later Eastern Roman Empires, Constantinople was the enigmatical city of richness and wealth, envied by Italian merchants during Comnenian and Macedonian Dynasties, when it had had its first Fall to the Latins in 1204. Finally at its second Fall to the Ottomans in 1453, it was a half-ruined city whose population might at the most have numbered fifty thousand. The unique architectural heritage it possessed was inherited to the Ottoman Empire. As a part of this cultural heritage, three Mid-Byzantine monuments, which highlight the urban fabric and are unique historical assets, conveying valuable information about the architectural styles, building techniques, decorative arts and social life of Medieval Constantinople, were chosen as three case-studies for this paper. Within the light of their preservation status and the limits of intervention to them, the attitude of the Ottoman Empire against Byzantine heritage can be deduced. Mehmet II, who perceived himself as the Eastern Roman Emperor after his conquest and was ambitious to conquer the Western Roman Empire after the Eastern one, became famous as an open-minded and reformist sultan. But his successors were not as tolerant as he was, and by the time of Sultan Suleiman in the 16 th century a certain domination of the Muslims in the city with the hegemony of the monumental religious complexes of the sultans is clearly distinguishable. Özet OSMANLI İMPARATORLUĞU'NUN BİZANS MİMARİ MİRASINA YAKLAŞIMI VE BAŞKENTİN FETİH SONRASI KENTSEL DÖNÜŞÜMÜ Roma ve daha sonra da Doğu Roma İmparatorluklarının başkenti olan Konstantinopolis, ilk düşüşünü, 1204 yılında Latinlere karşı yaşadığında, Komnenos ve Makedon hanedanları döneminde İtalyan tüccarlar tarafından gıpta edilen, özenilen zenginliklere sahip bir şehirdir. 1453'teki Osmanlı fethi sırasında ise, artık nüfusu en fazla elli bin olan yarı yıkılmış bir yerleşimdir. Sahip olduğu eşsiz mimari miras, Osmanlı İmparatorluğu'na miras kalmıştır. Bu kültürel mirasın ve kent dokusunun önemli bir parçası olan ve Ortaçağ Konstantinopolisi'nin mimari stilleri, yapım teknikleri, dekoratif sanatları ile toplumsal yaşamı hakkında değerli bilgiler taşıyan üç Orta-Bizans dönemi anıt, bu makalede üç vaka olarak incelenmiştir. Bu anıtların korunmuşluk durumları ve onlara yapılmış müdahalelerin sınırları ışığında, Osmanlı İmparatorluğunun Bizans mimari mirasına karşı tutumu üzerinde bir takım varsayımlarda bulunulabilir. İstanbul'un fethinden sonra kendisini Doğu Roma İmparatoru olarak gören ve Doğu Roma'dan sonra Batı Roma'yı da fethetmek için iddialı olan II. Mehmed, açık fikirli ve reformist bir sultan olarak ünlenmiştir. Fakat haleflerinin