AN OUTDOOR HYDROBIOLOGY ACTIVITY’S EFFECT ON STUDENTS’ AFFECTIVE PERSPECTIVE, CASE STUDY: ÇANAKKALE, SCIENCE CAMP/SINIF DIŞI HİDROBİYOLOJİ ETKİNLİĞİNİN ÖĞRENCİLERİN DUYUŞSAL BAKIŞ AÇILARI ÜZERİNE ETKİSİ, ÖRNEK OLAY İNCELEMESİ: ÇANAKKALE, BİLİM KAMPI Emel OKUR -BERBEROĞLU 28A (original) (raw)

ÇEVRİMİÇİ TÜKETİCİ GÖRÜŞLERİNİN AIDMSAS ETKİLER HİYERARŞİSİ MODELİ İLE İNCELENMESİ: ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA 1 Emel KURŞUNLUOĞLU YARIMOĞLU 2

ÖZ Çevrimiçi tüketici görüşleri, elektronik ağızdan ağıza iletişimin bir türüdür ve tüketicilerin internetten bilgi edinmelerinde önemli bir kaynaktır. Bu araştırmanın amacı, çevrimiçi tüketici görüşlerini etkiler hiyerarşisi ile incelemektir. İlk etkiler hiyerarşisi modeli olan AIDA modelinden yola çıkılarak dijital ortamlar için geliştirilen AIDMSAS etkiler hiyerarşisi modeli bu araştırmada kullanılmıştır. Araştırmanın konusu çevrimiçi tüketici görüşleri olduğu için daha genç bir kitleye hitap edebilmek adına üniversite öğrencileri araştırmaya dâhil edilmiştir. Kolayda örnekleme yöntemi ile İzmir ve Mersin illerindeki iki vakıf üniversitesinde okuyan öğrencilerden yüz yüze anket tekniği ile 424 adet geçerli anket toplanmıştır. Veriler tanımlayıcı istatistiki analizlerin yanı sıra keşfedici ve doğru-layıcı faktör analizleri aracılığıyla değerlendirilmiştir. Yapılan güvenilirlik ve geçerlilik testleri sonrasında, çevrimiçi tüketici görüşlerinin bu örneklem için, literatürde yer alan AIDMSAS modelindeki gibi yedi boyutlu bir yapıya sahip olduğu görülmüştür. Anahtar Kelimeler: Çevrimiçi tüketici görüşleri, Elektronik ağızdan ağıza pazarlama, Etkiler hiyerarşisi, AIDMSAS modeli.

KIRSAL VE KENTSEL BÖLGELERDE YAŞAYAN İLKOKUL ÖĞRENCİLERİNİN GÜNLÜK HAYATTA KARŞILAŞTIKLARI BİYOLOJİK KAVRAMLARA İLİŞKİN FARKINDALIK DURUMLARININ KARŞILAŞTIRILMASI

Kırsal bölge, genellikle tarım ve hayvancılığın yapıldığı, nispeten düşük nüfus yoğunluğuna sahip bölge olarak tanımlanabilir. Söz konusu özellikleri nedeniyle bu bölgelerde yaşayan bireylerin kentsel bölgelerde yaşayanlara oranla, bitki ve hayvanların yaşam evrelerine ilişkin gözlem yapabilme olanaklarının daha fazla olduğu düşünülmektedir. Bu nedenlerle çalışmada, doğal olaylarla daha yalın bir şekilde karşılaşma ortamı olduğu düşünülen kırsal bölge öğrencileri ile doğal yaşam alanlarının kısıtlandığı kentsel bölge öğrencilerinin çevrelerinde gözlemledikleri biyolojik olay ve olguların ne derece farkında olduklarının tespiti amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda Kırşehir il merkezi ve Çiçekdağı ilçesinde öğrenim gören toplam 175 öğrenci çalışma grubunu oluşturmuştur. Çalışma grubu, fene ilişkin kavram ve bilgilerle formal yollarla doğrudan karşılaşmamış olmaları nedeniyle ilkokul 2. sınıf öğrencilerinden oluşmaktadır. Çalışma 2011-2012 eğitim öğretim yılında yapılmıştır. Çalışmada tekil tarama modeli kullanılmış; elde edilen veriler içerik analizi ile değerlendirilmiştir. Kırsal kesimde daha fazla gözlem şansı bulunan öğrencilerin günlük yaşamda karşılaştıkları biyolojik olay ve olgulara ilişkin farkında olma düzeylerinin kentsel kesimde yaşayan öğrencilere göre daha fazla olması beklenirken, araştırma sonuçları kentsel kesimde yaşayan öğrencilerin farkındalıklarının daha yüksek düzeyde olduğu şeklinde sonuçlanmıştır.

