Hakikatlerle Yüzleşmede Kültürel Bağlamı İçinde Anlatı/Dil (original) (raw)

Kültürel Boyutlar İçeri̇si̇nde Şeki̇llenen Çatişma Tarzlari

deu.mitosweb.com

Ulusal Kültüre bağlı olarak örgüt kültürünün boyutları "bireyciliktoplulukçuluk", "erillik-dişillik", "düşük güç aralığı-yüksek güç aralığı" ve "belirsizlikten kaçınma" varsayımları olarak yazında da karşımıza çıkmaktadır. Bu kültürel varsayımların örgüt içinde birçok uygulama, davranış veya değişkenle ilişki içinde olduğu söylenebilir. Bu çalışmada örgüt içinde çatışma çözmeyi ele alış tarzlarıyla kültürel varsayımlar arasında nasıl bir ilişki olduğu irdelenmiştir. Yapılan analizler sonucunda toplulukçu kültürü daha fazla sergileyen bireylerin uyma davranışını da daha fazla sergiledikleri, dişil olanların ise işbirlikçi ve uzlaşmacı çatışma çözme tarzını benimsedikleri görülmüştür. Güç aralığı daha dar olanların uyma davranışını daha fazla sergilediklerini, güç aralığı daha geniş olan çalışanların ise kaçınmayla çatışmayı ele aldıkları görülmüştür. Son olarak ise belirsizlikten kaçınma düzeyleri düşük olanların tüm çatışma çözme tarzlarını benimsedikleri bulgular arasındadır.

Karşılaştırmalı Eğitim Bağlamında Kültürel Kimlik

Hiperyayın, 2019

Eğitim sistemleri belli bir kuramsal temele dayalı olarak ülkelerin toplumsal yapıları ve siyasal politikaları doğrultusunda yapılandırılmaktadır. Ancak eğitim sistemlerinin ülke kalkınmasına katkı derecesinin belirlenmesinde, diğer ülkelerin eğitim sistemlerinin yapısı ve ülke gelişimine katkılarının dikkate alınması önem taşımaktadır. Bu bağlamda eğitim sistemlerinin karşılaştırılmasında ülkelerdeki eğitim sisteminin temel öğeleri olan program hedefleri, içerikleri, öğretmen niteliği, öğretim süreci ile toplumsal kimlik, kültürel yapı, kalkınma ve eğitim politikaları gibi temel özelliklerinin tanımasında yarar vardır. Ülkelerin eğitim sistemlerinin ve politikalarının karşılaştırılması bu çerçevede yapıldığında işte o zaman bir ülke eğitim sisteminin niteliği ve verimliliği hakkında daha nesnel bir sonuca gidilebilir.

İslam'ın Ortaya Çıkışında Sosyo-Kültürel Bağlam

uludag.edu.tr

İnsanlık tarihinin dini gelişim dönemlerine göz atıldığında, dinlerin ortaya çıktığı bölgelerin genellikle toplumsal karışıklıkla karakterize olduğu görülür. Mekke'de İslam'ın ortaya çıkışı, bedevilik kültüründeki katı cemaat bağlarının gevşeyerek şehir toplumlarına özgü bireyselliğin baş göstermesiyle paralellik arz eder. İlk Müslümanların daha adil, güvenli ve dengeli bir dünyada yaşamaya yönelik anlam arayışları, onların İslam'ı benimsemelerinde basite alınmayacak bir motivasyon kaynağını teşkil etmiştir. Bununla birlikte İslam'ın ortaya çıkışını, indirgemeci bir yaklaşımla, sadece sosyolojik ya da psikolojik teorilerle açıklamaya çalışmak, eksik ve hatalı bir tanımlama olacaktır.

Dilde Ve Metinde Ulusal Kültür Bileşenleri

Journal of Turkish Studies, 2013

As in many branches of art, expression and transfer of given matter are concerned in translation practice. This attribute that spesific to art-transfer of given matter or thought-is observed in translation practice. Accepting Umberto Eco's idea that translation "is not an Exchange between two languages, but two cultures", we are * Bu makale Crosscheck sistemi tarafından taranmış ve bu sistem sonuçlarına göre orijinal bir makale olduğu tespit edilmiştir.

