BATI VE DOĞU MİTOLOJİLERİNDE KADIN İMGESİ TANRIÇA’LAR (original) (raw)
Related papers
TÜRK ATASÖZLERİ VE DEYİMLERİNDE KADIN İMGESİ
Özet: Atasözleri ve deyimler yaşayan bir kültürün atalarından günümüze mirasıdır. Atasözleri ve deyimler toplumun ve bireyin davranış kodlarını belirleyen birer nirengi noktası olarak, genel kabul gören, olumlanan davranışlar ve düşünce biçimlerinin yanısıra kabul görmeyen ve reddedilen davranış ve düşünce biçimlerini de anlamlarında barındırırlar. Bu bağlamda Türk Atasözleri ve Deyimleri ışığında Türk toplumunda kadın imgesi araştırılmıştır. Bu araştırmada Türk atasözleri ve deyimlerinde kadın imgesinin nasıl sunulduğunu incelemek amacıyla içerik analizi yöntemi kullanılmıştır. Türk kültürü içerisinde kadın imgesinin bir kahramandan değersiz bir varlığa kadar geniş bir perspektifte tanımlandığı tesbit edilmiştir. Yapılan içerik analizi sonucunda kadınların olumlu ve istenilen özelliklerinin yanısıra kadına ve kadın imgesine olumsuz özellikler de atfedilmiştir. Anahtar Kelimeler: atasözleri, deyimler, Türk kültürü, kadın, kadın imgesi WOMAN IMAGE IN TURKISH PROVERBS AND IDIOMS Abstract: Proverbs and idioms are the heritages of a living culture from the ancestors to today. Proverbs and idoms are the reference points of the society and individuals behavioral patterns and they not only represents the general acceptable and valued behavioralpatterns and thought processes but also unacceptable and rejected behavioral patterns and thought processes. In this context image of women in Turhish society was explored from the Turkish Proverbs and Idıoms. In this research in order to explore the woman image in Turhish proverbs and Idioms the content anaylsis method was used. As a result Turkish women described in a wide range of perspective from a hero to a unvaluable object, not only the precious and wanted characteristics but also unacceptable and rejected characteristics are the part of woman image.
TÜRK VE ÇİN MİTOLOJİSİNDE KADIN GÜNEŞ MİTLERİ
Oğuz Boyları Sempozyumu Bildirisidir, 2023
Tarihin ilk dönemlerden itibaren göğü çadır bilen Türk, gökteki ay ve güneşi de kutsal kabul etmiştir. Fakat bu kutsallığı hiçbir dönemde tanrılaştırmamıştır. Gökte olan cisimleri sahiplenmiş, kötülüklerden korumaları için bir kalkan görevinde olduklarını düşünmüşlerdir. Alman Sinolog W.Eberhard, geleneksel Türk dinini "gün ve ay kültlerinden müteşekkil Türk Gök Dini" şeklinde tanımlamaktadır. Doğada bulunan bazı güçlere kutsallık atfetmekle, o güçlere inanmak arasında büyük farklar vardır.
TAHTACI İNANÇ ve RİTÜELLERİNDE KADIN
Metin Ekici Armağanı, 2022
Bu çalışmada yazılı ve sözlü kaynaklardan yararlanılarak “Tahtacı geleneğinde özellikle günlük yaşamda, sosyal ilişkilerde, dinî hayatta kadının konumu ve rolü nedir? Topluluk mensupları arasında kadına bakış açısı nasıldır? Dinî ve sosyal hayatta kadının statüsünü belirleyen unsurlar nelerdir? Kadın-erkek eşitliğini beraberinde getiren bu inanç yapısının temelini hangi kültürel kodlar oluşturmaktadır?” vb. soruların yanıtları aranmıştır. Bu yolla Tahtacı inanç ve ritüellerinde kadının konumu irdelenmeye, diğer taraftan yol öğretilerinin, inanç yapısının ve kültürel değerlerin kadın statüsünü belirlemedeki rolü belirlenmeye çalışılmıştır.