KIRIKKALE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ SOSYOLOJİ ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS TEZİ SUÇ MAĞDURU OLMA KORKUSUNA SOSYOLOJİK BİR BAKIŞ (ANKARA İLİ ÖRNEĞİ

Hazırlayan Yıldız YAVUZ Danışmanı Prof. Dr. Dolunay ŞENOL 2019-Kırıkkale i TEŞEKKÜR Sosyoloji bölümüne başladığım andan itibaren motivasyon kaynağım olan, akademik kariyerimde yol göstericim ve yüksek lisans yapmamda bana güç veren, bu çalışmanın ortaya çıkmasında büyük emeği bulunan, desteğini her daim hissettiğim tez danışmanım kıymetli hocam Sayın Prof.Dr. Dolunay ŞENOL'a sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Ayrıca Sosyoloji bölümünü sevmemi ve akademiye yönelmemi sağlayan bölüm hocalarıma teşekkürü borç bilirim. Üniversite hayatım boyunca hep benimle birlikte olup, desteğini esirgemeyen canım arkadaşım Ayten İNAN'a, eğitim hayatımda hep yanımda duran bana güç veren ve ailemin bir parçası saydığım Yasemin KENDİRLİ'ye, tez yazma sürecinde yanımda bulunup, desteğini esirgemeyen arkadaşım Yasemin SINMAZ'a çok teşekkür ederim. Son olarak hayatımın her anında yanımda olan, beni okutan, bana umut veren, arkadaşım ve sırdaşım canım annem Vesile AKIN'a, engin tecrübeleri ve okumam konusundaki ısrarıyla bana hep manevi bir yol gösterici olan anneannem Meryem YAVUZ'a ve ailemin tüm bireylerine çok teşekkür ederim.

HAYAT BİLGİSİ DERSİNDE ÇALIŞMA YAPRAKLARININ ÖĞRENCİ AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ VE BAŞARILARI ÜZERİNE ETKİSİ

avrasyadergisi.com

Bu çalışmada, ilköğretim 3. sınıf Hayat Bilgisi dersi "Dün Bugün Yarın" temasında yer alan "Bayrak" ve "Cumhuriyet" kavramlarının öğretiminde çalışma yaprakları kullanılmıştır. Böylelikle çalışma yapraklarının öğrencilerin akademik başarısı üzerine etkisi ve öğrencilerin çalışma yapraklarına yönelik düşünceleri ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır. Çalışmanın evrenini Rize ilindeki ilköğretim 3. sınıf öğrencileri, örneklemini ise Rize ili Ardeşen ilçesi, Köprüköy İlköğretim Okulu 3-A ve 3-B sınıfı öğrencileri oluşturmaktadır. Çalışmada ön test son test deneme gruplu kontrol modeli kullanılmıştır. Ayrıca nicel verileri desteklemek amacı ile öğrencilerle mülakat yapılıp elde edilen bulgulara içerik analizi yapılmıştır. Araştırma sonucunda, Hayat Bilgisi dersinde kullanılan çalışma kâğıtlarının, öğrencilerin akademik başarılarını arttırdığı belirlenmiştir. Mülakat sonuçlarına göre öğrenciler çalışma kâğıtlarını sevmiş, etkinlik esnasında çoğunlukla yardım alma ihtiyacı duymuştur. Ayrıca, öğrenmede, tekrar etmede, yanlış bilinen bazı bilgilerin düzeltilmesinde katkı sağlar nitelikte bulunan çalışma yapraklarının, dersi sevdirebileceği ve başarıyı arttırabileceği ifade edilmiştir. Araştırmanın sonuçları doğrultusunda çalışma yaprağı kullanımının farklı seviye ve derslerde yaygınlaştırılması, içeriklerinin görsellerle desteklenerek teknik açısından zenginleştirilmesi, renkli olarak düzenlenmesi önerilmektedir.

