Cengiz Han ( Genghis Khan ) (original) (raw)

A Genghis Khan Belonging to Himself

Journal of universal history studies, 2020

This article is analyzed by two reviewers and it is screened for the resemblance rate by the editor./ Bu makale iki hakem tarafından incelenmiş ve editör tarafından benzerlik oranı taramasından geçirilmiştir. * In this article, the principles of scientific research and publication ethics were followed/ Bu makalede bilimsel araştırma ve yayın etiği ilkelerine uyulmuştur. 2 Seyahatname'yi erkenden tanımamın önünü açan Doç. Dr. Aytül Tamer Torun'a ve tarih ufkuma imge ve anlatıları dahil ederek bu araştırmanın ortaya çıkmasına olanak veren Prof. Dr. Nilgün Gürkan Pazarcı'ya müteşekkirim. Tarih eğitimi mezunu değil "araştırmacı"sı olmamı sağlamış Y.D'ı da anmam gerekir.

Azerbaycan Edebiyatında Cengiz Han

CENGİZ HAN'I ARAMAK, 2022

Cengiz Han, Azerbaycan tarihçiliği ve edebiyatında farklı zamanlarda farklı yönlerden araştırılmıştır. Sovyet döneminin ideolojisi, Cengiz Han’ı zalim, baskıcı ve yıkıcı olarak tasvir etmeyi tercih ederek olumsuz taraftan takdim etmiştir. Ancak bağımsızlığın Azerbaycan’a sağladığı imkanlar, bu büyük hükümdar ve devlet başkanına yeni ve farklı bir bakış açısının sunulmasını mümkün kılmıştır. Azerbaycan edebiyatında Ferman Kerimzade’nin Tebriz Şeref’i ve Yunus Oğuz’un Cengiz Han tarihî romanları, Cengiz Han’ın tarihî imajının edebiyatımıza başarılı bir şekilde yansıdığını söylemek için temel oluşturmaktadır

Şu'ab-ı Pencgâne’ye Göre Cengiz Han’ın Hatunları

ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMLERDE KADIN ÇALIŞMALARI SEMPOZYUM BİLDİRİ KİTABI, 2022

Reşidüddin Fazlullah tarafından Moğolların şeceresini ortaya çıkarmak için yazılan Şuâb-ı Pencgane adlı eser Moğol hatunlarının isimlerini de kaydetmiştir. Reşidüddin’in bildirdiğine göre Cengiz Han’ın 500 hatun ve cariyesi vardır. Cengiz Han her biri ayrı kabilelerden olan bu kadınlardan bazılarını Moğol adetlerine göre, çoğunu bir memleket ya da şehrin ele geçirilmesiyle oralardan almıştır. Fakat bu kadınların içinde beş tanesi en büyük ve itibarlı olandır. Bu kadınlar içinden biri hepsinin en büyüğü görülerek baş kadın olmuştur. Kocasının yokluğunda bu baş kadın evi ve çocukları idare edip ordanın işlerine bakmış ve buna bağlı olarak ehemmiyetli bir yer işgal etmiştir. Reşidüddin Fazlullah Şuâb-ı Pencgane adlı eserinde Cengiz Han’ın 10 hatunun ismini kaydetmiştir. Şüphesiz Reşidüddin’in kaydettiği hatunlar Cengiz Han’ın yanında muteber olan hatunlardır. Şuâb-ı Pencgane’de bu hatunlar önem sırasına göre kaydedilmiştir. Bu çalışmada Şuâb-ı Pencgane’de geçen Cengiz Han’ın hatunları sırasıyla verilip hayatları hakkında bilgiler verilecektir. ACCORDING TO SHUAB-I PANJGANEH THE WIFES OF GENGHIS KHAN The work Shuab-i Panjganeh, written by Rashiduddin Fazlullah to reveal the genealogyof the Mongols, also recorded the names of the Mongol wifes. According to notify Rashiduddin,Genghis Khan had 500 wifes and concubines. Genghis Khan forcibly took some of these women,each of whom was from separate tribes, according to Mongolian customs, them from there withthe seizure of a hometown or city. But of these women, five are the largest and most respected.One of these women became the eldest of them all and became the chief woman. In the absenceof her husband, this chief woman managed the house and the children, took care of the affairsthere, and accordingly occupied an important place. Rashiduddin Fazlullah recorded the namesof 10 wifes of Genghis Khan in his work Shuab-i Panjganeh. Undoubtedly, the wifes recorded byRashiduddin are respectable women who got on well with Genghis Khan. These women have been recorded in order of importance in Shuab-i Panjganeh. In this study, the wifes of GenghisKhan, who passed Shuab-i Panjganeh, will be given information about their lifes respectively.