BATI MODERN SANATINDA MİSTİSİZM VE KADIN SANATÇILAR
Anadolu Üniversitesi Sana ve Tasarım Dergisi, 2023
Modern dönemde mistik düşünce geleneklerinin Batı Avrupa sanatına olan etkisi görünürlük kazanmış hatta ona yön verir hale gelmiştir. Araştırma makalesi niteliğindeki metin, mistik düşünme biçimiyle şekillenen modern Batı sanatını ve bu sanatın gelişiminde rol oynanayan kadın sanatçıları tanımayı ve anlamayı amaç edinir. Akademinin ve sanat tarihinin yerleşik doktorinine uzak olan mistisizm ve sanat ilişkisi Batı’da Modernizm’in az tartışılmış yüzünü ortaya koyar. Modernitenin temsili olan kadın sanatçılar üzerine açılan sergiler, yazılan makale ve derlemeler dönemin atmosferini yeni bir okumaya açmış ve makalenin inceleme yönteminin geliştirilmesinde temel unsur olmuştur. Moderniteye kendine özgü karakter kazandıran kadın sanatçıların çalışmaları, onların düşünsel alt yapılarını kurmalarına yardımcı olacak kadın teologların yazıları ve dönemin koşulları karşısındaki cesur biyografiler ilham verici materyaller olmuştur. İncelenen metinlerde içerik olarak aynı kavramların farklı terimlerle adlandırmalarından doğan karışıklığı önlemek amacıyla metot olarak öncelikle, mistisizmin Batı’ da karşılığı olan okült ve ezoterim üzerine açıklamalar yapılmış, sanatsal anlamda bu kavramların etkisi tartışılmış, ardından kadın düşünürlerin fikirlerine değinilmiş, ağırlıklı olarak mistisizmle ilişkilenebilecek kadın sanatçıların çalışmalarından örnekler verilmiştir. Makale içerisinde dikkat çekebilecek en önemli bulgu, modernitede karşılaşılan ve sanatsal akımlara erkek sanatçılar kadar yön verdiği düşünülen mistik vizyona sahip kadın sanatçıların araştırılması olarak sunulabilir. Sonuç olarak, Batı Modern sanatının inanç ve akıl arasında bağ kurmasını sağlayan güçlü kadın sanatçıların çalışmalarına tanıklık edilmiştir.
TANRIÇALARDAN KADIN SORUNLARINA: TOMUR ATAGÖK’ÜN RESİMLERİNDE KADIN OLGUSU
SANAT VE İNSAN, 2022
Özet Kadın tarihsel süreç içinde farklı yerlerde konumlandırılmış olsa da görsel sanatlarda en temel konulardan biri olarak yer alır. Ancak “kadın” olarak kendini var etme çabası ne yazık ki 20. yüzyıldan itibaren görünür olmaya başlar ve bir kadın sanatçı olgusundan söz edilir olur. İlk olarak 1960’larda feminist hareketler ile gündeme gelmeye başlayan kadın sanatçı kavramı aynı dönemlerde bizde tam karşılığını bulmamış olsa da ilerleyen dönemlerde gündeme gelecek, kadınları ve kadın sorunlarını konu alan çalışmalar yapılacaktır. Kadın kavram olarak Cumhuriyet ideolojisinin dayanağı olan “kadını modernleştirmek aynı zamanda toplumunu da modernleştirmenin öncülüdür düşüncesi” ile başlangıçta annelik vurgusuyla birlikte Batı’daki hem cinsleri kadar zorluklarla karşılaşmamış olsa da kadınların sanat ortamında kendilerine düşen pay her zaman için daha az olmuş, ancak buna karşın Türk sanat tarihi yazımının dışında tutulmamışlardır. II. Meşrutiyet döneminden itibaren erkeklerin yanında sadece yazar değil, aynı zamanda birer ressam olarak adlarından söz ettiren kadınların hak arayışları Batı’da olduğu kadar eylemlere sahne olmamıştır. Nitekim 1980’lerin Batı dünyasında kadın hakları savunusu en hareketli günlerini yaşarken bizde bir kadın hem sanatçı hem de müzeci olarak önemli işlere imzasını atacak, adından söz ettirecektir. “Tanrıçalardan Kadın Sorunlarına; Tomur Atagök’ün Resimlerinde Kadın Olgusu” başlığını taşıyan bu çalışmada kadının toplumsal konumundan hareketle Türk resminin önemli kadın sanatçıları arasında yer alan ve çalışmalarında kadın temasını kullanan Tomur Atagök’ün çalışmaları üzerinden Türkiye’deki kadın sanatçı profilinin verilmesi amaçlanmıştır. Bilimsel verilere dayanarak betimsel modelli nitel bir araştırma makalesi olan söz konusu çalışmada veri toplaması literatür taraması, temel nitelikli sanat tarihi, sosyoloji, kültürel antrolopoloji kitapları ile konuyla ilgili makale ve tezlerin incelenmesi ile yapılmıştır. Atagök’ün sanat yaşamı üzerinde durulmuş, sanatçının üslubu ve çalışmaları kadın teması üzerinden ele alınmıştır. FROM GODDESSES TO PROBLEMS OF WOMEN: THE WOMEN PHENOMENON IN THE PAINTINGS OF TOMUR ATAGÖK Abastract Although women are positioned in different places in the historical process, they are included as one of the most basic subjects in visual arts. However, the effort to bring self into existence as a "woman" begins to be visible from the 20th century and the phenomenon of female artists starts to be mentioned. Although the concept of female artists, which