Haherzâde'nin Minhâcül-Beyân'ı Çerçevesinde Osmanlı'da Kur'an Sözlükçülüğü | Quranic Lexicography in Ottoman Era Within The Framework of Hāharzāde’s Minhāj al-Bayān (original) (raw)

2018, XVIII.Yüzyıl Sahn-ı Seman'dan Darülfünun'a Osmanlı'da İlim ve Fikir Dünyası: Âlimler, Müesseseler ve Fikrî Eserler: XVIII. Yüzyıl

Özet: Kur’an sözlüklerinin ilk numunelerini, sözlü dönemde ashabın ileri gelenlerine Kur’an’da geçen bir kelimenin anlamıyla ilgili yöneltilen sorular ve bu sorulara verilen cevaplar oluşturur. Yazılı dönemde bunlar “garibu’l-Kur’an” olarak adlandırılan ilk Kur’an sözlüklerinin ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır. Bu tür çalışmalar önceleri kelimelerin mushaftaki sırasına göre tertip edilmekte iken ilk kez Ebû Bekr Muhammed b. Uzeyz es-Sicistânî (ö. 330/941) Nüzhetü’l-Kulûb fi Tefsiri Garîbi’l-Kur’âni’l-Aziz isimli eserinde bu yöntemi değiştirerek kelimeleri alfabe sırasına göre dizmiştir. Onun geliştirdiği bu yaklaşım Osmanlı döneminde telif edilen Kur’an sözlüklerinde de takip edilmiştir. Osmanlı’daki ilk Kur’an sözlükleri olan İbn Melek’in (ö. 821/1418), Lügat-i Ferişteoğlu isimli çalışması İbn Ferişte’nin (ö. 864/1460), Lügat-i Kānûn-i İlâhî isimli çalışmasında bu yaklaşım görülmektedir. Bu yaklaşımın Arapçada kelimelerin köken bilgisine aşina olmayanlar açısından kolaylık sağladığı aşikardır. 18’inci yüzyılda yaşayan Haherzade İsmail Efendi’nin (ö. 1160/1747’den sonra) Minhâcü’l-Beyân f î Tefsîri Lügâti’l-Kur’ân ismini verdiği Kur’an sözlüğü de tertip benzerliği açısından bu yaklaşımı benimseyen en hacimli Kur’an sözlüğüdür. İsmail Efendi, 1126-1127/1714-1715 yıllarında altı ay şeyhülislâmlık yapan Mirza Mustafa Efendi’nin (ö. 1135/1722) kayınbiraderidir. Bu nedenle o dönemin kaynaklarında Mirza Mustafa Hemşirezadesi İsmail Efendi ismiyle zikredilmektedir. İsmail Efendi tahsil hayatını ikmalden sonra müderrislik yapmış, ardından kadılık yaparak Bursa kadılığına kadar yükselmiştir. Minhâcü’l-Beyân, Şaban 1152 (Kasım 1739) tarihinde Üsküdar’da tamamlanmış, ilerleyen yıllarda esere bazı ilaveler yapılmıştır. Böylece eserde açıklanan kelime adedi, madde başı olarak 3265’e ulaşmıştır. Bu maddelerin altında da kelime türevinlerine yer verilerek çok daha fazla sayıda Kur’an kelimesinin Türkçe karşılıkları zikredilmiştir. Eserde kelimeler harf sırasına göre tertip edilmiş; ancak tertipte sadece ilk harfe itibar edilmiştir. Kelimelerin anlamlarına dair açıklamaların ardından kelimenin geçtiği herhangi bir âyet Arapça olarak tefsir edilmiştir. Kelimelerin Türkçe anlamları büyük oranda Vankulu lügatine, yapılan Arapça tefsirler de Beyzavi tefsirine dayanmaktadır. Çalışmada Haherzade’nin Minhacü’l-Beyan ismini verdiği bu Kur’an sözlüğünün özellikleri verilecek ve bu özelliklerden hareketle Osmanlı Kur’an sözlükçülüğü değerlendirilecektir. Anahtar Kelimeler: Tefsir, Kuran Sözlükçülüğü, Hâherzade, Minhâcu’l-Beyân. Abstract: The first Quranic dictionaries constituted the responses of the Companions of the Prophet to questions posed to them regarding the meaning of certain words used in the Qur’an. During the early documentary period, these early compilations paved the way for the first Quranic dictionaries named “garīb al-Qur’ān”. In the beginning, these type of studies followed the Quranic order. Abū Bakr Muhammad b. Uzaiz as-Sijistanī changed it to an alphabetical order in his work Nuzhat al-Qulūb fī Tafsīri Garībi’l-Qur’āni’l-Azīz. His approach was adopted by Quranic dictionaries, which were written during the Ottoman era. This method is seen in preliminary Ottoman Quranic dictionaries such as Ibn Malak’s (821/1418), Lugat-i Ferishteoglu and Ibn Ferishte’s (864/1460), Lugat-i Kānūn-i Ilāhī. It is obvious that this approach is convenient for those not familiar with the origins of the Arabic words. Hāharzāda Ismāil Effendī who lived in the 18th century (after 1160/1747) wrote a book titled Minhāj al-Bayān fî Tafsīri Lugāti’l-Qur’ān which is the most voluminous Quranic dictionary adopting the alphabetic method. Ismāil Effendī was the brother in law of Mirzā Mustafā Effendī (1135/1722) who had been Shaikh al-Islam between 1126-1127/1714-1715 for six months. For this reason sources about that period named him Ismāil Effendī the fellow countryman of Mirzā Mustafā. Ismail Effendi after accomplished his education formerly became a professor, and afterward, he became Qadi and was later promoted to Qadi of Bursa. Minhāj al-Bayān was completed in Sha’ban 1152 (November 1739) in Uskudar, in the following years, some additions were added. Thus, the number of words that were explained reached 3265 entries. Under these entries, it was mentioned that derivations of words in this wise much more Quranic words translated in Turkish. In this work, words ordered according to the order of the alphabet however only the first letters were considered. After the explanation of a word’s meaning, a certain verse that includes this word was interpreted. Turkish meanings of words largely based on Vankulu dictionary, besides Arabic interpretations relied on Tafsīr al-Baydāwī. In this research, the main characteristics of Hāharzāda’s Minhāj al-Bayān will be examined and his lexicographic approach will be evaluated. Keywords: Tafsir, Quranic Lexicography, Hāharzāda, Minhāj al-Bayān.