SARUHANOĞULLARI BEYLİĞİ MİMARİ ESERLERİ (original) (raw)

ARCHITECTURAL WORKS OF SARUHANOĞULLARI PRINCIPALITY Anadolu tarihinde önemli bir yer tutan Saruhanoğulları Beyliği, Harzemli bir Türk Aşiret reisi olan Saruhan Bey tarafından kurulmuştur. 1300 yılı itibariyle Manisa ve civarında faaliyet göstermeye başlamış ve 1313 yılından Osmanlı Sultanı II.Murad’ın 1423-1424 yıllarında düzenlediği Manisa seferine kadar varlığını sürdürmüştür. Saruhanoğulları Beyliği’nden günümüze kalmış mimari örnekler bulunsa da pek çok yapı günümüze ulaşamamıştır. Çalışmamızda günümüze gelebilmiş ve günümüze ulaşamamış bu yapıları elde edebildiğimiz kaynaklar dahilinde tanıtmayı amaçladık. İki bölümden oluşan çalışmamızın birinci bölümünde, Saruhanoğulları’nın Manisa’yı almadan önceki siyasi tarihine değinerek kuruluş, yükseliş, zayıflama, yıkılış dönemleriyle birlikte beylerine değindik. İkinci bölümde, sosyal ve iktisadi yapılanmadan ve ulaşabildiğimiz kaynakları temel alarak Saruhanoğulları beyliğinin imar faaliyetlerini ele aldık. ARCHITECTURAL WORKS OF SARUHANOĞULLARI PRINCIPALITY Saruhanoğulları Principality, which has an essential place in Anatolian history, was founded by Saruhan Bey, a Turkish tribal leader from Khwarazm. It started operating in Manisa and its surroundings in 1300 and continued from 1313 until the Manisa campaign organized by Ottoman Sultan Murad II in 1423-1424. Although architectural examples from the Saruhanoğulları Principality have survived to the present day, many structures have not survived to the present day. In our study, we aimed to introduce these structures that have survived to the present day and those that have not survived to the present day within the scope of the sources we could obtain. In the first part of our study, which consists of two parts, we touched on the political history of the Saruhanoğulları before they conquered Manisa and touched on their beys together with their establishment, rise, weakening and collapse periods. In the second part, we discussed the construction activities of the Saruhanoğulları Principality based on the social and economic structuring and the sources we could access.

Sign up for access to the world's latest research.

checkGet notified about relevant papers

checkSave papers to use in your research

checkJoin the discussion with peers

checkTrack your impact

MANİSA HALKEVİ'NDE SARUHANOĞULLARI İLE İLGİLİ YAPILAN ÇALIŞMALAR

Uluslararası Batı Anadolu Beylikleri Tarih, Kültür ve Medeniyeri Sempozyumu-IV SARUHANOGULIARI BEYLİĞİ BILDIRILER, 2021

T o raise the education level of the people, improve the culture, it has been reorganized in order to become a community in unity and solidarity organizations with integrated Community Centers, was established o:fficially on Febru-ary 19, 1932. Fourteen cities with the ceremony heldin the capital was also opened branches of Community Centers. Ankara,

