17. Yüzyılın İlk Yarısında Trabzon'da Muhtedi Yeniçeriler.pdf (original) (raw)

17. Yüzyılın İkinci Yarısında Şam Yeniçerileri

XVIII. Türk Tarih Kongresi 1-5 Ekim 2018 / Ankara: Kongreye Sunulan Bildiriler (III.Cilt), 2022

ÖZET Osmanlı bürokratik geleneği çerçevesinde Şam yeniçerilerinin, Şam eyaletindeki mali, iktisadi ve askerî yapı içindeki yeri ve önemi incelenmeye muhtaçtır. Bu araştırma, yeniçerilerin mali ve askerî vaziyetiyle sorunlarını ve bunlara dair tedbirleri incelemiştir. Şam’daki yeniçerilerin yerleşim alanları, 17. yüzyıla özgü tahrir kayıtlarına dayanılarak, tablo olarak verilmiştir. Yeniçerilerin ulufelerine, istihdam alanlarına ve ocaklık mukataalara dair incelemeler Maliyeden Müdevver ve Mühimme defterlerine dayandırılmıştır. 1675-76 yılına ait mufassal avarızhane defterine göre şehir merkezinde 607 yeniçeri, 133 kuloğlu ve 130 hisareri saptanmıştır. İlgili defterde kapıkulu ve yerli yeniçeri tasnifini ve sayısını tam olarak tespit etmek mümkün olmamıştır. Münferit belgelerde sayısı 1800’e kadar çıkan yerli yeniçeriler seferde, hac yolunda, kalelerde, hazine naklinde ve eşkıya saldırılarına karşı istihdam edilmiştir. Şam Kalesi muhafazasındaki dergâh-ı alî yeniçerilerinin sayısı 437/438 neferdi. Şam yeniçeri ulufeleri yıllık 80010 kuruştu. Ocaklık mukataaların harap olması, mukataa şartlarına uyulmaması ve miri malın zimmetlerde kalması ulufe kesintilerine/kusurlarına yol açmıştır. Kesintiler; yeniçeri-defterdarlık arasında anlaşmazlığa ve nakit para arayışlarına sebep olmakla birlikte ocaklık mukataaların, işlevini icra edemediğini göstermiştir. Nakit bir gelir olan avarız vergisinin yeniçeri giderlerine tahsis edildiği görülmüştür. ABSTRACT Within the limits of the Ottoman bureaucratic tradition, the place and importance of Damascus janissaries within the financial, economic and military structure in Damascus Province need to be searced. This study had researched the financial and military situation and problems of the janissaries and the measures about these. The settlement areas of the janissaries in Damascus had been delivered as the table by being based the essay records peculiar to 17th century. The researches in regard to ulufes, their tasking areas and the ocaqlıq muqataas has been based Maliyeden Müdevver and Mühimme defters. According to the Detailed Avarızhane Defter dated 1675-76, it had been determined 607 janissaries, 133 quloghlus and 130 hisareries in the city. It has been possible completely to determine the classification and number of the qapiqulu and the local janissaries in that the defter. Local janissaries, that their numbers aggregated to 1800 soldier in the individual documents, had been tasked at mobilization, on the hajj road, in the castles, in the treasure transfer and against bandit attaks. The number of the qapıqulu janissaries in the guarding of Damascus Castle were 437/438 soldiers. The ulufes of the janissaries was yearly 80010 qurush. The ruin of ocaqlıq muqataas, the nonfulfillment of muqataas conditions and the mirî mâls entrusted caused ulufe cuts. Cuts had indicated that the ocaqlıq muqataas were not able to perform its functions as well as causing conflict between the janissariesdefterdarlıq and cash seeking. It had been seen that the avarız tax, that was cash income, was assigned to the janissaries.

