Gazelleri Işığında Bâkî’de Tefâhür (original) (raw)
ÖZET Köken itibariyle Arapça bir sözcük olan fahriye, şairin kendisini ve şairliğini övmek maksadıyla yoğunlukla ve geleneksel olarak kasideler içinde yer verdiği bir bölümdür. Divan şairi, kasidede, genellikle, önce memdûhunun övgüsüne girişir. Medhiyye adı verilen bu bölümde, aynı zamanda övgüsü yapılan devlet büyüğünden maddî ve manevî yardım ister. Takip eden fahriye bölümünde ise erdemlerini anlatan Divan şairi, şiirdeki ustalığından bahsederek çeşitli abartmalarla kendisinin diğer şairlerden üstün olduğunu söyler. Fahriyelerin, Medhiyye bölümlerinden sonra ve bu bölümlerin gölgesinde yazılmaları, şairlerin tefahüre girişmeleri için bir fırsat olmuştur. Bu genel kabulün yanında şairler, tefâhür içerikli beyitlere kasidelerdeki gibi, bir bölüm halinde olmasa da mesnevilerde ve gazellerde de yer vermiştir. Divan şairlerinin gazel nazım şeklinde tefâhüre giriştiği beyitler, genel olarak mahlas beyitleridir. Özellikle mahlas beyitleri, şairi tanıtma işlevinin yanında, onun bir parça fahriyeye girişmesine de imkân sağlamıştır. 16. yüzyılın büyük Divan şairi Bâkî'nin Divan'ı bu bağlamda incelendiğinde, kasidelerindeki parlak ve gösterişli fahriye beyitleri, birçok gazelinin mahlas beyitlerinde de görülebilmektedir. Bu çalışmanın eksenini kaside fahriyeleri dışında, şairlerin, bir vesileyle, kendilerini ve şiirlerini övme fırsatı bulduğu gazel nazım şekli oluşturacaktır. Bu bilgilerin ışığında, fahriye ve tefâhür kavramları Baki'nin gazellerindeki mahlas beyitleri üzerinden ele alınacaktır. Giriş bölümünde, fahriye kavramının sözcük ve terim anlamı hakkında bilgi verilecek, kaside geleneği içindeki yeri ve muhtevası üzerinde durulacaktır. Çalışmamızın esasını oluşturan bölümdeyse Bâkî'nin gazellerindeki muhtelif mahlas beyitlerden hareketle fahriye geleneğinin gazel nazım şeklindeki tezahürlerine odaklanılmaya çalışılacaktır. ABSTRACT Fahriye, which is an Arabic word originally, is, in the traditional sense, a part of eulogies in which poet sing praises of himself and his poetry intensely. Ottoman poet generally priortised praise dignitaries in eulogy. In this chapter called Meddhiyye poets beg for pecuniary or non-pecuniary assistance. In the following chapter called fahriye, Ottoman