TÜRKÇEYİ YABANCI DİL OLARAK ÖĞRENEN SURİYELİ ÖĞRENCİLERİN YAZMA KAYGILARININ ÇEŞİTLİ DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ (original) (raw)

KIBRISLI TÜRK ÖĞRENCİLERİN YAZMA KAYGISI DÜZEYLERİNİN İNCELENMESİ

2016

Bu çalışmada ortaokul düzeyindeki Kıbrıslı Türk öğrencilerin yazma kaygılarını değerlendirmek amaçlanmış ve öğrencilerin yazma kaygısı düzeyleri üç boyutta ele alınıp değerlendirilmiştir. Sözü edilen üç boyut; “öğrencinin kendi özellik ve davranışları”, “ailenin etkisi” ve “eğitim süreci, öğretmen ile okulun etkisi”dir. Kuzey Kıbrıs’ın Lefkoşa ilçesinde, devlet okullarında (n=553) ve özel okullarda (n=168) öğrenim gören 6., 7. ve 8. sınıf öğrencileri (n=721) bu araştırmanın çalışma grubunu oluşturmaktadır. Çalışmada, Rasch Modeli ile biçimlendirilen 20 maddeli, tek faktörlü ve 3’lü likert ölçeği olarak düzenlenen Daly ve Miller’in (1975) Yazma Kaygısı Ölçeği kullanılmıştır. Sonuçta, öğrencinin kendi özellik ve davranışları ile ilgili değişkenlerin tümü (cinsiyet, kitap okuma sıklığı, günlük, öykü, şiir yazma durumu ve kendi yazma başarısını algılama durumu gibi) öğrencilerin yazma kaygısı düzeylerinde fark yaratmıştır. “Ailenin etkisi” boyutunda beş değişkenden yalnızca biri (eve hangi sıklıkta gazete alındığı) ve “okul-öğretmenin etkisi” boyutunda ise, altı değişkenden ikisi (okulöncesi eğitim alıp almama durumu ve Türkçe öğretmeninin kıdemi) etkili olmuştur. Çalışmanın bulgularından yola çıkarak yazma kaygısı araştırılırken özellikle kişinin kendi özellik ve davranışlarının önemli olduğu söylenebilir. Araştırmada, kitap okuyan ya da günlük, öykü, deneme ve şiir yazan öğrencilerin, okumayan ve yazmayanlara oranla yazma kaygı düzeylerinin daha düşük olduğu değerlendirildiğinde, sözü edilen etkinlikleri ders ve okul saatleri dışında gerçekleştirmeleri yönünde öğrenciler güdülenmelidir

TÜRKÇEYİ YABANCI DİL OLARAK ÖĞRENENLERE YÖNELİK YAZMA KAYGISI ÖLÇEĞİNİN GELİŞTİRİLMESİ

Bu çalıĢmanın amacı, Türkçeyi yabancı dil olarak öğrenen öğrencilerin yazma kaygılarını belirlemeye yönelik ölçme aracı geliĢtirmektir. Ölçeğin geliĢtirilmesinde ilk aĢamada alan yazın taraması yapılmıĢ, alan yazından elde edilen bilgiler ıĢığında yabancı dil olarak Türkçe öğrenen öğrencilerin yazma kaygılarını belirlemeye yönelik madde havuzu oluĢturulmuĢtur. Madde havuzundaki maddeler düzenlenerek bir ölçek formu oluĢturulmuĢ, bu forma yönelik uzman görüĢleri alınmıĢtır. Alan uzmanlarının görüĢleri doğrultusunda ölçekteki aday maddelere son Ģekli verilmiĢtir. Ölçek Ġstanbul Aydın Üniversitesi Türkçe Öğretim Merkezinde ve Yunus Emre Türk Kültür Merkezlerinde Türkçe öğrenen 280 öğrenciye uygulanmıĢtır. Elde edilen veriler doğrultusunda ölçeğin yapı ve ölçüm geçerliği için açımlayıcı faktör analizi ve doğrulayıcı faktör analizi yapılmıĢtır. Analizler sonucunda ölçeğin iki boyuttan ve 13 maddeden oluĢan iyi uyum değerlerine sahip olan bir ölçek olduğu ortaya çıkmıĢtır. Ölçeğin Cronbach Alfa güvenirlik ölçümü .84’tür. Ġki faktörlü yapı, toplam varyansın %46,820’sini açıklamaktadır.

YABANCI DİL OLARAK TÜRKÇE ÖĞRENENLERİN TÜRKÇE DİL BİLGİSİNE YÖNELİK ALGILARININ ÇEŞİTLİ DEĞİŞKENLERE GÖRE İNCELENMESİ

YABANCI DİL OLARAK TÜRKÇE ÖĞRENENLERİN TÜRKÇE DİL BİLGİSİNE YÖNELİK ALGILARININ ÇEŞİTLİ DEĞİŞKENLERE GÖRE İNCELENMESİ, 2020