first came to the fore with the feminist movements in the 1960s, could not find its exact reflection in our country in those periods, but it would have come to the agenda in the forthcoming periods, and the studies would have been carried out on women and women's issues. Although women, as a concept, did not face as many difficulties as their counterparts in the West, at the beginning, due to the idea of "modernizing women is also the precursor of modernizing the society", which is the basis of the Republican ideology, and with the emphasis on motherhood, the share of women 86in the art environment has always been less, however, they have not been excluded from Turkish art historiography. After the Second Constitutional Era, the protests regarding the quest for the rights of women, who have started to become popular not only as writers but also as painters amongst men, did not occur as much as in the West. Thus, while the argument of women's rights in the Western world of the 1980s was at its most active days, a woman would be achieving an important success both as an artist and as a museologist and she would have been making a distinguished name for herself in our country. In this study titled "From Goddesses to Problems of Women; the Women Phenomenon in the Paintings of Tomur Atagök", it is aimed to give the profile of female artists in Turkey through the works of Tomur Atagök, who is one of the important female artists of Turkish painting art and uses the theme of women in her works, with reference to the social position of women. The data collection in the present study, which is a qualitative research article with a descriptive model based on scientific data, was conducted by literature review and by examining essential art history, sociology, cultural anthropology books, and the articles and theses related to the subject. Atagök's artistic life was focused on, and the artist's style and works were discussed through the theme of women.
BATIL İNANÇLARDA KADIN ALGISI (Öncesi ve Orta Çağ’ı ile)
ÖZET Doğal sebebi olan bir olayı doğaüstü, gizemli ve bilimsel olarak yalanlamış neden veya nedenlerle açıklama eğilimi olarak tanımlanan batıl inançlar, tüm dünya kültürlerinde kendi tarihini oluşturmuştur. Birçoğu zemininde insanlığın korkularını barındırmaktadır. Özellikle Orta Çağ'da her bir felaket, her bir talihsizlik Tanrı'nın bir cezası veya kendini şeytana adayan cadıların bir işareti kabul edilmekteydi. Başlangıçta hastalıklardan kurtulmak için başvurulan büyü, zamanla kontrolden çıkmış ve kanlı bir döneme neden olmuştur. Büyüyü kontrol eden cadı ise " kadın " varlığı üzerinden hedef gösterilmiştir. Dolayısıyla büyü ve kadın faktörü, batıl inançlardaki en ünlü faktörlerdir. Elbette ki her batıl inanç, kadınların üzerine kurulu değildi; ancak onların bir çoğunun nedenin de çaresinin de kadın olduğu görülmektedir. Pagan kültüründeki Ana Tanrıça'nın ve bu kültürü içine alan Hristiyan inancındaki Hz. Meryem'in kutsallığı, yadsınamaz bir gerçek olsa da sapkınlıkların arttığı dönemde kadın, erkeği cehenneme gönderecek en büyük etken olarak kabul edilmiştir. Bu çalışmada korku ile beslenen batıl inançlarda kadınların konumu çeşitli örneklerle ele alınarak değerlendirilmeye çalışılacaktır. ABSTRACT The superstitious that are defined as a tendency to explain an event that has a natural reason and is denied supernatural, mysterious and scientifically with reason or reasons, have created their own history in all world cultures. Many of them have fears of humanity on the ground. Especially in the middle ages, each disaster and misfortune was considered as a punishment of God or a sign of witches devoting themselves to the devil. The spell which was applied to get rid of the diseases at first was out of control over time and caused a bloody period. The witch controlling the spell is targeted through the " woman " presence. Therefore, spell and female factor are the most famous factors in superstitious. Of course, not every superstition is based on women, but it is seen that both the reason of many of them was woman and care of them was woman The sanctity of the Mother Goddess in the Pagan culture and Mary in the Christian faith that embraces this culture is an indisputable fact, but in the period of heresy increasing, the woman is considered to be the greatest cause of going to the hell. In this study, the position of women will be tried to be evaluated with various examples in superstitious fed with fear.
