emma goldman.docx (original) (raw)
Related papers
7. SINIF ÖĞRENCİLERİNİN OKUMA STRATEJİLERİ ÜSTBİLİŞSEL FARKINDALIK DÜZEYLERİ İLE OKUDUĞUNU ANLAMA BECERİLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİ, 2018
Okuma becerisi eğitiminin nihai hedefi okuduğunu tam olarak anlayabilen bireyler yetiştirmektir. Bu çalışmada, 7. sınıf öğrencilerinin okuma stratejileri üstbilişsel farkındalık ile okuduğunu anlama düzeyleri arasındaki ilişki ve bunların cinsiyet değişkenine göre farklılaşıp farklılaşmadığı araştırılmıştır. Nicel araştırma yöntemlerinden tarama yöntemi ile gerçekleştirilen ve 217 7. sınıf öğrencisinin yer aldığı çalışma neticesinde öğrencilerin okuma stratejilerini destekleme ve genel okuma stratejisi ortalaması, orta, problem çözme stratejisi ortalaması yüksek, okuduğunu anlama ortalaması 16,793±5,985 (Min=3; Maks=33) düşük olarak saptanmıştır. Öğrencilerin cinsiyete göre okuma stratejileri üstbilişsel farkındalık düzeylerinin, ölçeğin tüm alt boyutlarında kızlar lehine farklılaştığı sonucu ortaya çıkmıştır. Cinsiyet değişkenine göre okuduğunu anlama düzeyinde de kızların erkek öğrencilere göre daha başarılı oldukları sonucuna ulaşılmıştır.
İdeolojik Bir Aygıt Olarak " Gençlik Romanı " na bir örnek: " Yaş On Yedi " Modernizmin geleneksel yapıları dönüştürerek tek tipleştirdiği farklılıklar postmodern dönemde kendi kimliklerini daha rahat beyan etme imkânı bulmuştur. Fakat bu ideolojinin hala sürmekte olduğu inkâr edilemez bir gerçekliktir. Dünyadaki gelişmelerle paralel yaşanan süreçler uzun yıllar Türkiye'de etkin olan cumhuriyet ideolojisi Üst anlatının kodladığı evrensel beyaz prototipi Cumhuriyetin elitist üst kimliğinde buluşarak toplumu evrensel değerler etrafında dönüştürmeyi hedeflemiştir. Berktay Modernitenin hakim bir paradigma olarak cumhuriyet elitistlerine sağladığı avantaj bu postmodern girişimle sarsılıyor olmasının yarattığı endişe kendini söz uzatılan öteki ülkelerde olumsuzlukların görmezden gelinmesine neden olduğu, İslam'ın otantikliğinin öne çıkarılmasına tepki doğurmuştur. Ötekinin romantikleştiresi dışında birşey olmadığı şeklinde değer biçilerek her ülkenin Batı deneyimi dışında kendine özgül bir deneyimi olabileceğine imkan tanımamaktadır. Kadınların doğası gereği batılı olmaya, yozlaşmaya daha elverişli olduğunun kapitalizm tarafından da sahiplenilmesi metası olduğu batı'nın ahlaksız olarak kurguladıkları toplumsal bedene karşıt değildir. Kendi cinsiyet ayrımcılığı ve baskıcı ahlak kurallarını meşrulaştıran bir işlev görerek kadına biçilen toplumsal rollerin devamlılığına işaret edildiği Tek Tanrılı Dinlerde Ataerkillik Sol örgütlerde kadına toplumsal hayatta daha görünür kılmaya yönelik girişimlerin arka planında değişimi denetim altına tutulduğu ve fitne olarak görülmeye devam ettiği vurgulanmaktadır. Klasik dönem Türk modernleşmesinin temsilcilerinden Ziya Gökalp'ın siyasi inkılâbın yapılmasının ardından toplumsal inkılâbın gelmesi gerektiğini onunda ailenin ıslahı ile olacağını dile getirmiştir. Gökalp'ın kadın imgesi milletin geçmişte sahip olduğu erdemleri kendinde toplamasına önem verdiği için çağdaş kadın imgesine pek uymaz. Erkek bakışın egemenliği ile beraber İlk dönemlerin Halide Edip'in dile getirdiği gibi " kadın önce vatanperverdir " anlayışının da etkisinin yavaş yavaş değiştiği görülmektedir. Kemalist ideolojinin benimsediği kadın imajının da bu ilgileri sürdürdüğü milli toplumsal görevleri benimseyen başkaları için yaşayan bir varlık olarak tanımladığı anlaşılmaktadır. Öne çıkan hüneri fedakârlık ve feragatiydi. var olan ile ideal kadın arasındaki uçurumun siyasi amaçlar nedeniyle giderek derinleşiyor. İstanbullu kadın Anadolu tango kavramsallaştırmalarının o dönemde tartışma konusu yapıldığı, cumhuriyet kadınının kamu alanda farklılığını ortaya koymaya çalışma çabasının sıklıkla bastırmak maruz kaldığı belirtilmektedir. Feminist düşüncenin İslami kesimde de sahiplenilmesiyle kadının tamamlamacılık, yardımcılık vasfı verilmesi ile ikinciliğine hizmet ettiği ifade edilmektedir. Kadın toplum içinde erkeğe göre fem problem Lacan tarafından erkeğin ötekisi olarak tanımladığı Kadınlar zevk ve denetimsiz doğa erkeğin kültüre varlıklar olarak kurgulandığı bu durumun be bağlanan modern ideolojilerle değişmediği kadının görünürlüğünün kapitalist mecralarda tüketim nesnesine dönüştürülerek kadının adı yok, görüntüsü var Batıda kadın uygarlığın tehdidi modern dönemde de verimli toprak olmayı reddederse olumsuz bakıldığı Modernite ile toplum cins arasındaki farklılıkların da da derinleştiği ifade edilmektedir. Yaratıcı kaynakların cumhuriyete transferine ana sadık eş, kendisi için değil erkek için Batılı kadın haz peşinde doğasına aykırı davranmaktadır. Gündelik yaşam özgürlük denetim değil izindir Kadınların dönüşümünden hareket etme.