Instagram Üzerinden Sosyal Medyada Gözetim, Mahremiyet ve Teşhir (original) (raw)

Sosyal Medyada Gözetimin Aldığı Yeni Boyutlar, Kendini İfade, Mahremiyet, Teşhir ve Gözetim Toplumu Temelinde Bir Değerlendirme

İnternet kullanımının yaygınlaşması ve sonrasında sosyal medya araçlarının kullanımındaki artış, yeni bir medya düzeninin varlığını doğurmuştur. Bir yandan kullanırlarken bir yandan da kuralları belirlenen bu düzen, kervanın yolda düzülmesi olarak görülebilir bir haldedir. Sınırsız bir alanın kullanımı bir yanda yeni deneyimlere açıkken öte yanda sınırların ihlaline de açıktır. Son yıllarda sosyal medyada gözetim kavramı yaşanan olaylarla konuşulur hale gelmiştir. Sosyal medya, kendini ifade alanı açmak konusunda bütün kullanıcılara büyük fırsatlar vermektedir. Ancak kendini ifade ile mahremiyet kavramları iç içe geçmekte ve hak ihlalleri ortaya çıkmaktadır. Egemen güçler, tüm bu tartışmalar arasında, kimi zaman ulusal, kimi zaman küresel gözetim mekanizmalarına işlerlik kazandırmaktadır. Kuralları tam olarak belli olmayan bu alanın en büyük açmazlarından biri de bu konu olmaktadır. Tüm bu olumsuz kavramların içinde asıl üzerinde durulması gerekli bir kavram da teşhirdir. İnsanların kendi özgür iradeleri ile hayatlarına ait en mahrem bilgileri teşhir etmeleri üzerinde birçok bilim dalı araştırmalar yapmaktadır. Aynı zamanda bu teşhirler farklı disiplinler için (pazarlama, reklam vb.) veri kaynağı olmaktadır.

Sosyal Medyada Kamusallaşan Mahremiyet

Sosyal Medyada Kamusallaşan Mahremiyet, 2023

Toplumsal yaşamın koşulları, bireylerin gündelik yaşam dinamikleri üzerinde kendisini var etmektedir. Bireyin toplum yaşamının dışında kendi mevcudiyetini gösteren mahremiyet kavramı da içinde bulunduğu koşullara göre değişim göstermektedir. Teknolojik gelişmeler ve egemen kapitalist anlayış ile birlikte bireyin hedef alındığı, bireyciliğin desteklendiği, tüketimin özendirildiği, rekabetin belirleyici olduğu ve metalaşmanın tüm unsurlara uygulanabildiği bir süreçte, mahremiyet de bu yapıda bir dönüşüm yaşamıştır. Dijitalleşme eğilimlerinin günden güne ivme kazandığı dünyada, sosyal medya platformları günlük yaşamın vazgeçilmez unsurları haline gelmiş bir görüntü vermektedir. Bu anlamda sosyal medya, yaşama dair tüm olay ve olguları biçimlendiren, yeniden üreten, ters yüz eden bir gerçeklik olarak kendini var etmektedir. Sosyal medyanın tüketim kültürünü besleyen ve yeniden üreten yapısı bu özelliğini güçlendiren bir görünüm vermektedir. Buradan hareketle mahremiyet kavramının sosyal medya ve tüketim ile olan ilişkisi, araştırılması ve üzerine düşünülmesi gereken bir alan olarak önem arz etmektedir. Bu çerçevede bu çalışma, mahremiyet olgusunun süreç içerisinde geçirdiği dönüşümleri, tüketim kültürünün bir unsuru sayılabilecek sosyal medya bağlamında açıklamaya odaklanmaktadır..

