Tiyatro Sanatında Oyun Metninin Yeri (original) (raw)

Tiyatroda Metnin Dönüşümü

DEU Güzel Sanatlar Fakültesi/ Uluslararası Sanat ve Tasarım Kongresi / Sözlü ve Poster Bildiriler Kitabı, 2014

ÖZET Tiyatronun uzun tarihi, yazarın baş tacı, metnin asal öğe olarak kabul edildiği görkemli bir varoluş çizgisine sahiptir. Buna karşın önceki yüzyılın başından itibaren bu çizgi zayıflamaya başlamış, bunun sonucu olarak yazar, tiyatro sanatındaki tahtını yönetmene bırakmak zorunda kalmıştır. Tiyatro sanatını oluşturan bileşenlerin de en az metin kadar önem kazanmaya başladığı bu dönemi, günümüzün post-dramatik yaklaşımı takip eder. Bu yaklaşımda metnin önemi eskiye oranla neredeyse eriyip gider. Tiyatronun 2500 yıllık tarihi boyunca taşıyıcı, asal unsur olarak işlev gören tiyatro metni bu süre boyunca gerek biçim gerek içerik bağlamında pek çok dönüşüm geçirmiştir. Bununla birlikte tiyatro metni post-dramatik yaklaşımda sadece biçim ve içerik bağlamında değil, önem açısından da bir dönüşüm geçirir. Tiyatro sanatında metnin geçirdiği dönüşüm, tiyatro sanatının günümüzdeki varoluşuyla da ilişkilidir. Bu bildiri, çağdaş tiyatro sanatında metnin geçirdiği dönüşümü, nedenleri ve sonuçlarıyla ele almayı amaçlamaktadır. Tanımlayıcı ve betimleyici bir çalışma olan bildiri, metnin tiyatro sanatındaki dönüşümüne ilişkin tespitleri paylaşmaktadır. Sonucunda günümüz tiyatrosunun metinsel yanına ilişkin bir tespite varmayı amaçlamaktadır. ANAHTAR SÖZCÜKLER Tiyatro, Dramatik, Post-Dramatik, Metin, Çağdaş Tiyatro

MODERNİZM VE ÇAĞDAŞ SANAT PRATİKLERİNDE YÖNTEM OLARAK OYUN ÖRNEKLERİ

UBAK, 2020

Sanat ve oyunun kökeni ve birbirleriyle ilişikliği, ilk çağ felsefesinden beri sorunsallaştırılmıştır. Bu kavramları ele alan felsefeciler özellikle mimesis, ritüel, öykünme gibi kuramlar üzerinden yanıt arayarak 'sanat, oynayan insanın insanlığıdır' gibi önermelerde bulunmuştur. İlk çağ insanından, günümüz çağdaş insanına değin geçen süreçte, oyun oynamanın sanat ile sıkı sıkıya bir birliktelik içinde olduğu aşikârdır. Çalışmanın amacı da oyunun metodolojisini kullanarak Modernizm ve günümüz sanat üretimlerine dair bir perspektif tutmaktır. Bildiri, oyunun metodolojisini kullanarak üretilmiş sanat nesnelerine ve sürecin bizatihi kendine, diğer bir ifadeyle; tam da o esnanın hazsal duygulanımına işaret eden örnekler aracılığıyla destelenecek; sanatın ve oyunun amacı kendinde olan (auto-telos) özgür tutumuna kısa bir tarihsel bilgi eşliğinde açıklık getirilmeye çalışılacaktır.

