Türk Modernleşme Sürecinde Merkezin Dönüşümü: Yerelden Küresele Yeni Kimlik Arayışları (original) (raw)

Kültürel Küreselleşme Sürecinde Yerel Kimliğin Dönüşümü

Avrasya Uluslararası Araştırmalar Dergisi üç ayda bir yayınlanan çift kör hakemli uluslararası dergidir. Avrasya Uluslararası Araştırmalar Dergisi'nde yayınlanan tüm yazıların dil, bilim ve hukuki açıdan bütün sorumluluğu yazarlarına, yayın hakları Avrasya Uluslararası Araştırmalar Dergisi'ne aittir. Avrasya Uluslararası Araştırmalar Dergisi'ndeki makaleler, Creative Commons Alıntı-Gayriticari 4.0 (CC BY-NC) Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır. Bilimsel araştırmaları kamuya ücretsiz sunmanın bilginin küresel paylaşımını artıracağı ilkesini benimseyen dergi, tüm içeriğine anında açık erişim sağlamaktadır.

Osmanlı’dan Cumhuriyete Geçişte Türkiye’nin Modernleşme Süreci: Laikleşme ve Ulusal Kimlik İnşası

2015

Osmanli’nin son donemlerinde baslayan modernlesme cabalari cumhuriyet doneminde devam etmistir. Bu surec Cumhuriyete geciste gecmis ile baglarin kopmasi seklinde degil sureklilik iliskisi biciminde olmustur. Tanzimat reformlariyla resmen baslayan, anayasal yonetimlerin ilaniyla devam eden ve cumhuriyet donemi inkilaplariyla son asamasina ulasan modernlesme sureci soz konusu donemlerde daha cok siyasi ve hukuki alanin reformize edilmesi seklinde gerceklesmistir. Bu modernlesme surecinin uzerine oturdugu eksenler laiklesme ve ulusal kimligin insasi olmustur. Ittihat-Terakki Cemiyeti ve Cumhuriyet donemi siyasal kadrolarinin uygulamalari da bu iki alan uzerine yogunlasmistir. Laiklesme surecinde Islam’in kamusal alandaki etkisi siyasi ve hukuki degisiklikler ile sinirlandirilmistir. Ote yandan kimlik insasi ise Turklugu esas alarak bir vatandaslik modeli gelistirme amacinda olmustur.

Modernleşme Bağlamında Türkiye'de Ailenin Dönüşümü

ULUSLARARASI AİLE SEMPOZYUMU: AİLE KURUMUNUN BEKASINA YÖNELİK ÇAĞDAŞ FIRSATLAR/TEHDİTLER, 2020

İdeolojik temeli Aydınlanma felsefesine dayanan, akılcı, bilimsel bir kültür ile özgür birey fikri üzerine inşa edilmiş olan modernite, dünya genelinde toplumların geleneksel sosyokültürel unsurlarında köklü bir değişimi salık veren paradigmatik bir farklılaşmanın adıdır. Bu anlamıyla Batılılık arz eden modernizm, toplumun temel yapı taşını oluşturan aile kurumunu derinden dönüştürerek "modern" bir aile tasavvuru üretmektedir. Diğer taraftan modern koşullar ailenin değişimi sürecini beslemektedir. Bir bütün olarak düşünüldüğünde ise modernleşme, ailenin yapısını ve işlevlerini, aileye dair kültürel norm ve değerleri, kadın, erkek, çocuk ya da ebeveyn olmaya dair anlamları bütünlüklü bir dönüşüme uğratan merkezi bir ideoloji ve süreçtir. Bu bağlamda bu bildiri kapsamında, genel olarak Türkiye'de modernleşme ve aile ilişkisi, modernleşmenin aile kurumunun bekasına yönelik yarattığı fırsat ve tehditler; özelde ise modernleşme bağlamında kendisini dindar olarak tanımlayan birey ve ailelerin tutum ve davranışlarında aile olgusunun nasıl dönüştüğü incelenmiştir. Bildiri kapsamındaki konular, güncel verilerin ve sosyal bilimler literatüründe ele alınan ampirik araştırma bulgularının analizinden hareketle tartışılmıştır. Çalışmanın sonucunda, bugün modern bir değişim ve dönüşüm süreci geçiren Türk ailesinin geleneksel ve modern kültür öğelerini birlikte barındırdığı görülmüştür. Bununla birlikte, yaşanılan bu süreci ailenin çöküşünün habercisi olarak kavramanın yanlış olacağı anlaşılmıştır.

