Lazar LAZAROV, BÜYÜK GÜÇLER VE TÜRKİYE'NİN MAKEDONYA DEVLETİNİN KURULMASI VE BİRLEŞMESİ İLE İLGİLİ OLAN GİRİŞİMLERİ (1944 - 1960) (original) (raw)
Related papers
XVII.Türk Tarih Kongresi (2014) Bildiri Kitabı - V, 2018
Kurtuluş Savaşının ardından Türk-Macar diplomatik ilişkilerinin kurulması, gizli birtakım siyasi görüşmeler sonucu gerçekleşti. Kurmay Binbaşı Jenő Ruszkay bu amaçla Türkiye’ye geldi. Gerek Ruszkay’ın gerekse Mustafa Kemal Paşa’ya Macar milleti adına tören kılıcı sunmak için gelen Macar eski Başbakanı István Friedrich’in girişimleri bu ilişkileri başlattı. Ruszkay, Macar Milli Savunma Bakanlığına Türkiye’den onun siyasi, askeri ve ekonomik durumunu yansıtan raporlar gönderdi. Ankara I adını taşıyan bu raporlar ,Macar Milli Savunma Bakanlığı tarafından Macar Dışişleri Bakanlığına gönderildi. Kurtuluş Savaşından sonra yeni kurulmaya çalışılan bir devletin durumunu ve Türk-Macar ilişkilerini yansıtan bu raporlar, Türk-Macar ilişkilerinin resmen başladığı tarihten çok önce devam eden gizli görüşmeleri aydınlatması bakımından bilinmeyen bir döneme ışık tutmaktadır.
MİLLİ MÜCADELE'DEN LOZAN'A ANKARA HÜKÜMETİ VE FRANSIZ OKULLARI (1919-1922
Tarih Okulu Dergisi, 2018
This article tackles the adventure of French schools in Turkey from Mondros Armistice to Lausanne Peace Conference. Until the Ankara Agreement of 20 October 1921, the French schools remained under the influence of the hot war between the nationalist Ankara government and the occupying French administration. In the Armistice period, the two governmental political structure of Turkey has led to the emergence of two different political approaches towards foreign schools. Unlike the İstanbul government, the Ankara government did not accept the privileged status of foreign schools in the Ottoman Education System before 1914, and pressured these schools to implement Turkish legislation. There was the Private School’s Regulation dated 1915 at the center of this policy. The determination to implement this regulation led to the emergence of a conflict between Ankara and Paris from 1922 onwards. In this study, the struggle between Ankara and Paris for the legal status of French schools in Turkey is mentioned.
Genel Türk Tarihi Araştırmaları Dergisi (Journal of General Turkish History Research), Cilt/Volume 3, Sayı/Issue 6, Temmuz/July 2021, ss.463-486., 2021
CUMHURİYET’İN İLK YILLARINDA TÜRK-MACAR İKTİSADÎ İLİŞKİLERİ (MÜZAKERELER-BEKLENTİLER-NETİCELER 1923-1938) Türkiye ve Macaristan arasında tesis edilmek istenen iktisadî ilişkiler, Birinci Dünya Savaşı’nın getirmiş olduğu ağır malî koşullar çerçevesinde şekillenmiştir. Büyük savaşın getirdiği ağır sonuçlar, iki devletin iktisadî kalkınmaya ağırlık vermesinde etkili olmuştur. Macaristan, Birinci Dünya Savaşı’nın ağır iktisadî neticelerini ortadan kaldırmak amacıyla yeni kurulan Türk devletini Macar malları için pazar olarak görmüştür. Yeni kurulan Türk devleti için de iktisadî kalkınma en öncelikli hedeflerden birisi olarak belirlenmiştir. Cumhuriyetin ilk yıllarında iktisadî kalkınmaya önem veren Türkiye, çeşitli ülkelerle ticaret antlaşmaları imzalamıştır. Türkiye’nin ticaret antlaşması imzaladığı ülkelerden birisi Macaristan’dır. Türk ve Macar heyetleri öncelikle Yerleşme Antlaşması’nın imzalanması için uzun müzakereler gerçekleştirmiştir. Bu müzakelerin ana teması, iki devletin çıkarına olabilecek ortak bir zeminde anlaşma yapmak olmuştur. Müzakerelerin başarıyla neticelenmesinin ardından Türk-Macar Yerleşme Antlaşması imzalanmıştır. Bu antlaşma, 20 Aralık 1926 tarihinde Ankara’da Ticaret Antlaşması ile aynı zamanda tasdik edilmiştir. Bu antlaşmalar, 29 Aralık 1927 tarihinde Bakanlar Kurulu tarafından onaylananarak yürürlüğe girmiştir. Yerleşme ve Ticaret Antlaşmaları’nın imzalanmasında 18 Aralık 1923’te imzalanan Türk-Macar Dostluk Antlaşması’nın önemli payı olmuştur. 