Türk Atasözlerinde Kuşlar/ Birds in Turkish Proverbs (original) (raw)

Türk Atasözleri̇nde Gönül Kavrayişi

2014

TÜRK ATASÖZLERİNDE GÖNÜL KAVRAYIŞI Levent BAŞARKANOĞLU* Öz Atasözleri, kendisini var eden toplumun kültürel birikimlerini, değer yargılarını, dünya görüşünü aktaran halk bilgisi ürünleridir. Gönül, Orhun Abidelerinden bugüne Türkçenin söz varlığı içinde canlılığını hiç yitirmeden günümüze kadar gelmiş bir sözcüktür. Bu çalışmada Türk atasözlerindeki gönül kavramı üzerinde durulmuş, yetmiş atasözü metni; gönlün algısal, duygusal, aklî ve çevresel boyutlarına göre tasnif edilerek değerlendirilmiştir. Türk irfanında derin yansımaları olan bu kavram algısal bir zemine oturtularak tematik yönden incelenmeye çalışılmıştır.

Kuşlar / Tarjei Vesaas

SabitFikir, 2015

Küçücük bir yerde, azıcık karakter arasında ilerleyen minimalist bir roman Kuşlar. Mattis ve Hege'nin sırtını ormana vermiş, göl kıyısındaki evleri gibi ıssız. Öte yandan Mattis'in çok korktuğu, her an çıkabilecek bir fırtınaya gebeymiş gibi gergin. Huzur ve iç sıkıntısı arasındaki ince çizgide ilerleyen bir şaheser.

Hüsn ü Aşk’ta anlam çeşitliliği yönünden kuşlar/Birds in Hüsn ü Aşk in terms of variety of meaning

RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi, 2019

Şeyh Gâlib’in en önemli eseri olarak kabul edilen Hüsn ü Aşk; Osmanlı şiir kuşlarını ele alması yönüyle de zengin bir mesnevîdir. Divan şiiri geleneğinde işlenmiş kuşlar, Sebk-i Hindî akımının etkisinde olan şairin tavsifinde farklı yönleriyle de tezâhür etmiştir. Bu çalışmanın amacı; Osmanlı şiir kuşlarının Şeyh Gâlib’in Hüsn ü Aşk mesnevîsinde nasıl ele alınmış olduğunu gözler önüne sermektir. Çalışmada Muhammed Nur Doğan tarafından hazırlanan Şeyh Gâlib Hüsn ü Aşk Metin, Düzyazıya Çeviri Notlar ve Açıklamalar adlı kitap temel alınmıştır. Öncelikle; metin, tarama ve tahlil yöntemleriyle incelenecek, mesnevideki olay örgüsü içinde kuşların ne şekilde ele alındığı saptanacak ve Gâlib’in kuşlarla ilgili geleneksel kullanımla benzeşen ve bu kullanımdan ayrılan yönleri ortaya koyulacaktır. Hüsn ü Aşk metni, somuttan soyuta uzanan birçok anlam katmanını içinde barındırır. Bu katmanlar muhtelif yorum ve okumalara açık; aynı zamanda da gerçek dünya ile bağlantılı bir durum arz eder. Gelenek içerisinde çoğunlukla olumlu tasvirlerle ve hayal dünyası içerisinde anlatılan kaknüs kuşu; bu mesnevîde Osmanlı İstanbul’unun kahve köşelerinde zaman harcayan ve kendileri bir şey üretmedikleri hâlde, zamanın en büyük söz ustaları ile mukayese hâlinde olan şair bozuntularını eleştirmek için somuta indirgenerek kullanılmıştır. Bu örnek, soyut ve somut anlamlar arasındaki geçişlerin mesnevîdeki en çarpıcı örneklerinden biridir. Nihâî hedef olarak, Gâlib’in şiirlerindeki bu çok katmanlılık ve geçişler , kuşlar temelinde ele alıp açıklanmaya çalışılacaktır.

Türk Atasözlerinde Yinelemeler

Turkish Studies , 2011

Atasözü, “bir cümle halinde kalıp halde söylenen” özlü sözlerdir. Atasözü az kelime ile çok şey anlatır. Atasözünde anlatım yoğundur. Az kelime ile bütün çağlar için genel geçer kuralları ortaya koymak ve bunu anlatmak, anlam yoğunluğunu gerektirir. Bundan dolayı atasözü bünyesinde üslup oyunlarına yer vermez. Gereksiz kelimelere rastlanmaz. Atasözü, hangi kelimenin nerede, nasıl kullanacağını asırların verdiği tecrübelerle, halkın zevk ve sanat anlayışıyla birleştirerek yapısına katmıştır. Bu nedenle atasözünü oluşturan ve kendi aralarında sağlam bir anlam bağı ile bağlanmış kelimelerin yerlerini değiştirmek ya da eş anlamlısını kullanmak mümkün değildir. Böyle yapılırsa söz, atasözü olmaktan çıkar; etkisini, güzelliğini ve gücünü kaybeder. Sözün hafıza ile kayıtlandığı ve yine sözün sözle kuşaklara aktarıldığı sözellik döneminde, uzun uzun cümlelerin akılda kalıcılığı ve aktarımının güçlüğü; kesin, açık, şiirsel bir üslubu gerektirir. Bu nedenle atasözlerimizin çoğu bir, iki cümledir. Uzun olanların sayısı ise azdır. Sözlü kültür ürünü olan ve kuşaktan kuşağa aktarılan atasözlerinin akılda kalıcılığını sağlayan unsurlardan biri de yinelemelerdir. Düşüncenin düzenli tekrarı ile oluşturulan anlam dünyası dinleyicinin zihninde canlandırıcı bir işlev üstlenmektedir. Ortaya çıkan kalıp ifadeler, tekrarlar, sözün kalıcılığına yardım eder. İster yazılı bir eserde, ister sözlü bir üründe düzenli ve düzensiz aralıklarla yapılan yinelemeler anlatıma ahenk katar. Bu çalışmada atasözlerimizde görülen yinelemelerden söz edilecek ve yineleme çeşitleri üzerinde durulacaktır.