Küreselleşme-Yerelleşme Gerilimi ve Ulusal Kimlik Sorunu

Polis Bilimleri Dergisi, Cilt 5, Yıl 2003, sayı 1-2, 2003

B u çalışmada küreselleşmeye birlikte ortaya ç›kan ulusal kimlik krizini ve bu krizin k›r›lma noktalar›n› incelemeye çal›flt›m. Bugünkü biçimiyle geç modern dönemin bir özelli¤i olarak ortaya ç›kan küreselleflme, asl›nda baz› ara devreleriyle birlikte dört yüzy›ll›k bir tarihe dayanmaktad›r. Pratikte dünyay› birbirine daha ba¤›ml› k›lan küresel-lik; yerelliklerle irtibatl› bir kapsama sahip oldu¤u için, yerelli¤in icad›n› ve onun tahayyülünü de beraberinde getirmektedir. B ugüne ait biçimiyle çeflitli alanlarda de¤iflim ve dönüflümlerin yaflanmas›na neden olan küreselleflme, çok say›da yeni sorunun ortaya ç›kmas›na yol açm›flt›r. Bunlar›n en önemlilerinden biri de ulusal kimli¤in yaflad›¤› gerilimdir. Türk ulusal kimli¤inde de izleyebildi¤imiz, ulusal kimli¤in dönüflümü sürecindeki k›r›lmalar›, özfark›ndal›klarda, öykülerde, zaman ve mekanda, dilde ve ekonomik alandaki gerilimler olmak üzere befl ayr› grupta toplamak mümkündür. I n this study, we try examine the national identity crises along with globalization and breaking points of the crises. Although globalization with its present form is a manifestation of late modern era, it dates back to 16th century. In practice, it causes the nations to be more interdependent and because of having a content associated with localities, it also brings about invention of locality and related imaginations. G lobalisation with its recent form resulted in changes and transformations in many sectors and also led to emergence of many different problems. One of which is the tension of national identity. The breaks in the process of transformation in Turkish national identity can be classified into five categories: self awareness, narration, time-space, language and economy.

Türki̇ye'De Modernleşmeni̇n Öncü Kurumlari

2011

Bu calismada Turkiye'de modernlesme hareketi, Osmanlilarin klasik Dogu tarzi devlet yapisini birakarak Bati tarzi yeni bir yapiya gecme gayretlerine kurumlar acisindan bakisa isik tutmaya calisilmistir. Osmanli modernlesmesinde Bati dillerinden yapilan tercumeler, Avrupa'ya gonderilen ogrenciler, Avrupali uzmanlarin Imparatorlukta istihdamlari ve seyyahlarin etkili oldugu tarih arastirmalarindan anlasilmaktadir. Ancak Turkiye'de sistemli ve kalici tesebbusler modern yapida kurulmus ve teskilatlanmis kurumlar sayesinde gerceklesmistir. 18. Yuzyilin ilk yarisinda kurulan Ulufeli Humbaraci ocagi ve icinde olusturulan Hendese odasi bu kurumlara ilk ornektir. Bunlari 1775'te Fransiz uzmanlar idaresinde Tersane'de kurulmus olan Muhendishane takip etmistir. 19. yuzyilin baslarinda Modern tip mektepleri, teknik okullar ve nihayet Darulfununun kurulmasi gelisme ve modernlesmede kisa zaman icerisinde ulasilan noktayi temsil eder. Teknik ve mesleki egitimin cesitli kollarin...

