20. VE 21. YÜZYILDA BAĞLAMA VE TANBURDAKİ BELİRGİN FİZİKSEL DEĞİŞİMLER (original) (raw)
Related papers
21. YÜZYILDA TÜRKİYE’DE ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ: REFORM VE ZORLUKLAR
Disiplinlerarası Sosyal Politika Çalışmaları-3, 2021
Özet Bu bölümde, Türkiye’de endüstri ilişkilerinin tarihsel gelişimi anlatıldıktan sonra, 2000’li yıllardan itibaren endüstri ilişkileri alanında yaşanan reform niteliğindeki yenilikler ve değişim mevzuatla birlikte ele alınmaktadır. 2000 yılı sonrasında işsizlik sigortasının kurulması ve yürürlüğe girmesi, kısa çalışma ve kısa çalışma ödeneğinin hayata geçirilmesi, bireysel ve toplu iş hukuku alanındaki yenilikler ve değişiklikler, iş sağlığı ve güvenliği alanındaki düzenlemeler, iş mahkemelerinin kuruluşu ve iş uyuşmazlıklarında arabulucuya başvurmanın dava şartı olarak kabul edilmesi bölümde incelenen konular arasında yer almaktadır. Anahtar Kelimeler: Türkiye’de endüstri ilişkileri, İşsizlik sigortası, Kısa çalışma ve ödeneği, iş uyuşmazlıklarında zorunlu arabuluculuk, bireysel ve toplu iş uyuşmazlıkları, İş mahkemeleri.
DİJİTAL DÖNÜŞÜMÜN GEREĞİ OLARAK 21. YÜZYIL BECERİLERİ
dijital dönüşümün gereği olarak 21. yüzyıl becerileri, 2022
ÖZET İlk kez 2011 yılında Hannover Fuarında gündeme gelen ve küresel değer zincirinin nasıl düzenleneceğini anlatmak amacıyla kullanılan Endüstri 4.0 veya bir diğer adıyla 4. sanayi devrimi, önceki devrimlerden farklı olarak çok daha hızlı ve çok daha geniş ölçekte bir dönüşümü tanımlamaktadır. Söz konusu devrim ile yapay zekâ, akıllı robotlar, bulut teknolojileri, nesnelerin interneti gibi birçok yeni kavram literatüre girerek ülke ekonomilerinin öncelikli gündem maddesi haline gelmiştir. 2019 yılının Mart ayında ilan edilen Covid-19 pandemisi ise ülkelerin dijital ekonomiye geçiş sürecini hızlandırmıştır. Bu dönemde tele-çalışma, uzaktan öğrenme, teletıp ve diğer çevirimiçi hizmetlerin kullanımı yaygınlaşmış, teknolojiye veya gerekli altyapıya sahip olmayan bölgeler ise dezavantajlı hale gelmiştir. Dijital dönüşüm, sürdürülebilir ekonominin verimliliği ve etkinliği üzerinde pozitif bir etki yaratmakla birlikte aynı zamanda işgücü piyasasında önemli dönüşümlere yol açmaktadır. Bu süreç yeni meslekler yaratmasının yanı sıra bazı mesleklerin revize edilmesini gerekli kılmaktadır. Dönüşüme uyum sağlayamayan veya dönüşümün gerisinde kalan ülkelerde ve bazı sektörlerde ise “dijital boşluk” sorunu ortaya çıkmaktadır. İşgücü açısından sorunun üstesinden gelinmesinde 21. yüzyıl becerilerine sahip olmak belirleyici olmaktadır. Bir diğer ifade ile çalışanların gerekli becerilere sahip olarak yeniden vasıflandırılması gerekmektedir. Nitekim Dünya Ekonomik Forumu’nun 2020 yılı raporuna göre şirketler, çalışanlarının yaklaşık olarak yüzde 40’ının altı aya kadar becerilerini güncellemeleri gerektiğini bildirmiş, şirketlerin %94’ü ise çalışanların yeni beceriler kazanmaları gerektiğini belirtmiştir. Bu çalışmanın amacı Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), Dünya Ekonomik Forumu (WEF) ve Dünya Bankası (WB) başta olmak üzere çeşitli uluslararası kuruluş raporlarından yararlanarak dijital ekonominin işgücü piyasasında yarattığı değişime değinerek ülkelerin bu dönüşümün gerisinde kalmaması için oluşturmaları gereken politika önlemlerine yer vermektir.
