Finansa veya Doğal Kaynaklara Dayalı Büyüme Modeli Sona Eriyor-Mart 2018 (original) (raw)
Related papers
“Finansal Geliúme”nin “Büyüme”ye Etkisi: Türkiye Özelinde Nedensellik Analizi
The question of the presence and direction of causality between economic growth and financial development has been discussed for a long time. There is a great literature on this issue. The aim of this study is to empirically investigate the direction of the causality between economic growth and financial development for Turkey by using Toda-Yamamoto test over annual data from 1988 to 2012. It is concluded that causality runs from financial development to economic growth in Turkey.
ÜLKÜ (06-2020) - Deterministik Neo-klasik Büyüme Modeli I
2021
Deterministik neo-klasik büyüme modeli bağlamına sahip bu çalışma notunda, çalışma (tüketim) ile boş zaman aktivitesi ödünleşimi ve tasarruf davranışının hangi durumlarda değişeceği üzerine yoğunlaşılmaktadır. Bu bağlam, Cobb-Douglas tercihler ile mikro temellere sahip temsili hanehalkı ile rekabetçi firmayla, ancak mali ve parasal otorite bağlamı içerilmeyerek verilmekte, bu bağlamın denge patikaları rekabetçi denge, durağan durum ve dengeli büyüme patikası olarak çözümlenmekte ve ayrıca kantitatif analiz için kalibrasyon bağlamının önemine de işaret edilmektedir. Bu kapsamda, bu not üç kilit sonuca işaret etmektedir: (i) çalışılan ve/veya boş zaman gayretinin, prodüktivitenin gelir ve ikame etkilerin birbirlerini dengelemesi üzerine durağan durum için değişmediği ve prodüktivitenin tasarruf ile sermaye-çıktı oranları üzerinde nötr etki yarattığı, (ii) aşınma oranının dikkate değer etkilerine karşın, daha yüksek büyüme oranına ulaşılması ve hanehalkının geleceğe daha fazla önem vermesi halinde, optimal tasarruf oranında iyileşmelerin görüleceği ve son olarak, (iii) 80 dönemlik bir ufukta ekonominin dengeli büyüme patikası için hanehalkı kararlarının zaman içerisinde durağan durumuna yakınsayacağı.
Türkiye Ekonomisi Đçin Beşeri Sermaye ve Bilgi Sermayesi Birikimine Dayalı Bir Đçsel Büyüme Modeli
Bu çalışmanın amacı Türkiye ekonomisinin dinamiklerinin orta-uzun dönemde izlenmesine olanak sağlayacak bir içsel büyüme modeli kurgulamaktır. Model, büyümenin kaynaklarını, beşeri sermaye birikimi ve bilgi sermayesi (Ar-Ge) birikimini içsel olarak çözmek üzere oluşturulmuştur. Model çalışmasının temel vurgusu kamunun eğitim ve bilgi sermayesi yatırım harcamalarıyla, özel sermaye grupları tarafından yürütülen bilgi sermayesi ve araştırma/geliştirme yatırım davranışları arasındaki tamamlayıcılık ilişkisine dayanmaktadır. Böylece Türkiye ekonomisinin büyüme dinamiklerini ayrıştırmayı amaçlamaktadır. Model yardımıyla şu soruya somut yanıtlar aranmıştır: bütçe kısıtı altında hareket eden kamu idaresi, sermaye birikimini ve iktisadi büyümeyi artırmaya yönelik olarak öncelikle hangi aktiviteye destek sağlamalıdır: beşeri sermaye maliyetlerinin desteklenmesi mi, yoksa Ar-Ge yatırım maliyetlerinin desteklenmesi mi?
2021 Yılı Ocak-Mart Dönemi Büyümesi ve Etkileyen Unsurlar
2020 yılında Türkiye ve Dünya'da ciddi sorunlara neden olan Covit-19 salgınının olumsuz etkileri, 2021 yılı ilk çeyreğinde de devam etmiştir. 2020 yılı son çeyreğinde vakalardaki artış nedeniyle sokağa çıkma yasakları ve kısıtlamalar Kasım ayı ortasından itibaren tekrar başlatılmıştır.1 Aralık 2020 tarihinde uygulamaya konulan tedbirler ile de Türkiye genelinde hafta sonları sokağa çıkma yasağı getirilmiş, yeme-içme ve eğlence sektörüne ilişkin sınırlamalar artırılmıştır. 2021 Mart ayı başında ise il bazında risk durumuna göre kısıtlamalar azaltılmış ve normalleşme süreci başlatılmıştır. Covid-19 salgın tedbirleri yanı sıra, ekonomideki gelişmeleri etkileyen bir diğer unsur, Kasım ayı başında TCMB Başkanının görevden alınması ve Hazine'den sorumlu Bakan'ın görevinden istifa etmesi olmuştur. Yeni yönetim döviz kurlarındaki aşırı yükselmeyi önlemek için politika faizini 20 Kasım tarihinde yüzde 15'e, 25 Aralık tarihinde ise yüzde 17'ye yükseltmiştir. 2020 Mayıs ayı sonlarında kamu bankaları öncülüğünde başlatılan düşük faizli ve uygun vadeli konut, taşıt, tüketici ve firma kredileri politikası terkedilmiş, özel bankaları kredi vermeye yönlendiren "Aktif Rasyosu" uygulaması da önemli ölçüde gevşetilmiştir. Bu olumsuz gelişmelere karşın, 2020 yılı son çeyreğinde ekonomide büyüme trendi devam etmiş, sanayi sektörü yüzde 10,3 oranında büyürken, sokağa çıkma yasakları ve kısıtlamalardan en fazla etkilenen hizmetler sektörü yüzde 5,2, GSYH ise yüzde 5,9 oranında büyümüştür. Sonuçta, Türkiye 2020 yılı genelinde GSYH'da yüzde 1,8 büyüme oranı ile pozitif büyüme gerçekleştiren nadir ülkelerden birisi olmuştur.
