Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretiminde Dil Ailelerinin Öğrenime Etkisi (original) (raw)

Yabancılara Türkçe Öğretimi Yapılan Sınıflardaki Öğrenci Sayısının Türkçe Öğrenme Başarısına Etkisi

Bayburt Eğitim Fakültesi Dergisi, 2021

Betimsel tarama modelinde yürütülen bu araştırmanın amacı, yabancılara Türkçe öğretimi sürecinde sınıflar oluşturulurken karşılaşılan sorunlardan biri olan sınıf mevcudunun Türkçe öğrenme başarısı üzerindeki etkisini ortaya çıkarmaktır. Bu amaç doğrultusunda A1 kurundan C1 kurunun bitimine kadar geçen süreçte birbirinden farklı mevcutlara sahip dokuz (9) sınıf ve toplam yüz elli yedi (157) uluslararası öğrenci araştırmanın örneklemi olarak takip edilmiştir. Veriler, örneklemde yer alan sınıfların ve öğrenenlerin kur atlama sınavlarından aldıkları puanların toplanması ile elde edilmiştir. Araştırma sonucunda sınıf mevcudunun, genel Türkçe öğrenme başarısını açık bir biçimde etkileyerek anlamlı bir fark yarattığı, bu farkın sınıf mevcudu 15’den az olan sınıflar ile mevcudu 20’den fazla olan sınıflar arasında oluştuğu ve sınıf mevcudunun başarı üzerinde oluşturduğu etkinin dinleme ve okuma becerilerinde kısmi, konuşma ve yazma becerilerinde ise belirgin olduğu anlaşılmıştır. Araştırma sonuçlarından hareketle, yabancılara Türkçe öğretimi yapılan kurumlarda sınıflardaki öğrenci sayılarının on beşin (15) altına düşürülmesi, ideal olarak bu sayının on (10) olarak uygulanması önerilmiştir.

Dil Öğrenimi Sürecinde İşlevsel Yabancıllık

SÖYLEM Filoloji Dergisi

Bu çalışmada, karşıtsal dilbilim çerçevesinde diller arasındaki yabancıl (fr. xénité) ögelerin kullanımında karşılaşılan zorluklar ele alınmaktadır. Araştırma konusu olarak Fransızca öznellik kipinin tüm işlevsel alanları seçilmiştir. Değişik dil öğrenim seviyeleri bulunan Türk öğrenciler, öznellik kipinin iki dildeki işlevsel alanlarının yabancıllıklarından dolayı kullanımında zorlanıyor olmalıdır. Gerçekten, birinci sınıftan dördüncü sınıfa doğru öğrencilerin öznellik kipinin işlevsel alanlarını kullanım başarıları olumlu yönde değişmekte midir? Türk öğrencilerin Fransızca öznellik kipi kullanımında zorlanmalarına, iki dildeki kipin işlevsel yabancıllıklarının yol açtığını ve dil seviyeleri değişse de bu zorluğun aşılamadığını ileri süreceğiz. Bu varsayımın sağlamasını yapmak için, farklı dil öğrenim seviyeleri bulunan bir örneklem üzerinde Fransızca öznellik kipinin kullanımı ile ilgili 20 sorudan oluşan bir uygulama yapılmıştır. Verilere göre, dört grup arasında önemli bir başarı farkı bulunmamıştır. Dil seviyeleri farklı olan öğrencilerin, öznellik kipinin tüm işlevsel alanlarının kullanımında zorlandıkları saptanmıştır. Öğrencilerin öğrenim seviyeleri değişse de bu zorluğun aynı kaldığı görülmüştür.

Türkçenin Yabancı Dil Olarak Öğretiminde Çokluk Eki

Turkish studies - Educational Sciences, 2020

Teaching Turkish as a foreign language differs from teaching Turkish as a mother tongue. While the students who learn the rules of Turkish as their mother tongue do not question the attachments, the students who learn a new language question all the attachments and try to realize the meaning that the word adds to the sentence. The plural suffix is one of the appendices questioned by students who learn Turkish as a foreign language. Students find it difficult to understand some grammatical structures for example "abimler/ abilerim", "arkadaşımlar(it is false)/ arkadaşlarım" and ask why. In this study, two textbooks prepared to teach Turkish to foreign students to find solutions to these questions and previous studies on the teaching of plural suffixes to foreign students are examined. While the previous study on the multiplicity attachment focuses on the language level of the supplement, the point that is particularly noteworthy in this study is not the order of the plural suffix in the grammar order in the textbooks; the different meaning features that the annex adds to the word should be included in language teaching. In the study, it is emphasized in the textbooks how to teach the plural suffix, in which language level, in which subject and how to do it, especially in the teaching of suffixes, a grammar classification based on comprehension and multidimensionality (forgiveness) of the suffixes is required.. Some of the topics covered in grammar books should be given at a basic level, and should be elaborated at other levels as the language level of the student develops. It can be difficult and unnecessary to explain and teach the basic level of the exaggeration of the-lAr suffix to the student, but it is imperative to teach that the-lAr suffix adds different meanings to the word to which the student is added. In addition, although grammar is not a skill, it is a support that makes it easier to learn and teach a foreign language. Since the structure and grammatical priority of each language are different from each other, a standard ranking should be made by considering the structure of the Turkish language in grammar teaching.

