16 Nisan 2017 Anayasa Değişikliği Referandumu Sürecinde Siyasal Bilgilenme ve Medya: Eğitim Düzeyine Göre Bir Karşılaştırma (original) (raw)

Stratejik Siyasal İletişim Bağlamında Referandumlar 16 Nisan 2017 Anayasa Değişikliği Referandumu Twitter Analizi

Stratejik Siyasal İletişim Bağlamında Referandumlar 16 Nisan 2017 Anayasa Değişikliği Referandumu Twitter Analizi, 2018

Türkiye Cumhuriyeti tarihinde yedi defa referanduma gidilmiştir. Birincisi, 1961 ikincisi 1982 Türkiye anayasa referandumu olarak yapılmıştır. Ardından gelen; 1987, 1988, 2007, 2010 ve 2017 referandumları anayasa değişikliği referandumları olarak tarihe geçmiştir. Bu referandumlar içinde özellikle 2017 referandumu diğerlerinden farklıdır. Çünkü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AKP adına 2017 referandumunda Twitter aracılığıyla ‘EVET’ siyasal iletişim kampanyasını yürütmüştür. Bu bağlamda bu çalışmanın amacı demokratik katılımın en önemli göstergelerinden biri olan referandum süreçlerinin siyasal aktörler tarafından siyasal kampanya platformu olarak kullanılmasının önemini göstermektir. Çalışmanın önemi Cumhurbaşkanı ile diğer siyasal aktörlerin paylaşımlarının farklılıklarına ve benzerliklerine dikkat çekmektir. Bu nedenle sosyal medyanın önemli platformlarından olan Twitter’ın Türkiye’de siyasi partiler ve liderleri tarafından 16 Nisan 2017 anayasa değişikliği referandumunda siyasal kampanyalar açısından kullanım pratiği araştırılacaktır. Araştırmanın kapsamı 1 Mart - 15 Nisan 2017 anayasa değişikliği referandum süreci ile sınırlandırılmıştır. Çalışma, Cumhurbaşkanı ve siyasi parti liderlerinin resmi Twitter hesaplarını referandum sürecine kadar siyasal iletişim bağlamında kendi siyasal kampanyalarını nasıl yürüttükleri konusunda nitel söylem analizi çözümlemesi üzerine kurulmuştur. Araştırmanın sonucunda, referandumda ‘EVET’ cephesinde bulunan AKP ve MHP’nin Twitter’ ı çok yoğun kullandığı tespit edilmiştir. Ayrıca sosyal medya üzerinden pozitif siyasal iletişim kampanya stratejisi yürütmüşlerdir. ‘HAYIR’ cephesinde yer alan CHP ise referandum süresince sosyal medyayı AKP ve MHP’ye oranla daha az kullanmıştır ve ağırlıklı olarak negatif siyasal iletişim kampanya stratejisini sürdürmüştür. ‘EVET’ve ‘HAYIR’ cephelerinde yeralan siyasal aktörlerin sosyal medya mecralarından Twitter’ı kullanarak farklı stratejik siyasal iletişim kampanyaları yürüttükleri gösterilmiştir.

Yeni Medya Çağında Siyasi Bilgi Kaynakları ve Kanaat Önderlerinin Siyasi Tercihlere Etkisi: 16 Nisan Referandum Örneği

2021

Yeni medya araclari ile birlikte bilgi edinme kaynaklari genislemis, kisiler gunumuzde bircok kaynaktan siyasi konular hakkinda bilgi edinebilir duruma gelmistir. Iletisim araclarinin daha sinirli kullanildigi donemlerde siyasi tercihlerde etkin rol oynayan kanaat onderleri, gunumuzun iletisim ortamlarinda kisilerin siyasi tercihleri nasil etkiledikleri, kisilerin yeni medya caginda hangi siyasi bilgi kaynaklarini kullandiklari gunumuzde merak edilen sorular arasindadir. Bu calismanin amacini secmenlerin siyasi bilgi kaynaklari olarak hangi araclari kullandiklari ve bu araclarin hangilerinin siyasi oy tercihlerini etkilediginin belirlenmesi olusturmaktadir. Medya araclarinin sinirli oldugu donemde siyasi oy tercihlerinin belirlenmesinde etkin rol oynayan kanaat onderlerinin gunumuzun gelismis iletisim araclari ile birlikte halen etkinligini koruyup korumadigi, kisilerin oy tercilerinde hangi araclari tercih ettiginin belirlenmesi acisindan onemli yer tutmaktadir. Bu calisma sonucund...