Gelenek ve Modernlik Arasında Bir Osmanlı Şehri: 17. Yüzyılın İlk Yarısında Trabzon'da Siyaset

2012

Osmanlı İmparatorluğunun 17. yüzyıldan itibaren "gerileme" sürecine girdiği tespiti uzun yıllar Osmanlı tarihçiliğinin ana eksenlerinden birini teşkil etmiştir. Bununla birlikte, son zamanlarda, bu kadar uzun süren bir "gerileme"nin yaşanıp yaşanamayacağı noktasında bir kısım soru işaretlerinin baş göstermesi, imparatorluğun gerek "Klasik Çağ" olarak nitelenen dönemine gerekse bu dönem sonrası "gerileme" olarak adlandırdığımız döneme dair yeni bakış açılarını beraberinde getirmiştir. Karşılaştırmalı Osmanlı tarih yazımında yaşanan gelişmelerle desteklenen bu bakış açısı, Avrupa'da hemen hemen aynı yüzyıllarda yaşanan "kriz" döneminin modernizmle sonuçlanmasına rağmen, Osmanlılar'da neden gerilemenin başlangıcı olarak görüldüğü noktasında ciddi şüpheler uyandırmıştır. Bu nedenle 17. ve 18. yüzyılların daha önceki "ihmal" edilmiş halleri kısmen ortadan kalkarak bu yüzyıllara dair ciddi çalışmalar kaleme alınmıştır. 19. ve 20. yüzyıllarda yaşanan "uluslaşma" sürecinin kökenlerinin 17. yüzyılda aranması gerektiğine dair bulunan izler, Osmanlı tarihinin bu ihmal edilmiş yüzyıllarının "kıymeti"ni daha da arttırmıştır. Bu durum, Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti arasındaki sürekliliklerin ve kopuklukların daha iyi anlaşılmasını sağlarken, aynı zamanda İmparatorluk ve Cumhuriyet hakkındaki entelektüel mesafemizi daraltmıştır. 17. yüzyılda yaşanan değişimlerin şehir tarihi perspektifinden de değerlendirilmesi gerektiği kanısından hareket eden bu tezde de, Trabzon gibi önemli bir eyâlet merkezi konu edinilerek şehrin sosyo-politik tarihinin elden geldiğince ortaya konulmasının, sosyo-ekonomik tarih yazımındaki gelişmeleri tamamlayacağı düşünülmüştür. Böyle bir tez konusu ile tarihçiliğe adım atmamı temin eden danışman hocam Prof. Dr. Kenan İnan'a müteşekkirim. Onun, beni sürekli Tursun Bey ve Kınalızâde Ali Çelebi okumalarına yönlendirmesi, şer'iye sicillerinin nasıl işlevsel kullanılabileceğini öğretmesi teşekkürden fazlasını hak etmektedir. Karşılaştığım hemen her problemde yardımlarını esirgememesi ise bu tezin sonlanabilmesini sağlamıştır. Yine tezimi okuyarak görüşlerini paylaşan hocalarım Prof. Dr. M. Alaaddin Yalçınkaya, Prof. Dr. M. Yavuz Erler, Doç. Dr. Temel Öztürk, Doç. Dr. Rahmi Çiçek ve arkadaşlarım Miraç Tosun, Mücahit Kaçar, H. İbrahim Düzenli ve M. Fatih Kılıç'a ne kadar teşekkür etsem azdır.

Bir Osmanlı Şehrinde Yönetenler (XVII. Yüzyıl Trabzon’u Örneğinde)

