YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARINDA ÇALIŞAN KAMU GÖREVLİLERİNİN CEZA SORUŞTURMA USÛLÜ.pdf (original) (raw)
Related papers
CİNSİYETİN İŞ DOYUMU ÜZERİNDEKİ ETKİSİ: KAMU ÇALIŞANLARI ÜZERİNDE BİR ARAŞTIRMA
İş doyumu, insanın yaptığı işten zevk almasını, tatmin olmasını ve hayat kalitesini ifade etmektedir. Bu araştırmanın temel amacı, hem çalışanlar ve hem de örgütler açısından önemli bir unsur olan iş doyumu üzerindeki cinsiyet değişkenin etkisini incelemektir. İnsan kaynaklarının işi hakkında hissettiği duygu olarak tanımlanan iş doyumu; iş verimliliği, çalışan devamlılığı, performans gibi örgütlerin başarısını etkileyen birçok kavram arasında önemli bir yere sahiptir. Bu çerçevede, Karabük ilindeki bir kamu kurumunda çalışan insan kaynaklarının, iş doyum durumları, iş doyum ölçeği ile ölçümü ve cinsiyetin iş doyumu üzerindeki etkileri incelemiştir. Bu inceleme anket yöntemiyle elde edilen verilerin analiz edilip yorumlanması ile gerçekleştirilmiştir. Analiz sonuçlarına göre iş doyum ölçeğinde yer alan bazı yargıların cinsiyet ile anlamlı olarak farklılaştığı görülmüştür. Anlamlı bulunan yargıların yöneticilerce dikkate alınması, insan kaynaklarının moral ve motivasyonlarını arttırarak örgütsel etkinliğe katkıda bulunacak ve daha yaşanabilir örgütlerin oluşturulmasına hizmet edebilecektir.
Özet Bu çalışmanın amacı, kamu görevlilerinin kurumsal itibar algılarının hizmet motivasyonları üzerindeki etkisinin ortaya konulmasıdır. Çalışmanın verileri Nevşehir iline bağlı ilçe belediyelerinde çalışan toplam 80 memur üzerinden, yüz yüze gerçekleştirilen anket tekniği yardımıyla toplanmıştır. Çalışmanın bulgularına göre, belediyelerdeki kamu görevlilerinin, kurumlarını itibarlı algıladıkları, hizmet motivasyon düzeylerinin de yüksek olduğu tespit edilmiştir. Çalışanların kurumsal itibar algılamaları ile hizmet motivasyonları arasında orta düzeyde ve olumlu yönde bir ilişkinin olduğu belirlenmiştir. Ayrıca kamu çalışanlarının algıladıkları itibarın düzeyinin hizmet motivasyonlarının % 18'lik kısmını açıkladığı bulgusuna ulaşılmıştır. Anahtar Kelimeler: Kurumsal İtibar, Kamu Hizmet Motivasyonu, Yerel Yönetimler Alan Tanımı: Bölgesel İdareler ve Yönetim (Kamu Yönetimi)
KAMU KURUM VE KURULUŞLARINDA HİZMET İÇİ EĞİTİM VE YÖNTEMLERİ
Mevzuat Dergisi 1998 yılında yayın hayatına başlamış olup, Ocak 1998'den bu yana her ay düzenli olarak çıkarılan, konusunda uzman ve ağırlıkta akademik kariyer sahibi kişiler tarafından yazılan makaleleri bünyesinde toplayan HAKEMLİ bir dergidir. www.mevzuatdergisi.com web adresinde yayımlanır. Mevzuat konuları ağırlıkta olmak üzere akademisyen ve konusunda uzman kişilerin incelemeleri sonucunda ortaya çıkan bu makaleler ve pratik bilgiler ayrıca ilgililerin araştırmalarına yardımcı konular da bulunmaktadır. Mevzuat Dergisinin kayıt olduğu indeksler aşağıdaki gibidir. akademia sosyal bilimler indeksi Sayın Akademisyenler ve Uzmanlar Ocak 1998 den bu yana hizmet vermekte olan Mevzuat Dergisi yayın hayatını HAKEMLİ bir dergi olarak uzun yıllar boyu akademik literatüre hizmette bulunmuştur. Dergi yayın hayatına ara vermiş olup yeni yayın kabul etmemektedir. Göstermiş olduğunuz ilgi için teşekkür ederiz.
