Albert Kenneth CRAGG_vefeyat (FKizil).pdf (original) (raw)

EGITIM_FELSEFESI.pdf

Eğitim Felsefesi, 2021

Düşünce insanın en önemli argümanıdır. İnsan düşündükçe kendini geliştirir. Aynı zamanda sosyal bir varlık olduğu için diğer insanlarla ve varlıklarla ilişki kurar ve düşündüklerini bu ilişkilere göre tasarlar. Kendini değiştiren ve geliştiren insan aynı zamanda etrafındakilerin de değişip ve gelişmesine katkı sağlamak ister. Bu bağlamda yapılacak olan her türlü etkinlik toplumu da etkileyecek ve onun gelişmesine katkı sağlayacaktır. Toplumlar bu değişim işini tamamen bireylerin inisiyatifine bırakamaz. Mutlaka düşünen ve kendisini geliştiren insanı, belirlenen politikalar doğrultusunda yetiştirmek ister. Bir toplumun gelişmişliği belirlenen bu politikalar doğrultusunda gerçekleşir. Bunun için her toplumun bu anlamda belirlenmiş eğitim felsefesinin olması gerekir. Eğitim felsefesi toplum olarak değişip gelişmenin belirleyicisi niteliğindedir. Belirli bir eğitim felsefesine sahip olmayan bir toplumun gelişmiş toplumların seviyesine ulaşması mümkün olmayacaktır. Düşünen toplum, düşünen insan ve eğitim felsefesi o toplumun kaderinin belirleyicisi olmaktadır. Bunun için eğitim politikalarının belirleyicilerine ve eğitim felsefecilerine büyük görev düşmektedir. Toplumun ihtiyaçlarını iyi analiz ederek bu doğrultuda oluşturulmuş eğitim politikaları o toplumun kalkınmasına öncülük edecektir. Ayrıca toplumun ihtiyaçlarının belirlenmesinin yanı sıra diğer toplumların da genel durumu takip edilmeli ve onlardaki gelişmelerin nedenleri veya geri kalışlarının sebepleri analiz edilmelidir. Böylece belirlenecek eğitim felsefesi ve politikalarına bunlar da yansıtılmalıdır. Elinizdeki eser, toplumun eğitim politikalarının belirlenmesi ve istenilen bireyin yetiştirilmesi adına bilimsel kitap olarak çok boyutlu olarak hazırlanmış ve eğitim politikalarını belirleyiciler başta olmak üzere, öğretmenler ve öğretmen adaylarının ihtiyaç duydukları konuları bir arada sunmayı hedeflemiştir. Bu bağlamda uzun ve zahmetli bir süreç gerektiren kitabın hazırlanmasında emeği geçen tüm yazarlara, Anı Yayıncılık çalışanlarına teşekkürlerimi sunarım. Kitabın belirlenen amaçlara ulaşması dileğiyle.

