OKUL ÖNCESİ DÖNEMDE MÜZİK EĞİTİMİ (original) (raw)

OKUL ÖNCESİ DÖNEMDE COĞRAFYA EĞİTİMİ

Eğer dünya yuvarlaksa benim üstümde durduğum kısım neden dümdüz?" (Conway ve Pointon, 2003) Öz Coğrafya insanların dünyayı gözlemlemesini, düşünmesini, tanımasını ve anlamasını sağlayan ve dünyadaki insanları birbirine bağlayan bir deneyim alanıdır. Çocukların dünya hakkında sordukları sorular, coğrafyaya ilgi ve merakının erken yaşlardan itibaren ortaya çıktığını göstermektedir. Doğuştan getirdikleri merak duygusu ve keşfetme isteği ile doğal coğrafyacılar olan çocukların, bu özelliklerinin okul öncesi dönemden itibaren gelişim düzeylerine uygun olarak planlanmış coğrafya eğitimi ile desteklenmesi önemlidir. Coğrafya eğitimi çocukların, kendilerini ve çevrelerini keşfetmesini, farklı kültürlerdeki insanlarla anlamlı ilişkiler kurmasını ve çevreye karşı daha duyarlı ve bilinçli olmalarını sağlamaktadır. Coğrafi kavramların erken yaştan itibaren doğru bir şekilde öğrenilmesi çocuğun gelecekteki akademik becerilerini olumlu yönde etkileyecektir. Bu noktadan hareketle çalışmada, okul öncesi dönemde coğrafya eğitiminin önemi, amaçları ve okul öncesi dönemde coğrafya eğitiminde yer alan temel bilim alanları üzerinde durulmuştur. Çalışmanın okul öncesi dönem çocukları ile çalışan eğitimcilere ve araştırmacılara rehberlik edeceği düşünülmektedir.

OKUL ÖNCESİ DÖNEMDE FEN VE DOĞA KÖŞESİ

Özet: Bu çalışmanın amacı, i) öğretmenlerin okulöncesi dönem fen eğitiminde fen ve doğa köşesinin yeri ve önemi hakkındaki görüşlerini belirlemek, ii) okulöncesi dönem fen eğitiminde fen ve doğa köşesinin ne derece etkin kullanıldığını ortaya çıkarmak iii) uygun ve kullanışlı bir fen ve doğa köşesinin nasıl olması gerektiğini belirtmektir. Çalışmaya üniversite 3.sınıf okulöncesi öğretmenliği uygulama 2 dersinin yürütüldüğü Bolu ili merkez 8 okulun tüm öğretmenleri (N=31) örneklem olarak seçilmiştir. Fen ve doğa köşesinin yeri ve önemini, ne derece etkin kullanıldığını belirlemek amacıyla öğretmenlere 7 açık uçlu sorudan oluşan değerlendirme anketi sunulmuştur. Aynı zamanda, öğretmenlerle bire bir görüşmeler yapılmış, bu sırada sınıf ortmıı yapılan etkinlikler çerçevesinde araştırmacılar tarafından gözlenmiştir. Bulgular, genel olarak fen ve doğa köşesinin olmadığını veya tam anlamıyla oluşturulmadığını, öğretmenlerin, fen eğitiminde yeterli ön bilgiye sahip olmadıkları gibi fen ve doğa eğitimi süreçlerini etkili bir şekilde yürütemedikleri, bu konuda sınıfların yetersiz olduğu, uygulamada işlerliğinin tam olmadığı, sadece köşe düzenlemekten öteye gitmediği, sonuçta da olumsuz tutum geliştiği sonucuna varılmıştır. Anahtar sözcükler: fen ve doğa köşesi, okulöncesi eğitimi. Abstract:The aim of this study is i) to determine teachers' opinions about the place and the importance of nature corners in science teaching during pre-school period ii) to reveal how effective science and nature corners are in science teaching during pre-school period iii) to state how an appropriate and useful science and nature corner should be prepared. The study was conducted upon all the teachers in 8 schools (N=31) in the city center of Bolu District where 3rd grade preschool candidate teachers of University attend school practice 2 course. An evaluation questionnaire consisting of 7 open-ended questions were delivered to the teachers to determine the place and the importance of science and nature corners and how effective they were utilized. At the same time, interviews were arranged with the teachers on one-to-one basis and researchers made observations in the class during the classroom activities. Findings of the study indicate that; there is not generally a science and nature corner in the schools or if it exists it is not prepared properly, neither teachers have adequate pre-knowledge about science teaching nor they can implement the instructional processes of nature and science teaching effectively, the classrooms are not suitable on this issue and the implementation is not totally practical and it is generally regarded as sufficient just to have a science and nature corner even if it is not proper leading to the development of negative attitudes among pupils.

