Çağdaş Türk-İslam Mimarisinde İslam Öncesi Geleneklerin İzleri: Akçakoca Merkez Camii (original) (raw)
Giriş Farklı coğrafyalarda, değişik siyasal birlikteliklere, sosyal yapılanmalara, inanışlara ve kültür etkilerine açık biçimde asırlar boyunca varlığını sürdüren Türk sanatı ve mimarisinin milli kimliğinin oluşumu ve günümüze ulaşana dek sürdürdüğü gelişiminde hangi geleneksel ögeleri bünyesinde barındırdığı, çokça tartışılmış bir konudur. Bilindiği gibi Türkler, İslâm öncesi dönemlerinde göçer-yarı göçer yaşam biçimi sürmüş, İs-lâmiyet'e geçişin ardından kurulmuş ilk Türk-İslâm devleti Karahanlılar zamanından itibaren ise yerleşik hayatı tam olarak benimsemişlerdir. Bir milletin kültürünün temelini oluşturan sistemler zincirinin önemli halkalarından olan inanış biçimi ve yaşam şeklinin değişimi; sa-nat ve mimari anlayışının ve bunlara bağlı olarak ortaya konan maddi kültür ürünlerinin farklılaşmasını beraberinde getirmektedir. Ancak yine de kuşaktan kuşağa süregelen alış-kanlıkların kolay terk edilmediği, toplum tarafından benimsenmiş ve artık gelenekselleş-Öz: Bu çalışmada, başlangıcından günümüze dek evrilerek devam eden Türk mimarlığının ulusal kimliği ve bu kimliğe etki eden ana faktörler arasında önemli yer tutmuş olan "Türklerin İslam öncesi geleneklerinin Türk-İslam mimarisine tesirleri", Akçakoca Merkez Camii üzerinden yorumlanarak anlatılmaya çalışılacaktır. İslam öncesi Türklerin göçer-yarı göçer yaşam tarzı, taşınmaz kültür varlıklarının inşasını mümkün kılmamıştır. Dolayısıyla gerçek anlamda siyasi birlik kurulan ve tam olarak yerleşik hayata geçilen Karahanlılar dönemine değin çadır kültürünün hâkim olduğu bir hayat sürdürülmüştür. İslâm'a geçişle birlikte inanç sisteminin değişmesine rağmen geleneklere bağlılıkla açıklanabilecek bir anlayışla, dinin öngörmediği türbe ve kümbet yapıları mimari repertuvara dâhil edilmiş ve asırlar boyunca söz konusu yapı tipinin inşasına, plan şemaları çeşitlendirilmek ve geliştirilmek suretiyle devam edilmiştir. Türk mimarlık tarihi boyunca her dönem ve coğrafyada büyük itina ile inşa edilmiş olan mezar anıtlarının menşeiyle ilgili ortaya atılan pek çok görüşten en kabul göreni, yapı tipinin kökeninin Orta Asya çadırlarına dayandığıdır. Asırlar sonra XXI. yüzyıl Türkiye' sinde bir ibadet yapısında yeniden canlandırılan bu geleneksel tutumun, mimarimizdeki ulusal etkilerin günümüze yansımaları bazında incelenme ve anlatılma gayesi taşınmaktadır.