FRİG SANATI.docx-1.docx

Frigler MÖ 1200 lerde Trakya ve boğazlar üzerinden anadoluya gelen ancak MÖ 750 lerde ortaya çıkan topluluk. Anadoluda frigya adı verilen coğrafyaya hakim olmuşlar. Anadoluya göç eden balkan kökenli boylardan olup siyasi bir topluluk olarak il defa MÖ 750 den sonra ortaya çıkmışlardır. Midas döneminde ise MÖ 725-6955/670 bütün orta ve güney doğuya egemen güçlü bir krallık düzeyine ulaşmışlardır. Anadoluya yerleşmeye başladıkları dönem MÖ 1200 bronz çağı çöküşünün yaşandığı dönem. Bu bağlamda anadoluya yerleşmeleri söz konusu çöküşün nedenlerinden biri olarak öne sürülmektedir. Tarihçi Heradot ve coğrafyacı Strabona göre frigler (Phryg) Avrupalı bir kavimde ve anadoluya gelmeden önce Brigler olarak anılıyorlar. Griglerin ilk kralı ülkenin başkentine Gordion adını veren Gordiostur. Tarihçi Arianosa göre Gordios Thelmessos'lu (Fethiye) bir kadınla evlenmiş ve Midas adını verdiği bir oğlu olmuştur. Geçmiş dönemlerine ait kesin bilgi bulunmayan Friglerin en çok bilinen ve meşhur kralı Midas tır. Ancak Frigyalıların bütün krallarına midas adını verdiği söylenir. Hint Avrupa kökenli olmalarına rağmen Helen ve Hitit etkileri altında kalaraközgün ve Anadolu ağırlıklı bir kültür oluşturmuşlardır. Dilleri Frigcedir. Friglerin maden ve ağaç işçiliğinde dokumacılıkta ürettikleri eserler Helen piyasasında beğeni kazanmış Helenli vatandaşlar tarafından taklit edilmişlerdir. Ayrıca frigler Helenleri müzik alanındada etkilemiş. Tarihçi Kazım Mirson friglerin hint Avrupa kökenli bir kavim değil erken Türk (Proto Türk) asıllı bir kavim olduğunu ve kullandıkları yazının Rusyada ve orta asyada bulunan Türk yazı tipi olduğunu belirtmektedir. Ege göçlerine bağlı olarak Yunanistana giren Dorlar Akhaların (Mikenlerin) egemenlik güçlerini yitirmelerine neden olmuşlardır. Yunanistan karışmıştır. Bir yandan doğu akdeniz havzası uzun süreli savaşlara neden olmuş ve öte yandan Güneydoğu Anadolu kavimleri anadoluya geçerek önce truvayı sonra başkantleri Hititleri yıkarak Asur sınırına kadar dayanmışlardır. Bu arada kavimlerden bazılarının kuzeybatı Anadolu yöresine yerleştikleri anlaşılır. Bütün bu kavimler daha sonraları (MÖ II. Bin yılın sonunda) yaklaşık yıllarında bu bölgeye gelen aeollerin baskısıyla Anadolu içlerine yerleşmişler. Aynı tarihlerde doğu ve güney Anadolu bölgesinde bulunan 'muşki' kavminde ya friglerin kolu yada çok yakın bir akraba kavim olabileceği görüşü yaygındır. Yavaş yavaş orta anadoluya harekete geçen frigler 1100/1000 yıllarına doğru Polatlı yöresine yani sonralara başkentlik yapacak olan Gordion Yassıhöyüke varmış.

YEZID B. MUAVIYE.pdf

TARTIŞMALARIN ODAĞINDAKI HALIFE YEZID B. MUAVIYE, 2017

Ünal KILIÇ, doktora tezi olan bu eserinde; ilk dönem İslam tarihinde önemli bir yer işgal eden Emeviler’in en önemli şahsiyetlerinden, özellikle de icraatları sebebiyle döneme damgasını vuran Muaviye b. Ebi Süfyan’ın oğlu Yezid b. Muaviye’nin, bazı insanî zaaflara sahip sıradan bir halife olarak tarihe geçebilecek iken, Hz. Hüseyin’in öldürülmesi, kutsal şehirlerin talan edilmesi ve Kâbe’nin mancınıklarla dövülmesi gibi bir takım menfi hadiseler nedeniyle, İslâm toplumunun zihninde bir kötülük timsali olarak yer etmiştir.

10.17050-kafkasilahiyat.295283-280119.pdf

Hanefî mezhebinin hadis ve sünnet anlayışı, daha çok mezhep imamlarının eserlerinden hareketle ortaya konulmuştur. Bu anlamda eserlerinde hadisçi kimliğini de gördüğümüz Hanefî mezhebinin kurucu imamlarından Ebû Yûsuf’un eserlerinin satır aralarında kıymetli bilgiler yer almaktadır. Müellif, Ebû Yûsuf’un eserlerinden hareketle, onun hadis ve sünnet anlayışını ortaya koymaya çalışmaktadır.