KAMU GÖREVLİLERİNİN SENDİKA FAALİYETLERİNE BAKIŞI ÜZERİNE MANİSA İLİNDE BİR ARAŞTIRMA
Son yıllarda dünyada ve ülkemizde sendikal harekette yaşanan zayıflama bilinen bir gerçektir. Sendikaların dışsal faktörler yanında işgören görüşleri gibi içsel faktörleri de göz önünde tutması, gücünü ve etkinliğini artıracaktır. Bu araştırmada, Manisa İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünde çalışan 335 kamu görevlisinin "4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu" kapsamında sendika mevzuatı bilgileri ve sendikal faaliyetlere bakışı ölçülmüştür. Araştırma bulguları göstermiştir ki kamu görevlileri, sendika mevzuatı bilgisine yeterince sahiptir; ancak sendikaların 4688 sayılı yasada öngörülen faaliyetleri ortalama düzeyde yerine getirdiğini düşünmektedir. Kamu görevlileri, sendikaların çalışma koşullarının iyileştirilmesine yönelik görüş bildirdiğini, hukuki yardım taleplerini karşıladığını, işe ve işyerine ilişkin sorunlarıyla ilgilendiğini belirtmiştir. Buna karşın kamu görevlileri, sendikaların çalışma yaşamında etkin olmadığını, sendika temsilcilerinin üyelerini yeterince temsil etmediğini, sendikaların üyelerinin mesleki yeterliliğini artırmaya yönelik eğitim faaliyetlerini yeterince yapmadığını ve gelirlerinin bir kısmını üyelerin bilgi ve tecrübelerini artırmaya yönelik kullanmadığını düşünmektedir. Sendikaların genel anlamda çalışmalarından memnuniyetlerinin azaldığını ifade eden kamu görevlileri, sendikal çalışmalarda her zaman yer almak istememektedir. Çalışanların sendikalardan beklentileri belirlenmiş ve bulgular kapsamında öneriler sunulmuştur.
YÜRÜTMEYİ DURDURMA KARARLARININ KAMU HİZMETLERİ VE KAMU GÖREVLİLERİ ÜZERİNDEKİ HUKUKİ ETKİLERİ
Özet Yürütmenin durdurulması(YD) kararı, idari işleminin hukuka uygunluk karinesini askıya alan, yalnızca açılacak iptal davasında idari işlemin uygulanması durumunda giderilmesi güç ya da olanaksız zararlar doğurması ve işlemin açıkça hukuka aykırı olması koşulları birlikte gerçekleştiğinde dava konusu işlemin uygulanmasını erteleyen bir yargısal karardır. Genel olarak YD kararları hem iptal kararından hem de ihtiyati tedbir kararından farklı bir niteliktedir. Hatta bir kısım hukukçular tarafından bir ara karar niteliğinde olduğu da savunulmaktadır. Ancak Yürütmeyi durdurma kararlarının davacı yararına bir kazanılmış hak teşkil etmediği göz önüne alındığında ara karar olarak kabulü çok da mümkün görülmemektedir. Ancak geçici bir önlem niteliğinde olduğu husus kuşkusuzdur. Bu kararın en önemli sonucu ise dava konusu işlemin hiç yapılmamış sayılması ve işlemden önceki durumun geri gelmesidir. Dolayısıyla idare, bu hususta kararın tebliğinden itibaren otuz gün içerisinde gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. Yürütmenin durdurulması kararının hukuki sonuçları değerlendirildiğinde; özellikle 2014 yılı 6526 sayılı kanunla 2577 sayılı Kanunda getirilen düzenleme ile atama, görevden alma, göreve son verme, naklen veya vekâleten atama, yer değiştirme, görev ve unvan değişikliği işlemlerinde YD kararı alan kamu görevlisinin, mutlaka aynı göreve getirilme zorunluluğuna yasal bir alternatif getirilmiştir. Değişiklik öncesi durum, gerek davacı kamu görevlisi gerek boşalan kadroya getirilen kamu görevlisi ve gerekse de yürütülen kamu hizmeti üçgeninde uygulamada büyük sıkıntılar doğurmaktaydı. Bu açıdan yürütmenin durdurulması kararının Anayasa ve İdare Hukukunda uygulanma sürecinin tarihsel gelişimi ışığında sözü edilen bileşenler üzerindeki olumlu-olumsuz etkileri değerlendirilmeye çalışılacaktır. Anahtar Kelimeler: Yürütmenin Durdurulması Kararı, idari yargı, kamu hizmetinde devamlılık, kamu görevlisi Giriş Anayasal ilkeler arasında önemli ilkelerden biri hukuk devleti ilkesidir. Ülkemizde de hukuk devleti ilkesinin geçerli olduğu, 1982 Anayasası'nın 2. Maddesinin " Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir. " hükmünden de açıkça anlaşılmaktadır. Hukuk devleti ilkesi, vatandaşlara hukuki güvenlik sağlamakla kalmayıp devleti hukuk kurallarıyla da bağlı kılar. Devletin hukuk kurallarıyla bağlılığını sağlayan unsurlardan biri de idari yargı mekanizmasıdır. Anayasanın 125. Maddesinde de belirtildiği üzere istisnalar dışında idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır. Keza, yine Anayasanın 138. Maddesinde idarenin mahkeme kararlarına uymak zorunda olduğu, mahkeme kararlarını hiçbir surette