Türk Atasözlerinde Ölüm - Death in Turkish Proverbs

Ölüm hem bir yok oluşu hatırlatması hem insanı, kendi sonunu düşünmeye itmesi hem de ölen kişiyle olan yakınlık münasebeti nedeniyle insanlarda derin izler bırakan tıbbi, felsefi, dini ve sosyolojik açıdan ele alınabilecek bir olgudur. Hangi açıdan olursa olsun ölüm, mevcudun bitişini, canlılar dünyasından ayrılışı ifade etmektedir. İnsanların zihninde bu denli önemli izler bırakan ölüm, pek çok halk edebiyatı ürününde işlenmiştir. Bu ürünlerden biri olan atasözlerinde de ölüm bazen bir konu olarak yer almış bazen atasözlerinde "ölüm"(öl-fiilinden türetilen kelimeler), metaforik anlamıyla, farklı kavramları karşılamak için kullanılmıştır.

Âşıkların Dilinden Kuşlar: Kuş Destanları (Karşılaştırmalı Bir İnceleme

Karadeniz Sosyal Bilimler Dergisi, 2022

Türk sözlü şiir geleneğinin içerisinde yer alan âşık edebiyatının kökü İslamiyet öncesi sözlü kültür geleneğimize dayanmaktadır. Âşık tarzı şiir söyleme geleneğinde âşıkların irticalen şiir söylemesi, atışma yapabilmesi gibi hususlar âşığın söz söylemedeki kabiliyetini göstermesi açısından öne çıkmaktadır. Âşıkların çeşitli meclislerde özellikle âşık fasıllarında kendi yeteneklerini göstermeleri ve kendilerini kanıtlamaları gerekmektedir. Bu meclislerin bir parçası da âşıkların destan söyledikleri bölümdür. Âşıklar bu bölümde çeşitli konularda destanlar söylemişlerdir. Çobanoğlu, âşık tarzı destanların konularına göre tasnifini yapmış, bunlardan bu çalışmada incelenecek olan kuşlar hakkında söylenmiş/yazılmış destanlar bu tasnifin "Doğal Güzelliklerle İlgili Destanlar" başlığının altında yer alan "Hayvanlarla İlgili Destanlar" içinde yer almaktadır. Çalışmada geçmişten günümüze söylenmiş/yazılmış "Kuşlar Destanı" metinleri bir araya getirilmiştir. Burada, öncelikle bu metinler şekil ve muhteva hususiyetleri yönlerinden tanıtılmıştır. Ardından destan metinleri karşılaştırmalı olarak değerlendirilmek suretiyle âşıkların kuş destanlarını nasıl ve neden söyledikleri, bu metinlerin gelenek içinde nerede yer aldığı, âşığın kendi üslubunu gösterme ve kendi sanat gücünü kanıtlamada söylenen destanların rolü ortaya konulmaya çalışılmıştır. Çalışmada, daha önce Şükrü Elçin tarafından yayımlanmış olan Hengâmî'nin destanının bir eş metni bulunmuştur. Bu destan da çalışmanın sonunda metin tenkitli olarak yer almaktadır.

Türk Dünyasi Atasözleri̇nde “Tuz”

2019

OZ Bu calismada amac; tarih boyunca ortak bir gecmise ve kulture sahip olan Turklerin atasozlerinde tuzu ayni veya benzer anlamlara gelecek sekilde kullandiklarinin orneklerle aciklanmasidir. Ait olduklari toplumlarin hayata bakislarini, inanclarini ve sahip olduklari degerleri yansitan atasozleri incelendiginde Turklerin tuza ayni anlamlari yukleyerek kullanmasi ve tuzu kult kabul etmesi ortak bilincle hareket edildiginin kanitidir. Basit bir kimyasal bilesik olan sodyum klorur, bilinen adiyla tuz, insan vucudunun bir bolumunu olusturdugu gibi tarih boyunca insanlar icin onemli olan bir gida maddesi olarak varligini korumustur. Tuzun en onemli ozelligi besin maddelerini uzun sure saklamak amaciyla kullanilmasidir. Insanlik tarihinin gidisatini etkileyen ve uygarliklari sekillendiren bir madde olan tuza toplumlar cesitli anlamlar yuklemislerdir. Ortak bir gecmise ve kultur birikimine sahip olan Turkler icin tuz yuzyillar boyu hem gida maddesi olarak hem yuklendigi manevi anlamlar ba...