RESİM SANATINDA KADINLIK ARKETİPLERİNİN TEMSİLİ: ANA TANRIÇA, MADONNA VE CADI
Resim- Resim İş Eğitimi Çalışmaları, 2024
Dünyadaki varlığımız kadın bedeni içinde başlar. İnsanyavrusu uzun süre anne bakımına muhtaç olacak biçimde uzuvlarını tam olarak kullanamayan, iletişim kuramayan bir varlık olarak dünyaya gelir. Böylece anne hem fizyolojik hem psikolojik olarak çocuğun gelişiminde en önemli unsur haline gelir. Bu yüzden, insan varoluşunu anlamlandırmada 20. yüzyılın en önemli kuramlarından biri olan psikanaliz, çocuğun birey haline gelme yolculuğu ile ilgilenirken, bu yolculuğun en önemli başlangıç noktası olarak anne-çocuk ilişkisini merkeze alır. Psikanalizin kurucusu olarak kabul edilen Sigmund Freud mitlerin, tıpkı psikanalizde önemli bir veri olan rüyalar gibi gizli arzuları ve kaygıları ortaya çıkarmak ve bu yolla bilinçdışını araştırmak için katkı sağlayabileceğini düşünmüştür. Freud’un öğrencisi olup sonradan ondan uzaklaşan Carl Gustav Jung da kolektif bilinçdışı kavramını formüle ederken insanlığın kolektif bilinçdışında var olan evrensel sembollerin (arketiplerin) izini sürmüştür. Bu semboller kültürün tüm ürünlerinde doğrudan veya şekil değiştirerek karşımıza çıkmaktadır. Bu anlamda, kadınlıkla ilgili arketipler, sanat tarihinin en başından beri, sanat eserlerinde işlenen birçok temel motifi yaratmıştır.
BATI MÜZİK TARİHİNDE KADIN BESTECİNİN ADI YOK
Dergimizin bu sayısında (7) toplam 09 makaleye yer vermiş bulunmaktayız. Her bir çalışma bir birinden değerli ve bizim için önemlidir. Dergimizin ilk sayısından bu yana bizleri yalnız bırakmayan başta okuyucularımız, yazarlarımız ve bilim kurulu üyelerimize yürekten sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Bu sayımız kış dönemini içine almaktadır. Bundan sonraki sayımız ilkbahar dönemine yönelik olacaktır. Bu sayımız itibariyle hakem onayından geçen ve yayınlanmaya hak kazanan bütün makaleler sayı beklemeksizin direkt sıraya alınarak derginin ana web sayfasında ilan edilecektir. Her sayımızda 15 makaleyi geçemeyecek şekilde sayılarda eşit dağılıma yer verilecektir. Bir sonraki sayımız Nisan, Mayıs ve Haziran aylarını kapsayacak şekilde sıraya alınmıştır. Bir sonraki sayımızda görüşmek üzere tüm okuyucu ve yazarlarımıza teşekkür eder sevgilerimizi sunarız. Bu sayımızda değerli bilgi birikim ve katkılarından dolayı sayı hakemlerimize, editörler kurulumuza ve başta dergi yönetimi ile yayın kuruluna saygılarımızı sunuyoruz. Sevgiyle kalın. Esenlikler dilerim.