1920’li yıllarda iki devlet arasındaki ticaret hacminde tarım ürünlerinin önemli payı olmuştur. Cumhuriyetin ilk yıllarında tarım ülkesi olarak ön plana çıkan Türkiye, Macaristan’a çeşitli tarım ürünleri ihraç etmiştir. İlerleyen yıllarda, Türkiye’de sanayileşme alanında yaşanan gelişmelere bağlı olarak Macaristan’a yapılan ihracatın içeriğinde değişimler yaşanmış ve sanayi ürünleri de ihraç edilen ürünler arasında yer almıştır. Macaristan ise aynı dönemde Türkiye’ye genel olarak endüstri ve tarım makineleri ve damızlık hayvan ihraç etmiştir. İki ülke arasındaki ticaret ilişkilerinin gelişme kaydettiği bir süreçte, 1929 yılında Amerika’da ortaya çıkan Dünya Ekonomik Buhranı mevcut olan ticaret ilişkilerini olumsuz etkilemiştir. Ekonomik Buhran’ın dünya ekonomisinde yaratmış olduğu olumsuz tablo, Türkiye ve Macaristan’ın ekonomik anlamda bazı tedbirler almasına neden olmuştur. 1930’lu yılların ilk yarısında bu olumsuz tabloda iyileşmeler görülse de iki ülke arasındaki ticaret hacmi karşılıklı olarak verilen gümrük imtiyazlarına rağmen beklenen düzeye ulaşamamıştır. Türk hükümetinin, ikili ticaret antlaşmalarında kliring-takas sistemine geçmesiyle birlikte Türk-Macar ticaret ilişkilerinde bu sisteme geçilmiştir. Nitekim kliring-takas sistemine geçilmesi de iki ülke arasındaki ticaretin canlanmasında etkili olamamıştır. İkinci Dünya Savaşı’nın yaklaştığı yıllarda da atılan çeşitli adımlara rağmen Türk-Macar ticaret ilişkileri beklenen düzeyin uzağında kalmıştır. İki ülke arasındaki ticaret ilişkilerinin yanı sıra çeşitli yatırım olanakları da dikkat çekici bir seyirde gerçekleşmiştir. Nitekim 1920’li yıllarda Türkiye’nin ve Macaristan’ın yüzleşmek zorunda kaldığı ekonomik zorluklar nedeniyle istenilen yatırımlar hayata geçirilememiştir. Türkiye ile Macaristan arasındaki ticaret olanakları ve iş imkanları dünya konjonktüründe meydana gelen olumsuz gelişmeler nedeniyle zarar görmüş ve Macar şirketlerinin Türkiye’ye yatırım yapmalarında zorluklarla karşılaşmalarına neden olmuştur. Anahtar Kelimeler: Türkiye, Macaristan, Ekonomi, Ticaret, Tarım TURKISH-HUNGARY ECONOMIC RELATIONS IN THE FIRST YEARS OF THE REPUBLIC (NEGOTIATIONS-EXPECTATIONS-RESULTS 1923-1938) ABSTRACT The economic relations established between Turkey and Hungary are shaped within the frame of aggravated financial circumstances caused by the First World War. The serious outcomes caused by the Great War have an influence on both states to focus on financial development. For the purpose of eliminating the serious economic consequences the First World War, Hungary considered the newly-established Turkish state a market for Hungarian products. Economic development was also determined as one of the primary objectives by the newly-established Turkish state. In the first years of the republic, Turkey which emphasized the economic development signed trade agreements with various countries. One of the countries with which Turkey signed a trade agreement was Hungary. Turkish and Hungarian committees first negotiated for a long time to ratify the Settlement Agreement. The main theme of these negotiations was to make an agreement which could be to both states common benefits. After the negotiations resulted in successfully, Turkish-Hungarian Settlement Agreement was signed. This agreement was affirmed at the same time as Trade Agreement in Ankara in 20th December, 1926. These agreements came into force following the confirmation of Council of Ministers in 29th December, 19627. Turkish-Hungarian Treaty of Amity which was signed in 18th December, 1923 had an important impact on the signing of Settlement and Trade Agreements. In 1920s, agricultural products had an important share in the trading volume between both states. In the first years of the republic, Turkey which came into prominence as an agricultural country exported various agricultural products to Hungary. In the following years, depending on the developments in industrialization in Turkey, the content of the exported products to Hungary changed gradually, and manufactured goods took their place in the exported products. Meanwhile, Hungary generally exported industrial and agricultural machinery and breeding animals to Turkey. In a continuum in which the trade between both countries developed, World Economic Crisis which emerged in America in 1929 affected the existing commercial relations adversely. The negative environment Economic