BEKİRAĞA BÖLÜĞÜNDEN MALTA’YA: LİMNİ SÜRGÜNLERİ

This study attempts to present the enforcement of the policy of exile of British, which they imposed in their colonies, in the Ottoman State for the first time in 1919 and the travelling of Limni(Lemnos) exiles, who constitute the first and the most important part of the Malta exiles, from Istanbul to the island and what they experienced in the hundred thirteen days they spent in the island. The British formed the first exile group of 78 people who were politicians, intellectuals and soldiers, whom they considered as guilty and dangerous. The British changed their minds on the way and left twelve people who were on the ship in the Limni Island. While it is not clear why they left the twelve people identified as the most dangerous in a nearby island, exiles spent 113 days in the island. Except for the letters written by the Grand Vizier Sait Halim Paşa to the British government, the twelve people who stayed in the island did not show any attitude and weakness, in the expectation of political favor, against the British. They adapted themselves to the island in a short time, and they were not overwhelmed despite the difficulties they had with nutrition, heat and finding shadow. They even found the opportunity for self-improvement by occupying themselves with reading book, teaching English and French each other, and intellectual discussions. The British subsequently had to send the exiles in Limni to Malta. The exile policy that the British imposed against the Ottoman Empire did not yield the result they expected. It is important to evaluate what these twelve exiles experienced and felt in terms of shelter, nutrition, spending time, behaviors and thoughts in Limni. The personal memories and letters containing observations of exiles were taken as basis for these assessments. This study aims to contribute to the field by treating this unstudied subject. Özet Bu çalışmada; İngilizlerin sömürgelerinde uyguladıkları sürgün politikasını 1919'da ilk kez Osmanlı Devleti'nde uygulamaları ve Malta Sürgünlerinin ilk ve önemli parçasını oluşturan Limni sürgünlerinin İstanbul'dan adaya gidişleri ve bu adada geçirdikleri 113 günde neler yaşadıkları ortaya konulmaya çalışılmıştır. İngilizler, suçlu ve tehlikeli gördükleri 78 siyaset, fikir adamı ve askerlerden ilk sürgün kafilesini oluşturmuşlardır. İngilizler yolda fikir değiştirerek gemideki oniki kişiyi Limni adasında bırakmışlardır. İstanbul'a yakın bir adada en tehlikeli buldukları belirtilen oniki kişiyi neden bıraktıkları anlaşılmamakla birlikte sürgünler adada113 gün geçirmişlerdir. Adada kalan oniki kişi Sadrazam Sait Halim Paşa'nın İngiliz hükümetine yazdığı mektuplar haricinde, İngilizlere karşı siyaseten lütuf bekleyen tutum ve zayıflık sergilememişlerdir. Adaya kısa sürede adapte olmuşlar, sıcaklar, koyu gölge bulamamak ve beslenme konusunda yaşadıkları sıkıntılara rağmen bunalıma sürüklenmemişlerdir. Adada kitap okuma, birbirlerine İngilizce, Fransızca dil öğretme, fikri münazaralar ile meşgul olarak kendilerini geliştirme imkanı dahi bulmuşlardır. İngilizler bunun akabinde Limni'deki sürgünleri Malta'ya göndermek durumunda kalmıştır. İngilizlerin Osmanlı Devleti'ne karşı uyguladıkları sürgün politikası bekledikleri sonucu vermemiştir. Bu oniki sürgünün Limni'de barınma, beslenme, zaman geçirme, davranışlar ve düşünceler açısından neler yaşadıkları ve hissettiklerinin değerlendirilmesi önemlidir. Bu değerlendirmeler yapılırken sürgünlerin gözlemlerini barındıran kişisel hatıraları ve mektupları esas alınmıştır. Çalışılmamış bir konu ele alınarak alana katkı yapılması amaçlanmıştır.

MİMARİ, SERAMİK VE İNSAN BEDENİ ÜZERİNDEKİ DAİRE SEMBOLÜNÜN EZOTERİK ANLAMLARI ÜZERİNE

MİMARİ, SERAMİK VE İNSAN BEDENİ ÜZERİNDEKİ DAİRE SEMBOLÜNÜN EZOTERİK ANLAMLARI ÜZERİNE, 2023

Öz İnsanın var olduğu andan itibaren sembollerin kullanıldığı görülmektedir. Bu semboller aracılığıyla; özellikle dinsel, felsefi, sanatsal ve siyasal anlamda topluluklara birtakım mesajların verildiği; Etnografya, Arkeoloji, Sanat Tarihi, Sosyoloji, Psikoloji ve daha birçok bilimsel alanda bu sembollerden yararlandığı görülmektedir. Sembolik olarak daire formunun da Paleolitik dönemden beri kullanılan güçlü imgelerden bir olduğu anlaşılmaktadır. İkonografik anlama sahip daire sembolünün izine mimaride, seramik sanatlarında; ayrıca insan bedeni üzerine işlenen dövmelerde rastlandığı görülmektedir. Daire formunun birçok alanda önemli bir sembol olarak kullanıldığı görülmekte olup çalışmayı sınırlandırma adına genel bir bakış açısıyla Yukarı Mezopotamya Çanak-Çömleksiz Neolitik dönem yapılarının ilk evresindeki yuvarlak/daire formlu mimari yapılar, Geometrik dönem Yunan seramikleri üzerine işlenen özellikle iç içe geçen konsantrik daire bezemeleri ile kadın bedenine işlenen dövme motifi olan daire sembolü ele alınacaktır. Anahtar kelimeler: Daire, Sembol, Ezoterik, Kutsal,Seramik.

Loading...

Loading Preview

Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.