19. ve 20. YÜZYILLARDA YABANCI SEYYAHLARIN GÖZÜYLE BİTLİS VE ÇEVRESİ
Uluslararası Bitlis Tarihi ve İdris-İ Bitlisi Sempozyumu, 2018
15. ve 16. yy.’larda, yeni ticaret yolları ve sahaları bulmak için başlatılan coğrafi keşifler tümüyle tamamlanıp 19. yy.’a gelindiğinde, Avrupalıların dünya üzerinde ayak basmadığı toprak parçası hemen neredeyse kalmamıştır. Ancak Avrupalı araştırmacılar ve seyyahların coğrafi bakımdan yanı başlarındaki Asya ve özellikle Orta Doğu’yu “yeniden keşfi”, ironik biçimde, 19. yy. sonu ve 20. yy. başına denk gelen nispeten geç bir döneme ertelenmiştir. Avrupa’da oryantalizm çalışmalarının da zirvesine işaret eden bu tarihler, Osmanlı Devleti’nin çöküş yıllarında arkeolog, subay, diplomat, seyyah, din adamı gibi unvanlarla Avrupa’dan kalabalık bir asker-aydın-okuryazar kadrosunun başta Orta Doğu olmak üzere, Osmanlı topraklarında yoğun bir siyasal-entelektüel faaliyet içine girdiği döneme tekabül etmektedir. Eserlerinde bu durumu dolaylı ifadelerle itiraf eden Batılı seyyahlar, özellikle Bitlis-Van hattında gerçekleştirdikleri gezilerde bölge ekonomisi, arazi özellikleri, yeraltı ve yerüstü kaynakları, nüfusun sosyo-politik durumu, dağılımı ve yapısı, kültürel yaşantı, azınlıklar ve dinî inançlar gibi pek çok konuda ayrıntılı kayıtlar tutmuşlardır. Tutulan kayıtlar nüfus rakamları, haritalar, çizimler, istatistikler ve fotoğraflarla desteklenmiştir. Bu çalışmada, bugün Türkiye’nin doğusunda ve özellikle de Bitlis ve Van Gölü çevresinde geziler düzenlemiş bazısı asker, diplomat veya yalnızca araştırmacı olan seyyahların kayıtları incelenmiştir. 1836’da Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu’da araştırmalar yapmış Yarbay J. Shiel, 1865’te aynı bölgeleri incelemiş J. G. Taylor, 1890’da Doğu Anadolu, Irak ve İran’a yolculuk etmiş Isabella L. Bird ve1896’da ağırlıklı olarak Bağdat ve çevresi hakkında kayıtlar tutmuş Henry Finnis Blosse Lynch adlı dört seyyahın yazıları ele alınmıştır.
21. Yy. Yapi Prati̇ği̇nde Tuğlanin Bi̇çi̇msel Ve İşlevsel Dönüşümleri̇
Karadeniz Uluslararası Bilimsel Dergi, 2022
Tuğla yapı hafızasını taşıyan, neredeyse her dönemde farklı biçimlerde ve üretim teknikleriyle mimaride kullanılan en eski malzemelerden biridir. İnsanın kendisini dış çevreden ayıran bir boşluk yaratma istenciyle ortaya çıkan ve mekân yaratma arayışlarının paralelinde gelişen tuğla, başlangıçta taş, kırmızı çamur, kerpiç gibi yerel malzemeler kullanılarak üretilmiştir. Bu süreçte tuğla, dış ve iç mekân arasında ki sınırları belirlerken, yapının ana taşıyıcı unsuru olarak işlev kazanmıştır. Yapı endüstrisinde gerçekleşen gelişmeler; beton ve demir gibi yapı elamanlarının mimaride kullanılmaya başlanması, tuğlanın temel işlevi olan, "yapının taşıyıcı unsuru" niteliğindeki dönüşümlere kaynak oluştururken, tuğla, yapıya dekoratif birtakım özellikler katmak ve yüzeyi kaplamak için kullanılan bir yapı elamanına dönüşmüştür. Cephe ve yüzey mimarisi kavramlarının gelişimi, mimari mekânlar için yeni yüzey ve biçim önerileri geliştirilmesini tetiklerken, daha organik bir yapı pratiğinin yaratılmasına sebep olmuştur. Bu süreçte ekstrüzyon araçlarının mimaride kullanımı, tuğlanın boşlusuz olarak üretilmesine olanak sağlarken, tuğlanın yüzey ile kurduğu dekoratif ilişkilerin gelişmesini de zorunlu hale getirmiştir. Otomasyon sistemlerinin ve katmanlı üretim teknolojilerinin yapı endüstrisine entegrasyonu ve daha sürdürülebilir bir yapı pratiği arayışı, tuğlanın taşıyıcı bir yapı elamanı olmasının ötesinde, yapı pratiğinde bir tasarım unsuru, yapıya yeni birtakım özellikler kazandıran bir araç olarak kullanılmasına olanak sağlamıştır. Araştırmada, * Bu makale yüksek lisans tez çalışmasından üretilmiştir.