OKUL ÖNCESİ MÜZİK EĞİTİMİNE YÖNELİK EBEVEYN GÖRÜŞLERİ

International Muda Congress, 2017

Music education in the preschool period has favorable effects on the development of the child's mental, social, emotional, psychomotor and language skills. In this period, children's musical skills are also developing. In order to maintain the healthy development of musical skills and to achieve the goals that are aimed at the training of music in school, it is necessary to deny the importance of the teacher and the school, as well as the importance of the parents and the tasks they should undertake. The theme of this research is parental views on preschool music education. The sample of the study was selected by chance sampling in the province center of Diyarbakır and the child is composed of 249 parents who received preschool education in 2016-2017 education year. "Parental Opinion Scale for PreSchool Music Education" was used as data collection tool. According to the results of the research, the parents' opinions about music education and teaching and the opinions about family participation and support are moderate. Parents' participation in the subscale of musical perception of the child is low. Significant differences were found between parents' opinions on music education and teaching according to educational status and income status variables.

OKUL ÖNCESİ ÖĞRETMEN ADAYLARININ MÜZİK EĞİTİMİ DERSLERİNE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİ

Öz Okul öncesi eğitimin çocukların tüm gelişim alanlarını kapsayacak şekilde düzenlenmesi ve uygulanması iyi yetişmiş, donanımlı okul öncesi öğretmenlerinin varlığı ile mümkündür. Okul öncesi dönemde, tüm gelişim alanlarını desteklemesi bakımından amaçları ve hedefleri çocukların müziksel gelişim özelliklerine göre belirlenmiş müzik eğitimi verilmesi büyük bir önem taşımaktadır. Bunun gerçekleşebilmesi ise kapsamlı, dengeli, çocukların müziksel gelişim özelliklerini gözeten bir eğitim programı ve bu programı yürütebilecek düzeyde müzik donanımına sahip okul öncesi öğretmenleri ile mümkündür. Okul öncesi öğretmen adaylarının, lisans düzeyinde almış oldukları müzik eğitimi sonucunda müziksel açıdan ne ölçüde yeterli olarak yetiştirildikleri, kendilerini ne ölçüde yeterli gördükleri ve algıladıkları önem taşımaktadır. Buradan hareketle bu çalışmada okul öncesi öğretmen adaylarının, lisans eğitimlerinin üçüncü yılında iki yarıyıl boyunca aldıkları Müzik Eğitimi I ve Müzik Eğitimi II derslerine yönelik görüşlerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu çalışma, tarama modeli kullanılarak gerçekleştirilmiş betimsel bir araştırmadır. Araştırmanın çalışma grubunu, 2016-2017 eğitim-öğretim yılında Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi ve Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Okul Öncesi Eğitimi Anabilim Dalı son sınıfında öğrenim gören 210 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplama aracı olarak Şehriban (2013) tarafından geliştirilen, geçerlik ve güvenirlik çalışması yapılmış ve güvenirlik katsayısı α= 0.90 olarak bulunmuş likert tipi anket kullanılmıştır. Araştırmanın amacı doğrultusunda toplanan veriler SPSS programı kullanılarak analiz edilmiş, frekans ve yüzde değerler ile madde aritmetik ortalamaları kullanılarak yorumlanmıştır. Anahtar Kelimeler: Okul Öncesi, Müzik Eğitimi, Öğretmen Adayları. Abstract Organization and application of preschool education to encompass all developmental areas in children is possible with well-trained and well-equipped preschool teachers. In the preschool period providing music education determined according to the aims and targets of musical development 1 Bu çalışma, Pamukkale Üniversitesi 1. Uluslararası Sanat Eğitimi Sempozyumunda sözlü bildiri olarak sunulmuştur. 2 Prof., Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi, gokay@mehmetakif.edu.tr

