FIRAT ÜNİVERSİTESİ YABANCI DİLLER YÜKSEKOKULUNUN SABİT HAZIRLIK PROGRAMINDAN MODÜLER SİSTEME GEÇİŞ SÜRECİNE İLİŞKİN ÖĞRETİM ELEMANLARININ GÖRÜŞLERİ Dr. Seçil TÜMEN AKYILDIZ Fırat Üniversitesi (original) (raw)
Related papers
Özet Uluslararası olabilme, modern üniversitelerin son yıllardaki en önemli önceliklerinden birisi olmuştur. Bu bağlamda uluslararası ve dahası küresel olabilmek için yabancı dil olarak İngilizcenin Lingua Franca olarak kabul edilmesi ve yükseköğretimde yabancı dil öğretiminin geliştirilmesi kaçınılmazdır. Ortaöğretimde çözülememiş olan yabancı dil öğrenme sorununun yükseköğretim kurumlarına kaldığı ve bu yüzden de üniversitelerin yabancı dilde yetkin bireyler yetiştirme hedefleri doğrultusunda sürekli birbirinden daha etkili modeller denemesi gerektiği görülmektedir. Bu noktadan hareketle Fırat Üniversitesi Yabancı Diller Yüksekokulu olarak sabit (yıllık) hazırlık programından modüler sisteme geçilmiş ve bu geçiş süreciyle ilgili öğretim elemanlarının görüşleri alınmıştır. Yapılan çalışmada uygulanmış olan eski sistemle hali hazırda uygulanmakta olan yeni sistem karşılaştırılmış, öğrenci ve öğretim elemanı boyutu doğrultusunda yapılan yenileştirme çalışmaları gözden geçirilmiş ve sitem eksi ve artı yönleriyle değerlendirilmiştir. Anahtar Sözcükler: Yükseköğretimde yabancı dil öğretimi, modüler sistem. Giriş Yabancı dil öğrenmenin öneminin her geçen gün daha da belirginleştiği ülkemizde ilkokuldan üniversiteye kadar eğitimin her kademesinde İngilizce öğretim programlarının güncellenmesi gerekliliği ortaya çıkmıştır. İngilizcenin önemi bu bağlamda herkes tarafından kabul edilmektedir. Ancak asıl önemli olan Gökdemir'in de belirttiği üzere İngilizcenin hangi kitleye ve nasıl öğretileceği ve de bu kişilerin mevcut ve geçmiş eğitim yaşantılarından getirdiklerinin niteliğinin ne olduğu konusunun açıklığa kavuşturulması gerekliliğidir (2005, s.251). Zira Öztürk(2014) ortaokul ve lise programlarından hazırlık eğitimi çıkarılınca öğrencilerin yabancı dil öğrenim sorumluluklarının büyük çoğunluğunun yükseköğretim kurumlarına kaldığını ve üniversitelerin yabancı dile hakim öğrenciler yetiştirmek için farklı modeller uygulamak zorunda kaldıklarını ifade etmiştir (s.114). Uluslararası olabilme, modern üniversitelerin son yıllardaki en önemli önceliklerinden birisi olmuştur. Bu bağlamda uluslararası ve dahası küresel olabilmek için yabancı dil olarak İngilizcenin Lingua Franca olarak kabul edilmesi ve yükseköğretimde yabancı dil öğretiminin geliştirilmesi kaçınılmazdır. (Altbach ve Knight, 2007, ss. 290-291, Rasskazova, 2017, s.2). Bu durumda İngilizceyi iyi öğrenmesi gereken hedef kitle üniversite öğrencileri olup geçmişten getirdikleri yabancı dil bilgilerinin yetersiz oluşundan kaynaklanan eksiklerin üniversitede tamamlanması gerektiği gerçeği karşımıza çıkmaktadır. Yabancı dil eğitimi süreci çok yönlü ele alınması gereken bir olgudur. Bir yıl süreyle verilen hazırlık eğitimiyle öğrencilere gerçekleştiremeyecekleri hedefler koymak bu süreci zorlaştırmaktadır. Zira Gökdemir (2005) yılında yaptığı çalışmasında üniversite sınavını yeni geçip gelen öğrencilerin daha uzun süreye dağılması gereken genel İngilizce öğretiminin iki döneme sıkıştırılmasından kaynaklı sorunlar yaşadığını ortaya koymuş ve öğrenci seviyelerinin farkından kaynaklanan öğrenme hızının farklılığının sorunları daha belirginleştirdiğini belirtmiştir (s.258).
AN ANALYSIS OF SAİT FAİK'S STORIES OF SİVRİADA SABAHI AND SİVRİADA GECELERİ IN TERMS OF ARCHETYPAL SYMBOLISM, 2022
Carl Gustav Jung'un arketiplerle ilgili kuramı birçok edebiyat araştırmacısı tarafından incelemeye tabi tutularak çeşitli edebî eserler bu yöntem ışığında tetkik edilmiştir. Destan, masal, efsane gibi çeşitli anlatıları bu kuramla incelemek mümkündür. Arketiplerin, varlığını koruyarak edebî eserlerde çeşitli şekillerde kendine yer bulduğu bilinen bir gerçektir. Campbell ve Frye gibi araştırmacılar, modern dönem eserlerinde arketiplerin nasıl kılık değiştirerek yer edindiğini ortaya çıkarmışlardır. İnsanın bilinçaltında yer edinen gizli yönleri hem edebiyat hem de psikoloji bilimi açısından önem taşımaktadır. Ülkemizde de bu anlamda kaliteli çalışmalar yapılmaktadır. Sait Faik Abasıyanık gibi modern Türk hikâyeciliğinin önemli bir isminin eserlerinin arketipsel sembolizm açısından incelenmesi önem taşımaktadır. Bu çalışmada; Sivriada Sabahı ve Sivriada Geceleri adlı birbirinin devamı niteliğinde olan iki hikâye arketipsel sembolizm açısından incelenerek insanlığın ortak mirasına ait deliller ortaya konulmuştur. Modern psikolojiye ait bir yöntemle edebî eserler arasında bağ kurularak edebiyatın hayata dokunan yüzü incelenmektedir. Arketipsel sembolizm yöntemi ve bu yöntemin Sait Faik hikâyesindeki izleri bundan sonra yapılacak çalışmalara ışık tutacaktır. Abstract Carl Gustav Jung's theory of archetypes has been examined by many literary researchers and various literary works have been examined in the light of this method. It is possible to examine various narratives such as epics, fairy tales and legends with this theory. It is a known fact that archetypes are preserved in various forms in literary works by preserving their existence. Researchers such as Campbell and Frye have revealed how archetypes take their place in the works of the modern period by disguise. The hidden aspects of man's subconscious are important both in terms of literature and psychology. In our country, quality studies are carried out in this sense. It is important to examine the works of an important name in modern Turkish storytelling, such as Sait Faik Abasıyanık, in terms of archetypal symbolism. In this study; two stories, which are the continuation of each other, named Sivriada Sabahı and Sivriada Geceleri, are examined in terms of archetypal symbolism and evidences belonging to the common heritage of humanity are revealed. By establishing a connection between literary works with a method belonging to modern psychology, the face of literature that touches life is examined. The archetypal symbolism method and the traces of this method in the story of Sait Faik will shed light on future studies. Keywords: Sivriada Sabahı, Sivriada Geceleri, Archetypal symbolism, Sait Faik Abasıyanık.
