ANTALYA-KORKUTELİ YEŞİLYAYLA ESKİ KERPİÇ CAMİİ / RUINED ABOVE MOSQUE IN ANTALYA-KORKUTELİ YEŞİLYAYLA (original) (raw)
Related papers
Öz Ahşap tavanlı ve direkli cami yapma geleneğinin kökeni, Orta Asya Türk mimarisine dayanır. Bu gelenek Anadolu'da da devam ettirilmiştir. Anadolu'da XIII. Yüzyıldan XIX. Yüzyıla kadar bu teknikte camiler inşa edilmiştir. XVIII ve XIX. yüzyıllarda ise bu inşa tekniğinin sıkça uygulandığı ve döneminin üslubunu yansıtan kalemişi bezemelerle bir arada kullanıldığı görülmektedir. Bu çalışmanın konusu olan Amasya'nın Şıhlar ve Kızılkışlacık Köylerindeki ahşap tavanlı iki cami, XVIII-XIX. yüzyıl mimarisi ve bezemesi hakkında değerli bilgiler sunmaktadır. Daha önce çalışılmamış olan bu eserler; plan, malzeme ve bezeme özellikleri bağlamında incelenecektir. Ayrıntılı bir şekilde incelenen eserlerin, Türk sanatındaki yeri ve önemi ortaya konulmaya çalışılacaktır. Günümüzde harap durumda olan eserlerin korunması yönünde adımlar atılacaktır. Abstract The origin of the tradition of making wooden ceilings and pillars is based on the Turkish architecture of Central Asia. This tradition continued also in Anatolia. Mosques were built in this technique from the 13th to the 19th centuries in Anatolia. In the 18th and 19th centuries, it was observed that this construction technique was frequently applied and it is seen that it is used the wall paintings (with a pen-work technique-Kalemişi) that reflect the style of the period. The two mosques with wooden ceilings in Şıhlar and Kızılkışlacık villages of Amasya, which is the subject of this study, provide valuable information about the architecture and ornaments of the 18th-19th century. The buildings that have not been studied before will be examined in the context of their plan, material and the ornament features. It will be tried to reveal the importance in Turkish art of the buildings that examined in detail. It will be taken a step to protect of these buildings that have survived in a dilapidated condition at the present day.
ANASAY, 2023
Ahşap camiler, İslam'ın erken dönemlerinden beri inşa edilmektedir. Nitekim İslam mimarisinin ilk mabedi Mescid-i Nebevi (Miladi 654) hurma ağacından ahşap direkli olarak inşa edilmişti. Orta Asya'da, Türklerin İslam dinini benimsemesi ile ahşap camiler inşa ettiği bilinmektedir. Bu gelenek, Karahanlılar (9.-13.yy) ile başlayıp, Gazneliler (10-12.yy) ve Selçuklular (11. yy) döneminde anıtsal ve zengin örneklerini vermiştir. Anadolu'ya Selçuklu döneminde taşındığı bilinen ahşap camiler, Beylikler ve Osmanlı döneminde kendine has bir yorum ve kimlik kazanmıştır. Bu makale, Gürcistan'ın Guria Bölgesi kırsalında arazi çalışmamız ile tespit edilen Zoti Camii'ni içermektedir. Cami, kitabesine göre 1907 yılında Çarlık Rusyası Dönemi'nde ve Osmanlı mimari geleneğinde inşa edilmiştir. Yapı, özgün dokusunu koruyarak ulaşmıştır. Ahşap çandı camiler grubunda incelenen Zoti Camii, plan, mimari ve süsleme özellikleri ile yakın çevrede Acara ve Türkiye'nin Doğu Karadeniz Bölgesi camileri ile benzerlikleri tespit edilmiştir. Camideki süslemelerin, üslup ve teknik yönden Ahıska, Karadeniz ve kısmen de olsa Doğu Anadolu camileri ile