EĞİTİM TARİHİNİN PEŞİNDE Türkiye'de Eğitim Tarihçiliği ve Güncel Tetkikler (original) (raw)
Related papers
Türkiye’de Tarih Öğretiminin Dünü, Bugünü
Abone Bedeli 40 TL Kurumlar için 75 TL Hesap No Vakıfbank Başkent Şb. IBAN: TR34 0001 5001 5800 7297 391004 Ziraat Bankası Başkent Şb. IBAN: TR23 0001 0016 8350 1199 485001 TYB AKADEMİ hakemli bir dergidir. Dört ayda bir yayınlanır. Dergide yayımlanan yazıların bilimsel sorumluluğu yazarlarına aittir. Yazılar yayıncının izni olmadan kısmen veya tamamen, basılamaz, çoğaltılamaz ve elektronik ortama taşınamaz. Yazıların yayımlanıp, yayımlanmamasından yayın kurulu sorumludur.
Türk Egitim Sisteminde Teftisin Tarihsel Gelisimi Ve Bu Gelisim Içerisindeki Sor
The Journal of Academic Social Science Studies, 2013
The aim of this study is to eliminate deficiency of orderly history in literature related to supervision subsystem in the field of inspection of education and point out faults encountered during this process, repeated applications and problems in the system by presenting development and progression of supervision in terms of historical developments based on classification principle. In this study, historical development process of supervision in Turkish Education System is classified into two period as Ottoman and Republic period based on historical classification principle. The history of inspection of education is compiled from available resources and it is expressed chronologically from beginning to end. Application of supervision in * Bu makale Crosscheck sistemi tarafından taranmış ve bu sistem sonuçlarına göre orijinal bir makale olduğu tespit edilmiştir.
Türk Modernleşme Anlatısında ya da Tarih Yazımında Eğitim
Sosyoloji Divanı, 2022
Modern devlet ve toplumların oluşmaya başlamasından bugüne yaşananların toplumsal kurumlar bağlamında incelenmesine modernleşme anlatısı denilir. Türkiye'nin üç asra yaklaşan modernleşme tarihini araştırmak 1960'larda başlamıştır. O günden bu yana çok sayıda araştırma yapılmıştır. Türkiye'nin modernleşme anlatılarında siyaset, ekonomi, ordu, sağlık, basın ve edebiyat daima ön planda olmuştur. Toplumsal değişim ve dönüşümde önemli yeri olan eğitimin modernleşme anlatılarında ne kadar yer aldığı ise merak konusudur. Bu yazıda Türk modernleşmesini oldukça kapsamlı anlatan ve yayımlandığı tarihten bu yana geniş çevrelerde etkili olan üç ana metnin eğitime ne kadar yer verdiği araştırılmıştır. Bernard Lewis'in Modern Türkiye'nin Doğuşu (1960), Niyazi Berkes'in Türkiye'de Çağdaşlaşma (1964) ve Hilmi Ziya Ülken'in Türkiye'de Çağdaş Düşünce Tarihi (1966) eserleri eğitime verdikleri yer açısından incelenmiştir. Literatür tarama yöntemine dayanan araştırmada, her üç metnin modernleşme anlatısında eğitime farklı düzeyde yer verdiği görülmüştür.
Türkiye’de Tarih Eğitimi başlıklı bu kitapta, Osmanlı klasik dö- nemindeki tarih eğitimine katkı sağlayan unsurlardan başlayarak günümüze kadar tarih eğitimi çerçevesinde formal ve informal anlamda tarihin bir anlamda toplumsal “büyük hikâyesi” ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır. Yaklaşık 150 yıllık uzun bir süreçte Türkiye’deki tarih eğitimini çeşitli bileşenleriyle incelenen bu çalışma, Osmanlı Klasik Dönemini takiben modern anlamda Tanzimat Dönemi, Meşrutiyet Dönemi, Erken Cumhuriyet Dönemi, İnönü Dönemi, DP Dönemi, 1960-70’ler, 1980’ler, 1990’lar ve 2000’ler (günümüze kadar) olmak üzere 10 ana zamansal kategoride yapılandırılmıştır. Dönemlendirme yapılırken daha önceki tarih ders kitapları üzerine yapılan incelemeler ve Türk siyasî tarihindeki kırılmalar /değişimler /dönüşümler dikkate alınmıştır. Bu dönemlendirme yaklaşımı içinde, Türkiye’deki tarih derslerinin izini sürebildiğimiz ders kitapları yanında dönemin genel kültür ve tarih algısını biçimlendiren popüler tarih eserleri ve 1990’lerda ortaya çıkan akademik tarih eğitimi çalışmaları da incelenmiştir. Tarih derslerinin dönemin siyasal ve kültürel havasından, zihniyetinden nasıl etkilendiği, dönemde okutulan ders kitapları ve ders kitaplarını yazanlar üzerinden işlenmiştir. Kamuoyunun genel kültür ve tarih algısını biçimlendiren popüler tarih eserleri ise 1940’lardan başlatılmak üzere; tarih dergisi, tarihsel roman, gazetelerdeki tarih tefrikaları, tarihsel sinema, tarihsel TV programlarının vs. ön plana çıkanları bağlamında günümüze kadar getirilmiştir. Tarih eğitimi üzerine akademik çalışmalara ise 1990’larda Türkiye’deki üniversitelerde tarih eğitimi yüksek lisans ve doktora programlarının ortaya çıkmasıyla yer verilmiştir.
