ABD-Çin Rekabeti ve Rusya'nın Stratejisi 1 (original) (raw)

Stratejik Rekabette Çin'in Deniz'den Kuşatılması ve ABD'nin ÇHC'nin Doğusuna Ördüğü Deniz Duvarı

Küresel Stratejik Rekabet, vol.5, no.25, pp. , 2021

Eylül 2021'de, ABD Başkanı Biden, İngiliz Başbakanı Johnson ve Avustralya Başbakanı Scott Morrison on üç devletin güvenlik alanında iş birliği konusunda anlaştıklarını dünyaya ilan ettiler. AUKUS adı verilen ve üç ülkenin savunma sanayilerinin entegrasyonuna şamil anlaşmanın en dikkat çekici maddesi Avustralya'nın nükleer reaktörlerle çalışan denizaltılara sahip olmasıdır. Bu iş birliği sayesinde Pasifik ülkesi olan Avustralya, denizaltılar konusunda Çin ile teknolojik eşitliği yakalayacaktır. Kuzeydoğu Asya'da Rusya Federasyonu ile iş birliği içinde olan ÇHC, Güneydoğu Asya'da bölgesel yeni bir rakiple yüzleşecektir. Bering-Yeni Zelanda Güç Boylamı'nı kontrol eden ABD'nin Avustralya'yı yanına alması, Malay Alanı ve Avustralya civarına nüfuz

Sınırlı Stratejik Ortaklık: Rusya-Çin İlişkileri

2019

Oz: Soguk Savas’in ardindan uluslararasi iliskiler sisteminde iki kutuplu yapidan tek kutuplu yapiya hizli bir gecise tanik olunmustur. Tek kutuplu yapinin hegemon gucu de siyasal anlamda ABD olmustur. Bu tek kutuplu yapiya karsi, Rusya ve Cin cok kutuplulugu on plana cikaran bir yakinlasmaya-isbirligi surecine girmislerdir. Bu siyasal yakinlasmanin yani sira her iki ulke arasindaki ekonomik iliskiler de gelismistir. Rusya’nin enerji pazarini, Cin’in ise enerji arzini cesitlendirme arzusu iki ulkenin enerji alaninda iliskilerin yogunlasmasina neden olmustur. Cin’in karsilastigi ambargolar neticesinde, silah ithalinde de Rusya’ya yuzunu donmesi ikili iliskilerin askeri alani da kapsayacak bicimde genislemesiyle sonuclanmistir. Ancak, Rusya’da Cin’e karsi supheci yaklasimlarin mevcudiyeti iki ulke arasindaki iliskilerin daha fazla derinlesmesine engel olmaktadir. Anahtar Kelimeler : Rusya, Cin, enerji, guvenlik, kimlik

Ulusal Güvenlik Stratejisi: ABD-İngiltere-Fransa-Rusya-Çin

Güvenlik Stratejileri Dergisi, 2018

Hasan Basri Yalçın’ın Ulusal Güvenlik Stratejisi kitabında; Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) beş daimi üyesinin (ABD, İngiltere, Fransa, Rusya ve Çin) farklı zamanlarda yayınlanmış ikişer ulusal güvenlik belgesi incelenmektedir. Karşılaştırmalı bir yöntem kullanan yazar, belgelerde belirtilen hedeflerin teorik zeminini ve yöntemlerini analiz etmiştir. Böylece devletlerin ulusal güvenlik belgelerinin hangi teorik zemine evirildiğini açıklamıştır. Toplamda 10 ulusal güvenlik belgesini inceleyen yazar, devletlerin farklı tehdit algılarından bahsetmiş ve bu tehditlere karşı hangi stratejik yöntemlerle karşılık verileceğini incelemiştir.