Hüsn ü Aşk'ın Tiyatro Metni Olarak Alımlanışı

Bu ilkelere uymayan makaleler kesinlikle değerlendirilmeye alınmayacaktır. Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi / The Journal of International Social Research, gönderilen makaleleri yayımlayıp yayımlamama, gerekli gördüğü durumlarda makaleler üzerinde düzeltmeler yapma hakkına sahiptir. Gönderilen yazıların yayımlanma hakkı dergi yönetimine aittir. Dergide yayımlanmış bir yazının hukukî sorumluluğu ise yazarına aittir ve dergiyi bağlamaz. Dergide yayımlanan yazılar, dergi yönetimin yazılı izni olmadan hiçbir şekilde çoğaltılamaz ve başka bir yerde (matbu olarak veya internet ortamında) tekrar yayımlanamaz. Dergiye makale gönderen yazar, bu ilkeleri kabul etmiş sayılır. MAKALELERİN GÖNDERİLMESİ Yukarıdaki ilkelere uygun olarak hazırlanmış makaleler, MAKALE TAKİP SİSTEMİ üzerinden gönderilmelidir. E-mail yoluyla gönderilen makaleler dikkate alınmamaktadır. "MAKALE TAKİP SİSTEMİ"nden makale göndermek için: * Makale takip sistemine üye olduktan sonra, kullanıcı adı (sisteme kaydedilen e-mail adresi) ve şifre ile sayfaya girilmelidir. * Açılan sayfada "makale gönder" bölümü açılarak ilgili boşluklar doldurulmalıdır. * Makale word dosyası halinde sisteme yüklenmelidir.

Sanat üretiminde ironi ve oyun etkisi

2012

SANAT ÜRETİMİNDE İRONİ VE OYUN ETKİSİ Plastik sanatlar üretiminde ironi ve oyun kimi sanatçılar tarafından tercih edilen bir üretim ve kurulum yöntemidir. Geçmişte ve günümüzde bu iki kavram plastik sanatlar alanında bir anlatım ya da üretim dili olarak kullanılmış ve kullanılmaktadır. Bazı dönemlerde ironi ve oyunun daha çok öne çıktığı görülsede bu iki kavramın bir dönem yatkınlığı değil kişisel bir tercih olduğunu söylemek daha doğru olacaktır. Bu çalışma ile plastik sanatlar özelinde, ironi ve oyunun sanat yapıtlarına olan etkileri örnekler üzerinden açıklanmaya çalışılmıştır. ABSTRACT THE INFLUENCE OF IRONY AND GAME ON ARTISTIC PRODUCTION Irony and game are production and construction methodologies preferred by some artists in the plastic arts production. These concepts have been used as languages of expression and production in plastic arts in the past and the present. Even though irony and game were observed more frequently in plastic arts during certain periods of time, it i...

Hayatın Teatral İz Düşümü: Oyun Kültür Benlik Türk Halk Kültüründe Geleneğin “Temsil”leri

Akademik Dil ve Edebiyat Dergisi, 2022

Genel itibarıyla kolektif bir icrayı çağrıştıran oyun, kültürün şekillenmesinde rol sahibidir. Ancak bundan daha önce, varoluşun güçlü bir parçası, bireyi oluşturan temel bir fenomendir. Gerek kültür yapıcı olması, gerekse de bireyin zihnini, yetilerini ve benliğini hem kişiye hem oyun arkadaşlarına hem de seyircilere yansıtmasına olanak vermesi sebebiyle oyun, çok işlevli bir kavramdır. Bu konuya dikkat çeken Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Öğr. Üyesi Aysun Dursun, Oyun Kültür Benlik Türk Halk Kültüründe Geleneğin “Temsil”leri isimli çalışmasında geleneğin ve bireyin oyun alanındaki görünümlerini ayrıntılı bir şekilde inceler. Bahsi geçen alana sadece edimsel değil, aynı zamanda sözlü-yazılı halk kültürü ve edebiyatı örneklerini de içeren bütüncül bir bakış geliştirir. Geleneğin izini temelde geçiş dönemleri (doğum-evlenme-ölüm) üzerinden süren araştırmacı, bunun yanı sıra komşuluk, misafirlik ve esnaflık geleneklerinin temsillerini de inceler. Böylece bireyin rolleri, farklı performans alanlarında, farklı sosyal ilişkiler düzleminde, farklı “oyun sahalarında” açığa çıkartılır.