Crisis created in the world economy led Turkey and Hungary to take precautions in their economies. In the first half of the 1930s, even though certain betterments were observed in this negative environment, trading volume between both countries could not meet the expected levels in spite of the reciprocal customs privileges. With the Turkish governments move into clearing-exchange system in reciprocal trade agreements, Turkish-Hungarian commercial relations also moved into this system. Consequently, the move into clearing-exchange system could not be an influential factor in the vitalization of the trade between both countries. In the years preceding the Second World War, despite the various efforts, Turkish-Hungarian commercial relations were far from the expected level. In addition to the commercial relations between both countries, various investment opportunities substantiated in a remarkable manner. However, in 1920s, due to financial difficulties both Turkey and Hungary had to deal with, these investments could not be actualized. The commercial and business opportunities between Turkey and Hungary suffered from the unfavorable developments occurring in the worlds conjuncture and these caused Hungarian companies to confront with difficulties in investments to Turkey. Keywords: Turkey, Hungary, Economy, Trade, Agriculture
YENİ TÜRK DEVLETİNİN İLK MAARİF VEKÂLETİ (KURULUŞU VE ÇALIŞMALARI 1920-1923
Özet Ankara'da 1920 yılının 23 Nisan'ında açılan Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin yeni bir hükümet kurma çalışmaları neticesinde 2 Mayıs 1920 tarihinde 11 vekâletten biri olarak, Maarif Vekâleti kurulmuştur. Bu vekâlete ilk olarak Rıza Nur seçilmiştir. Ülkenin en sıkıntılı döneminde maarif mevzusu hayati bir öneme sahip olmasından dolayı ihmal edilmek istenmemiştir. Ancak mevcut şartlar eğitime yeni bir ivme kazandırma noktasında yetersiz kalmıştır. Bu durum, Rıza Nur'dan sonra seçilen vekillerden Hamdullah Suphi, Mehmet Vehbi ve İsmail Safa Bey dönemlerinde de devam etmiştir. Ancak İsmail Safa Bey dönemi, Milli Mücadele'nin sonuna rastladığı için daha köklü çalışmalar yapılabilmiştir. Dört vekilin döneminde de öğretmenlerin sorunlarıyla, ilköğretim, ortaöğretim ve yükseköğretim sorunlarına ilişkin çalışmalar yapılmıştır. Bu sorunlara çözüm üretme açısından 1921 tarihli Maarif Kongresi ile I. Heyet-i İlmiye çalışmaları ve bu çalışmalardan çıkan sonuçların o dönemki eğitim sistemine tesiri önemlidir. Abstract The Fırst Natıonal Educatıon Mınıstry Of New Turkısh State (Establıshıng And Workıng 1920-1923) As a result of Works of Grand National Assembly of Turkey, which was opened in Ankara on 23 April in 1920, forming a new government as one of 11 representatives, the board of education was formed on 2 May in 1920. For this department, primarily Rıza Nur was selected. Because of its vital importance, the board of education issue wasn't ignored in troubled period of the country. However,
Yüksek Lisans Tezi, 2019
The main objective of this thesis is to evaluate migration subject within the framework of the “Free Migration” which was occurred between Yugoslavia and Turkey in which the subject had been one of the most important issues of Turkish Foreign Policy and its agenda in 1950s. In this study, migration phenomenon and approaches of source and target states’ foreign policies have been correlated in terms of Turkish foreign policy and evaluated throughout free migrants from the Former Yugoslav Republic of Macedonia to Turkey. The research has been conducted in the light of the Republic of Turkey state archive documents, the literature on migration studies and interviews done with the free migrants from different parts of Macedonia region of Yugoslavia living in İzmir. However, the cause and effects of migration to Turkey challenge during the migration, and dynamics of the national and international developments of the era has been examined as part of the relationship between migration and foreign policy. Special attention has particularly been paid to the quantities, demographic distributions, social coherence and challenges of free migrants.