benzer olduğu izlenmektedir. Çalışmanın amacı, daha öncesinde Sanat Tarihi araştırmalarına konu olmayan Zoti Camii'nin, Türk-İslam sanatındaki yeri ve önemini belirleyerek, çandı camilerin Karadeniz Bölgesi'ndeki üslubunu takip edebilmektedir. Bu çalışmada cami; plan, mimari ve süsleme özellikleri Sanat Tarihi disiplini çerçevesinde detaylı olarak tanıtılmış, görseller ve çizimler ile desteklenmiştir. Makalede, Zoti Camii örneği ışığında yapının çağdaş ve yakın çevredeki cami örnekleri ile etkileşim ve farklılıkları belirlenmeye çalışılmıştır. Anahtar Kelimeler: Gürcistan/Acara, Türk-İslam Sanatı, Çandı Cami, Süsleme, Oyma Tekniği, Kalem İşi Tekniği
2015
Özet: Bu çalışmada, 18. yüzyılda Damad İbrahim Paşa döneminde Muşkara olarak bilinen Nevşehir ilinin kuzeybatısında Horasan Erenleri de denilen Hacı Bektaş-ı Veli'nin (13. yüzyıl) hayatının büyük bir bölümünü geçirdiği, eski adı Sulucakarahöyük günümüzdeki adı ise Hacıbektaş olan ilçeye bağlı Başköy ve İlicek köyündeki iki cami incelenmiştir. Yapılan arazi çalışması sonucunda tespit edilen bu iki cami Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde inşa edilmiştir. Mimari açıdan kısmen orijinalliğini koruyan yapılar süsleme ve ahşap kullanımı bakımından çevredeki diğer yapılardan ve kendi aralarında da farklılık arz etmektedir. Anahtar Kelime: Nevşehir, Hacıbektaş, Cami, Ahşap. Abstract: In this study, two mosques in Başköy and İlicek Village where known as "Muşkara" during Damad İbrahim Paşa period in 18th century, also called Horasan Erenleri at the nortwestern of Nevşehir city, Hacı Bektaş-ı Veli spent a large part of his life (13th century) and connecting with the county,...
Bu çalışma Bartın ili Amasra ilçesinde yer alan Fatih Camii’nin mimari yapısını inceleyerek Bizans ve Osmanlı Dönemi’nde geçirdiği değişimi değerlendirmektedir. Fatih Camii’nin plan ve mimari özelliklerinin yanında bazı tarihî belgelerden elde edilen bilgilere göre IX. yüzyılda inşa ettirildiği tahmin edilmektedir. 1461 yılında, Fatih Sultan Mehmet’in Amasra’yı fethi sonrasında yapı camiye çevrilmiştir. Zamanla harap olan yapı 1887 yılında önemli bir onarım geçirmiştir. Son olarak da 2002 yılında Kültür Bakanlığı tarafından onarılmıştır. Yapı plan açısından doğu-batı istikametinde, dikdörtgen bir mekân kurgusuna sahiptir. Harim kısmı, tek sahınlı olarak düzenlenmiştir. Dış cephelerde Bizans Dönemi’nden kalma taş süslemeler bulunmaktadır. This study examines the architectural style of Fatih Mosque in Amasra, Turkey and evaluates the changes it went through during the Byzantine and Ottoman periods. Considering some historical documents as well as its planning and architectural features, it appears that the structure was first built in the ninth century as a church. Following the Ottoman control of Amasra in 1461, the structure was transformed to a mosque. The structure underwent a serious renovation in 1887 and the last renovation was completed in 2002 by the Turkish Ministry of Culture. The structure has a rectangular plan set up in an east and west direction. The sanctuary part was organized as a single nave. Stone decorations from the Byzantine period still remain on the exterior sides.
