İskitlerden Bâcıyân-ı Rûm'a, Türk Kadınının Dönüşen Yaşam Tarzı (original) (raw)
Related papers
İski̇tlerden Bâciyân-I Rûm’A, Türk Kadininin Dönüşen Yaşam Tarzi
Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi (HÜTAD), 2018
Öz: İskit/Saka-Türk yaşam tarzı ve dil birliğini kanıtlayan deliller ışığında iz sürüldüğünde, Türk kadının Avrasya bozkırlarından Anadolu'ya, yaşamı ve toplumsal konumu nasıl bir dönüşüm sergiler? Çalışmamızda bu sorunun cevabını bulmaya çalışırken, öncelikle arkeolojik ve yazılı kaynaklara dayanarak İskitler ve diğer Türk topluluklarındaki konargöçer kadınların ortak konumunu ele alacağız. Eş zamanlı olarak, Türk soylu kadınların yüksek konumunun Eski Yunan ve diğer halkları nasıl etkilediğini irdeleyeceğiz. Ardından, Türklerin Anadolu'da yerleşik hayata geçmeden hemen önceki fetih ve gaza dönemlerinde destanlara ve tarihlere yansıyan Türk kadının profiline bakacağız. Ve nihayet, yerleşik hayata geçmelerine paralel olarak şehirlerde mukim olan kadınların önceki atlı-arabalı, gerektiğinde savaşçı yaşam tarzlarının nasıl bir dönüşüme uğradığını ve bu bağlamda Bâcıyân-ı Rûm'un olası niteliklerini değerlendirmeye çalışacağız.
Râyet'ten Evrensel Kadın'a: İslamcı Kadınlar Kendi Konumlarını Nasıl İnşa Etti?
Râyet'ten Evrensel Kadın'a İslamcı Kadınlar Kendi Konumlarını Nasıl İnşa Etti? , 2019
Bu metinde, 1980 sonrasında İslamcı kadın hareketliliği içinde aktör olan kadınların dönemin kayda değer kadın dergilerinde kendi kalemlerinden kendi pozisyonlarını okuma evreleri açımlanmaya çalışılacaktır. Bunu yaparken birkaç ana mesele üzerinden ilerlenecek ve yine bu meseleler üzerinden bir okumaya gidilecektir. Başörtüsü ve beraberinde gelen kamusallık tartışmaları ve tüm bunları kapsayan kadının ev içi-ev dışı konumu, bahsi geçecek dergilerin bizzat kendi gündemleri olmakla beraber yine kendi tarihsel sürecinde en çok dönüşüme uğrayan zeminlerdir.
Kültürden Türkülere Yansıyanlar: Bitlis Türkülerinde Kadın
Korkut Ata Türkiyat Araştırmaları Dergisi
Türkü; ezgi ile söylenen Anonim Halk Edebiyatı ürünlerinden biridir. Şiir ve müziği bir araya getiren türkü, içinden çıktığı toplumun kolektif bilinçdışı ve bilinçaltının yansımasıdır. Acılar, sevinçler, beklentiler kısacası yaşananlar ve yaşanamayanlar türkülerde varlık kazanır. Türküler ait oldukları toplumun en önemli kültürel bellek mekânlarıdır ve o toplumu oluşturan fertlerin duygu paylaşımını sağlayarak onları bir arada tutar. Türküler toplum hayatının beşikten mezara kadar her anını anlatabilecek zengin bir içerik dünyasına sahiptir. Bu çalışmada Bitlis türkülerinde kadının ele alınış biçimleri değerlendirilmiştir. Bitlis kültür zenginliği olan bir ildir. Bu zenginlik türkülere de yansımıştır. Bitlis türküleri halkın geleneksel yaşamını, Bitlis’in coğrafi yapısını, ekonomik durumunu sanatlı bir şekilde ele almaktadır. Bu bağlamda kadın da Bitlis türkülerine konu olmuştur. Kültürümüzde kadın; ana, eş, sevgili ve kardeş olarak değer görmüş tarih içerisinde sosyal ve siyasal aç...