Türk Dizilerinin Boşnakça Anadil Taşıyıcılarının Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğrenimine Etkisi

The purpose of this work is to show effects of non-formal education trough Turkish soap operas on learning of Turkish language. The role of visual and audio material in education is very important. Number of audio and visual tools increased till present, so the process of learning is significally simplified. Soap operas and films are creating an important segment of those audio-visual tools. With its subject and content, they are representing culture as well as language at the same time. Qualitative research took place in this research process, and the data was collected trough survey based on 112 people in Sarajevo. Data collected in research has been analyzed in SSPS program and calculated in Frequency distributions and percentage. Determined by obtained data, interest in Turkish language and culture has been increased with beginning of broadcasting these soap operas (that includes both audio and visual qualities) in Bosnia and Herzegovina.

Çocuğun Dil Gelişimine Aile Çevresinin Katkısı

1982

Insani diger canlilardan ayiran en belirgin ozeligi konusabilmesi, yani iletisim sagliyabilmesidir. Hayvan turlerini, hatta zekaca insanogluna en yakin olan maymunlari inceleyecek olursak, bunlarin davranislarina kusaklar boyu bir tekduzeligin egemen oldugunu goruruz. Buna karsin, durum insanlarda farklidir. Devamli degisim insanlarin dusunce ve davranislarinin genel niteligidir. Insanoglu, dil (lisan) ve yazi araciligiyla gecmis kusaklardan bilgi edinme, gelecek kusaklara da bilgi aktarma olanagina sahiptir. Bu surec, kusaklar boyu suregelir. Bu sayede insan sadece kendi deneyimlerine bagli kalmaz. Baskalarinin bulduklari gercekleri yeniden kesfetmek veya yapilan yanlislari yinelemek yerine, bir onceki kusagin biraktigi yerden devam etme sansina sahiptir. Boylece, dil araciligiyla, uygarlik alaninda devamli bir degisim ve gelisim icindedir.

Öğretmen Görüşü Bağlamında Sosyal Ağ Uygulamalarının Yabancı Dil Olarak Türkçe Dil Becerilerinin Gelişimine Etkisi

JOURNAL OF RESEARCH IN TURKIC LANGUAGES, 2021

Bireyin yeni teknolojilere olan ilgisi, yabancı dil öğrenimi açısından teknolojik araçların kullanımını da gerekli kılmıştır. Sosyal ağ uygulamaları, teknolojinin en büyük yeniliklerinden biri olan mobil telefonlarla birlikte hayatın her alanına girmiştir. Bireyler informal eğitim şeklinde yabancı dil becerilerini sosyal ağlar üzerinden geliştirebilirler. Bu bağlamda sosyal ağların bireyin yabancı dil becerilerini geliştirmesine etkisi nedir? bu araştırmanın problem cümlesini oluşturmaktadır. Nitel araştırma yaklaşımı çerçevesinde Türkçe öğretmenlerinin görüşlerine başvurulmuştur. Google Form üzerinden bir anket oluşturularak özel ve kamu kurumlarında yabancı dil olarak Türkçe öğretenlere mail aracılığı ile araştırmacı tarafından geliştirilen anket gönderilmiştir. Online olarak hazırlanan anket üzerinden veriler toplanmış ve SPSS programında analiz edilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre sosyal ağların yazma becerisi dışında diğer temel dil becerilerinin geşilimine katkı sağladığı anlaşılmıştır. Yaygın eğitimde sosyal ağların Yabancı dil olarak Türkçe öğretiminde kullanılması bireylerin günlük dil becerilerinin gelişimine olumlu katkı sağlayacaktır. Yabancı dil olarak Türkçe öğretenlerin bu bağlamda sosyal ağlar üzerinden öğrencilerinin temel dil becerilerini nasıl geliştireceğine yönelik projeler üretmelidirler.

Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretiminde Sosyo-kültürel Yansımalar

2020

Yabancı dil olarak Türkçe öğretimi son yıllarda oldukça büyük ivme kazanmıştır. Ortadoğu ve Asya'daki siyasal, toplumsal ve demografik hareketler neticesinde Türkiye'ye gelen yabancılar eğitim, kültür, ticaret, temel ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla Türkçe öğrenmeye başlamıştır. Oldukça zengin kültürel içeriğ e sahip olan Anadolu coğrafyası gelen yabancılarla birlikte bu zenginliğini artırırken toplumsal anlamda sorunlar da yaşamaya başlamıştır. Bu durumda toplumsal önyargılar, bu önyargıları besleyen inanış ve tutumlar da etkili olmuştur. Araştırmacılar tarafından uzman görüşü alınarak oluşturulan yarı yapılandırılmış görüşme formu ile Türkçe öğreten öğretim elemanlarının bu inanış ve önyargılara yönelik farkındalık düzeyinin araştırıldığı bu çalışmada çok kültürlülük kavramına yönelik görüşler öne çıkmıştır. Türkçe öğretiminde kullanılan ders kitaplarının çok kültürlülük ile ilgili içerikleri bulundurma düzeyinin ise istenen düzeyde olmadığı; içerik ve etkinlik açısından tekrar yapılandırmaya ihtiyacı olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Öğretim elemanlarının yabancı dil olarak Türkçe öğretiminin salt dil öğretimi dışında uluslararası boyutlara sahip olduğundan hareketle öğretim elemanlarına dil, kültür ve uluslararası ilişkiler alanında uzmanlar tarafından hizmet içi eğitimler verilmesi önerilmiştir.

TÜRKÇENİN YABANCI DİL OLARAK ÖĞRETİMİNDE ANA DİLİNİN ETKİSİ

Bu çalışmanın amacı Suriyeli öğrencilerin sahip oldukları ana dilinin yabancı dil olarak Türkçe öğrenme süreçlerine etkisini belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda Türkçe öğrenen öğrencilerin öğrenme sürecinde ana dili kullanımının derslerde ve ders dışındaki durumları, ana dili kullanım durumunda yaşanan değişiklikler, derslere giren okutmanların bu durumla ilgili uygulamaları, ana diliyle ilgili ögelerin Türkçe dil becerilerine nasıl yansıdığı vb. ile ilgili bazı hususlar araştırılmıştır. Çalışmada nitel araştırma desenlerinden durum çalışması kullanılmıştır. Bu araştırmada Suriyeli öğrencilerin Türkçe öğrenme sürecinde ana dillerinin etkisine yönelik öğrenci ve okutman görüşleri ile dersler tutulan araştırmacı günlüklerinin bütüncül değerlendirilmesi dolayısıyla nitel araştırma yöntemlerinden durum çalışması kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu Kilis 7 Aralık Üniversitesinde Türkçe öğrenen 23 Suriyeli öğrenci ve bu öğrencilerin derslerine giren 5 okutman oluşturmaktadır. Araştırmanın verileri araştırmacı tarafından geliştirilen öğrenciler için görüşme formu, okutmanlar için görüşme formu ve araştırmacı günlüğü gibi veri toplama araçlarıyla toplanmıştır. Toplanan veriler içerik analizi yöntemiyle incelenmiştir. Araştırma soruları çerçevesinde hazırlanan bulgular örneklerle desteklenmiştir. Veriler analiz edilirken iki puanlayıcı kullanılmıştır. Çalışma sonucunda ana dilinin öğrenciler tarafından ihtiyaç duyulan durumlarda kullanıldığı ve okutmanların da bu konuda esnek davrandıkları belirlenmiştir. Ana dilinin tamamen yasaklamalar ve engellemelerle önüne geçilmesinden ziyade yeri geldikçe bir öğretim aracı olarak yararlanılması gerektiği anlaşılmaktadır. Türkçe öğretiminde ana dilinin kullanımı konusunda katı kurallar yerine olumlu etkilerinden de yararlanılması gerektiği söylenebilir.