Oyunculuk Ve Oyunculuğun Ti̇yatro Ve Si̇nema Sanatina Yansimasi

Journal Of History School

Sinema ya da kamera oyunculuğunun tiyatro oyunculuğuna göre yeni gelişen bir alan olması sebebiyle kamera oyunculuğu hem akademik çalışmalarda, hem de profesyonel olarak pratik alanlarda tiyatro oyunculuğunun gölgesinde kalmıştır. Kamera karşısında oyunculuk ve sahnede sergilenen oyunculuk arasındaki farklılıkların ele alındığı bu çalışmada, oyunculuk; kamera, sinema ve tiyatro oyunculuğu olarak incelenmiştir. Bu bağlamda tiyatro ve sinema oyunculuğu çalışmanın kavramsal çerçevesini oluşturmaktadır.

Güncel Sanatta Estetik Deneyim ve Oyun

Art-e Sanat Dergisi

Bu çalışma, 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren yeni malzeme ve anlatım yolları ile disiplinler arası deneysel bir uygulama alanına dönüşen güncel sanat uygulamalarına izleyicinin oyunla katılımı ile ortaya çıkan yeni estetik deneyim sürecini ele almaktadır. Bu kapsamda eğlenceli ve etkileşimli bir deneyim süreci olarak oyunun rolü ile sürecin oluşmasında etkili olan sanatçı, katılımcı ve sanat eseri arasında ortaya çıkan ilişkinin sorgulanması amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda güncel sanat uygulamalarına oyunla katılan ‘izleyici' katılımcı olarak yeniden tanımlanmış ve oyun kuramı ile ilişkisel estetik arasındaki ilişki açısından irdelenmiştir. Bu kapsamda güncel sanat uygulamalarına oyunla katılım biçimi Huizinga'nın “Homo Ludens'i” ve Bourriaud'nun “İlişkisel Estetik” kuramları çerçevesinde ele alınarak incelenmiştir. İnceleme oyunu, basit bir çocukluk ve hayal gücü alanından ziyade, yaşamı inşa eden kültürel bir olgudan hareketle gerçekleştirilmiştir. Bu y...