ANTALYA MÜSELLİM CAMİ ARKEOMETRİK ANALİZLERİ / ARCHAEOMETRIC ANALYSES OF ANTALYA MÜSELLIM MOSQUE
ÖZET Restorasyon ve konservasyon uygulamaları öncesinde, yapıların mimari, tarihi, sanatsal ve estetik özelliklerinin araştırılmasının yanı sıra arkeometrik incelemelerinin de yapılması, seçilecek onarım malzemelerinin özgün yapıya uygun olarak belirlenebilmesi bakımından büyük önem taşımaktadır. Müsellim Cami yapısal malzemelerinin arkeometrik incelemeleri; duvar örgülerin ana yapı malzemesini oluşturan taş ve tuğlalar ile taş/tuğla arası derz ve taş/tuğla yüzeylerin üzerini kaplayan sıvaların, korkuluk ve cami hariminin ahşap pencere kapakları ile duvar örgüye ait hatılın analizleri ile camiye ait dekoratif örneklerden harim ve kadınlar mahfeli duvarlarını kaplayan özgün/onarım çinileri ile sıva ve ahşap üzeri kalemişi süslemelerin analizlerini içermektedir. Çalışmaya konu olan yapısal ve dekoratif malzeme örnekleri; alanda ve laboratuvar ortamında görsel olarak değerlendirilmiş, malzeme türlerine göre gruplandırılmış, fotoğraflanarak belgelenmiş ve kodlanmıştır. Arkeometrik çalışmalar kapsamında taş ve tuğla örneklerin temel fiziksel özellikleri fiziksel testlerle, suda çözünen tuz miktarı ile tuz türleri de kondaktometrik analiz ile belirlenmiştir. Harç ve sıvalarda agrega/bağlayıcı ve agregada tane boyutu dağılımı (granülometrik) analizleri uygulanmıştır. Yapısal örneklerin (tuğla, harç ve sıva/sıva katı) petrografik yapıları ince kesitleri hazırlanıp optik mikroskop analizi ile, kimyasal özellikleri de X-Işını Floresans (PED-XRF) analizi ile belirlenmiştir. Pigment/sır örneklerin renk değerleri kromametrik analiz ile, kimyasal bileşimleri de Raman Analizi ile tanımlanmıştır. Yapıların özgün taş/tuğla derz ve moloz dolgu harçları kireç ve kireç/kil karışımlı bağlayıcı içeriklerine sahiptir. Müsellim Cami inşasında kullanılmış olan yapısal taşlar kireçtaşlarıdır. Ayrıca çalışma kapsamında duvar örgülerden ve dekoratif amaçla (niş denizliğinde) kullanılmış, oldukça sınırlı alanlarda bulunan mermer türü taşlar da örneklenmiştir. Caminin inşasında kullanılan yapısal nitelikteki taşlar yakın çevre yerel kayaç formasyonunu doğrudan yansıtmaktadır. Anahtar Kelimeler: Müsellim Cami, arkeometri, petrografik analiz, XRF analizi, Raman analizi.
ERZURUM’DA BİR LALE DEVRİ ESERİ: BAKIRCI CAMİİ (A TULIP PERIOD STRUCTURE IN ERZURUM: BAKIRCI MOSQUE)
Bu çalışma Lale Devri’nde 1133 / M 1720 yılında Bakırcı Mustafa Ağa tarafından Erzurum’da inşa edilmiş Bakırcı Camii’nin mimari ve süsleme özelliklerini ayrıntılı olarak inceleyerek camideki kalem işi süslemelerin Osmanlı kalem işi süsleme sanatındaki yerini tespit etmektedir. Yapının son restorasyonlarla ortaya çıkarılan kalem işi süsleme kompozisyonları çağdaş örneklerle karşılaştırılmıştır. Cami tek kubbeli, kübik mekânlı yapısıyla Osmanlı cami mimarisinde sıklıkla karşılaştığımız bir plan özelliği arz etmektedir. Harimin kuzeyindeki ahşap kadınlar mahfilinde ise yapıldığı dönemin özelliklerini sergileyen kalem işi süsleme kompozisyonları yer almaktadır. Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivinde bulunan eski fotoğraflardan bu süslemelerin son restorasyona kadar boya altında kaldığı anlaşılmaktadır. Vakıflar Genel Müdürlüğünce 1991 ve 2008 yıllarında yapılan restorasyonda mahfildeki beyaz boya kaldırılmış ve alttaki kalem işi süslemeler gün yüzüne çıkarılmıştır. This article examines the architectural and ornamentation characteristics of Bakırcı mosque in Erzurum and highlights the significance of these hand-carved ornamentation compositions which were uncovered in the last restoration. The mosque was built during the Tulip Period (1718-1730) in 1720 by Bakırcı Mustafa Agha. The mosque reflects the common Ottoman Mosque structure with its single dome and cubic shape. The wooden women’s quarters on the northern part of the sanctuary has hand-carved ornamentation compositions that reflect the characteristics of Tulip Period. Old photographs in the General Directory of Turkish Charities revealed that these ornamentations had been covered under paint until 2008. During the restoration between 1991 and 2008 the white paint that covered the hand-carved ornamentations was removed and became visible again.