16 Nisan 2017 Anayasa Değişikliği Referandumu Örneğinde İletişim Fakültesi Öğrencilerinin Oy Verme Kararlarında Seçim Mecralarının Etkisi

Türkiye İletişim Araştırmaları Dergisi, 2018

Siyasal kararlara katılım demokratik yapının gerekliliği olarak modern toplumların gündeminde önem arz eden bir olgudur. Siyasal katılımın ilk akla gelen şekli olan oy verme davranışı, toplum içerisinde bireyin sosyoekonomik ve sosyal psikolojik süreçlerinden etkilenmektedir. Bu süreci etkileyen bir başka önemli öğe de kitle iletişim araçlarıdır. Zira temsili demokrasilerin hakim olduğu günümüz modern toplumlarında, bilgisayar ve internet teknolojilerinde kaydedilen ilerlemeler, bilginin zaman ve uzam içerisindeki dolaşımını artırarak şekillendirmekte ve bu durum bireyin kamusal olaylara bakışı üzerinde de etkili olabilmektedir. Siyaset ile iletişimin birleşiminden doğan ve bu iki alanın birbirinden ayrılmasını gittikçe güçleştiren siyasal iletişimin, kitle iletişim araçlarına bağımlı bir görünüm arz ettiği söylenebilir. Bu çalışma, aldıkları eğitimle gelecekte bu alana yön vermeleri beklenen iletişim fakültesi öğrencilerinin siyasal gündem takibi ve oy verme davranışlarını ortaya koymayı amaçlamaktadır. 16 Nisan 2017 Anayasa Değişikliği Referandumu örneğinde iletişim fakültesi öğrencilerinin medya kullanım alışkanlıkları ile oy verme davranışı arasındaki ilişki üzerine gerçekleştirilen bu çalışmada iletişim mecralarının öğrencilerin siyasal kararlara katılımına etkisinin sınırlı kaldığı sonucuna ulaşılmıştır.

16 Nisan 2017 Anayasa Değişikliği Referandumu Örneğinde İletişim Fakültesi Öğrencilerinin Oy Verme Kararlarında Seçim Mecralarının Etkisi/METİN IŞIK-K.ÖZKAN ERTÜRK-ELİF ŞEŞEN

Türkiye İletişim Araştırmaları Dergisi

Siyasal kararlara katılım demokratik yapının gerekliliği olarak modern toplumların gündeminde önem arz eden bir olgudur. Siyasal katılımın ilk akla gelen şekli olan oy verme davranışı, toplum içerisinde bireyin sosyoekonomik ve sosyal psikolojik süreçlerinden etkilenmektedir. Bu süreci etkileyen bir başka önemli öğe de kitle iletişim araçlarıdır. Zira temsili demokrasilerin hakim olduğu günümüz modern toplumlarında, bilgisayar ve internet teknolojilerinde kaydedilen ilerlemeler, bilginin zaman ve uzam içerisindeki dolaşımını artırarak şekillendirmekte ve bu durum bireyin kamusal olaylara bakışı üzerinde de etkili olabilmektedir. Siyaset ile iletişimin birleşiminden doğan ve bu iki alanın birbirinden ayrılmasını gittikçe güçleştiren siyasal iletişimin, kitle iletişim araçlarına bağımlı bir görünüm arz ettiği söylenebilir. Bu çalışma, aldıkları eğitimle gelecekte bu alana yön vermeleri beklenen iletişim fakültesi öğrencilerinin siyasal gündem takibi ve oy verme davranışlarını ortaya koymayı amaçlamaktadır. 16 Nisan 2017 Anayasa Değişikliği Referandumu örneğinde iletişim fakültesi öğrencilerinin medya kullanım alışkanlıkları ile oy verme davranışı arasındaki ilişki üzerine gerçekleştirilen bu çalışmada iletişim mecralarının öğrencilerin siyasal kararlara katılımına etkisinin sınırlı kaldığı sonucuna ulaşılmıştır

16 Ni̇san 2017 Anayasa Referandumu Öncesi̇ Süreci̇n Türk Yazili Basinindaki̇ Yansimasi: Hürri̇yet, Sabah Ve Sözcü Gazeteleri̇ Örneği̇