BEÜ İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2024
İktisadî, siyasî, kültürel ve dinî çeşitli etmenlerin sebep olduğu birtakım sosyal olayların neticesinde toplumlar içerisinde aykırı ya da illegal olarak da adlandıran reformist gruplar ortaya çıkmıştır. Özellikle dinî temelli bu tür oluşumlar zaman içerisinde ana akım dinî gövdeden kopan yeni dinî yapıların ortaya çıkmasına sebep olmuşlardır. 19. yy.’ın ortalarından itibaren dünya genelinde sayıları hızla artan bu oluşumlar Yeni Dinî Hareketler olarak adlandırılmaktadırlar. Böylesi grupların en belirgin özelliklerinden biri sıra dışı ve cesur olarak niteledikleri bir liderin önderliğinde bir araya gelmemeleridir. Kurretü’l-Ayn mahlaslı Kazvinli Fatma/ Ümmü Selma ’da bu aktivistlerden biridir. Kurretü’l-Ayn, Şiilerin beklediği kurtarıcı olduğu iddiasıyla ortaya çıkan Bâb’ın en hararetli savunucularından biridir. Daha sonraki süreçte ise “İslâm dininin hükümlerinin artık ömrünü tamamladığı” şeklindeki ifadesiyle Bahâîliğin önde gelen savunucularından biri olmuştur. Mensupları tarafından son ilâhî din, dinler tarihi uzmanları tarafındansa Yeni Dinî Hareket olarak kabul edilen Bahâîliğin kadına verdiği değerin anlaşılması açısından farklı bir konumda değerlendirilen Kurretü’l-Ayn’ın diğer bir vurgulanan yanı da edebî yönüdür. Ona ait olduğu iddia edilen şiirler vasıtasıyla hatırası ve fikirleri günümüzde de yaşatılmaya çalışılmaktadır. Hatta bu amaçla günümüzde faaliyetlerini devam ettiren Tahirih Justice Center (Tâhire Adalet Merkezi) adında bir sivil toplum kuruluşu dahi kurulmuştur. Kurretü’l-Ayn, Bahâîler tarafından; yaşadığı coğrafyada gördüğü eksiklik ve kusurları İslâm’a mal ederek birtakım arayışlara giren ve Bâbîlik- Bahâîlik gibi yeni inanışlarla dine yeni bir bakış kazandırma gayretleriyle bir reformist, toplumda ezilen ve dışlanan kadınların hakları korumak için giriştiği mücadele ile bir aktivist, inandığı fikirleri daha etkili şekilde insanlara duyurmak için dile getirdiği dizelerle bir şair olarak kabul edilmiştir. Bu çalışma, ülkemizde şu ana kadar az sayıda da olsa yapılmış olan çalışmaların aksine konuyu ön yargılardan uzak şekilde, dinler tarihinin objektiflik ilkesine bağlı kalarak, literatür taraması sonucunda elde edilen verilerle incelemeye çalışmaktadır.
2000'li Yıllarda İslamcı Kadınların Dönüşen Söylemi: Romanlar Aracılığıyla Bir İnceleme
Yüksek Lisans Tezi, 2019
Since the second half of 1960s, Islamic women, had been active in public sphere by their writing, has begun to ask their democratic rights both in public life as well as in literature since the beginning of 1980s. As the asking of rights has been stated by islamic women, this could provide a base for thinking of Islam and feminism together. Drawing on the female characters of novels written by Islamic writers, this study focuses on the transformation of Islamic women identities after the movement"s interaction with feminism in 2000s. As the same period writings (2000-2010), Seni Dinleyen Biri by Cihan AktaĢ, İkna Odası by Yıldız Ramazanoğlu, Çöl ve Deniz by Sibel Eraslan, Uzak Ülke, which is about Fatma Aliye"s life, by Fatma Barbarosoğlu have been focused with other writings of stated authors. When we look at Islamic writings-which have increased by the rise of Islamic movementfrom the point of Islamic women"s literatüre, it is possible to see some similarities at some points and radical breaks from others, especially after 1980s and 2000s. The focus on modernization, critique of state"s hegemonicideology, relations between sexes, the relationship between different femininities and critics of masculinity refer to the formation of new discourse after 2000s. The struggle with state"s hegemoic ideology which has been the Kemalist ideology, has shaped the Islamic novels in 2000s as it did in 1980s. The novels written by Islamic writers after 2000s are more activist in terms of calling Islamic women to criticise traditional roles and to courage themto be morevisible in public life, and these novels Express more solidarity to secular women. On the otherhand, modernisation, which has been accused by Islamic movement as a reason of moral degerenation, has been internalized by Islamic novels after 2000s. The common features of Islamic novels in 2000s is that while they create a new identity for Islamic women, they also aim to criticise and thus understand the history: as well as to save the "sacred" from thehegemony of masculine mind.
İslamcı Feminizm: Müslüman Kadınların Birey Olma Çabaları
Özet İslamcı feminizm kavramı, İslam kültürü içinde gelişen bir olguya; müslüman kadınların birey olma çabalarına işaret etmektedir. Bu çabaların yansıması, entellektüel müslüman kadınların din ve gelenek içinde kadının durumunu ele aldıkları çalışmalarında ifadesini bulmaktadır. Bu yaklaşımlar, batılı feminist söylem ile bağlantılı olarak değerlendirildiği için bazı soruların araştırılması gerekir: İslamcı feminist söylem, müslüman kadınların bizzat inşa ettiği bir söylem mi yoksa batılı feminizmin silik bir kopyası mıdır? Bu söylem, kendine has bir teoloji üretebilir mi? Bu sorulara giden yolda ilk adım, 19. yüzyılda sistemleşen feminist söylemin İslam kültürünü hangi noktalarda ve nasıl etkilemeye başladığını sorgulamak olacaktır. Bunun için de etkileme sürecini, bu süreçte batılı feminizmle işbirliği yapan oryantalizm, sömürgecilik, milliyetçilik gibi birta-kım faktörleri de göz önünde bulundurarak değerlendirmek gerekir. 20. yüzyılın sonuna doğru entellektüel Müslüman kadınlar, Müslüman dünyadaki kadın sorununu batılı feminist söylemi de dikkate alarak tartışmaya başlamışlardır. Böylece, İslam kültürü içinde feminist söylemden dolaylı olarak etkilenen yeni bir kadın söylemi ortaya çıkmıştır. Bu yeni söylem, kadın çalışmaları sahasına katkı yapan bir literatür de oluşturmaya
Osmanli Kadininin Ekonomi̇k Hayata Etki̇n Katilimi: Baci̇yân-I Rûm Örneği̇
2015
Bu makalenin amaci XIII. yuzyilda, Anadolu’da Ahilik teskilatinin kadinlar kolu olarak kurulan ve dunya tarihinde ilk kadin orgutlenmesi olarak gosterilen Baciyân-i Rum adli kadin teskilatinin, tarihimizde kadinin ekonomik hayata katkisinin tipik bir ornegi olarak ortaya konulmasidir. Bu dogrultuda, teskilatin kurulmasina etki eden sosyo-kulturel, tarihi, cografi ve ekonomik sartlara deginilmis, kadinlarin bir ekonomik organizasyon seklinde bir araya gelmeleriyle Anadolu medeniyetine gerceklestirdikleri katki ve bunun ekonomik izlerinin sonraki asirlara sarkan yansimalari ele alinmistir. Anahtar kelimeler: Baciyân-i Rum, Ahilik, Anadolu, Ekonomik Hayat, Egitim, Debbaglik, El Sanatlari, Uretim.
Tanzimat'tan Sonra İhtida, İrtidad Hareketleri ve Kadınların Öteki ile Evliliği: Midyat Örneği
Artuklu Akademi | Journal of Artuklu Academia, 2021
Midyat was the center of the region of Tur Abdin where Jacobite/Syriac Christians were constituting the majority until the end of the nineteenth century. Muslims, Christians and Yazidis in the region spoke Syriac, Kurdish, Arabic (Mhallemi dialect) and Armenian, and they established networks with other religious and ethnic identities in usual course of daily life. In this vein, this paper aims to manifest conversion and apostasy movements and interfaith marriage of the women within the societies hosting multicultural environment with reference to Midyat. This study examines the effects of these marriages on the social structure of Midyat, which became the center of the district it is settled on during the reforms of the Tanzimat era. It argues that conversions and women’s marriages with the “other” were perceived as direct attacks against the honor of communities, that they were regarded as symbolic victories or defeats, and that they caused religious conflicts and alliances between communities in Midyat. In the study, the incidents of apostasy and conversion will be revealed through the documents kept in the archives of the Ottomans and churches.