BOLU 2019 Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne; iii ETİK İLKELERE UYGUNLUK BEYANI "Carl Schmitt'in Nomos Düşüncesi ve Modern Sınır Duvarlarının Meşruiyet Temelleri" adlı tezin hazırlanmasında akademik kurallara riayet ettiğimizi, özgün bir çalışma olduğunu ve yapılan tez çalışmasının bilimsel etik ilke ve kurallara uygun olduğunu, çalışma kapsamında teze ait olmayan veriler için kaynak gösterildiğini ve kaynaklar dizininde belirtildiğini, kullanılan verilerde tahribat yapılmadığını, tezin tamamının ya da bir kısmının bu üniversite veya başka bir üniversitede bir tez çalışması olarak sunulmadığını aykırı bir durum ortaya çıktığı takdirde tüm hukuki sonuçlara razı olduğumuzu taahhüt ederiz. Leyla TÜYLÜ 30.05.2019 iv ÖN SÖZ Küresel dünyanın açmazlarından biri olan modern sınır duvarlarını gerek yaşadığı dönemde gerekse sonrasında kuram ve düşünceleriyle dikkatleri üzerine çekmiş olan Schmitt'in üzerine spesifik olarak henüz bir çalışma bulunulmayan nomos kavramıyla açıklamaya çalıştım. Sınır duvarlarının öne sürülen sebeplerinin meşruluğunu irdelediğim çalışmamı sona erdirmiş olmanın hazzını yaşıyorum. Son nefesinde sarf ettiği kızlarımı okutun sözünü vasiyeti bildiğim ve attığım her adımda yolumu aydınlatan babama, akademiye dair hayallerimde her an arkamda duran tanıdığım en güçlü kadın olan anneme teşekkür ederim. İki yıl boyunca, tezimin her aşamasında bilgi ve birikimleri ile benimle çok değerli vaktini paylaşan, yardım ve önerilerini eksik etmeyen değerli danışman hocam Prof. Dr. Fatma TÜTÜNCÜ'ye sonsuz teşekkür ve saygılarımı sunarım. Değerli vaktini ayırarak tezimi okuyan ve görüşlerini benimle paylaşarak ufkumu aydınlatan Doç. Dr. Koray TÜTÜNCÜ'ye, tez savunma jürimde bulunan Doç. Dr. Armağan ÖZTÜRK ve Dr. Öğr. Üyesi Mehmet ARI'ya teşekkür ederim. Ayrıca tez yazım süresince bana katlanan, beni dinleyen ve benimle stres, sevinç ve kaygılarımı paylaşan arkadaşlarıma kalpten teşekkür ederim.
TEACHERS' VİEWS ON THE SCİENCE CURRİCULUM BASED ON CONTEXT-INPUT-PROCESSPRODUCT (CIPP) MODEL , 2021
Bu araştırmanın amacı üçüncü sınıf Fen Bilimleri Dersi Öğretim Programı’nı (FBDÖP) CIPP modeline dayalı olarak sınıf öğretmenlerinin görüşlerine göre değerlendirmektir. Çalışmada nitel araştırma yöntemlerinden örnek olay (durum çalışması) kullanılmış ve tesadüfî olmayan örnekleme yöntemlerinden uygun örnekleme yöntemiyle seçilen 42 sınıf öğretmeni çalışma grubunu oluşturmuştur. 10 sorudan oluşan yarı yapılandırılmış görüşme formu aracılığıyla öğretmenlerle görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Verilerin analizinde, içerik analizi yoluyla kodlar ve temalar oluşturulmuş ve öğretmenlerin görüşlerinden doğrudan alıntılarla örnekler sunulmuştur. Analizler sonucunda öğretmenlerin çoğunluğunun öğretim programındaki kazanımların öğrencilerin ilgi, ihtiyaç ve öğrenme düzeylerine uygun olduğunu ve öğretim programıyla fen okur-yazarı birey olarak yetiştirilmesinin mümkün olduğunu vurguladıkları tespit edilmiştir. Az sayıda öğretmenin ise, ilgili durumlara yönelik olumsuz görüşler belirttiği ve okullardaki teknolojik alt yapı ve araç-gereç yetersizliğine dikkat çektiği görülmüştür. Buna göre, CIPP modeline dayalı daha fazla sayıda program değerlendirme çalışmasının yapılması, öğretmenler için öğretim programının işleyişini destekleyici yardımcı kaynak ve profesyonel eğitim kursu gibi etkinlikler önerilmiştir.