Gençlik Tiyatrosunda Bir Estetik Deneyim Olanağı Olarak Dansın Yeri ve İşlevi

2011

Bu çalışmada genel olarak genç seyirci için hazırlanan teatral etkinliklerde son zamanlarda kullanımı gittikçe yaygınlaşan dans sanatının yeni arayışlara nasıl yön verebileceği ve ne gibi olanaklar sağlayacağı araştırılmıştır. Genç seyirciler için bu niyetle yola çıkan bir araştırmada doğal olarak estetik deneyim ön plana çıkar. Çalışma genç seyircinin edineceği estetik deneyim odak olmak üzere, dansın bu estetik deneyimde yaratacağı olanakları keşfetme üzerine şekillenir. Böylelikle çalışmada iki ana bölüm ortaya çıkar: 1) Geçmişten Günümüze Batı Sahnesinde Dans-Tiyatro İlişkisi ve 2) Genç Seyirciler İçin Estetik Deneyimin Önemi ve Dansın Genç Seyirci İle Kurduğu İlişkinin Niteliği. Birinci bölüm olan Geçmişten Günümüze Batı Sahnesinde Dans-Tiyatro İlişkisi bu çalışmanın bağlamı dolayısıyla daha çok dansın gelişimi dikkate alınarak dans ve tiyatro sanatının bağlarını geçmişe uzanan bir bakışla keşfetmeye çalışır. Böylelikle bu çalışma kapsamında ele alınan, dans ve tiyatro aralığında bir yere yerleşen bir performansın kendine has konvansiyonları ve bileşenleri daha geniş bir bakış açısıyla değerlendirilebilmiştir. Kısaca bu bölüm diğer bölümlere konu olan performansın özelliklerinin altını çizerek diğer iki bölüme zemin hazırlamak için bir ön hazırlık niteliği taşımaktadır. İkinci bölümde ise öncelikle Genç Seyirciler İçin Estetik Deneyimin Önemi araştırılır. Sanat- seyirci karşılaşmalarında sanatın seyircisine sunacağı estetik deneyimin onu diğer tüm etkinlik ve eğlence türlerinden ayıracak özelliği olduğu üzerinde durulur. Sağlanacak bu estetik deneyimde de seyirci-eser ilişkisinin dinamiklerinin yeniden gözden geçirilmesi zorunluluğu ortaya çıkar. Bunun ayrıntıları da bir sonraki bölümde ayrı bir başlık altında incelenir. Genç seyircinin ve dans sanatının özellikleri düşünüldüğünde estetik deneyimde kendiliğinden önemi ortaya çıkan Dansın Genç Seyirciyle Kurduğu İlişkinin Niteliği ikinci bölümün diğer bir başlığıdır. Dansın genç seyirciyle kurduğu bu ilişkide estetik mesafe ve özdeşleşme, dansın iletişimsel yönü ve son olarak da dansın içeriğini araştırma ihtiyacı doğar. Genç seyircinin kendine has özellikleri dolayısıyla sanatsal karşılaşmalarda mesafe ihtiyacı ve özdeşleşme birincil olarak estetik deneyimi yönlendiren faktörler olarak belirir ve bu Dans, Estetik Mesafe ve Özdeşleşme başlığı altında incelenir. Dans- genç seyirci ilişkisinde dansın kendine has iletişim kurma yöntemleri Dans Yoluyla Kurulan Kinestetik İletişim başlığını zorunlu kılar. Bu başlık altında son yıllarda artan, farklı disiplinleri içeren bilimsel çalışmalar ışığında dansın kendine özgü kinestetik iletişim kurma biçiminin estetik deneyimimizde oynadığı rol vurgulanır. Son olarak da dansın seyirci ile kurduğu bu ilişki de dansın estetik doğasının genç seyirciler için hazırlanan bir performansın içeriğini oluşturmada nasıl katkı sunacağı Dansın İçeriğinin Yapılandırılması bölümünde araştırılır. Böylelikle dansın diğer biçimlerle ifade edilemeyeni ifade etmedeki potansiyeli vurgulanarak bunun gençlik tiyatrosunda sağlayacağı olanakların altı çizilir. Bu iki temel başlık altında tamamlanan çalışma estetik deneyim kavramını tartışmaya açarak ve dansın bu deneyimdeki işlevini ve yerini araştırarak gençlik tiyatrosunda sanatsal niteliklerin artırılmasına yönelik çalışmalara yeni bakış açıları sunabilmeyi ve ülkemizdeki uygulamalara kaynak olmayı amaçlar.

Çağdaş Tiyatroda Oyun Yazarlığı ve Jean Luc Lagarce’ın ‘Evdeydim ve Yağmurun Gelmesini Bekliyordum’ Adlı Oyunu

Istanbul University - DergiPark, 2018

Bu çalışmada amaç, tiyatro sanatının ve oyun yazarlığının güncel eğilimini, nedenleriyle beraber ortaya koyup çözümlemek, bu yolla günümüz tiyatrosuna ışık tutmaktır. Bu amaçla çalışmanın kapsamı günümüzü etkisi altına alan post modern düşünce ve post modern çağın tiyatrosu olarak ifade edilen post dramatik tiyatro olarak belirlenmiştir. Bu bağlamda bütün dünya tiyatrosundan örnekler alıp analiz etmek, çalışmanın sınırlarını aşacağından, iyi bir örnek olduğu düşünülen ve üzerine çok araştırma yapılmamış olan Jean Luc Lagarce'ın Evdeydim ve Yağmurun Gelmesini Bekliyordum adlı oyunu model olarak seçilmiş ve örnekleme bununla sınırlandırılmıştır. Dolayısıyla post modern düşünce ve oyun yazım teknikleri, Lagarce'ın söz konusu oyununun çözümlemesiyle iç içe geçirilerek anlatılacak ve örneklendirilecektir. Böylece çağımızdaki düşünce ve gelişmelerin tiyatro dünyasındaki etkisine dair aydınlatıcı bir manzara sunulmuş olacak ve öncü yazarlardan Jean Luc Lagarce Türk tiyatrosunda daha tanınır hale gelecek, ona dair Türkçe bilimsel bir kaynak oluşacaktır.