ULUSLARARASI HUKUKTA SAVAŞ SUÇLARI (original) (raw)
Related papers
ULUSLARARASI HUKUKTA MANEVİ ZARAR
ULUSLARARASI HUKUKTA MANEVİ ZARAR
Özet: Klâsik uluslararası sorumluluk anlayışı uyarınca bir uluslararası haksız fiil ile bir başka devlet nezdinde maddî veya zarar doğuran devletin onarım yükümlülüğü bulunmaktadır. Her ne kadar uluslararası sorumluluk rejimi geçtiğimiz yüzyıldan itibaren ciddi bir dönüşüm içine girmiş ve Uluslararası Hukuk Komisyonu'nun 2001 yılında kabul ettiği Devletlerin Uluslararası Haksız Fiillerinden Kaynaklanan Sorumluluğunu Düzenleyen Maddeler Metni zarar unsurunu uluslararası sorumluluğun şartı olmaktan çıkarmış ise de, zararın uluslararası sorumluluk mekanizması içindeki merkezî rolü ve önemi azalmamıştır. Zira uluslararası sorumluluğun şartı olmaktan çıkarılarak sonucu haline getirilen zarar devletin onarım yükümlülüğünün konusunu teşkil etmeye devam etmektedir. Elinizdeki çalışma uluslararası hukuk doktrininin bugüne kadar yeterince ilgi göstermediği manevi zarar kavramını incelemekte, manevi zarara ilişkin uluslararası içtihadı değerlendirmekte, devletin doğrudan ve vatandaşları aracılığı ile (dolaylı) uğradığı manevi zarar ayrımına değinmekte ve en nihâyetinde manevi zararın varlığı halinde hangi onarım yöntemlerine başvurulabileceği hususunu irdelemektedir. Bu çerçevede, çalışma özellikle devletin uğradığı manevi zararların maddî yöntemler ile giderilip giderilemeyeceği meselesine odaklanmaktadır.
ULUSLARARASI HUKUKTA SALDIRI SUÇU
ULUSLARARASI HUKUKTA SALDIRI SUÇU
Eymir ALBAL 2501151394 TEZ DANIŞMANI Doç. Dr. Galip Engin ŞİMŞEK İSTANBUL -2018 iii ÖZ ULUSLARARASI HUKUKTA SALDIRI SUÇU EYMİR ALBAL Barışa karşı işlenen en üstün suç olarak kabul edilen saldırı suçu tezimizin başlığını oluşturmaktadır. Bu kapsamda uluslararası hukukta saldırı suçuna ilişkin düzenlemeler dört ana bölüm kapsamında incelenmiştir. İlk bölümde saldırı devletin hukuka aykırı fiili olarak incelenmiş, bu bağlamda tarihsel seyir içerisinde saldırıya ilişkin düzenlemeler belirtilmiştir. İkinci bölümde devletin sorumluluğu ve bireysel sorumluluğa ilişkin genel açıklamaların ardından, bireysel cezai sorumluluğun uluslararası suçlar bakımından tesisi özel olarak saldırı suçu bağlamında incelenmiştir. Üçüncü bölümde, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin yapısına ve kurucu metni Roma Statüsü'nün çalışma bakımından önem arz eden unsurlarına değinilerek, saldırı suçu kapsamında kabul edilen tanım ve düzenlemeler analiz edilmiştir. Dördüncü bölümde ise saldırı suçunun karşılaştırmalı hukuktaki düzenlemelerine yer verilmiş ve Türk mevzuatında saldırı suçuyla ilgili addedilebilecek hükümler değerlendirilmiştir. Son bölümde ise yapılan analizler çerçevesinde ulaşılan sonuçlar ortaya konulmaya çalışılmıştır. Anahtar kelimeler: Saldırı suçu, saldırı fiili, saldırı savaşı, Roma Statüsü, Uluslararası Ceza Mahkemesi, kuvvet kullanma, savaş, uluslararası ceza hukuku, devletin hukuka aykırı fiili, bireysel cezai sorumluluk. iv ABSTRACT CRIME OF AGGRESSION IN INTERNATIONAL LAW EYMİR ALBAL Crime of aggression which is regarded as supreme crime against peace constitutes our headline of thesis. In this thesis, the regulations related to aggression in international law are examined in four main sections. In the first part, aggression was examined as wrongful act of State, and in this context the regulations of the aggression in the historical course were indicated. In the second part, after the general accountability of the responsibility of the state and individual responsibility, the individual criminal responsibility in terms of international crimes was examined in the context of the crime of aggression. In the third part, the definitions and regulations accepted within the crime of aggression were analyzed by referring to the structure of the International Criminal Court and the elements of the Court's founding text-Rome Statue that are important for the study. In the fourth part, the regulations related to crime of aggression was included under comparative law and the provisions can be considered related to the crime of aggression under Turkish legislation were evaluated. In the last part, the results reached in the framework of the analyzes was tried to be presented. Keywords: crime of aggression, act of aggression, war of aggression, Rome Statute, International Criminal Court, use of force, war, international criminal law, wrongful act of State, individual criminal responsibility v ÖNSÖZ Uluslararası hukukun en güncel ve temel konularından birini saldırı oluşturmaktadır. Her ne kadar saldırıya ilişkin olarak, tarihte devletlerin bu yola başvurmalarında çeşitli teoriler ve görüşler ortaya atılsa ve savaşa başvurmaya ilişkin belirli kısıtlama eşikleri getirilse de, saldırının cezai bakımdan düzenlenmesi ve suç bakımından bireysel sorumluluğun tesisi oldukça geç dönemde gerçekleşmiştir. Tezimizde uluslararası ceza hukuku alanında saldırı suçunun niteliği gereği tanımı, saldırı fiilinin tespiti ve yargılama noktasındaki birtakım hususlar hukuki sorun alanı olarak saptanmış ve özellikle bu alanlara yoğunlaşılarak, söz konusu unsurlar bakımından literature katkı sağlanmaya çalışılmıştır. Çalışmanın bu bakımdan konunun tarihsel seyrini yansıtmaya çalıştığını ve güncel tanımı farklı perspektiflerden değerlendirmeye çalıştığını belirtmek isteriz. Bu sebeple çalışmada Türkçe ve İngilizce uluslararası hukuk, ceza hukuku, uluslararası ilişkiler, siyaset bilimi ve tarih alanındaki eserlerden faydalanılmıştır. Çalışmada her ne kadar uluslararası hukukta ve karşılaştırmalı hukuktaki düzenlemelere yer verilse de, ceza hukuku sistematiği altında suç incelemesi yapılmadığı ve yalnızca önem arz eden hususlar bakımından suç unsurlarına değinildiğini belirtmek gerekmektedir. Çalışmamızın Türk hukuk doktrinine katkı yapacağı temennimizi ekleyerek, tezin hazırlanması sürecinde desteğini esirgemeyen danışmanım Sayın Doç. Dr. Galip Engin Şimşek'e sonsuz teşekkürlerimi sunarım.
ULUSLARARASI HUKUKTA KUVVETLER STATÜSÜ ANLAŞMALARI
ULUSLARARASI HUKUKTA KUVVETLER STATÜSÜ ANLAŞMALARI, 2020
Status of forces agreements (SOFAs) are usually concluded when a State sends its troops to a foreign country. SOFAs mostly are bilateral agreements however they might take different forms such as “exchange of notes”, or names as in “memorandum of understandings”. Moreover, they might be formulated as multilateral agreements as in the example of NATO SOFA. Status of forces agreements are neither military assistance agreements nor do they necessarily prescribe the mandate of a force. A State’s right to station its forces in another country, which is referred to as ius ad praesentiam, is not prescribed by a SOFA. To the contrary, SOFAs regulate the legal status of the forces while in a receiving State (ius in praesentia). This study aims to analyse bilateral and multilateral examples of SOFAs. To that end, the study starts the regime of NATO SOFA, bilateral SOFA experiences of States (i.e.: Afghanistan, Germany, Turkey, Japan, South Korea, the USA etc. with other States). Finally, status of UN peacekeepers is handled followed by the jurisdiction of International Criminal Court over foreign military personnel.
ULUSLARARASI HUKUK AÇISINDAN ŞUŞA BEYANNAMESİ VE ÖNEMİ
II. ULUSLARARASI KAFKASYA’NIN GELECEĞİ KONGRESİ BİLDİRİ KİTABI (11-13 MAYIS 2022), 2022
Muzaffer Azerbaycan Ordusunun zaferi ile sonuçlanan İkinci Karabağ Savaşı, bölgenin sadece askeri, siyasi ve ekonomik hayatına değil, uluslararası hukuk açısından güvenliğin sağlanmasına da olumlu yansıyarak, küresel düzeyde de dengelerin yeniden şekillenmesini beraberinde getirmiştir. Karabağ Zaferi, askeri operasyonların ilk gününden itibaren Azerbaycan'ı haklı mücadelesinde destekleyen Türkiye ile karşılıklı iş birliğinin birçok bölgesel sorunu çözmedeki etkinliğini göstermiştir. Kars Anlaşması’nın 100. yıldönümünde Karabağ'ın kalbi-Şuşa’da imzalanan Beyanname, hem ikili ilişkilerde hem de savaş sonrası bölgesel konfigürasyonlar bağlamında Türk dünyası için yeni bir dönemin başlangıcına işaret etmektedir. Şuşa’da verilen mesajlar dikkate alındığında, Beyanname, Türkiye-Azerbaycan iş birliğinin izleyeceği rotayı belirleyen önemli belgelerden birisi olarak değerlendirilebilir. Literatür taraması yöntemi kullanılan bu çalışmada, Şuşa Beyannamesi’nin iki ülke ilişkilerinde stratejik öneminin değerlendirilmesi, belirtilen hususların uluslararası hukuk perspektifinden incelenmesi ve yorumlanması amaçlanmaktadır. The Second Karabakh War, which resulted in the victory of the victorious Azerbaijan Army, not only reflected on the military, political and economic life of the region, but also on the provision of security in terms of international law, and brought about a reshaping of the balances at the global level. The Karabakh Victory demonstrated the effectiveness of mutual cooperation with Turkey, which has supported Azerbaijan in its just struggle from the first day of military operations, in solving many regional problems. The Declaration signed in Shusha, the heart of Karabakh on the 100th anniversary of the Kars Agreement, marks the beginning of a new era for the Turkish world, both in bilateral relations and in the context of post-war regional configurations. Considering the messages given in Shusha, the Declaration can be considered as one of the important documents determining the route to be followed by Turkey-Azerbaijan cooperation. This study used the literature review method, is aimed to evaluate the strategic importance of the Shusha Declaration in the relations of the two countries, to examine and interpret the issues specified from the perspective of international law.
ULUSLARARASI HUKUKTA TERÖRİZM - LİSANS TEZİ
ULUSLARARASI HUKUKTA TERÖRİZM - LİSANS TEZİ, 2020
İnsanlık tarihi kadar eski ve insanoğlunun siyasi örgütlenmesine paralel bir şekilde gelişim gösterdiği görülen terörizm, günümüzde sadece ulusal veya bölgesel planda etki ve sonuçlar doğuran bir sorun olmaktan çıkmış; uluslararası barış ve güvenliğe yönelik en önemli tehditlerden biri haline gelmiştir. Uluslararası toplumu tehdit eden bu sorunun küresel niteliği, terörizmin, uluslararası hukuk çerçevesinde incelenmesini zorunlu kılmaktadır. Terörizm konusunun ele alınışındaki en büyük sorunlardan birisi de ortak bir terör/terörist tanımının yapılamayaşıdır. Neticede "Birine göre terörist olan kişi, bir başkasına göre özgürlük savaşçısıdır" deyiminden hareketle bütün devletler ve kişiler nezdinde “terörist” tanımı değişkenlik göstermekte, çoğu kez de net bir tanımı yapılmamaktadır. Bu bağlamda çalışmanın ilk bölümünde terör kavramı, terörizmin tarihsel gelişimi ve terör türlerine yer verilecek, ardından uluslararası hukukta terörizm tanımının gerekliliği ve terörizm tanımının oluşturulamamasının nedenleri ele alınacaktır. Çalışmanın ikinci bölümünde devlet ve şiddet ilişkisine değinilecek, meşru güç kullanma yetkisi irdelenecektir. Devlet terörizminin boyutları ele alınarak devletlerin terörizmle bağlantısı ve etkisi açıklanacaktır. Son olarak Çin Halk Cumhuriyeti’nin uyguladığı politikalar devlet terörü bağlamında incelenerek bölgede yaşanan insan hakları ve hukuk ihlalleri ortaya konulacaktır.