e-international journal of educational research e-uluslararası eğitim araştırmaları dergisi OKUL ÖNCESİ DÖNEM ÇOCUKLARININ AKRAN KABULLERİNİ OKULA UYUM DEĞİŞKENLERİ ÜZERİNDEKİ YORDAYICI ETKİSİ

Araştırmanın amacı, okul öncesi dönem çocuklarının akranları tarafından kabul edilme düzeyinin okula uyum değişkenleri (okulu sevme, işbirlikli katılım, okuldan kaçınma ve kendi kendini yönetme) üzerindeki etkisini ortaya koymaktır. Araştırmada, ilişkisel tarama yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın örneklem grubunu, Denizli ili merkez ilçesinde Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı ilköğretim okullarının anasınıflarına devam eden, 5-6 yaş grubundan 99 çocuk oluşturmuştur. Araştırmada veri toplama sürecinde akranlar tarafından kabul edilme düzeyini ortaya koymak için Resimli Sosyometri Ölçeği, okula uyum değişkenlerinin belirlenmesi için de 5-6 Yaş Çocukları İçin Okul Uyumu Öğretmen Değerlendirme Ölçeği kullanılmıştır. Okul Uyumu Öğretmen Değerlendirme Ölçeği, anasınıfı öğretmenleri tarafından doldurulmuştur. Resimli Sosyometri Ölçeği ise araştırmacılar tarafından çocuklara bireysel olarak uygulanmıştır. Araştırmanın verileri SPSS 13.0 istatistik paket programında analiz edilmiştir. Veri analizinde, Pearson Momentler Çarpımı Korelasyon Katsayısı Tekniği ve Basit Doğrusal Regresyon Analizi'nden yararlanılmıştır. Sonuçlara göre, akranlar tarafından kabul edilme düzeyi ile okulu sevme, işbirlikli katılım ve kendi kendini yönetme düzeyleri arasında olumlu yönde anlamlı düzeyde ilişki bulunmuştur. Akranlar tarafından kabul edilme düzeyi ile okuldan kaçınma düzeyi arasında olumsuz yönde anlamlı düzeyde ilişki bulunmuştur. Ayrıca akranlar tarafından kabul edilme düzeyinin, okula uyum ile ilgili okulu sevme, işbirlikli katılım, okuldan kaçınma ve kendi kendini yönetme değişkenlerini ayrı ayrı anlamlı biçimde yordadığı belirlenmiştir. Bulgular göstermektedir ki, akranlar tarafından kabul edilme düzeyi, okula uyum değişkenleri içinde en yüksek düzeyde okuldan kaçınmayı, ardından okulu sevme, işbirlikli katılım ve kendi kendini yönetme değişkenlerini yordayıcı etkiye sahiptir. Sonuçlar, küçük çocukların akran ilişkilerinin, okula uyum açısından önem taşıdığını ifade etmektedir. Bu nedenle öncelikle okul öncesi eğitimi öğretmenlerinin, dönem başından itibaren çocukların akran ilişkilerini geliştirici çalışmaları (sosyal beceri etkinlikleri, işbirlikli grup etkinlikleri) düzenli olarak uygulamaları gerekmektedir. Bunun yanı sıra sosyometri, gözlem gibi tekniklerle çocukların akran ilişkilerinin yapısı ortaya konulmalıdır. Konu ile ilgili Türkiye'de yapılacak araştırmalar açısından da bakıldığında, çocukların akranları tarafından kabul edilmelerinin yanı sıra okula uyum üzerinde etkili olabilecek farklı değişkenler de incelenmelidir.