DÜŞMANIMIN DÜŞMANI DOSTUMDUR: ÇİN - RUSYA İLİŞKİLERİ VE ABD

Çin – Rusya yakınlaşması 1990'lı yılların ikinci yarısında olgunlaşarak, iki büyük ülke arasında " stratejik ortaklık " kurulmasıyla sonuçlandı. Bu ortaklık mekanizması esas olarak, ABD ile ABD'nin Atlantik, Asya ve Pasifik bölgelerindeki müttefiklerine karşı işbirliği yapmak ve ortak politikalar geliştirmek amacıyla tesis edildi. Bununla birlikte, ortak tehdit algılamalarına sahip olan Çin ve Rusya arasındaki dostane ilişkilerin, sağlam bir temel üzerinde yükseldiğini söylemek zordur. Aynı kıtaya yayılmış iki büyük kıtasal güç olan Çin ve Rusya, her ne kadar ABD karşıtlığı etrafında birleşmiş bir blok izlenimi veriyor olsa da her iki ülkenin birbiriyle yaşadığı önemli sorunlar ve farklılaşan stratejik hedefleri vardır. Aslında iki tarihi jeopolitik rakip olan Çin ile Rusya'yı birbirine yaklaştıran ve ortak politikalar geliştirmeye iten ana unsur, " ortak düşman " (ABD) algısıdır. Amerikan gücü zayıflama sürecine girdiği takdirde ya da ortak düşman algısının ortadan kalktığı bir durumda, Çin – Rus stratejik ortaklığının sürdürülebilirliği oldukça şüphelidir. Pekin ile Moskova yönetimleri arasındaki stratejik birlikteliğin, ortak eylem ve tutumların arka planında, " düşmanımın düşmanı dostumdur " mantığının yer aldığı söylenebilir.

Çin-ABD Rekabeti Gölgesinde Kuşak ve Yol Girişimi - Assadollah Athari-Ehsan Ejazi - BRIQ

BRIQ, 2020

Kuşak-Yol Girişimi (KYG), Çin’i kara ve deniz üzerinden Avrupa, Asya ve Afrika gibi dünyanın diğer bölgelerine bağlayan küresel bir projedir. Aslında, Çin’in bu projeyi başlatma hedefi ticaret bağlantılarını dünyanın geri kalanına ulaştırmak ve küresel denklemde ortak bir zemin bulmaktır. KYG, ABD hegemonyasına karşı ciddi zorluklar yaratan, Çin’in yükselen gücünün emarelerinden biridir. Bu projenin gerçekleştirilmesiyle yalnızca Çin’in bölgedeki ve uluslararası alandaki etkisinin ve gücünün artması değil; aynı zamanda, Asya’nın ekonomik kalkınmasına yol açması ve onun dünya çapındaki siyasi ve ekonomik gücünü arttırması beklenmektedir. Bu çerçevede, makalenin temel soruları şunlardır: Bu projenin dikkat çeken özellikleri nelerdir? ABD tarafından yaratılan temel zorluklar nelerdir? Elde edilen bulgulara dayanarak yazarlar, Asya’da bölgesel bir hegemon ve sonrasında küresel düzeyde bir hegemon olmak için KYG’nin Çin’e altın bir fırsat sunacağını ileri sürmektedirler. Tüm bunlar olurken ABD, KYG’ye karşı ekonomik, siyasi ve mali engeller koyarak Çin’in bir hegemon olmasını önlemek için sert başvurmaktadır.

ABD'nin Çin'in Kuşak ve Yol Girişimine İlişkin Politikası: Yeni Soğuk Savaşın Parametreleri

II. Uluslararası Kahramanmaraş Yönetim, Ekonomi ve Siyaset Kongresi, 2019

One of the most important indicators of the emergence of China as a global power is the Belt and Road Initiative (BRI) launched in 2013. The BRI is a giant project that covers 68 countries, one third of the world's GDP and 62% of the world's population. Thanks to the project, China has had the opportunity to improve its relations with European states. However, the US is very uncomfortable with the further development of relations between European states and China. The US does not hesitate to take commercial measures to curb China's growing economic influence. In this study, the policy of the United States on China's BRI will be discussed and the parameters of the New Cold War will be discussed.