Türk Maarif (Eğitim) Şûralarında Tarih Eğitimi
Cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte yeni rejime uygun nesillerin yetiştirilmesi düşüncesi doğmuştur. Bunun için yeni kültür ve eğitim politikaları benimsenmiştir. Bu gelişmelerde dil ve tarih alanında toplanan kongreler kadar maarif şûraları da etkili olmuştur. Bu çalışmada 1939-2010 yılları arasında toplanan Maarif Şûralarında (Millî Eğitim Şûraları) tarih eğitimine yönelik alınmış kararların, döneme ve günümüze yansıması incelenmeye çalışılmıştır. Çalışmada belgesel tarama modeli kullanılmıştır. Şûralarda ele alınan konuların dökümü ve söylemlerin analizi yapılmaya çalışılmıştır. Cumhuriyet tarihinde 18 kez Maarif/Millî Eğitim Şûrası toplanmış olmasına rağmen sadece 1943, 1949, 1974, 1982 ve 1988 yıllarında tarih eğitimine 190 Funda ALASLAN / Doç. Dr. Ahmet ŞİMŞEK / Şenel ÇAMDEVİREN ilişkin görüşmeler yapıldığına ve kararlar alındığına rastlanmıştır. Bu kapsamda Millî Eğitim Şûraları'nda tarih dersi ile ilgili olarak tarih müfredatı, tarih öğretmenlerinin eğitimi, tarih öğretiminin araçları, tarih dersi saatleri hakkında görüşmeler ele alınmıştır. Sonuç olarak, tarih eğitimini Cumhuriyetin erken dönemi iktidarının çok önemsediği, yeni yetiştirmek istediği vatandaş tipine uygun tarih eğitimi inşa ettiği görülmüştür.
ULUSLARARASI EĞİTİM VE TARİH ARAŞTIRMALARI DERGİSİ
ULUSLARARASI EĞİTİM VE TARİH ARAŞTIRMALARI DERGİSİ (ETA JOURNAL), 2020
Kadın ve erkek eşitliğini savunan ve femine kelimesinden türemiş olan feminizm kavramının tarihi serüveni 18. yüzyılda başlamıştır. Aydınlanma çağı sonrası kadınların erkekler karşısında siyasal, sosyal, ekonomik ve hukuksal alanlarda daha az hakka sahip olduğu düşüncesi etrafında temellenen feminizm olgusu 19. yüzyılda kadınların söz konusu hakları edinebilmek amacıyla girişmiş oldukları mücadeleler neticesinde ortaya çıkmıştır. Tarihi çağların başladığı ilk günden bu yana ataerkil bir yapıya sahip olan toplumlarınmevcut yapısında artık bir değişiklik yapmak ve kadınların da söz ve yetki sahibi olmasını sağlamak amacıyla ortaya çıkan feminizm kavramı ile ilgili kadın durumunu sorgulayan, çeşitli ve kapsamlı eleştiriler getiren kuramlar geliştirilmiştir. Kadını odak noktasına alan ve kadının durumunun her anlamda daha iyi bir düzeye gelmesi üzerine düşünceler üreten, planlar yapan kuramlar kadına erkekler gibi kimlik kazandırma çabası içerisinde olmuşlardır. Gerek ulusal gerekse uluslararası arenada farklı görüşteki bireyleri / toplulukları bir araya getirebilen ve ortak bir paydada birleştirebilen feminist kuramlar zaman içerisinde birtakım değişim / gelişimler yaşamıştır. Bu çalışma kadın kimliğinin toplumsal alandaki yansımaları, feminizm kavramı ile feminist kuramlar tarihi coğrafya perspektifinden analiz edilmiştir.
TÜRKİYE’DEKİ EĞİTİM TEKNOLOJİSİ ARAŞTIRMALARINDA GÜNCEL EĞİLİMLER
2008
Özet Bu çalışmada, Türkiye'deki beş büyük üniversitede son on yıl içinde eğitim teknolojisi alanında tamamlanmış olan doktora tezlerinin genel bir değerlendirmesi yapılmıştır. Söz konusu tezlerin çok büyük bir bölümünün gerçekleştirildiği Anadolu, Ankara, Ortadoğu Teknik, Hacettepe ve Marmara üniversitelerinin yanı sıra, Yükseköğretim Kurulu'nun kütüphanesinde tarama yapılarak amaca uygun toplam 64 tez belirlenmiştir.