TÜRK HAVACILARININ MİLLÎ MÜCADELEYE KATILMA GİRİŞİMİ: MALTEPE FİRARI (7 HAZİRAN 1920
ÖZ 1903'de ilk başarılı uçuşun gerçekleşmesinden sonra havacılık, dünya orduları içinde hızla kendisine yer bulmuştur. Askeri kıymetini ise ilk kez Trablusgarp Savaşı sırasında göstermiştir. Bu savaş öncesinde kuruluş çalışmalarına başlanan Türk havacılığı da ilk kez Balkan Savaşları sırasında harekât görevi üstlenmiştir. Birinci Dünya Savaşı ile birlikte, Türk havacılığı büyük bir gelişme içine girmiştir. Büyük Millet Meclisi'nin açılışından sonra bir grup Türk havacısı, İstanbul Maltepe'de konuşlu Tayyare İstasyonu'ndan uçaklarıyla birlikte firar ederek Millî Mücadele'ye katılma isteklerini ortaya koymuşlardır. Ancak, bu havacıların uçaklarıyla birlikte Milli Mücadeleye katılma girişimleri, başarılı olamamıştır. 7 Haziran 1920 günü sabaha karşı dört uçak ile gerçekleştirilen firar girişiminde ancak bir uçak havalanmayı başarabilmiş, diğer üç uçak ise kalkışta hasara uğramıştır. Havalanmayı başarabilen uçak ise İzmit'e inişte telgraf tellerine takılarak kullanılamaz hale gelmiştir. Bu makalede Mondros Mütarekesi sonrası Türk havacılığının durumu ile İstanbul'da bulunan bir grup havacının Milli Mücadele'ye katılma girişimleri ve bu girişimin başarısızlığa uğrama nedenleri ele alınacaktır.
2019
Region which is called as Turkish Europe defines the geography where Turks live densely in Balkans. Turkish conquests in Balkans starting with Ottoman Empire were supported with settlement policies and most part of Balkans became almost Turkish homeland until the end of sixteenth century. This region before War of 93 (1877-1878 Russo-Turkish War) was like a small Ottoman Empire where Turk, Bulgarian, Greek, Jewish, Albanian, Serbian, Pomak, Romani, Tatarian and Circassian immigrants lived together with different ethnic factors and religious communities. From the beginning of nineteenth century, Ottoman Empire faced riots of non-Muslims in region resulting from provocations of European states and Russia and success of these riots to a large extent until the end of the century led Muslim Turks in region to migrate to Anatolia. The main source of our study is the report entitled “Statistical Information as to the Populations of European Turkey: 1878” signed by British consul A.H.Layard with the date of 1878 July, belonging to the Foreign Office with number FO 881/3655 and acquired from London National Archives, England. First pages of the report, which consists of 39 pages, contains summary and general information about total population and lands of Ottoman Empire in Asia, Europe and Africa. Afterwards Muslim and non-Muslim male population in district, county and villages of provinces under domination of Ottomans in Balkans are given with tables in a detailed way.