Sultan Abdülaziz Han

GİRİŞ Tarihin en acı olaylarından biri olarak Sultan Abdülaziz Han'ın Hal'i (tahttan indirilmesi) ve cinayeti tarihin kara sayfalarında yerini almaktadır. 19. Asırda hala gücünü kuvvetini koruyan ve dünya sahnesinde etkililiğini sürdüren Devlet-i Aliye-i Osmaniye, II. Mahmud ile yeni bir düzene girmiş Tanzimatın ilanı ile birlikte hükümdar eski selahiyetlerini kaybetmiş ve bir demokratikleşme çabası oluşturulmuştur. Bunlarla beraber Abdülaziz Han zamanında borçlanmalar artsa bile geliştirilen donanma, askeriye, demiryolları ve telgraf hatları ve birçok çağı yakalama hareketleri ile Devlet-i Aliye hala çekinilen bir devletti. Ancak Sultan Abdülaziz Han, Ali ve Fuad Paşalar gibi büyük devlet adamlarının kaybından sonra devlet yönetimi için adam bulamamaya başlamış ve bir kaht-ı rical durumu ortaya çıkmıştır. Bu kıtlıkta da Sultan Abdülaziz istemediği kişiler ile devlet yönetmek zorunda kalmıştı. Dolayısıyla devletin yönetimini eskiden olduğu gibi hükümete çok bırakmıyor kendisini artık çoğu yerde gösteriyordu. Bu ahvalde Abdülaziz Han'a karşı şahsi garezi artan bir grup ortaya çıktı ve bunlardan en garezlisi ve kinim dinimdir diyeni olan Hüseyin Avni Paşa idi. Bu şahsiyetin emelleri sonucu Abdülaziz Han tahtından edilmiş, ailesi küçük düşürülmüş, serveti yağmalanmış ve nihayetinde de öldürülmüştür. Abdülaziz Han'ın öldürülmesinin ardından devlet birçok felaketlere sürüklenmiştir. Hüseyin Avni Paşa'nın tek adam olma isteği milleti ve de darbeyi beraber planladıkları, uyguladıkları Paşaları bile bıktırmıştır. Avni Paşa'nın ölümünden sonra da Midhat Paşa'nın Devlet-i Aliye'yi 93 Rus Harbi'ne sokması ise en büyük felaket olmuştur. Bu yaşanan hadiseler sebebiyle II. Abdülhamid dizginleri kendi eline almış ve neticesinde de devleti istibdatla da olsa bir arada tutmayı başarmıştır. Her ne kadar bu tutumu çok eleştirilse de kendisi devletin bekasını bu yolla kurtarabileceğine inanmış ve nitekim 30 sene Devlet-i Aliye'yi iyi bir şekilde idare etmiştir. Devletin kontrolünü kendi eline aldıktan sonra da II. Abdülhamid'in önemli icraatlarından biri de amcası Abdülaziz Han'ın intikamını alması olmuştur. Yıldız Mahkemesini kurmuş ve amcasına karşı yapılan hal ve cinayet fiillerine bulaşanları cezalandırmıştır. Bu elzem fiili, öncesini ve sonrasını anlatırken yazımız dört ana bölümden oluşturuldu. Birinci bölümde 1876 Türkiyesi ve o zaman diliminde bu hadiseye dahil olan kişiler incelendi. İkinci bölümde ise Abdülaziz Han'ın tahtan indirilişi, yeni padişah olarak V. Murad'ın ilan edilmesi ve de Sultan Abdülaziz'in öldürülüşü olayı ele alındı. Daha sonra üçüncü bölümde bu elzem hadiselerin neticesinde oluşan yankılar ve tepkiler dile getirildi. Bu yankıların da bir neticesi olarak ortaya çıkan bir karşı eylem de söz konusu idi. Bu eylem ile de darbe yönetiminin gidişatı önemli ölçüde değişmiş ve bu değişim II. Abdülhamid'in tahta çıkışı ile meşrutiyetin ilanına kadar gitmiş ve bu bölümde bunlar da ele alınmıştır. Son olaraktan dördüncü bölümde