COĞRAFYA DERSLERİNDE HARİTA BECERİSİNE YÖNELİK UYGULAMALARIN ÖĞRENCİ TUTUMLARINA ETKİSİ

Bu araştırmada, Coğrafya derslerinde harita becerisi kazandırmaya yönelik uygulamaların, öğrencilerin tutumlarına etkisinin incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın örneklemini, İstanbul Üsküdar Henza Akın Çolakoğlu Lisesi'nde 9-10-11. sınıflarda öğrenim gören 100 öğrenci oluşturmaktadır. Öğrenciler için geliştirilen anket ile uygulama sonrası derse yönelik tutumları ölçülmüştür. Araştırmadan elde edilen bulgular şunlardır: COĞRAFYA DERSLERİNDE HARİTA BECERİSİNE YÖNELİK UYGULAMALARIN ÖĞRENCİ TUTUMLARINA ETKİSİ 17 6. Öğrencilerin mekân algılarını geliştirmeleri ile harita kullanımı arasında anlamlı bir ilişki vardır. 7. Öğrenciler henüz kendi taslak haritalarını oluşturma beceri düzeyine erişmediklerinden mekân algılarını geliştirmelerinde önemli bir etkisi bulunmamaktadır.

HEMŞİRELİK ÖĞRENCİLERİNİN KLİNİK UYGULAMALAR SIRASINDA YAŞADIKLARI STRES DURUMLARINDA BİYO-PSİKO-SOSYAL CEVAPLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

Ulusal Heşirelik Öğrencileri Kongresi Bildiri Kitabı-2018, 2018

, Öğrenciler eğitim hayatına başladığından itibaren akademik performansı ve yaşam kalitesini etkileyen stres faktörleri ile karşı karşıya kalmaktadır. Dolayısı ile öğrencilerin strese maruz kalma durumlarında baş etme yöntemlerini bilmeleri onların bireysel ve akademik anlamda gelişimleri açısından önem taşımaktadır. Araştırma, hemşirelik öğrencilerinin klinik uygulamalar sırasında karşılaştıkları stres durumlarında biyo-psiko-sosyal cevaplarının değerlendirilmesi amacıyla planlandı. Tanımlayıcı tipteki araştırmanın örneklemini klinik uygulamaya çıkan 145 (%24) hemşirelik öğrencisi oluşturdu. Veriler öğrenci bilgi formu ve Karaca ve ark. (2015) tarafından Türkçe geçerliği ve güvenirliği yapılan “Hemşirelik öğrencileri için biyo-psiko-sosyal skala (HBPSS)” ile toplandı. Ölçekten alınabilecek toplam puan 0- 84 arası olup, yüksek puanlar daha fazla semptom varlığını ve zayıf biyo-psiko-sosyal durumu göstermektedir. Verilerin değerlendirilmesinde, yüzdelik, ortalama/standart sapma, independent sample t test ve OneWay ANOVA testi kullanıldı. İstatistiksel anlamlılık p<0.05 olarak kabul edildi. Araştırmaya katılan 2., 3. ve 4. sınıf hemşirelik öğrencilerinin yaş ortalaması 20,46±1,633, %69,7’si kadın, hepsi bekar olup %69’u 2. sınıf, %17,9’u 3. sınıf, %13,1’i ise 4. sınıftı. Öğrencilerin sadece %8.3’ü ön lisans/lisans eğitimleri sırasında strese yönelik bir kurs, eğitim almışlardı. HBPSS puan ortalaması 33,94± 14,61 (min:1 max:84) olarak hesaplandı ve bu ortalamaya göre öğrencilerde semptom varlığının düşük seviyede, biyo-psiko- sosyal durumlarının ise güçlü olduğu şeklinde yorumlandı. Ölçeğin alt boyutlarından alınan puanlara bakıldığında; sosyal davranış belirtileri alt boyutu 10,79±4,71 puan (min:0 max:24), duygusal belirtiler alt boyutu 12,57± 5,66 puan (min:1 max:28), fiziksel belirtiler alt boyutu 10,57±14,61 puan (min:0 max:32) idi. Toplam HBPSS bilgi puanı ve ölçek alt boyutları ile cinsiyet ve daha önce eğitim alan/almayanlar arasında anlamlı fark bulunmadı (p>0.05). Sınıf düzeyleri ile Toplam HBPSS bilgi puanı, sosyal davranış ve duygusal belirtiler alt boyutları arasında anlamlı derecede fark bulundu ve farkı yaratan grup olan ikinci sınıfların 3. ve 4. sınıflara göre puanları anlamlı düzeyde daha düşüktü (p<0.05). sınıf düzeyi arttıkça puanların bu alanlarda yükseldiği; yani daha fazla semptom yaşadıklarını ve biyo-psiko-sosyal durumlarının zayıfladığı anlaşılmaktadır. Sonuç olarak; öğrencilerin genel olarak stres karşısında biyo-psiko-sosyal durumlarının güçlü olduğu saptandı. Ancak öğrencilerin stres yaratan durumlarla karşılaşma süreleri arttıkça semptom yaşama durumlarının arttığı belirlendiği için, stresin etkilerini azaltmada etkin rol alabilmeleri için stres ve stres mekanizması, baş etme yöntemleri hakkında düzenli olarak teorik ve uygulamalı eğitim verilmesi gerektiği düşüncesindeyiz. ANAHTAR KELİMELER: ÖĞRENCİ, HEMŞİRE, STRES, BİYOPSİKOSOSYAL YANIT