Gümüşhane Üniversitesi İletişim Fakültesi Elektronik Dergisi, 2018

Çalışmanın temel amacı 16 Nisan 2017 Anayasa Referandumu öncesi sürecin Türk yazılı basınındaki yansımasını ortaya koymaktır. Bu amaç doğrultusunda, Türkiye'de yayınlanan ulusal gazeteler içerisinde en çok tiraj yapan ve farklı yayın politikalarına sahip üç gazetenin (Hürriyet, Sabah ve Sözcü) Anayasa Referandumu öncesi 1-15 Nisan 2017 tarihleri arasındaki 15 günlük süreçte referandum konulu haberleri içerik çözümlemesine tabi tutulmuştur. Yapılan incelemeler sonucunda, gazetelerin yayın politikalarıyla benzer nitelikte bir yayıncılık faaliyeti yürüttükleri, referandum konulu haberleri ele alış tarzlarında, liderlerin sözlerine verdikleri ağırlıkta ve görsel kullanımlarında bu durumun net bir biçimde ortaya çıktığı görülmüştür. Bu bağlamda, 'Evet' cephesine yakın Sabah gazetesi daha çok Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı ve Başbakan Binali Yıldırım'ı, 'Hayır' cephesine yakın Sözcü gazetesi CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nu sayfalarına taşırken, taraflar arasında denge politikası gözeten Hürriyet gazetesinin liderlere ve partilere birbirine yakın oranlarda yer verdiği bulgularına ulaşılmıştır.

28 Şubat Süreci Öncesi Ve Sonrası Sosyal Bilgiler Programında Yaşanılan Değişimlerin Eğitim Ve Siyaset Ilişkisi Bağlamında Incelenmesi

Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020

Mevcut çalışma ile Türkiye Cumhuriyeti siyasi tarihinde önemli bir dönüm noktası olan 28 Şubat Süreci'nin eğitimi nasıl etkilediği, Sosyal Bilgiler Dersi Öğretim Programının 28 Şubat Süreci öncesinde nasıl olduğu ve sonrasında ne gibi değişiklikler yaşadığının ortaya konulması amaçlanmıştır. Çalışmada, konu ile ilgili tezler, makaleler, konferans bildirileri gibi akademik eserlerden ve Milli Eğitim Bakanlığı'nın yayımlamış olduğu programlardan yararlanılarak doküman analizi yapılmıştır. Yapılmış olan analizler sonucunda; Türkiye Cumhuriyeti darbeler tarihi, Sosyal Bilgiler dersinin Dünya'da ve Türkiye'deki tarihsel gelişimi, 1985-1986 eğitim öğretim yılı Sosyal Bilgiler Programında yaşanılan değişiklikler, 28 Şubat 1997 yılında Milli Güvenlik Kurulu toplantısında hazırlanan, 18 madde ile gerçekleştirilmiş olan ve Post-Modern bir darbe olarak adlandırılan 28 Şubat'ın gelişimi, 28 viii Şubat sonrasında Sosyal Bilgiler Dersi Öğretim Programındaki değişiklikler, incelenmiş ve değerlendirilmesi yapılmaya çalışılmıştır. Sosyal Bilgiler dersi 1968 yılı itibari ile Türkiye'deki öğretim programlarına girmiş ve uzun süre okutulmaya devam etmiştir. Türkiye Cumhuriyeti'nde gerçekleşmiş olan 1980 Darbesi sonrasında ise 1985 tarihinde yapılan düzenleme ile Sosyal Bilgiler dersi 6 ve 7. sınıflarda kaldırılmış ve yerine Milli Tarih, Milli Coğrafya ve Vatandaşlık Bilgisi dersleri müfredata eklenmiştir. Yapılan uygulama, ülke içerisinde Sosyal Bilgiler dersinin gelişimini durdurmuştur. 1997-1998 eğitim öğretim yılına kadar devam eden bu durumun ardından, 28 Şubat 1997 yılında toplanan Milli Güvenlik Kurulu toplantısında, 8 yıllık kesintisiz ve zorunlu eğitim kararı ile Milli Tarih Milli Coğrafya dersleri 6 ve 7. sınıf müfredatından kaldırılmıştır. Kaldırılan bu derslerin yerine 6 ve 7. sınıflarda, haftada 3'er saat olacak şekilde tekrardan Sosyal Bilgiler dersi okutulmaya başlanmıştır. Sosyal Bilgiler dersinin ülke içerisinde yaşadığı serüvene bakıldığında, gerçekleşen siyasi durumların, uygulanan eğitim sistemleri üzerindeki etkisini görmemek mümkün değildir. Mevcut çalışma ile eğitim ve siyasetin ilişkisi, Sosyal Bilgiler Dersi Öğretim Programının Türkiye Cumhuriyeti siyasi tarihinde gerçekleşmiş olan darbeler sonucunda, geçirdiği değişimler üzerinden değerlendirilmeye çalışılmıştır.