FIRAT ÜNİVERSİTESİ KAMPÜSÜ ULAŞIM AĞI’NIN COĞRAFİ AÇIDAN İNCELENMESİNDE MEKÂN DİZİM ANALİZ YÖNTEMİ
Mekân dizimi 1970’li yıllarda Bill Hillier ve Julienne Hanson tarafından geliştirilmiştir. Mekan dizimi, mikro ve makro ölçekteki mekansal dokuların nasıl şekillendiğini, çalıştığını, geliştiğini ve değiştiğini analiz eden bir yöntemdir. Çalışmada Fırat Üniversitesi yerleşkesinin ulaşım sistemi, mekân dizim analizi yöntemiyle incelenmiştir. Üniversite kampüsündeki yaya ve araç trafik hareketlerinin organizasyonu belirlenerek, kampüsün öğrenciler tarafından algılanabilirliği ulaşım ölçüsünde değerlendirilmiştir. Böylece üniversitenin kendine özgü ulaşım sisteminin, coğrafi mekân bütünleşmesi ve kampüsün algısal olarak kavranabilirliği daha net bir şekilde değerlendirilebilir. Özellikle, Fırat Üniversitesi yerleşkesinin bütününe ait olan ortak ulaşım sistemi ile alt parçalarına ait (mahalli) ortak ulaşım sistemi karşılaştırılarak okunmasına yardımcı olması düşünülen bu analizin, Fırat Üniversitesi kampüs ulaşım sisteminin, farklı bir bakış açısıyla incelenmesine ve yorumlanmasına olanak tanıyacağı düşünülmüştür. Çalışmada Fırat Üniversitesi kampüs ulaşımıyla ilgili ileriye yönelik planlamalara destek olabilmesi amaçlanmıştır. Gelecekte mekân dizim analizi yöntemi kullanılarak yapılacak olan coğrafi çalışmalara bir altlık oluşturmak istenmesi de çalışmanın bir diğer amacını oluşturmuştur. Kampüs içerisinde hem yayların hem de araçların ortak kullanabildiği yollar dışında, bir de sadece yayaların kullanabildiği yaya yolları gelişmiştir. Yaya yolları, kimi zaman ulaşım akslarını birbirine bağlar nitelikte çapraz, kimi zaman da araç ve yayaların kullanabildiği akslara paralel bir yapı arz etmektedir. Gerek ulaşım ağlarını gerekse kampüs içerisindeki fakülte binalarına ulaşımı sağlayan yaya yolları ulaşım sistemine kendine özgü bir karakter katarken ulaşım sistemleri arasındaki sürekliliği sağlamada da önemli bir görev üstlenmektedir. Özellikle yaya yollarının erişilebilirliği ne kadar arttırdığını değerlendirmek için mekân dizim yöntemi ile doku analizi yapılmıştır. Fırat Üniversitesi kampüsü için yapılan bu çalışmada öncelikle yayaların ve araçların ortak kullandığı yolların önce global bütünleşmesi (Rn) ve lokal bütünleşmesi yarıçap analizi yapılmıştır. Daha sonra sadece yaya yollarının bütünleşmeye ve okunabilirliğe etkisini tespit etmek amacıyla bütün yol aksları analize dahil edilerek önce global bütünleşmesi (Rn) ve lokal bütünleşmesi yarıçap analizi yapılmıştır. Aksiyel analizleri yapmak için Depth Map, programı kullanılmıştır. Map Info programı ile bütünleşme değerlerinin dağılımını gösteren haritalar oluşturulmuştur. İlk olarak uydu görüntüsü üzerinden aks haritası oluşturulmuştur. Bu aks haritası öncelikle yaya ve araçların kullanabildiği ortak yollar temel alınarak çizilmiştir. Daha sonra bu yollara sadece yayaların kullanabildikleri yollar da eklenerek ikinci aks haritası üretilmiştir. Ayrıca çalışmada Gate Counts (Kapı Sayımı) gözlem tekniği kullanılarak seçilen kapılardan geçen araç ve kişiler, haftanın belirli gün ve saatlerinde (Pazartesi, Çarşamba, Cumartesi günlerinde 08:00,12:00,17:00 saatlerinde yarım saat süreyle) sayılmıştır. Bu sayımlar sonucunda elde edilen bilgilerle, aksiyel haritaların doğruluğu kanıtlanmaya çalışılmıştır. Üretmiş olduğumuz fiziki ve eğim haritalarıyla Fırat Üniversitesi Kampüsü’nün belirli bir eğime sahip olduğu tespit edilmiştir. Bu tespit sonucunda daha önce üretmiş olduğumuz aks haritalarıyla, fiziki ve eğim haritaları karşılaştırılarak, haritalar arasındaki ilişki incelenmiştir. Yayaların yol güzergahlarını kullanırken, özellikle aksiyel analizlerde bütünleşikliği yüksek olan yollarda, yokuş çıkılan yolları hangi yönde (iniş veya çıkış olarak) daha sık kullandıkları tespit edilmeye çalışılmıştır. Eğim ve fiziki haritalarla, aks haritalarının karşılaştırılmasıyla, aks haritalarına kısmen üçüncü boyutun eklenmesi amaçlanmıştır.