2019
Öz Uşak, Ege Bölgesi'nin İçbatı Anadolu bölümünde yer alan küçük bir yerleşim yeridir. Geçmişte birçok medeniyete ev sahipliği yapan bölge, farklı dönemlere ait sayısız tarihi eseri bünyesinde barındırmaktadır. Araştırma konumuzu oluşturan ahşap tavanlı cami bu eserlerden birisidir. Uşak İlinin güneybatısında bulunan Karahallı İlçesi'ne bağlı bir köy olan Kavaklı Köyü'nde bulunan cami, kitabesine göre XIX. yüzyılın ikinci yarısına tarihlenmektedir. Yapı; plan ve ahşap örtüsü ile özgünlüğünü korumaktadır. Bu çalışma ile amaçlanan tarihe tanıklık etmiş olan Kavaklı Köyü Camisi'nin belgelenmesini sağlamaktır. Abstract Uşak is a small settlement located in the inner western Anatolia part of Aegean Region.The region was home to many civilizations in the past, has countless historical artifacts from different periods. The wooden roofed mosque that forms our research topic is one of these works. The mosque in Kavaklı Village, which is a village that is loyal to the Karahallı County being in the southwestern of Usak Province, is dated to the second half of the XIX. century accocding to the its epitaph. The structure protects its originality with the plan and the wooden cover. The purpose of this study is to document the Kavaklı Village Mosque bearing witness to the history.
AMİSOS DERGİSİ, 2023
Köklü tarihi ile her dönem önemini koruyan Ankara, bir protokol şehri olduktan sonra büyük kapasiteli camilere ihtiyaç duymuştur. Ankara’nın Kocatepe Camisi ve Kuzey Ankara Merkez Camisi’nden sonra en büyük camilerinden olan Melike Hatun Camisi de büyük kapasitesi ve kent siluetindeki konumu ile öne çıkmaktadır. 2013-2017 yılları arasında inşa edilen Melike Hatun Camii, plan ve yapı özellikleri açısından geleneksel bir yaklaşımla tasarlanmıştır. Bu çalışmada Melike Hatun Camii örneği üzerinden günümüz cami mimarisinde uygulanan yaklaşımlar aydınlatılmaya çalışılmıştır. Bu amaçla, çalışmanın giriş bölümünde kısaca çağdaş cami mimarisi anlatılmış, ikinci bölümde Melike Hatun Camisi’nin mekân kurgusu, genel mimari özellikleri, plan tipi ve yapıdaki geleneksel elemanların kullanımı incelenmiştir. Üçüncü bölüm olan değerlendirme ve karşılaştırma bölümünde ise incelenen yapı ile Osmanlı dönemi yapıları arasındaki benzerlikler plan tipi, plan ve yapı elemanları, malzeme ve teknik, süsleme özellikleri açısından karşılaştırılmıştır. Bu karşılaştırma aynı zamanda Türkiye’de son yıllarda geleneksel yaklaşımla inşa edilen camilerle de yapılmıştır. Sonuç olarak Melike Hatun Camisi’nin günümüz cami mimarisi İçindeki yeri belirlenmeye çalışılmıştır.
Tüba Ar 32, 2023, 2023
ve bu dönemde liman ve ticaretin olanaklarıyla büyümüştür. Bu dönemde Ayasuluk'ta başta İsabey Camii olmak üzere çok sayıda mescit, hamam, zaviye ve türbe inşa edilmiştir. 1700 yıllarına kadar ayakta kalabilen bu yapıların bazıları zaman içinde yıkılmış, bazılarının isimleri unutulmuş olsa da sağlam kalabilmiştir. Bu makalede konumuzu oluşturan iki yapı Ayasuluk Dış Kalesi'nin dışında (güneyinde) kent merkezinde İsabey Camii'nin güney-doğusunda Kılıçaslan ile Alpaslan mescitlerinin arasında yer alan ve şimdiye kadar bilinmeyen iki yapıdır. Yapıların ayakta olduğu döneme ait gravür ve fotoğraflar makalemizin ana unsurları olmuştur. 1673, 1680 ve1845 yıllarına ait üç gravür ile 1872, 1890 ve 1915 yıllarına ait fotoğraflar ve 1896-97 yıllarına ait Ayasuluk haritaları bu yapıları tanımamıza yardımcı olmuşlardır. Makalemizin amacı, Efes'in önemli bir bileşeni olan Ayasuluk kent merkezindeki iki yapıyı gezginlerinin gravürleri ve fotoğraflarından yararlanarak tanımlamaya çalışmaktır. Bu amaçla gezginlerin bıraktığı belgeler kronolojik olarak ele alınmış ve detaylandırılmıştır. Daha sonra yapıların kimliğiyle ilgili öneriler getirilmiş ve benzerlikler araştırılarak tarihlenmelerine çalışılmıştır