16 Nisan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Referandumunda AKP ve CHP’nin Sosyal Medya Kullanımlarının Karşılaştırılması

İLETİŞİM ÇALIŞMALARI, 2018

Akademik yayıncılık faaliyetleri açısından 2015 yılından bu yana "İletişim Çalışmaları" adlı kitap, İletişim Fakültemiz tarafından düzenli olarak yayınlamaktadır. Bu yıl dördüncüsünü yayımladığımız "İletişim Çalışmaları 2018" adlı bu kitap, disiplinlerarası bir çalışma alanı olan İletişim alanında değişen çok farklı bilgi ve araştırmayı sistematik şekilde sunmaktadır. "İletişim Çalışmaları 2018" adlı bu çalışmanın temel amacı, uygulamalı ve disiplinlerarası bir bilim dalı olan "iletişim" alanında yapılan akademik çalışmaları çoğaltıp, yeni araştırma ve araştırmacıları teşvik edip, yapılan çalışmaların niteliğini, çeşitliliğini, ulusal ve uluslara-rası etkisini arttırıp bu alanda çalışan akademisyenler arasındaki işbirliğini güçlendirmek ve sektörle eğitim dünyasının iyi iletişim kurması amacını gütmektedir. Ayrıca bu kitabın, Ülkemizde iletişim alanının gelişmesine katkı sağlarken yeni araştırmaların, yaklaşımların ve uygulamaların alan uzmanları ile paylaşılmasına olanak sağlayacağından kuşkumuz yoktur. "İletişim Çalışmaları 2018" kitabımızın ayrıca ülkemizde iletişim alanının bağımsız bir bilim alanı olarak anılmasına ve sektöre önemli katkılar sağlayacağını ümit ediyoruz. "İletişim Çalışmaları 2018" kitabımız okurlarına, www.tojcam.net sitesinden e-kitap olarak eriştirilmektedir. Kitabımıza olan ilgi ve katkı her geçen gün hızla büyümekte, yayınlanması için başvuran araştırmacı ve yayın sayısı sürekli artmaktadır. "İletişim Çalışmaları 2018" kitabımızın içinde yer alan tüm çalışmaları beğeni ile okuyacağınızı ümit ediyoruz. "İletişim Okumaları 2018" adlı kitabımızın bugünkü noktaya gelmesinde, istikrarlı olarak yayınlanmasında desteklerini esirgemeyen tüm hocalarımıza, hakemlerimize, yazarlarımıza ve destek veren herkese çok teşekkür ediyoruz. Ayrıca kitabın teknik olarak hazırlanmasında emeği geçen kapak tasarımını gerçekleştiren Dr. İlker Kayabaş, grafik ve sayfa tasarımı ile dizgisinde yardımcı olan Esengül Çelenk'e ve siz değerli okuyucularımıza sanal ortamda ulaştırılmasında katkısı olan herkese çok teşekkür ediyoruz. Bu kitabın iletişim alanına farklı bir bakış açısı ve katkı getirmesi dileğiyle… Saygılarımızla

COVID-19 Sürecinde Medyanın Bilgilendirme Rolündeki Değişim: Eğitim Haberleri Üzerine Bir İnceleme

Beykoz Akademi Dergisi, 2021

Change in Media’s Information Role During COVID-19: A Review on Educational News The Covid-19 process, which has a global impact, has not only affected every aspect of life, but transformed it. One of these aspects is undoubtedly education. In this process, where face-to-face education could not be realized upon the closure of schools, all stakeholders of education faced many innovations that needed to be adapted quickly. Educational issues, which come up particularly during exam periods, have been placed at the top of the agenda following the pandemic conditions. Because the losses experienced as a result of the epidemic have proven that education is not just about exams. With the interruption of face-to-face education, students, teachers, parents, educational institutions had to follow the instant statements and innovations in the process. In this context, television, which is one of the most effective means of getting news, has tried to convey all the developments in daily life to the audience. In this period of global crisis, the mass media was almost put to a test and tried to meet the social and psychological needs of the audience. The aim of this study is to reveal the effect of Covid-19 on education news with a content analysis made on the main news bulletins. In this context, the place of education news in the main news bulletins was examined in two different periods, before and after the epidemic, and the resulting data were compared. After the date of publication of the news, the number of times the news is shown during the day, the number of news published in the main news and the time allocated to the news, the rank of the news in the bulletin, and the subject of the news were determined; the way the news was included was analyzed and categorized. The resulting data were analyzed under the headings of ‘educational economics’, ‘education and health’, ‘educational security’, and ‘official announcements in education’. As a result of the findings, it was determined that the education news in the main news bulletins increased quantitatively and qualitatively with the pandemic. It has been concluded that the Covid-19 pandemic, which is a milestone in the functioning of education, has also transformed the education news in the media.

