Putin ve Erdoğan’ın St. Petersburg Görüşmeleri ve Rusya-Türkiye İlişkileri (original) (raw)
Related papers
Putin'in Türkiye Ziyareti ve İkili İlişkiler
Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkilerde son yıllarda üst düzey ziyaretlerin çokluğu ve siyasi diyaloğun sürekliliği dikkat çekiyor. Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin'in 10 bakanla birlikte 1 Aralık 2014'te Ankara'ya gerçekleştirdiği resmi ziyaret yine her zamanki gibi uluslararası kamuoyunun dikkatini üzerine çekti. Putin aslında Türkiye ile Rusya arasında 2010 yılından beri faaliyet gösteren ÜDİK (Üst Düzey İşbirliği Konseyi) toplantısı için Türkiye'yi ziyaret ediyor olmasına rağmen Ankara'nın isteğiyle en üst düzey devlet ziyareti protokolü ile karşılandı. Her iki ülke tarafından bu ziyarete verilen özel önemin yanı sıra, Putin ve Erdoğan'ın ortak basın toplantısında açıklanan "Güney Akım" doğalgaz boru hattının güzergâh değişikliğinin ilan edilmesi bu ziyaretin en fazla akıllarda kalan noktası oldu.
ŞANGHAY İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ’NÜN OLUŞUMUNDA RUSYA-ÇİN İLİŞKİLERİ VE İLİŞKİLERİN PROBLEMLERİ
Çalışmada, Rus-Çin ilişkileri tarihi açıdan incelenerek, özellikle Şanghay İşbirliği Örgütü’nün kurulşu ve gelişmesindeki karşılıklı ilişkilere değinilmiştir. Şanghay İşbirliği Örgütü’nün kuruluş aşamasında, tek kutuplu dünyaya karşı birlikte hareket etmeyi zorunluluk olarak gören, ortak bakış açısına sahip olan bu iki devletin ilişkileri, bu kuruluşla birlikte daha da yakınlaşarak müttefiklik boyutuna ulaşmıştır. İlişkilerin müttefiklik derecesinde iyi gidişi, karşılıklı sorunların ihmal edilmesini ve bu alana pek değinilmemeyi getirmiştir. Oysa ki, çalışmamızda görüleceği üzere, iki ülke arasında çok ciddi problemler, farklılıklar ve anlaşmazlıklar da mevcuttur. Çalışmamızda özellikle bu problemler ve nitelikleri üzerinde durulacaktır.
Petro ve Putin’in Rusya Açısından Öneminin Karşılaştırılması
2024
Bu çalışma Rusya açısından I. Petro ve Putin’in önemini ele almaktadır. Petro 17. yy. ve 18. yy. ilk çeyreğinde Rusya’nın batılı tarzda modernleşmesinde önemli bir rol oynamıştır. O, Çarlık sistemi çerçevesinde Rusya’nın batılı güçlerin gerisine düşmemesi için ekonomik, teknolojik ve bürokratik alanda reformlar uygulamıştır. Petro pek çok Avrupalı ülkelerden önce modernleşmeyi başaran bir hükümdardır. Putin ise 20. yy. sonlarında ve 21.yy. ilk çeyreğinde Rusya’nın tarihinde etkili bir figür olarak ortaya çıkmıştır. 20.yüzyılın sonlarında içsel sorunlarla boğuşan bir Rusya’yı yeniden küresel bir aktör olarak dünya sahnesine çıkması için çaba göstermiştir. Karşılaştırmalı tarihsel araştırma yönteminin kullanıldığı bu çalışmada iki liderin ortaya çıkmasını sağlayan tarihsel, toplumsal koşullar ile bu iki liderin Rusya tarihindeki önemi ortaya konulmaya çalışılmıştır. I. Petro batılı yönelimli bir perspektiften reformlarını gerçekleştirmiştir. Uyguladığı acımasız şiddet yöntemleri dolayısıyla kendisine ‘Deli Petro’ da denilmiştir ancak Rusya’nın bugünkü modernleşmesinin temelinde onun gerçekleştirdiklerinin olmasından dolayı ‘Büyük Petro’ da denilmektedir. O başkenti St. Petersburg’a taşıyarak Rusya’nın batıyla ilişkilerini geliştirmesinden yana olduğunu da göstermiştir. Putin ‘Sovyet İmparatorluğu’ olarak da adlandırılan sosyalist sistemin parçalanmasından sonra ekonomik ve siyasal istikrarsızlık ortamının sürdüğü koşullarda devletin karşılaştığı iç ve dış tehditleri bilen bu konuda yazdığı raporlarla üst düzey bürokrat olarak devlet başkanlığı görevine gelmiştir. Putin Slav birliği temelinde Rusya’nın bütünlüğünün korunmasına yönelik çaba göstermiştir. Bu konuda iç ve dış politikada KGB başkanlığı yapmanın getirdiği deneyimle hareket etmiştir. I. Petro imparatorluğun sağlam zeminler üzerinde varlığını sürdürmesini hedeflerken, Putin bölünme ve parçalanma tehdidi altında bulunan Rusya’nın bütünlüğünü korumaya çaba harcamıştır. Bu çalışmada iki tarihsel figürün benzerlik ve farklılıklarını da ortaya konulmaya çalışılmıştır.
TARİHTEN GÜNÜMÜZE ÇEÇENİSTAN-RUSYA İLİŞKİLERİ: PUTİN VE KADİROVLAR DÖNEMİ
Türk Dünyası Araştırmaları, 2018
The struggle between Chechens and Russians started when Russia wanted to dominate the North Caucasus, which was regarded as strategically important by Russians, and the struggle still continues today. Chechens declared war against Tsarist Russia under the leadership of Imams such as Sheikh Mansur and Sheikh Shamil. Although there had been revolts for independence during the transition to the Soviet Period and the Soviet Times, independence movements were not similar to the ones occurred in Imams’ period. However, after the dissolution of the Union of Soviet Socialist Republics (USSR) and subsequent declarations of the independence by the countries previously under the Soviet rule, Chechens initiated their independence movements. During two different wars started by Russia, Chechens had serious damages, a large portion of their population either died or had to leave their countries. Russians also experienced military deaths and economical damages.