“Halaç Türkçesi”, Türk Dilinin Uzak Lehçeleri, (ed. Ahmet Buran), Akçağ Yayınları, Ankara 2018, s. 191-272. (original) (raw)

Elçin İbrahimov (2020). İranʼdaki Türk Toplulukları: Günümüzde Halaçlar ve Halaç Türkçesi. Uluslararası Bilge Tonyukuk Sempozyumu Bildiri Kitabı. ss. 138-140.

Halaçlar - İranʼda, Afganistanʼda, Pakistanʼda ve diğer ülkelerde yerleşmiş Türk halklarıdır. Dilleri Altay dil ailesinin Türk dilleri grubunun Argu grupuna aittir. Azerbaycan dilini İrandaki Türk boylarının dili bağlamında incelemek için öncelikle bu dilin hangi ortamda, hangi şartlarda, hangi sosyo politik olaylarla ilgili olarak kullanım özelliklerini detaylı bir şekilde araştırmalıdır. Araştırma amaçlı sunduğumuz bu yazımızda Halaç Türkçesinden ve onun temel özelliklerinden, ayrıca yazımızda Halaçları daha detaylı şekilde araştırmış Türk Dünyasının büyük bilgini Cavad Heyetin bilim dünyasına çokta malum olmayan Halaç Türkçesiyle bağlı araştırma bilgilerinden de bahsetmeğe çalışacağız. Anahtar Sözcükler: Azysaylı halklar, Halaç Türkçesi, Türk halkları, Altay dilleri, Azerbaycan dili.

Halaç Türkçesinde Azerbaycan Türkçesi Tesirleri

ÖZET Eski Türkçenin bugünkü devamı olarak sayılan Halaç Türkçesi, İran"da yaşayan Türk boylarından Halaçların dilidir. Doerfer"in 1980"li yılların başlarında Halaçları ilim dünyasına tanıtması Türkoloji açısından da önemlidir. Hâlâ Eski Türkçenin ses, şekil ve kelime özelliklerini taşıyan bir lehçenin yaşaması Türkoloji çalışmalarına yeni bir boyut kazandırmıştı. İran içerisinde kapalı bir topluluk olarak yaşayan Halaç Türklerinin yazılı eserleri yoktu. Derleme çalışmaları sırasında Halaçlardan alınarak yazıya geçirilen kelimeler ilk Halaç dilinin yazılı örnekleri kabul ediliyordu. Ali Esker Cemrasi"nin 2010 yılında İran"da Qarşu Baluqqa Selam adıyla yayınladığı eser Halaç Türkçesinin ilk yazılı eseri olarak kabul görmektedir. Tebliğimizde bu eserden hareketle Halaç Türkçesindeki Güney Azerbaycan Türkçesi tesirlerini ele alacağız. ABSTRACT Khaladj Turkish is the language of Khaladjs which lengths of Turks living in iran and, it"s currently as a continuation of the Former Turkish. It"s important about turchology that Doerfer has introduced the Khaladjs to world of science in early 1980"s. Living of a dialect which have sound, shape and word properties of Former Turkish brings a new dimension to Turchology studies. The Khaladj Turks, living in iran as a closed community didn"t have written literature. The words which passed in writing by taking from Khaladjs during the collection, was considered written examples of first Khaladj language. The work called "Qarşu Balugga Selam" has been published in Iran by Ali Esker Cemrasi is considered as first written example of Khaladj Turkish.

Güven, Emine (2023). Halaç Türkçesinde Yalan” Anlamı Taşıyan yïpa:ğ/yïpa:q sözünün Tarihî ve Çağdaş Türk lehçelerindeki Durumu, Korkut Ata Türkiyat Araştırmaları, 11, 285 - 296, 30.06.2023