Cengi̇z Han’Da Esteti̇k Algi Ve Anlam Dünyasi

2021

Bu makale, tarihe mal olmuş bir karakterin; Cengiz Han'ın içinde doğup büyüdüğü coğrafya, toplum, kültür, gelenek ve inanç biçimlerinden estetik beğenilerini öngörebilmek için yazılmıştır. Bu zorlu çalışma Cengiz Han'ın, sosyal yaşamında estetik yönelimlerini ve beğenilerini tespit edebilmek ve o'nun algıladığı dünyanın, zihninde ve seçiciliğinde ne denli bir anlama sahip olduğunu ortaya koyabilmek için bir deneme girişimi özelliği taşımaktadır. Özellikle, Cengiz Han'ı çevreleyen anlam dünyasının ve estetik ya da beğenilerinin üzerine bir çalışmanın yapılmamış olması, böylesine zorlu bir çalışmaya bizi iten sebeplerdir. Bu makalenin yazımında metot olarak tercih edilen yöntem daha çok karakterin bebekliğinden itibaren kulağını ve gözünü dolduran kavram, görüntü ve nesnelerin tespit edilmesine ve bu tespitler üzerinden psişik ve psiko-sosyal bir yaklaşımla çözümlenmesi üzerinedir. Elbette, böylesine bir konunun ilk defa çalışılıyor olmasının birçok zorlukları vardır. Tüm bu zorlukların bilinciyle, Cengiz Han'ın estetik tavır ve deneyimi etkileyen anlam dünyasının bilinmesinin ya da en azından böylesine bir empatinin kurulmasının, bilimsel bir metot olabileceğini kanısındayız.

İç Asya Tarihi: Cengizliler Çağı

2022

Doğuda Mançurya ormanlarından batıda Karadeniz’e, kuzeyde Sibirya’dan güneyde Hint altkıtasına doğru uzanan bozkırlar yüzyıllar boyunca dünya tarihinin en önemli devletlerine yurt olmuş İç Asya bölgesinin sınırlarını oluşturuyor. İç Asya Tarihi bu engin topraklar üzerinde 13. yüzyılda kurulan Moğol Cihan İmparatorluğu’nun modern dünya üzerindeki tesirlerini de içerecek şekilde 19. yüzyılda bölgeye Çin ve Rus hegemonyasının kurulmasına değin uzanan tarihini ve mirasını konu ediniyor. Cambridge Üniversitesi Yayınları bünyesinde, her biri alanının önde gelen ismi olan çok sayıda bilim insanının katkılarıyla hazırlanan İç Asya Tarihi: Cengizliler Çağı, Moğol İmparatorluğu’nun siyasî ve kültürel tarihini, Cengizli halef devletlerini ve bu canlanış sırasında İç Asya’ya egemen olmak üzere gelen diğer hanedanları ele alıyor. Cengizliler çağı, dünya tarihinde Asya ile Avrupa’nın entegrasyonuna giden süreçte büyük bir adımdı ve Avrupa, Küçük Asya Yakın Doğu ve Kuzey Afrika’daki dünya bilincini Moğol kontrolündeki sahalara yaydı. Kore, Çin, Hindistan, Rusya ve Kırım’dan Yemen ve Mısır’a kadarki Cengizli idarelerinde çok dilli sözlükler ve gramer kitapları hazırlandı. Birçok açıdan Moğol İmparatorluğu modern dönem öncesindeki dünya sistemlerinin bir doruk noktasını teşkil etmişti. Sistem, Timurlu döneminde parçalanmaya başladığındaysa Avrupa; Asya’nın güneydoğusu, güneyi ve doğusu ile daha başka bağlantılar kurmak üzere “keşif yolculukları” yapmak teşebbüsüyle gemilerine atladı ki bu, Modern Dünya Sistemi’ni haber veriyordu. Nicola Di Cosmo, Allen J. Frank ve Peter B. Golden editörlüğünde hazırlanan İç Asya Tarihi: Cengizliler Çağı bu coğrafya üzerinde kurulmuş en parlak yönetim olan Cengizli İmparatorluğu’nun oluşum sürecini, fetihlerini, Cengiz Han’ın bıraktığı miras doğrultusunda kurulan yeni devlet ve rejimlerin dünya tarihindeki önemini ortaya koymak adına yeni araştırma yöntemleri ve yaklaşımları ortaya koyuyor. İç Asya Tarihi, bugünkü yazgısı Rusya ve Çin tarafından gölgelenmiş bölgenin önemini gözler önüne seren bir başucu eseri.