Çin Halk Cumhuriyeti'nin Dışa Dayalı Büyüme Modeli
ÖZET 1978 yılında alman ekonomik yapısal reform kararlan ile birlikte, merkezi planlı ekonomik modelden, piyasa ekonomisine dayalı bir modele kademeli geçiş yapan Çin Halk Cumhuriyeti yıllık ortalama % 9.5 ekonomik büyüme oranı ile, % 4.9 olan dünya ortalamasının üzerinde bir performans göstermiştir. Gayri safı yurtiçi hasıla rakamının yaklaşık % 34'ünü oluşturan ihracat miktarı ile ülke, dışa dayalı bir büyüme modeli izlemektedir. Çin ekonomik büyüme oranı ile dinamik bir ülke profili çizmektedir. Dışa dayalı büyümesini sürdürebilmesi açısından, finansman sektöründe devam etmekte olan reformların önemi büyüktür. Çin'de dengelerin bozulması durumunda, yaşanabilecek sorunların küresel boyutunun olması ülkeyi daha önemli bir konuma getirmektedir.
Fi̇rma Büyüklüğü Bağlaminda Yeni̇li̇k, İşbi̇rli̇ği̇ Ve Bi̇lgi̇ Kaynaklarindan Yararlanma
Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi
Firmalar, sahip oldukları kaynakların yanı sıra, dış çevrede bulunan fırsat ve imkânlar ile bağlantıları kullanarak yenilik sürecinde başarı kazanabilirler. Yapılan çalışmada, Türkiye'de faaliyet gösteren farklı büyüklükteki firmalarda, yeniliği etkileyen, finansal desteklerden yararlanma, işbirliği ve bilgi kaynaklarına erişim faktörlerinin uygulama seviyesinin belirlenerek, firma büyüklükleri ile değişim gösterip göstermediği incelenmiştir. Bu doğrultuda, firma seviyesinde bilgi içeren Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) Yenilik Araştırması 2012 verisinden yararlanılmıştır. Elde edilen sonuçlar, firma büyüklüğü arttıkça yenilik yapma başarısının arttığını, ancak yenilikçi çıktı oranında küçük ve orta ölçekli firmalar arasında anlamlı farklılıklar olmadığını ortaya koymuştur. Büyük firmalar hem sunulan imkânlara ulaşmada, hem de etkin olarak bu imkânları kullanmada küçük ve orta büyüklükteki firmalara göre daha iyi durumdadır. Firma ölçeği küçüldükçe işbirlikleri ve dış bağlantılar azalmaktadır. Firmaların yenilik faaliyetleri için, kamu kurum/kuruluşları ve Avrupa Birliği kurumlarının finansal desteklerinden yararlanma oranının firma büyüklüğü ile artması dikkat çekici sonuçlar arasındadır.
Finansal Gelişmenin Büyümeye Etkisi: Türkiye Özelinde Nedensellik Analizi
M. Kemal Aydın, Mehmet Zeki Ak ve Nurullah Altıntaş (2014b)
İktisadi büyüme ile finansal gelişme arasında herhangi bir nedensellik ilişkisinin olup olmadığı, şayet varsa bu ilişkinin yönünün ne olduğu uzunca bir süredir tartışılmaktadır. Keza bu çerçeve içinde yapılmış çok sayıda teorik ve ampirik çalışma bulunmaktadır. Türkiye ekonomisi özelinde iktisadi büyüme ile finansal gelişme arasındaki nedensellik ilişkisinin yönünü tespit etmeyi amaçlayan bu çalışmada 1988-2012 dönemine ait yıllık veriler kullanılarak Toda-Yamamoto testi uygulanmıştır. Bulgular, nedensellik ilişkisinin finansal gelişmeden büyümeye doğru olduğunu ortaya koymaktadır.