MESLEK YÜKSEKOKULU (MYO) ÖĞRENCİLERİNİN İNGİLİZCE HAZIRLIK EĞİTİMİNE YÖNELİK TUTUMLARI: ISPARTA MYO TURİZM VE OTEL İŞLETMECİLİĞİ ÖRNEĞİ

ÖZET: Ülkemizde mesleki ve teknik eğitimin en önemli kolu MYO'dır. Bu okullarda iş dünyasının beklentilerine cevap verebilecek, öğrencilerin ilgi ve ihtiyaçlarını karşılayacak bir eğitimin verilmesi esastır. Yabancı dil eğitimi bu sürecin bir parçasıdır. Gelişen ve değişen iş dünyasının her aşamasında yabancı dil bir zorunluluk halini gelmiştir. Bu ihtiyacı karşılamak için MYO'larında zorunlu İngilizce hazırlık sınıfları hayata geçirilmiştir. Bu çalışmada zorunlu yabancı dil eğitiminin öğrenciler üzerindeki öneminin ortaya konulması amaçlanmıştır. Bu doğrultuda öğrencilerin yabancı dil eğitimine bakış açılarına yönelik anket hazırlanmış ve uygulanmıştır. Analiz sonucunda öğrencilerin yabancı dil Hazırlık Sınıfı eğitiminin gerekliliğini kavradıkları anlaşılmıştır. Ancak öğrencilerin yabancı dil eğitiminde konuşma becerisi kazandırılması konusunda eksiklikleri olduğu saptanmıştır. ABSTRACT: In our country the most important branch of vocational and technical education is vocational schools. In these schools, it is essential to give an education which can respond to the expectations of the business community and meet the interests and needs of students. Foreign language education is part of this process. Foreign language has become compulsory at every stage of developing and changing business world. To meet this need, compulsory English preparatory classes in vocational schools have been implemented. In this study, it has been aimed to emphasize the importance of compulsory foreign language education upon students. In this respect, a questionnaire aimed at students' perspectives on foreign language education has been prepared and implemented. As a result of analysis, it has been understood that students have comprehended the necessity of education in foreign language preparatory class. However, it has been determined that students have deficiencies in acquiring speaking skills within foreign language education.