Korkut Ata Türkiyat Araştırmaları, 2023

Öz Tarihî ve Çağdaş Türk lehçelerinin pek çok alanı eş zamanlı ve art zamanlı yöntemlerle detaylı bir şekilde ele alınıp işlenmektedir. Bu bağlamda tarihî olarak diğer Ortak Türk lehçelerinden farklı bir gelişim çizgisi takip etmiş olan Halaç Türkçesindeki birçok husus, hâlâ incelenmeyi beklemektedir. Halaç Türkçesinin bünyesinde barındırdığı eskicil dil özellikleri ve söz dağarcığı bu hususların başında gelmektedir. Halaç Türkçesindeki pek çok sözcük, günümüz Türk lehçelerinde yer almakla birlikte belirgin ses farklıklarından dolayı, çalışmada ele alınan yïpa:ğ/yïpaq “Lüge/yalan” sözcüğünde de olduğu gibi kolay tespit edilememektedir. Eski Uygur Türkçesinden itibaren kullanılmaya başlanan uşak sözü, çağdaş Türk lehçelerinde çeşitli biçim ve manalarda varlığını sürdürmekte iken aynı kökten geldiği düşünülen yïpa:ğ sözünün bu biçimiyle günümüzde var olduğu tek çağdaş Türk lehçesi Halaç Türkçesidir. Diğer Türk lehçelerinden farklı bir gelişim çizgisi takip etmiş olması bakımından lehçe sınıflandırmaları açısından da özel bir konuma sahip olan Halaç Türkçesinde bu biçimin mevcudiyeti olağandır. Halaç Türkçesindeki sözcüklerin ilk bakışta hiçbir Türk lehçesinde izi kolaylıkla sürülemezken düzenli ses denklikleri uygulandığında Türk lehçelerinde de farklı biçimlerde yer almış olduğu tespit edilebilmektedir. Çalışmada, yïpa:ğ/yïpaq sözünün uşak sözü başta olmak üzere biçim ve anlamca ilgili olduğu tarihî ve çağdaş Türk dilleri, sözcüğün dil bilgisel hususiyetler gözetilerek biçim, anlam ve köken ilişkisi ele alınacaktır. Anahtar Sözcükler: Halaç Türkçesi, Tarihî ve Çağdaş Türk Lehçeleri

Uluslararası Türk Lehçe Araştırmaları Dergisi (TÜRKLAD) 5. CİLT, 1. Sayı, s. 65-76, TÜRKİYE

Orhun Yazıtları'nda Ş'nin Yazımı Meselesi, 2021

It has been stated by many researchers since Thomsen and Radloff that the writing system used in the Orkhon Inscriptions is of a highly developed structure. Although there have been studies for a long time on the Inscriptions and the Gokturk writing system, situation that /ş/ consonant corresponds to three different signs (Ş-ş, S 1-S, S 2-s) is still an unanswered question. The explanations that these different uses are arbitrary or spelling mistakes to denote the /ş/ consonant in the Orkhon Turkic are not very satisfactory. In the Old Uighur texts, /-mIş/ past tense adjective-verb suffix is also seen as /-mIs/. The /ş/ consonant in the Old Turkic systematically changed into /s/ consonant in some Turkic dialects of the Kipchak group. Examles of the systematic /ş/>/s/ change are seen in the Anatolian Turkish dialects. These shows that the use of S 1 (S) and S 2 (s) signs togather with the sign of Ş (ş) to denote the /ş/ consonant in Orkhon Turkic is a dialect feature. With this study, it is understood that the dialect of ş is dominant in Kul Tigin and Bilge Kagan, and the dialect of s is donimant in Tonyukuk; by considering the three inscriptions, it is understood that the s dialect is generally dominant. The presented data will be a guide for new readings and studies on the Inscriptions.

Aydın Usta, "Türk Tarih Yazımında Haçlı Seferleri", S. 81 (2023/3), s. 309-336.

İnsanlık tarihinin en uzun soluklu mücadelelerinden biri durumundaki Haçlı Seferleri ifade ettiği anlam olarak da geniş bir çerçeve içermektedir. Nitekim Endülüs Müslümanlarına karşı yapılan, Doğuda Levant’a karşı gerçekleştirilen, Osmanlı’nın Balkanlarda ve Avrupa’da ilerlemesine duyulan tepkide kendisini gösterdiği gibi günümüzde dahi farklı şekillerde dillendirilebilmektedir. XVIII. yy.’da başlatılan çalışmaların bir sonucu olarak dünya üzerinde bu konuyla ilgili yoğun bir faaliyet ve ortaya çıkarılan yüzlerce eser mevcuttur. Ancak ülkemizde durum biraz farklıdır. Türklerin bu seferler silsilesinin her safhasında üstlendikleri başrole karşın Türkiye’de Haçlı Seferleri ile alakalı çalışmalar dünya geneline nispetle çok daha geç başlamıştır. Öte yandan ilk müstakil çalışmaları yapan değerli hocamız Prof. Dr. Işın Demirkent’in 1962’de bir doktora tezi ile açtığı bu yol, ilerleyen süreç içerisinde giderek gelişmiştir. Sonuçta bugüne gelindiğinde ülkemizde oldukça kapsamlı bir eserler silsilesi oluşturulabilmiştir. Müstakil çalışmalar, yüksek lisans ve doktora tezleri, farklı dillerden yapılan tercümelerle genişlemeye devam etmektedir. Bu makalede ülkemizdeki Haçlı Seferleri ile alakalı faaliyetlerin durumu, nasıl başlayıp geliştiği sahayla ilgili eksiklikler değerlendirilmeye gayret edilmiştir. Ayrıca son kısımda bu konuda eserler kaleme almış bazı akademisyenlerin çalışmalarının kaynakçası verilmiştir.