Türk Medyasının 16 Nisan 2017 Türkiye Anayasa Değişikliği Referandumu'nu Sunumu

ICOMS Uluslararası İletişim Bilimleri Sempozyumu, 2021

2017 yılı Türkiye’nin hükümet yönetim sistemi anlamında geçirdiği önemli ve tartışmalı değişiklik sebebiyle ülkenin siyasi tarihi ve geleceği açısından önemli bir dönemdir. Yürütme organının yasama organının denetiminde olduğu parlamenter sistemden, devlet yönetiminde tek bir kişinin başkanlığında hükümet etme ve devleti yönetme esasına bağlı başkanlık sistemine geçiş 16 Nisan 2017 tarihinde Türkiye Anayasa Değişikliği Referandumu adıyla kamuoyunun seçimine sunulmuştur. Medya, toplumun olayları ve gelişmeleri çeşitli kitle iletişim araçları vasıtasıyla takip etmelerine olanak sağlamaktadır. Medyanın en önemli görevlerinden biri de kamuoyunu tarafsızlık ilkesine bağlı kalarak bilgilendirmektir. Bu çalışmada 2017 Türkiye Anayasa Değişikliği Refarandumu’nda medya organlarının nasıl bir söylemle toplumu bilgilendirdiği ve medya-iktidar ilişkisinin söylemler üzerindeki etkilerine odaklanılmıştır. Çalışmanın amacı doğrultusunda ülkenin sağ görüşüne yakın olan “Yeni Şafak” ile sol görüşüne yakın olan “Cumhuriyet” gazetelerinin çevrimiçi versiyonlarında “Ekim 2016 – Nisan 2017” tarihleri arasında yayınlanan haberler söylem analizi yöntemi ile incelenmiştir. Anahtar Kelimeler: Medya ve Siyaset, Referandum, Başkanlık Sistemi, Parlamenter Sistem

Kamu Yayıncılığında Ötekileştirme Kültürü: TRT1 ve 16 Nisan Referandumu Örnekliği

Gümüşhane Üniversitesi İletişim Fakültesi Elektronik Dergisi, 2020

Kamu hizmet yayıncılığı kavramının tüm dünyada geçerli tek bir tanımı olmasa da genel olarak kavram; finansmanı kamu tarafından sağlanan, kamu yararını gözeterek yayın yapan ve bu yayınların denetiminin kamu tarafından yapıldığı yayın biçimini ifade etmek için kullanılır. Bu nedenle kamu yayıncılığının en belirgin özelliği yayıncılık ve ekonomik anlamda hiçbir otoriteye bağlı olmamasıdır. Kamu yayıncılığı bağlamında yayın yapan kurumun toplumun tüm kesimlerine tarafsız olarak yaklaşarak toplumu eğlendirici, bilgilendirici ve eğitici amaçlar doğrultusunda yayın yapması beklenir. Hukuksal olarak devlete bağlı bulunan ve kamu iktisadi teşebbüsü olarak kurulan televizyon kanalları resmî ideolojinin belirlediği sınırlar ekseninde yayınlarını gerçekleştirdiği ve bu ideolojik çerçeve dâhilinde gerek etnik gerekse dini yapıda azınlık olarak genel bir kavramda tanımlanan belirli bir topluma veya gruba yayınlarında eşit söz hakkı tanımadığı ve bu grupları ötekileştirdiği için eleştirilmektedirler. Bu çalışmanın konusu 16 Nisan Anayasa Referandumu sürecinde bir kamu kuruluşu olan TRT1'de yayınlanan ana haber bültenlerinde toplumun farklı düşünce yapısına sahip kesimlerini temsilen siyasi partilerin ve çeşitli ideolojik görüşe sahip olan grupların düşüncelerinin ve görüşlerinin nasıl yer aldığı ve kamuya nasıl yansıtıldıkları olmuştur. Zaman aralığı bağlamında referandumla ilişkili olarak 1 Nisan ve 15 Nisan tarihleri seçilmiş ve bu aralıktaki hafta içi yayınlanan 'Erhan Çelik ile TRT Ana Haber' bültenleri içerik analizi yöntemi ile incelenmiştir. Böylelikle, farklı siyasi partilerin, sivil toplum örgütlerinin veya eleştirel yaklaşımların TRT1 ana haber bültenlerinde nasıl temsil edildikleri ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır.