RAWLS VE WALZER'DE LİBERAL HAKLI SAVAŞ KURAMI ÜZERİNE DÜŞÜNCELER Armağan ÖZTÜRK1 (original) (raw)

Öz: Bu bildirinin amacı savaşı etik politik düzeyde meşrulaştıran ve normatif ilkelere dayanarak savaşta şiddet kullanımını sınırlayan haklı savaş kavramlaştırmasını Rawls ve Walzer'in tezleri üzerinden değerlendirmektir. Haklı savaş kuramı savaşın süresini uzatır ve savaşın gerçek nedenleri üzerine gizemleştirici bir etki de bulunur. Uygarlık içerisinde doğanın, bios'la beraber varlığını koruyan zoe'nun felsefi bir savunmasıdır haklı savaş. Sivil toplum öldürme yasağı, demokrasi ise özgür irade üzerine kuruludur. Savaşta her iki ilke de ihlal edilir. İyilik için savaştığına inanan bir kimseyi kötülük tamamen yok olmadan durdurmak gerçekten olası mıdır? Walzer Haklı Savaş adlı çalışmasında bu soruyu önemser; haklı savaş ile sınırlı savaş arasındaki ikilemi muhafazakar bir içerikle çözümlemek ister. Şöyle ki, Walzer'e göre savaş verili düzeni koruyor ise orada haklı savaş vardır. Ancak savaş yeni bir siyaseti, etiği ya da toplumsal düzeni getirmeye çalışıyorsa haklı savaş yerini din savaşına bırakır. Rawls'nun Halkların Yasası ise halkları sınıflar ve savaşın yalnızca yasa tanımaz toplumlara doğru yöneltilebileceğini kayıt altına alır. Ancak bu toplumlara karşı girişilen savaşlarda her durumda ahlaki olmaz. Çünkü düşünür tek meşru savaşın meşru müdafaa savaşı olduğunu kabul eder. Tam bu noktada insan hakları literatürü savaş konusuyla birleşir. Rawls halklar adil ve özgür bir rejime ulaşmalarını engelleyecek koşullar altında yaşıyorlarsa eğer, daha iyi durumda olan halkların esaret altında yaşayan halklara yardım edebileceğini söyler. Tabii düşünüre göre insan hakları adına savaş bir yardım biçimi değildir.

Loading...

Loading Preview

Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.