Sosyal Medya İletişiminde Mahremiyetin Serüveni

Journal of the Human and Social Science Researches, 2018

Bu calismada, sosyal ag sitelerini kullanan bireylerin paylasim aliskanliklarinin ve pratiklerinin mahremiyet tutum ve davranislarinda bir donusume neden olup olmadiginin tespit edilmesi amaclanmistir. Betimsel bir calisma olan arastirmanin orneklemini evrenden tabakali tesadufi ornekleme yontemi ile secilen 736 katilimci olusturmustur. 1 Haziran-15 Eylul 2015 tarihleri arasinda Konya il merkezinde uygulanan anket ile veriler toplanmistir. Calisma neticesinde mahrem alan icinde degerlendirilen bedenin bazi bolgeleri, aile, ev, ozel iliski durumu, bireylerarasi iliskiler, dini gorus, siyasi gorus ve cinsel tercih maddelerinde katilimcilarin mahremiyet tutumlari ile sosyal aglardaki paylasimlari arasinda istatistiki olarak anlamli bir iliski bulunmustur. Soz konusu maddelerde katilimcilarin mahremiyet tutumlari ile paralel paylasimlarda bulunduklari tespit edilirken her bir madde icin mahremiyet tutumlari ile davranislari arasinda belli olcude farklilasmalar oldugu da gorulmustur. Cal...

Sosyal Medyada Silikleşen Mahremiyet Olgusu

Literatürde mahremiyete yönelik üç tehdit kaynağı üzerinde durulur. Bunlar; kendini ifşa etme (seli-revelation), merak (curiosity) ve gözetleme (surveillance)dir. NİSAN 2016

Dijital Emek Kavramı Bağlamında Sosyal Medya: Instagram

Don Kişot'tan Günümüze Toplum ve Medya , 2019

Özet Son dönem iletişim çalışmalarında Karl Marx'ın kavramları yeniden değerlendirilmektedir. Şüphesiz bunların başında Marx'ın emek değer teorisi gelmektedir. Marx'ın emek değer teorisi ve Dallas Smythe'in izleyici emeği teorisi Christian Fuchs, Vincent Mosco ve Tiziana Terranova gibi araştırmacılar tarafından yeni medya ve dijital ortamlar için yeniden değerlendirilmiştir. Dijital emek kavramı yeni medyanın değer ve kar yaratımı için üretim aracı konumunda olduğunu vurgulamaktadır. Kullanıcıların çevrimiçi sayfalardaki etkileşimlerini artı değer yarattıklarını ve emeklerinin sömürüldüğüne dikkat çekmektedir. Bu bağlamda makalede sosyal medyanın artı değer yaratımı için yaptığı güncellemelere ve geliştirdiği araçlara vurgu yapılmıştır. Görselliğe dayalı dijital bir sosyal medya aracı olan Instagram uygulaması ise tarihsel gelişimi ve günümüzdeki yapısı itibariyle artı değer yaratmak için nasıl dönüşümler geçirdiği ortaya konmuştur.

Sosyal Medya ve Gözetim Sorunu

Jeremy Bentham'ın kardeşinin bir üretim tesisi olarak planladığı, kendisinin İngiltere'de bir hapishane projesine uyarladığı panoptikon kavramının günümüzde sosyal medya bağlamında nasıl değerlendirilebileceği, David Lyon başta olmak üzere çeşitli gözetim çalışmaları teorisyenleri çerçevesinde bu makalede tartışılmıştır. Not: Bu makale Birikim dergisinin 322. sayısında çeşitli eklemeler ve çıkartmalar neticesinde yayımlanmıştır.

Üniversite Öğrencilerinin Instagram’da Mahremiyet Algıları Üzerine Bir Saha Araştırması

Gümüşhane Üniversitesi İletişim Fakültesi Elektronik Dergisi, 2023

İletişim teknolojilerinde yaşanan gelişmeler sadece iletişim kurma pratiklerini değiştirmekle kalmamakta, aynı zamanda toplumsal ölçüde de bazı dönüşümlere yol açmaktadır. Bu çalışma kapsamında ele alınan yeni medya ve mahremiyet ilişkisi de bu çerçevede değerlendirilmesi gereken bir konudur. Mahremiyet uzun zamandır sosyal bilimcilerin üzerinde çalıştığı ve farklı bakış açılarıyla tanımladıkları bir konudur. Ancak yeni medyanın ve özellikle sosyal medya araçlarının bireyler tarafından gündelik yaşamdaki kullanım pratikleri, mahremiyet tartışmalarını bu mecralara çekmektedir. Bu noktada özellikle teşhire, dikizlemeye ve merakı giderme gibi ihtiyaçları görsellik üzerinden gideren Instagram ön plana çıkmaktadır. Instagram, herkesin ücretsiz bir şekilde hesap açarak fotoğraflarını ve videolarını çeşitli yollarla paylaşabilmesine olanak sağlamaktadır. Bunun yanı sıra kullanıcıların takip ettiği kişilerin fotoğraflarını ve videolarını görüntüleyebildikleri bir platformdur. Dolayısıyla Instagram’ın bu yapısıyla mahremiyet konusunun merkezinde yer alması şaşırtıcı değildir. Bu çalışmada üniversite öğrencilerinin mahremiyet yönelimleri tespit edilmesi amaçlanmaktadır. Bu doğrultuda, Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde eğitim gören tüm bölümlerdeki birinci ve dördüncü sınıf öğrencilerini kapsayan bir saha araştırması yapılmıştır. Uygulanan 329 anket sonucunda katılımcıların mahremiyet konusunda fikir sahibi oldukları ve Instagram’da mahremiyet kaygısı duydukları anlaşılmıştır. Ayrıca öğrencilerin sahip oldukları kaygıya rağmen, bu mecrada günün önemli bir kısmını geçirdikleri görülmüştür.