OKUL ÖNCESİ ÖĞRETMENLERİNİN OKUL ÖNCESİ DÖNEMDE ÇEVRE EĞİTİMİNE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİ: DURUM ÇALIŞMASI

OKUL ÖNCESİ ÖĞRETMENLERİNİN OKUL ÖNCESİ DÖNEMDE ÇEVRE EĞİTİMİNE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİ: DURUM ÇALIŞMASI, 2018

ÖZET Çevre eğitimi, insanın doğaya egemen olma çabasının neticesinde ortaya çıkan çevre bozulmasını gidermeyi amaçlayan yeni bir eğitim alanıdır. Çevre eğitimi bireylerde biliş, duyuş ve davranış değişikliği kazandırma konusunda önem taşımaktadır. Sürdürülebilirlik için toplumların en önemli sorumluluklarından biri, çocuklara çevrelerinin korunmasına yönelik tutum, değer, bilgi ve gerekli olan becerileri kazandırmaktır. Okul öncesi dönemde çevre eğitiminin öneminin farkedilmesine rağmen yaygınlaşması son yıllarda gerçekleşmiştir. Türkiye'de de yaşam alanlarının yok olması ve çevre sorunlarının artış göstermesiyle tüm yaş gruplarına yönelik çevre eğitimi sunmaya yönelik girişimler devam etmektedir. Sunulan bu eğitimlerin özellikle okul öncesi döneme yönelik hazırlanan programların yeterli olmadığı görülmektedir. Çevre eğitimi, okul öncesi dönemde doğal ortamlarda ve bilinçli öğretmenler tarafından verildiğinde verimli olmaktadır. Araştırmalar okul öncesi eğitim programının ve okul öncesi öğretmenlerinin çevre eğitimi konusunda yeterli olmadığı ortaya koymaktadır. Bu bilgiler doğrultusunda araştırmanın amacı okul öncesi öğretmenlerinin okul öncesi dönemde çevre eğitimine ilişkin görüşleri hakkında derinlemesine bilgi elde etmek, okul öncesi dönemde çevre eğitimindeki yetersizlikleri belirlemek ve okul öncesi öğretmenlerinin çevre eğitimine yönelik farkındalıklarını arttırmaktır. Araştırmanın örneklemini Kırklareli ilinin Babaeski ilçesindeki tüm anaokullarındaki ve anasınıflarındaki okul öncesi öğretmenlerinden, araştırmaya katılmayı kabul eden 14 okul öncesi öğretmeni oluşturmaktadır. Veriler nitel araştırma yöntemlerinden yarı yapılandırılmış görüşme tekniği aracılığıyla elde edilmiştir. Elde edilen veriler içerik analizi tekniklerinden kategori analizi kullanılarak incelenmiştir. Araştırmanın bulgularına göre katılımcıların