değiştiremeyecekleri ve bunların yerine getirilmesini geciktiremeyeceklerinden bahsedilmiştir. Anayasanın ilgili maddesi ile bağlantılı olarak, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 28. Maddesinde " Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. Bu süre hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemez. " İbaresi hüküm altına alınmıştır. Kanun hükmü doğrultusunda, idarenin yargısal denetimi sonucunda verilen kararların uygulanması hususu ayrı bir önem arz etmektedir. Bu aşamada idareye bir takım yükümlülükler düşmekte, verilen kararların içeriğine göre işlem ya da eylem yapmak zorunda kalmaktadırlar. İdarenin yükümlülüğü ile birlikte yargı mercilerine de görev düşmektedir. Hukukun insanlara sağladığı güvencenin yerine getirilip getirilmediğinin de kontrol edilmesi bir başka önem arz eden durumdur. Toplum isteklerini dikkate alan, hesap verebilirlik ve şeffaflık unsurlarının ön planda olduğu yeni yönetim anlayışı ile hukuk devleti ilkesinin doğal sonucu olarak idarenin yargısal denetimi gerekmektedir. İdarenin en önemli yargısal denetim yollarından biri de " iptal davası " dır. İptal davaları " idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduğundan dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalardır. " Şeklinde tanımlanır (Gözübüyük ve Dinçer, 1996: 7' den aktaran Tiryaki, 2002: 191). İptal davasına konu işlemler icrai niteliktedir ve hukuka uygunluk karinesinden yararlanırlar.
The expenditures of promotion and advertisement are fitting with quality management in production understanding in present time. Competition is required to quality applications. Firms which desire to expand their own market share to put on the agenda the competition application. This also requires decreasing costs and price equilibrium as well as quality and product diversity applications. We can say that from this point of view: Competition is an incentive element for quality applications. As is known competition in public sector is difficult because of public interest. Such as providing of public goods and semi public goods became in imperfect market conditions. This is a big disadvantage for quality applications. In this study, we also deal with juridical basis of advertising and promotion applications of health institutions. Furthermore we also aim to mention a literature on the importance of advertisement in term of efficiency of public budget and to evaluate the advertising items in budget on advertisement expenditures. In addition, we evaluate to introduce a new item in budget of public health care foundations for advertisement and promotion expenditures.
3. SEKTÖR SOSYAL EKONOMİ DERGİSİ, 2017
Daha çok işletme faaliyetlerinde; işletme içi uygulamalarda, işyeri organizasyonunda veya dış ilişkilerde yeni veya önemli derecede iyileştirilmiş bir ürün (mal veya hizmet), veya süreç, yeni bir pazarlama yöntemi ya da yeni bir organizasyonel yöntemin gerçekleştirilmesi olarak tanımlana inovasyon kavramı girişimcilik kavramı ile sıkı bir ilişki içerisinde olmuştur ve yapılan çalışmalarda birlikte incelendiği görülmüştür. Girişimcilik kavramı ise hem bireyler açından hem işletme perspektifinden hem de kamu hizmeti veren kurumlar açısından değerlendirilebilen ve uygulanılabilen bir öğrenme süreci olarak nitelendirilmektedir. İşletmelerin hepsinin bu öğrenme süreci için özel bir yatırım yapmadığı gerçeği göz önüne alındığında “girişimcilik yönetimi” özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler için, işletme çalışanlarının bireysel performansı ve inovasyon takibindeki bireysel performansı ile sıkı bir ilişki içerisindedir. Ayrıca belirli bir alanda veya sektörde benzer faaliyetlerde bulunan işletmelerin birbirleriyle ilişkileri yani meydana getirdikleri sosyal ekonomik ağlar, inovatif ve girişimci faaliyetlerin takibi için oldukça önemli bir alandır. Bu çalışma kapsamında ülkemizde kooperatifçilik faaliyetinde bulunan organizasyonların inovatif faaliyetlerde bulunup bulunmadıkları, ortak faaliyet gösterdikleri alanlarda inovatif süreçlerin ilişkilerine bir şekil verip vermediği araştırılacaktır. Nitel araştırma yöntemi ile yapılacak araştırmada, veriler mülakat yöntemi ile toplanacak olup, içerik analizi yapılarak inovatif faaliyetlerde bulunan kooperatiflerin bu faaliyetlerinin girişimcilik yapısı üzerindeki etkisi için bazı bulgulara ulaşılacaktır.