Küreselleşme Ve Merkezileşme Sürecinde Kentsel Mekan İle İlgili Karar Almada Toplumsal Katılımın Sağlanmasına Yönelik Yeni Arayışlar

Toplumsal katılım, bireysel ve toplumsal yaşamın gerçekleştiği temel alanlar olan kentlerin şekillendirilmesine yönelik karar alma süreçlerinde mutlak sağlanması gereken bir olgudur. Toplumsal katılım düzeyi, içinde bulunulan ekonomik sistem, demokrasi seviyesi, toplumsal yapı, bilinçlilik ve beklentiler gibi çeşitli etkenler tarafından belirlenmektedir. Günümüzde bu etkenlerden bazıları kentsel mekanın şekillendirilmesi ve yapılı çevre üretimine yönelik konularda toplumsal katılım olanaklarını sınırlayan çeşitli olumsuz unsurlar teşkil etmektedir. Küreselleşme üst ölçek dinamik olarak tüm kentler üzerinde etkili olan etkenlerin başlıcasıdır. Ancak bir taraftan da yeni iletişim teknolojileri, yatay örgütlenme olanakları ve dünyada demokrasi anlayışının geldiği seviye toplumun kentlere yönelik karar alma süreçlerine katılım konusunda daha istekli hale gelmesini sağlamaktadır. Bu iki zıt eğilim ortaya bir çatışma potansiyeli çıkarmakta ve toplumsal katılımın sağlanmasına yönelik yeni arayışları desteklemektedir. Küreselleşme süreci, kentsel mekan üzerinde etkili olan aktörlerin rollerinde değişikliklere sebep olmuştur. Örneğin uluslararası sermayenin kentsel mekandaki etkisi artmış ve önceki dönemlere göre çok daha güçlü bir aktör haline gelmiştir. Küreselleşme süreci ve buna bağlı olarak oluşan küresel kentler sistemi, neoliberal ekonomi politikaları ile birleşerek, geniş halk kesimlerinin kentlere yönelik karar alma mekanizmalarındaki rolünü geri plana itecek etkiler ortaya koymaya başlamıştır. Bunun yanı sıra Türkiye özelindeki bir durum olarak erkin merkezileşmesi sorununun toplumsal katılımı engelleyen ikinci önemli dinamik olduğu görülmektedir. Kentler üzerinde çeşitli açılardan söz sahibi olan ve olması gereken, meslek odalarını, özerk kurulları, üniversiteleri, uzmanları, profesyonelleri, toplumsal grupları ve hatta yerel

“Arada Kalmak”: Kalıcı Bir Liminalite Örneği Olarak Türk Modernleşmesi

Tarih ve Gelecek Dergisi, 2019

Bu çalışma, 19. yüzyılın Türk modernleşmesi için bir geçiş dönemi olduğu iddiasındadır. Osmanlı Devleti’nin bu geçiş dönemine Batı Avrupa’dan farklı olarak toplumsal ve kültürel dinamiklerin etkisiyle şekillenen ve uzunca bir sürece yayılan aşamalar yerine, oldukça kısa bir sürede ve makro politikalar vasıtasıyla girmesinin, modern bir sosyal düzeni değil, kalıcı liminaliteyi açığa çıkardığı ve eski ile yeni, Doğu ile Batı, modernlik ile gelenek arasında kalmış bir toplumsal gerçekliği inşa ettiği iddiasındadır. Çalışma, bu temel tezini açıklamak için öncelikle, Osmanlı Devleti’nin Batılılaşma politikaları bağlamında 19. yüzyılda geçirdiği yapısal ve kültürel değişim ihlal, kriz, liminalite ve yeniden yapılanma aşamalarından oluşan bir süreç olarak ele almak, modernleşmenin gerçekleştiği tüm bu süreci ise bir geçiş dönemi olarak kavramlaştırmak niyetindedir. Ayrıca, geçiş döneminin modern bir sosyal düzen yerine, kalıcı liminaliteyi üretmekle sonuçlanan Batılılaşma projesini genel hatlarıyla aşama aşama ele almayı amaçlamaktadır. Toplumsal değişimi bir süreç ve geçiş dönemi olarak ele almak için Van Gennep ve Turner’in süreç yaklaşımları, özellikle de liminalite kavramları, modernleşmenin yarattığı aradalık halinin kalıcılığını işaret etmek için ise Szakolczai’nin modernliği tamamlanmamış bir değişim olarak değerlendirdiği kalıcı liminalite kavramı esas alınmıştır.