TÜRKÇEYİ YABANCI DİL OLARAK ÖĞRETENLERİN 21. YÜZYIL BECERİLERİ YETERLİKLERİ
Bu çalışmanın amacı, Türkçeyi yabancı dil olarak öğretenlerin 21. yüzyıl becerilerini kullanım düzeyini ve bu düzeyin cinsiyet, yaş, hizmet yılı, mezun olunan bölüm, çalışılan kurum değişkenlerine göre farklılaşıp farklılaşmadığını tespit etmektir. Nicel araştırma yöntemlerinden tarama deseni ile gerçekleştirilen araştırmanın çalışma grubunda Türkçeyi yabancı dil olarak öğreten 90 öğretici yer almış, veri toplama aracı olarak "21. yüzyıl Öğreten Becerileri Kullanım Ölçeği" ve "Kişisel Bilgi Formu" kullanılmıştır. Çalışma neticesinde, Türkçeyi yabancı dil olarak öğretenlerin 21. yüzyıl becerilerini kullanım düzeylerinin orta düzeyin (x̄= 3,98) üzerinde olduğu; cinsiyet ve çalışılan kurum değişkenlerine göre bu düzeyde anlamlı farklılık bulunduğu; yaş, mezun olunan bölüm ve hizmet yılı değişkenlerine göre ise anlamlı bir farklılık bulunmadığı tespit edilmiştir. Araştırmanın bulguları doğrultusunda çeşitli öneriler getirilmiştir. Anahtar Kelimeler: Yabancı dil olarak Türkçe öğretimi, 21. yüzyıl becerileri, öğretici yeterliği 21st CENTURY SKILLS COMPETENCES OF TEACHERS OF TURKISH AS A FOREIGN LANGUAGE ABSTRACT The purpose of this study is to determine the use of 21st century skills by the teachers of Turkish as a foreign language and to determine if this level varies according to the variables such as gender, age, service duration, field of graduation, institutions of employment. The study group of this study carried out with raster pattern out of quantitative study methods involved 90 instructors teaching Turkish language as a foreign language. "21st century teaching skills usage scale" and "personal data form" have been used as means of data collection. In consequence of the study, it has been determined that the level of the use of 21st century skills of teachers of Turkish as a foreign language is over intermediate level (x= 3,98); there is a meaningful discrepancy according to gender and institutions worked in; there is no meaningful discrepancy according to age, field of graduation and service duration. Various proposals have been brought forward in line with the findings of the study.
PANDEMİ SÜRECİNDE DEĞİŞEN TÜKETİCİ DAVRANIŞLARI
BUSINESS & MANAGEMENT STUDIES: AN INTERNATIONAL JOURNAL, 2020
Korona COVID-19 JEL Kodları: M10, D11, D18 İlk COVID-19 vakası, yani korona virüs, 17 Kasım 2019'da Çin'in Hubei Eyaleti, Wuhan'da tespit edildi. İlk salgın ile ilgili haberler yapılmaya başlandığında hiç kimse, yaşam koşullarında bu denli köklü değişiklikler gerektireceğini düşünmemişti. Küresel ve oldukça ağır sonuçları olan korona salgını nedeniyle Dünya Sağlık Örgütü, 11 Mart 2020'de küresel bir pandemi ilan etti. Neticede, bu tarihten sonra COVİD-19 salgını şüphesiz ki siyasetten ekonomiye, eğitimden tüketime hayatımızda pek çok değişikliğe neden oldu. Peki, salgın geçici olsa da bu süreçte öğrenilen tüketici davranışları kalıcı olabilir mi? Değişen tüketici davranışlarının neler olduğunu ortaya koymak amacıyla hazırlanan bu çalışma, dünyada bu konu ile ilgili yapılmış çalışma sonuçlarını ele almaktadır.
DOĞU KARADENİZ KIYI KUŞAĞINDAKİ DOĞAL AFETLERE BİR ÖRNEK: 21 EYLÜL 2016 TARİHLİBEŞİKDÜZÜ SELİ VE HEYELANLAR
21 Eylül 2016 tarihinde, Doğu Karadeniz Bölümü'nün kıyı kesiminde etkili olan yağışlar Trabzon İli Beşikdüzü İlçesi'nde uzun yıllık ortalamaların üzerine çıkmıştır. Öğleden sonra saat 15.00 sularında başlayan yağmur şiddetli bir şekilde devam etmiş ve birkaç saat içerisinde afete dönüşmüştür. Beşikdüzü İlçe Merkezi'ndeki Cumhuriyet, Fatih ve Vardallı mahalleleri selden zarar görmüştür. Bu mahallelerde sokaklar ve caddeler adeta göle dönmüş, arama ve kurtarma çalışmaları güçlükle yürütülmüştür. İlçe Merkezi'nde selden dolayı 550 işyeri ve 73 araç zarar görmüştür. Köylerde irili ufaklı onlarca heyelan meydana gelmiştir. Heyelan olaylarına bağlı olarak 46 konut hasar görmüş, 6 konut kullanılamaz hale gelmiştir. Köylerdeki heyelanlarda üç kişi hayatını kaybetmiş, dört büyükbaş hayvan telef olmuş ve yaklaşık 3500 dekar tarım arazisi zarar görmüştür.