Abay Kunanbayev Anısına Türkiye ve Türk Dünyası Araştırmaları-III, 2020

Osmanlı toplumu daha kolay incelebilmesi için farklı kriterlere göre birçok farklı şekillerde tasnife tabii tutulmuştur. Bu tasniflerden en bilinenleri dini ve yönetsel açıdan yapılanlardır. Bu çerçevede dini olarak Müslim-Gayrimüslim yönetsel olarak yönetenler yani askeri ile yönetilenler yani reaya olarak yapılan tasnif en bilenenleridir. Yine yaşam birimine göre şehirli-köylü gibi veya icra edilen mesleklere göre de bir çok tasnif yapılmıştır. Yöneten-yönetilenler olarak yapılan tasnif yapılan çalışmalarda en çok kullanılan tasniftir. Belki de devlet yönetim erkinde yer alan yöneticilerin yönettikleri ile olan ilişkileri sosyal tarihin en önemli problemlerinden biri olduğu için bu nokta vurgulanmıştır. Nihayetinde Osmanlı yönetim sistemi monarşi ile yönetilen bir devlet yönetimi öngörse de olsa da devlet aygıtının işlerliği için mutlaka bir yönetici zümreye ihtiyaç olacağı tabiidir. Yani karar alan tek de olsa uygulayan bir zümre olacaktır. Osmanlı devletinde bu ayrımı tanımlayan en net belirleyici unsur yönetenlerin maaş almaları yönetilenlerin vergi vermeleridir. Yani devlet aygıtının işlemesini sağlayan yönetenler başta güvenlik ve adalet gibi yaptıkları temel hizmetler karşılığında maaş almakta -ki bu sebeple taşrada yöneten denildiğinde ilk akla geleneler doğal olarak bey ve kadı olmakta- bu aygıtın işlemesinden istifade eden reaya ise ürettiğinden bir kısmını devlete vergi olarak vermektedir. Aslında burada ürettiği derken sahip olduğu anlamını kullanmak da ayrı bir problem oluşturacaktır. Nihayetinde Osmanlı Devletinde reaya ve ülke sultanındır. Ancak her ne olursa oldun toplumda bazı kimseler doğrudan O sultan adına hareket ediyor, adalet dağıtıyorken bazı kimseler ise O sultanın malını tasarruf ediyor ve katma değer ortaya koyuyorlardı. İşte bunların yerelde birbiri ile ve merkez ile ilişkileri her zaman ilginç bir araştırma konusu olmuştur. Bu çerçevede makalede, dönemsel olarak çok da dikkati çekmeyen XVII. yüzyılda bir Osmanlı şehrinin yöneticileri ele alınmış, onların gerek birbirleriyle gerek yönettikleri halk ile gerekse de merkez ile ilişkilerine taşradaki olaylar hakkında en doğru bilgilere ulaştığımız şer’iye sicilleri başta olmak üzere arşiv kaynaklarından istifade edilerek bir ışık tutulmaya çalışılmıştır. Bu çalışma 2016 yılında Selçuk Üniversitesinde tamamlanan doktora tezinde kullanılmak üzere temin edilmiş, üzerinde çalışılmış ancak bir tez hacmini çok da artırmaması için çoğu tezde kullanılamamış materyali istifadeye sunmayı amaçlamıştır. Anahtar Kelimeler: Bey, Kadı, Şer’iye Sicilleri, Trabzon, Yönetenler

Fetihten 19. Yüzyıla Kadar Trabzon Şehri'nin Mahalleleri

Öz: Şehirlerin damarları mesabesindeki mahallelerin tarihini yazmak bir şehrin özüne nüfuz edebilmek açısından mühimdir. Anadolu'da tarihi en iyi incelenen şehirlerden olan Trabzon'un mahallelerine dair de kısmî bazı çalışmalar kaleme alınmış; fakat derli toplu olarak Osmanlı dönemi Trabzon'unun mahallelerini ele alan bir çalışma henüz kaleme alınmamıştır. Bu istikamette Trabzon'un Osmanlı İmparatorluğu tarafından fethinden 19. yüzyıla kadar olan mahallelerinin yüzyıl yüzyıl cereyan eden değişimler ve süreklilikler gözetilerek tespit edilmesi bir noktada şehrin tarih içerisindeki muhtevasının da belli bir kısmının ortaya çıkarılması demektir. Dolayısıyla bu yazıda gerek daha önce yapılan çalışmaların bir araya getirilmesi gerekse arşiv belgelerinin taranması ile elde edilen veriler, yüzyıllar itibariyle tablolar halinde sunularak derli toplu bir mahalleler envanteri ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bu tespit işlemine 15. ve 16. yüzyıllar için tahrir defterleri, 17. ve 18. yüzyıllar için ise avarız defterleri ile şer'iye sicilleri ve hurufat defterleri kaynaklık etmektedir. Abstract: Writing the history of neighborhoods, function as the veins of cities is crucial in penetrating the essence of a city. Some partial studies have been done on the neighborhoods of the city of Trabzon, which is one of the best historically examined cities in Anatolia, however an extensive study that deals with the neighborhoods of Trabzon in the Ottoman period has not been written yet. In this respect, determination of the neighborhoods of Trabzon century by century, from the conquest by the Ottoman Empire to the XIXth century by observing the changes and continuities, in a sense means revealing the meaning of a great deal of the city in history. Hence, in this paper, both previous studies have been brought together and the obtained data by scannings of archival documents are presented in tabular forms by centuries and attempted to reveal a comprehensive inventory of neighborhoods. This identification process is based on the tahrir registers for the XVth and XVIth centuries, and avarız registers, sharia court records and hurufat registers for the XVIIth and XVIIIth centuries.