Kültürel Dil Bilim Bağlamında Kutadgu Bilig Metaforları

Meditterranean Journal of Humanities (MJH), 2019

Öz: Bu çalışmada Kutadgu Bilig'deki kültürel metaforlar ele alınmıştır. Kültürel dil bilim ve bilişsel dil bilim bağlamında metafor konusu ve yöntemleri açıklanarak Kutadgu Bilig metninden hareketle ör-neklendirilmiştir. Kültürel dil bilimin çalışma alanını kültürel şema ve kültürel kategoriler yanında kültürel metaforlar oluşturmaktadır. Kültürel dil bilim bir toplumun kültürünün dilsel açıdan aktarımı üzerinde durur. Kültürel dil bilim kültürel metaforların bir toplumun yaşayış, algılayış, düşünce yapısını içerisinde barındırdığını bunun yanında bilişsel temellerinin olduğunu da savunur. Çalışmanın giriş kısmından sonra kültürel dil bilimi ve metaforları hakkında tanım, açıklama ve yöntemleri hakkında bilgiler verilmiştir. Kültürel metaforların bilişsel bağlamda oluşumları (somutlaştırma, kapsayıcılık, yö-nelme) ve bunların kültürel bağlamda nasıl yorumlanabileceği örneklerle tartışılmıştır. Açıklamalardan sonra Kutadgu Bilig'de yer alan soyut kavram ve değerler, ölüm ve yaşam kavram alanı, sosyal yaşam, yönetim, şahıs adları ve hitaplar kavram alanlarına giren metaforik ifadeler sınırlı olarak bilişsel ve kültü-rel bağlamda açıklanmıştır. Sonuç kısmında ise açıklanan metaforlardan hareketle adı geçen kavramların bilişsel ve kültürel görünümleri kısaca açıklanmıştır. Kutadgu Bilig'de bilişsel açıdan yönelim, kapsam, yer alanları, varlık-madde, kişileştirme metaforları, kültürel açıdan ise tarihsel, dinî, kök metaforlar sis-temli bir şekilde yer almaktadır. Çalışmanın sınırlılığı açısından burada sadece belli başlı kültürel metaforlara yer verilmiştir. Abstract: This study concerns the cultural metaphors in Kutadgu Bilig. Metaphor topic and methods, within the context of cultural linguistic and cognitive linguistic, have been exemplified from the text of Kutadgu Bilig. The field of the study of cultural linguistic consist of cultural schemas and cultural categories as well as cultural metaphors. Cultural linguistic emphasises the transforming of society culture in terms of linguistics. Cultural linguistics supports the understanding that cultural metaphors contain the life of a society, perception and mentality also its cognitive basis. After the introduction this study provides information about cultural linguistic definition, explanation and methods. The creation of cultural metaphors in a cognitive context (embodied, container, orientation) and how they can be commented upon in their cultural context is discussed with examples. After these explanations, metaphoric expressions which include conceptual fields like abstract concepts and morals, death and life, social life, governing, people's names and addresses are explained in their cognitive and cultural context. In conclusion, those concepts which are based on metaphors which have been found and explained are employed to attempt to explain the cognitive and cultural view. In the Kutadgu Bilig there are two types of metaphors. One hand, the cognitive view orientation, content, land areas, object-matter and personalized metaphors, on the other hand the cultural view historical, religious and base metaphors. Because of the limitation of this study only some of main metaphors are emphasised.

Tarihi Kültürel Süreç İçinde Dil-Kimlik ve Türk Damgaları

288, 2011

Damgalar, bir dilin alfabeleri ve aynı zamanda ait oldukları sosyal grupların kendileri için tarihe miras bıraktığı ilk anlatı metinleri biçiminde tanımlanabilirler. Bu sebeple damgalar, sosyo-kültürel araştırmalarda başvurulması gereken öncelikli vesikalardır. Tabiat bilimlerinde olayları ve nesneleri görme veya onlara bakma eylemi, bazen araçların ve özel bilgilerin varlığını zaruri kılar. İnsan ve kültür bilimlerinde ise, insanlar her baktıklarını bilmiş, dahası anlamış sanırlar. Oysa durum hiç de sanıldığı gibi değildir; zira her görülenin bütünüyle anlaşılması mümkün olmamaktadır. Örneğin, insanların kullandıkları "semboller, kolektif amaçları ve değer biçimleri belirtmeleri sebebiyle, düşüncenin kişisel olma-yan ve emir kipli (imperative) belirleyicileridirler". Bu durumda sembol, ferdî olmanın ötesinde sosyal bir hizmet de görür. Sosyo-kültürel bir değeri anlamak; araç kullan-maktan öte, derin bir sezgi gücünü, empati (duygudaşlık) kurabilme becerisini ve uygun yöntemlerin kullanılmasını zorunlu kılar. Mesela, bir kültür unsuru sadece tarih, antropoloji, halk bilimi, sosyoloji ve benzeri bilim dallarından biri esas alınarak yeterince anlaşılamaz; çünkü kültür unsurları tarihî süreç için-de sosyal ve fziki coğrafyada oluşur ve değişir. Bu süreçte onları etkileyen amiller daima birden daha fazladır. Dolayısıyla, sosyo-kültürel olaylar zannedildiğinin aksine en zor anlaşılan olguların başında gelir. Damgaların kullanımı açısından bakıldığında, halı ve kilim yapımı/dokuması, ilk bakışta belki düşünüleceği gibi basit bir sosyal faaliyet değildir. Bunlar, bir sosyal grubun veya bir milletin sosyal tarihini açıklayabilme gücüne sahip bilgiler ve deneyimlerin yanı sıra, duygu ve düşüncelerin ifadesini, bireylerin ve sosyal grupların estetik/beğeni algılamasını bünyelerinde taşırlar. Dolayısıyla, damgalar, birer sanat eseri olmaktan öte, her biri bir duygunun, bir sosyo-kültürel hayatın/hayatların, başka bir ifadeyle, sosyal yapıların dile getirildiği yazılı anlatı metinleri, yazılı tarih vesikaları kıymetindedir. Bu belgeler resmi kurumlar tarafından değil, bizzat halk tarafından meydana getirildiği için de, bu tür metinler, halkın en sade duygu ve düşüncelerini ifade ederler. Dolayısıyla, tarih yazıcılarının, sanatla ilgilenenlerin ve sosyo-kültürel kavramlar hakkında çalışanların, etnografya eserlerindeki damgaları dikkate almamaları düşünülemez. Türkiye'de halı, kilim konusunda yazılan eserler-de damga kavramı yerine sembol, özellikle de motif kavramı kullanılmıştır.