DİJİTAL MEDYA ÇAĞINDA SOSYAL RÖNTGENCİLİK: INSTAGRAM ÖRNEĞİ

2022

Öz Sosyal medya platformlarının günlük yaşam pratiklerinde kullanılması günümüzde vazgeçilmez bir ihtiyaç haline gelmiştir. İnternet kullanabilen her bireyin mutlaka (en az bir) sosyal medya hesabı bulunmaktadır. İnsanlar artık çeşitli konulardaki ihtiyaçlarına cevabı bu mecralarda aramaktadır. Tanıdık ya da tanımadık insanlar hakkında tutum, davranış ve yargılar, sosyal medya hesapları yakın takibe alınarak oluşturulmaktadır. Instagram bu bağlamda ele alınıp incelenmesi gereken en önemli sosyal mecradır. Bugün dünya genelinde 1 milyardan fazla, Türkiye'de ise 39 milyon Instagram kullanıcısı bulunmaktadır. Türkiye, dünyada en çok Instagram kullanan ülkeler arasında altıncı sırada yer almaktadır. İstatistikiler Türkiye'de oldukça yoğun bir şekilde Instagram kullanıldığını göstermektedir. Çalışmanın amacı; ülkemizde 18 yaş üstü bireylerin hangi amaçla Instagram kullandığını, Instagram'da paylaşımda bulunup bulunmadığını, takip ettiği kişilerin paylaşımlarına hangi saiklerle sürekli bakma gereği duyduğunu "sosyal röntgencilik" kavramı bağlamında araştırmaktır. Buna bağlı olarak Instagram kullanıcılarını sosyal röntgenciliğe iten davranışın ardındaki nedenlerin neler olduğu anlamaya çalışılmaktadır. Çalışmanın anket verilerinden elde edilen bulgulara göre, Instagram ortamında sosyal röntgencilik davranışının katılımcıların demografik özelliklerine göre farklılık göstermediği tespit edilmiştir. Katılımcılar, en çok "ilgi alanlarına yönelik bilgi sahibi olmak", "dünyada olup bitenleri görmek" ve "arkadaşlarının nerede ne yaptıkları hakkında bilgi edinmek" amacıyla Instagram kullandığını belirtmiştir.

Gözetlenen ve Gözetleyen Bir Toplumda, Beden ve Mahremiyet İlişkisi: Facebook Örneği

Günümüzde sosyal medya, ağ toplumunun yükselişine bağlı olarak çeşitli araştırmacılar tarafından, demokrasiye yapacağı katkılar çerçevesinde olumlu bir açıdan ele alınmaktadır. Ancak diğer taraftan sosyal medyanın pratikte kullanım biçimleri incelendiğinde; gözetim merkezli ve birey mahremiyetini ihlal edici özelliği ön plana çıkmaktadır. Bu çerçeveden bakıldığında sosyal medyanın, Foucault’nun formülasyonuna uygun olarak bir “gözetim toplumu” yaratılmasının baş aktörüne dönüştüğü söylenebilir. Bu çalışmada, Facebook toplumsal paylaşım sitesi, mahrem alanın, kimliklerin ve bedenin kamusallaştığı, denetimin/gözetimin gözetlenen tarafından meşru kılındığı; internet öznesinin aynı anda röntgenci, teşhirci ve muhbir olmayı başarabildiği, sözde serbest zamanın özgürce kullanılabildiği bir alan olarak değerlendirilebilir.