OKUL ÖNCESİ ÖĞRETMENLERİNİN MÜZİK ETKİNLİKLERİNE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİ

Öz-Okul öncesi dönemde müzik eğitimi, çocukların bilişsel, duyuşsal ve psikomotor gelişimlerini olumlu yönde etkilemektedir. Müzik etkinlikleri doğru bir planlama ile matematik, Türkçe, sanat, drama gibi diğer alanlarla birleştirilerek öğrenimi kolaylaştırır, pekiştirir. Doğru şarkı seçimiyle çocukların kelime haznesi zenginleşir, telaffuzları gelişir. Bazı kavramlar şarkılarla öğretilir. Müzik ve drama birleştirilerek çocukların hayal gücü ortaya çıkar ve yaratıcılıkları gelişir. Müzik etkinlikleri ile grup içinde sorumluluk alma ve bu sorumluluğu yerine getirme bilinci kazandırılır. Çocuklara başarı hazzını yaşatmak için becerilerini sergilemelerine fırsat verilmeli ve özgüven duyguları desteklenmelidir. Bu araştırmada okul öncesi öğretmenlerinin müzik etkinliklerine ilişkin görüşlerini saptamak amaçlanmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu Burdur ili merkez ilçesinde görev yapan 13 okul öncesi öğretmen oluşturmuştur. Araştırma betimsel bir durum saptaması niteliğinde olup, nitel araştırma yöntemleri temel alınarak yapılmıştır. Veriler yarı yapılandırılmış görüşme tekniği ile toplanmıştır. Araştırma sonucunda okul öncesi öğretmenlerinin, şarkı öğretimi dışındaki etkinliklere, yeteri kadar yer vermedikleri saptanmıştır. Okul öncesi öğretmenleri kendilerini müzik alanında yeterli görmemekte ve okul öncesi kurumlarda müzik öğretmenlerinin olması gerektiğini düşünmektedir. Abstract-Music education in preschool period has positive effects on children's cognitive, emotional and psychomotor developments. With an appropriate planning, music events when combined with other disciplines like mathematic, Turkish, art, drama, makes education easier and more consolidate. With the proper song selection, children's vocabulary and pronunciation improve. Some concepts are taught with songs. When music is combined with drama, it reveals imagination of children and improves their creativity. Music events get children adopt the awareness of taking responsibilities in a group and fulfilling these responsibilities. Children's should be given chances to perform their skills and their self-confidence should be supported in order to help them feel the pleasure of success. Aim of this study is to determine the opinions of the preschool teachers related to music activities. Sample group of people that are selected for this study are 13 preschool teachers who work in central district of province Burdur. This study is carried out based on qualitative research methods and it has the quality of determination of a descriptive state. The data is collected via semi-structured interview technique. As a result of this research, it is determined that preschool teachers don't spare enough time for music activities other than learning songs. Preschool teachers believe that they are not qualified enough in music field and there should be music teachers in preschool institutions.

OKUL ÖNCESİ EĞİTİMDE DİLİN ÖNEMİ

Milli Eğitim Vakfı Dergisi, 4(14), 21-22. , 1989

Dil, insana özgü ve güçlü bir iletişim aracı olup toplumsallaşmış semboller kümesidir. Dil gelişimi ise, kelimelerin, sayıların, sembollerin kazanılması, saklanması ve dilin kurallarına uygun olarak kullanılmasının gelişimidir. Dilin kendine özgü kuralları ve bu kurallar çerçevesinde gelişen bir sistemi vardır. Chomsky, dili, ses, sıra ve anlam öğelerinden oluşan organize edilmiş bir sistem olarak görmektedir. Dil gibi karmaşık bir sistemin gelişiminde çeşitli görüşler öne sürülmektedir. Bunlardan bir kısmı dil gelişiminde kalıtımın, diğerleri de çevresel etkenlerin daha etkili olduğunu savunmaktadır. Chomsky, çocuğun kendine göre gramer yapısı geliştirmesini kazanılmış, yani kalıtımsal olarak getirdiği mekanizma ile açıklamaktadır. Lenneberg de Chomsky'nin dil öğrenmedeki çalışmalarını destekleyici incelemeler yapmış, organizmanın, dil öğrenmek için biyolojik olarak daha önceden programlandığını söylemiştir. Piaget ise çocuğun duyu-hareket yoluyla düşüncelerinin geliştiği ve gelişen bu düşüncelerin konuşmalarında yansıdığı kanısındadır. Piaget'ye göre, bu durumda dil gelişiminde en önemli faktör düşüncenin gelişimidir. Dil gelişiminde çevre etkisinin önemli olduğunu savunan Skinner, çocuğun dili, operant şartlanma, ile öğrenmekte olduğunu belirtmektedir. Skinner dili öğrenmede pekiştireçlerin önemli rolü olduğunu vurgulamaktadır. Örneğin, çocuğun çıkardığı sesleri ya da kelimeleri seçici olarak pekiştirme yoluyla istenilen seslerin ya da kelimelerin öğretilebileceğini savunmaktadır. Skinner'den başka çevresele! görüşü destekleyenler, pekiştirmenin yanı sıra dilin kazanılmasında model alma ya da taklidin etkili olduğunu belirtmektedirler. Osser'e göre çocuk ve yetişkin ilişkisinde, yetişkin çocuğun söylediklerini düzgün olarak tekrarlamalıdır. Böylece yetişkin hem doğruyu pekiştirmiş olacak, hem de yapacağı tekrarlamalarla, çocuğun daha düzgün cümleler kurmasını sağlayacaktır. Bu yaklaşıma göre, çocuğun di! gelişimi daha çok onun çevresine bağlıdır. Aile üyelerinin ve diğer yetişkinlerin tavırları, çocuğun duygusal, sosyal ilişkilerindeki olaylar, dil gelişimini şekillendirir. Annenin ve diğer aile üyelerinin çocukla konuşurken aksanları, kelimeleri sıralayışı, taklit etmeye hazır olan çocuğu etkiler. Çünkü çocuk duyduğu sesi duyduğu sıraya göre seslendirme eğilimindedir. Ayrıca konuşmalardaki tekrarlar, annenin yüz ifadesi ya da cümleyi açarak yapacağı tekrarlar dili öğrenmeyi sağlar. Yetişkinlerin çocukça konuşmaları ise dil öğrenmede engelleyici bir tutumdur. Çocuğun dil gelişiminde hem insan beyninin biyolojik yapısı, düşünme sisteminin gelişimi, hem de çocuğun içinde bulunduğu çevre ve kültür etkilidir. Aynı zamanda, dil gelişimi de çocuğun bilişsel, duygusal, sosyal gelişiminde önemli bir etkiye sahiptir. Toplumsallaşmada dilin önemli bir yeri olduğu gibi, kavram gelişimi, düşünme, ilişki kurma, problem çözme gibi bilişsel gelişim alanlarında da etkilidir. Dil gelişimi diğer gelişim alanlarıyla karşılıklı etkileşim içindedir ve birlikte ilerleme sağlamaktadır.