Öğretmen Görüşlerine Göre Covid- 19 Salgınının Türkçe Dil Becerileri Üzerindeki Etkisi

Batı Anadolu Eğitim Bilimleri Dergisi, 2021

Öz. Bu araştırmanın amacı sınıf öğretmenlerin COVID-19 salgını sürecinde uzaktan öğretim çalışmalarına ilişkin olarak görüşlerini tespit etmektir. Çalışma öğretmen görüşlerini tespit etmeye yönelik olduğundan araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden durum araştırması (case study) tercih edilmiştir. Durum çalışması desenlerinden "bütüncül tek durum deseni" uygun görülmüştür. Araştırma 2020-2021 güz döneminde Denizli il merkezinde gerçekleştirilmiştir. Araştırma verileri, Millî Eğitim Bakanlığı'na bağlı, resmi ilkokullarda görev yapan 2., 3. ve 4. sınıf öğretmenlerinden (n=32) elde edilmiştir. Salgın sürecinde öğretmenlere ulaşmanın, yüz yüze görüşme yapmanın zorlukları göz önüne alınarak örneklemin seçiminde "kolay ulaşılabilir örneklem" tercih edilmiştir. Araştırma verilerinin elde edilmesinde araştırmacılar tarafından geliştirilen kişisel bilgi formu ve açık uçlu soru formu kullanılmıştır. Oluşturulan form internet ortamında öğretmenlere sunulmuş ve formlar gönüllülük esası ile doldurmuştur. Veriler içerik analizine tabi tutulmuştur. Her iki araştırmacı öğretmen görüşlerini büyük bir duyarlılıkla okumuş ve araştırma kodlarını tespit etmiştir. İlişkili kodlar bir araya getirilmiş ve temalar oluşturulmuştur. Oluşturulan kodlara yönelik görüşler tablolar halinde sunulmuştur. Her iki araştırmacı tarafından ayrı ayrı tespit edilen kodların tutarlığını belirlemek için görüş birliği yüzdesi hesaplanmıştır. Yapılan hesaplamalarda görüş birliğinin tüm sorular için %81'in üzerinde olduğu tespit edilmiştir. Öğretmen görüşlerine göre salgın sürecinde uzaktan öğretim verimli olmamıştır: Birinci sınıflara uzaktan öğretimin uygulanması okuma yazma öğretimi sürecini olumsuz etkilemiştir. Öğretmen görüşlerine göre öğrencilerin dinleme becerisi gelişmiştir. Çevrimiçi ortam konuşma becerisinin geliştirilmesinde zorluklar yaşanmasına neden olmuştur. Okuma becerisi ailelerin kontrolünde olduğu için olumsuz etkilenmiştir. Uzaktan öğretim derslerinde öğrencilerin yazma çalışmalarını kontrol etmek pek mümkün olmamıştır.

Erken Okuryazarlık Becerilerine Yönelik Dil Destek Çalışmalarında Ailelerin Tercihleri

Ana Dili Eğitimi Dergisi, 2020

Öz Okulöncesi dönemde kazanılan erken okuryazarlık becerileri çocukların gelecek başarıları ve gelişimlerinde kritik bir rol oynamaktadır. Bu becerilerin desteklenmesi için ailelerin de çocuklara zengin uyaranlar sunmaları ve eğitsel çalışmalara katılmaları gerekmektedir. Ailelerin erken okuryazarlık becerileri konusundaki çalışmalara katılımını artırmak içinse planlama sürecinde ailelerin görüşlerine başvurmak önemlidir. Bu araştırmanın amacı da ailelerin okulöncesi dönemde erken okuryazarlık becerileri odaklı dil destek çalışmaları konusundaki tercihlerini betimlemektir. Tarama deseninde yürütülen araştırmanın örneklemini resmi ve özel okullarda öğrenim gören 5-6 yaşlarındaki 640 çocuğun ebeveyni oluşturmuştur. Veri analizinde betimleyici istatistiklere ve nonparametrik testlere başvurulmuştur. Bulgular; ailelerin çocukları ile etkileşimlerinde en çok eğitici ve ilgi çekici olma konusunda bilgi istediğini ve bilgilendirme aracı olarak yazılı materyalleri tercih ettiğini göstermektedir. Çalışmalara katılımda aileleri en fazla sınırlayan faktör ise zaman/enerji yokluğudur. Ailelerin tercihlerinde sosyoekonomik katman ve diğer demografik değişkenlere göre de anlamlı farklara ulaşılmıştır. Anahtar Kelimeler: Okulöncesi eğitim, erken okuryazarlık gelişimi, aile okuryazarlığı, ebeveyn katılımı. Abstract Early literacy skills acquired in preschool period have a critical role in children's future success and development. To support these skills, families should also offer rich stimuli at home and participate in language support programs. For increasing families' participation and learning in these programs, consulting with families during the planning process is crucial. This study aims to describe families' preferences for language support activities focused on developing early literacy skills. The sampling in this survey research included the 640 parents of 5-6 years old children attending public and private schools in Turkey. Data analysis employed descriptive statistics, nonparametric tests, and cluster analysis. The results show that families mostly want information about being educational and engaging in their interactions and prefer written materials to receive information. The most common barrier for families is lack of time/energy. There were significant differences in the preferences of families based on socioeconomic status and other demographic variables.