GİRİŞ Eğitim, disiplinler arası bir bilimdir. Eğitimin tarihi ise, eğitim-öğretimin söz konusu olduğu en eski devirlere kadar götürülebilir. Yalnız bu iki özellik dikkate alındığında eğitim biliminin tarihsel gelişimini yazmak kolay değildir. Bu ünite kapsamında verilecek bilgiler, öz ve kısa olmasına rağmen eğitimin tarihsel gelişimini derinlemesine incelemeye yöneltici niteliktedir. Eğitimin tarihi, insanlığın tarihi kadar eskidir. En eski dönemlerden günümüze değin insan eğitimi söz konusu olmuştur. Çünkü insan, en azından yaşamı için, eğitilmeye en çok gereksinimi olan bir varlıktır. İnsanı diğer varlıklardan ayıran en önemli yetilerden biri akıldır. İnsanoğlu, aklı sayesinde diğer varlılara üstünlük sağlamıştır. Akıl da, eğitim yoluyla işlenebilen bir cevherdir. Bu cevherin kullanılmasında "eğitim" önemli bir araçtır. Bu, öyle bir araçtır ki, bu araç, aynı zamanda insanı mutluluğa götüren bir amaçtır(Uygun,2010).
TÜRKÇE EĞİTİMİ GÜNCEL ARAŞTIRMALARI Editör: Yayıma Hazırlayanlar
Sözlü ve yazılı söylemde sıkça kullanılan söylem belirleyicileri (discourse markers) bildirişimde önemli işlevlere sahiptirler (Schiffrin, 1987, 2001). Söylem belirleyicileri, konuşma içerisindeki bölümleri gösteren ve bu bölümler arasında tutarlığı sağlayan "yani", "işte", "şimdi", "evet", "ama", "şey" ve "tamam" gibi dilsel öğelerdir (Ilgın ve Büyükkantarcıoğlu, 1994; Özbek, 1995, 1998, 2000; Yılmaz, 2004; Gürbüz, 2010). Söylem belirleyicisi olarak yani Türkçede çok kullanılan ve tüm iletişim süreçlerinde görülen bir sözcüktür. Yani sözce başında, ortasında ya da sonunda kullanılmaktadır. Sözce başında yani, bağlayıcılık ve süreklilik işlevlerine, sözce ortasında kendini düzeltme işlevine, sözce sonunda ise etkileşimsel işleve sahiptir (Yılmaz, 2004). Söylem belirleyicileri, günlük konuşmada olduğu kadar sınıf içi etkileşim sırasında da kişilerarası ilişkileri inşa etmekte ve ayrıca bilginin işlemlemesine de yardımcı olmaktır (Çakır, 2016). Öğretmenler, söylem belirleyicileri aracılığıyla sınıfta etkinliklerin başlangıcına ve bitimine ya da dersin işleyiş aşamalarına dikkati çekebilmektedir. Bu dilsel öğeler sayesinde sınıf bütünlüğü ve uyumlu bir çalışma ortamı sağlanabilmektedir. Diğer bir deyişle, söylem belirleyicileri, sınıf içi etkileşimindeki ya da öğrenme döngüsündeki değişiklikleri ortaya koyabilmektedir. Ders içindeki bilginin işlenmesine ve bilgiler arası köprülerin kurulabilmesine yardımcı olan bu dilsel yapının bilinçli kullanımı sınıf içinde öğrencilerin ortak bilgisinin işlenmesinde yardımcı olabilmektedir. Ayrıca, öğretmen tarafından öğrencilerde var olan ortak bilginin üzerine eklenecek yeni bilginin daha etkin ve üretken aktarımını da sağlayabilmektedir (Walsh, 2006, 2011; Wichmann ve Chanet, 2009). Bu doğrultuda bu araştırmanın amacı, söylem belirleyicisi olarak yani’nin sınıf içi iletişimde ne sıklıkla kullanıldığını ve iletişimdeki işlevlerini ortaya koymaktır. Kesitsel olarak planlanan bu çalışmada, Türkçe öğretmenlerinin söylem belirleyicisi olarak yani’nin kullanımına odaklanılmıştır. Veri tabanının oluşturulma sürecinde, mesleksel deneyim süreleri farklılaşan ve farklı ortaokullarda görev yapan 4’ü kadın, 4’ü erkek olmak üzere toplam 8 Türkçe öğretmeni ve 7. sınıf öğrencileriyle çalışılmıştır. 2012-2013 eğitim öğretim yılı güz döneminde 16 ders saati kayda alınmıştır. Öncelikle, öğretmenlere araştırmanın konusu ile ayrıntılı bilgi verilmeden, öğrencileriyle ders sırasındaki tüm etkileşimleri kamera ile kaydedilmiştir. Daha sonra da bu öğretmen-öğrenci etkileşimleri yazıya dökülerek çözümlenmiş ve yani söylem belirleyicisi incelenmiştir. Araştırmanın bulgularının, Türkçe öğretmenlerinin sınıflarında söylem belirleyicisi olarak yani’ye ne oranda yer verdiklerini ve sınıf içi etkileşimdeki işlevlerini ortaya koyacağı düşünülmektedir.