MAKEDONYA CUMHURİYETİNDE UYGULANAN MOZAİK OKUL ÖNCESİ EĞİTİMİ DİL PROGRAMI ÜZERİNDE BAZI GÖZLEMSEL DEĞERLENDİRMELER

Uluslararası Katılımlı 2. Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Kongresi, 2009

Bu çalışma Makedonya Cumhuriyetinde 1997-2008 yılları arasında uygulanan MOZAİK Okulöncesi Eğitim Programının gözlem sonuçlarının değerlendirilmesini amaçlamaktadır. Mozaik Okulöncesi Eğitim Programı, Makedon ve Arnavut asıllı ebeveynlerin isteği ile oluşturulmuştur. Program 2018 yılına kadar hala devam etmekmedir. Programın amacı, dil, kültür, örf ve gelenekler arasında fark yapılmadan multi-kültür toleransın artmasını sağlamaktır. Mozaik Okulöncesi Eğitim Programı Üsküp Aziz Kiril Metody Üniversitesi tarafından hazırlanmış, Makedonya Cumhuriyeti Emek ve Sosyal Bakanlığı, Makedonya Cumhuriyeti Eğitim Öğretim Bakanlığı, İsviçre Kalkınma ve İşbirliği Bürosu,İsveç Kalkınma ve İşbirliği Bürosu tarafından desteklenmiştir.1997 yılında sadece Makedon ve Arnavutları içeren program, 2004 yılında Kımonova’ Makedon-Sırp , Gostivar da Makedon-Türk Mozaik grubu çalışmaya başlamıştır.2008 Ekim ayında Mozaik Okulöncesi Eğitim Programı uygulanan Türk-Makedon grupları gezilmiş, gözlemler yapılmıştır. Öğretmenlerine anket uygulamaları yapılmıştır. Çalışma gözleme dayalı nitel bir araştırma olup, Mozaik Eğitim uygulamaları içinde yer alan “Ana Dil Eğitim Uygulamalarının gözlenebilen sonuçlarını aktarmayı amaçlamıştır. Anahtar Sözcükler: Makedonya da Mozaik Okulöncesi Eğitimi, Çok dilli kültür, çocuk gelişimi