17. Yüzyılda Saray Mücellitleri

ASOS JOURNAL, 2018

Osmanlı döneminde cilt sanatkârlarının oluşturduğu sınıf, devlet bünyesinde kurulup, sanata öncülük eden ehl-i hiref-i hâssa teşkilatı içerisinde yer almıştır. Bu teşkilat kitap sanatlarından, kuyumculuk, dokuma, ahşap ve maden sanatlarına kadar birçok alanda günümüze kadar ulaşan eşsiz ürünler ortaya koymuştur. Neredeyse dört asır kadar devam etmiş olan bu teşkilatın içerisinde yer alan mücellidân yani cilt sanatkârlarının 17. yüzyıldaki idari yapılanması, yaptıkları işler, aldıkları ücretler ve 17. yüzyıl boyunca geçirdiği değişimler bu çalışmanın ana konusunu oluşturmuştur. Çalışmada saray mücellitleri hakkında ayrıntılı bilgiler verilmiş olup bu yüzyılda var olan cilt sanatkârlarının isimleri ve aldıkları ücretler ayrıca listeler halinde sunulmuştur. 17. yüzyıl boyunca cilt sanatkârları dönemin ehl-i hiref-i hâssa defterleri ışığında incelenmeye gayret edilmiştir. Anahtar kelimeler: Cilt Sanatı, Mücellit, Ehl-i Hiref, Saray, Sanatkâr, 17. Yüzyıl.

Yeni Bulunan Avarız Defterlerine Göre 17. Yüzyılın İlk Yarısında Amid (Diyarbekir)

12/3, 2020

Osmanlı tarihçilerine nitelikli istatiksel veriler sunan 15-16. yüzyıl tahrir defterleri, 17. yüzyılda timar tahrirlerinin tedricen terk edilmesi sonucu yerini avârız defterlerine bıraktı. Dolayısıyla avârız defterleri, 17. yüzyıl Osmanlı sosyal, ekonomik ve demografik tarihinin en önemli kaynaklarından biri haline geldi. Birçok eyalet merkezi ve şehir, bu kaynaklarla incelenmişken Diyarbekir’e ait defterlere arşivlerde rastlanmamıştı. Yakın zamanda Osmanlı Arşivi’nde tasnif edilmeden bırakılmış bazı defter ve belgeler arasından Amid’e (Diyarbekir) ait iki icmâl avârız defteri bulundu. Bu çalışmada, 1618 ve 1652 yıllarına ait yeni bulunan iki defterin tanıtımı ve içerik analizi yapıldı. Defterlerin sunduğu verilerle Amid’in 1618-1652 yılları arasındaki mahalle, köy ve aşiret yapısı incelenerek 17. yüzyılın ilk yarısında Amid’in yerleşim ve ekonomi tarihinin bazı yönlerine ışık tutuldu. Şehirde yaşayan Müslümanlar ile gayrimüslimleri oluşturan Hristiyan, Yahudi ve Şemsilerin yerleşim yerlerine dağılımı ve vergi durumları ortaya konuldu. Böylece 17. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğunun yüz yüze kaldığı krizler, mali buhranlar ve dönüşümlerin taşraya yansımaları Diyarbekir eyaletinin merkezi Amid’de gözlemlenmeye çalışıldı.