Yabancı dil olarak bir dili öğrenen bireylerin öğrendikleri dil ile ilgili algıları, öğrenim sürecinin verimli geçebilmesi ve başarıya ulaşılabilmesi açısından önemlidir. Çünkü dilin kurallarını, inceliklerini sezme ve keşfetme amacı taşıyan öğrenicilerin algıları zaman zaman öğrenim sürecini olumsuz etkileyebilmektedir. Bu doğrultuda çalışmada, yabancı dil olarak Türkçe öğrenenlerin Türkçe dil bilgisine yönelik metaforik algılarını belirlemek ve çeşitli değişkenlere göre incelemek amaçlanmıştır. Nitel araştırmalardan olgu bilim desenine göre tasarlanan çalışmada, İstanbul Sağlık Bilimleri Üniversitesi ve Üsküdar Üniversitesi TÖMER’de B2 düzeyinde öğrenim gören 31 öğrenciden veri toplanmıştır. Katılımcılara “Türkçe dil bilgisi… gibidir. Çünkü…” cümlesinin yazılı olduğu form verilerek bu cümleyi tamamlamaları istenmiştir. Verilerin analizinde, nitel veri çözümleme tekniklerinden içerik analizi kullanılmıştır. Analiz sürecinde öğrenicilerin ürettikleri metaforların ve gerekçelerin incelenmesinde, kategorilendirilmesinde uzman görüşüne başvurulmuştur. Elde edilen verilerin analiz edilmesi sonucunda öğreniciler tarafından daha çok dil yapısı, diller arası ilişki ve olumlu his temalarına yönelik metaforların üretildiği belirlenmiştir. Bununla birlikte, cinsiyet değişkeni bağlamında kadınların diller arası ilişki, erkeklerinse ihtiyaç temasında yoğunlaştığı; Türkiye’de bulunma süresine göre özellikle ilk yıllarda dil yapısı üzerinde durulduğu; Türk dillerine mensup öğrenicilerin dil yapısı, diller arası ilişki ve iletişime dönük algılara odaklandığı, Türkçe ile aralarında alfabe farkı bulunan Arapça ve Rusça dillerine mensup öğrenicilerin ise rahatsızlık kategorisine yönelik metaforlar ürettiği sonucuna ulaşılmıştır.

YARATICI YAZMA ETKİNLİKLERİNİN ÇİNLİ ÖĞRENCİLERİN YABANCI DİL OLARAK TÜRKÇE YAZMA BECERİLERİNE ETKİSİ ALİ UZUN

Yüksek Lisans Tezi, 2015

Bu çalışmada yabancı dil olarak Türkçe öğretiminde süreç içerisinde yapılan yaratıcı yazma etkinliklerinin öğrencilerin yazma becerilerine etkisi araştırılmıştır. Bu doğrultuda Türkçe öğrenen Çinli öğrencilerle yaratıcı yazma etkinlikleri yapılmıştır. Araştırmada, nitel araştırma desenlerinden durum çalışması (case studies) yöntemi kullanılmıştır. Yaratıcı Yazma Etkinliklerinin Çinli Öğrencilerin Yabancı Dil Olarak Türkçe Yazma Becerilerine Etkisi adlı çalışma, Çin – Şanghay Uluslararası Araştırmalar Üniversitesi Doğu Dilleri ve Edebiyatları Fakültesi Türkoloji Bölümünde öğrenim gören 12 ikinci sınıf öğrenciyle yürütülmüştür. 2012-2013 öğretim yılı sürecinde dört yaratıcı yazma uygulaması ile yapılan çalışmada veri toplama aracı olarak bu yaratıcı yazma etkinlikleri kullanılmıştır. Çalışmanın başında öğrencilerin yabancı dil olarak Türkçe düzeyleri belirlenerek ve ilgili alan yazın taraması da yapılarak süreç içerisindeki uygulamalar bu düzeyde hazırlanmıştır. Çalışmanın bulgular ve sonuç bölümünde ise uygulamalardan elde edilen veriler, betimsel ve içerik analizi tekniklerine göre yorumlanmıştır. Çalışmada dil, yabacı dil öğretimi, yazma ve yaratıcı yazma kavramları üzerinde ana hatlarıyla durularak, bu kavramların dil öğretiminde diğer etkenlerle ilişkisi üzerine bilgiler verilmektedir. Türkçenin yabancı dil olarak öğretilmesi kapsamında çalışmada yapılan yaratıcı yazma etkinliklerinin Türkçe yazma becerisine etkisi ortaya konulmaya çalışılmıştır.

ÜSTÜN YETENEKLİ ÖĞRENCİLERİN ÖĞRENME STİLLERİNİN ÇEŞİTLİ DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ

Bu çalışmada, ortaokul düzeyinde öğrenim gören üstün yetenekli öğrencilerin öğrenme stillerinin incelenmesi ve bazı değişkenlerle ilişkisinin ortaya konması amaçlanmıştır. Bu amaçla çalışma 2015-2016 öğretim yılı güz döneminde Sivas Bilim ve Sanat Merkezinde öğrenimlerine devam eden 84 üstün yetenekli öğrenci ile gerçekleştirilmiştir. Araştırmada veri toplamak amacıyla, Grasha ve Riechmann (1994) tarafından geliştirilen ve Türkçe’ye Koçak (2007) tarafından uyarlanan Öğrenme Stilleri Ölçeği (ÖSÖ) kullanılmıştır. Verilerin analizinde betimsel analiz teknikleri olan; frekans, aritmetik ortalama, t-testi, pearson momentler çarpımı korelasyon katsayısı, Kruskal Wallis ve Mann-Whitney U testi kullanılmıştır. Araştırma bulgularına göre; üstün yetenekli öğrencilerin “bağımsız”, “rekabetçi” ve “işbirlikçi” öğrenme stillerine yüksek düzeyde sahip oldukları, “pasif”, “bağımlı” ve “katılımcı” öğrenme stillerine ise orta düzeyde sahip oldukları tespit edilmiştir. Çalışmada; öğrencilerin öğrenme stilleri ölçeğinin alt boyutları arasında p<,05 ve p<,01 manidarlık düzeyinde anlamlı bir ilişkinin olduğu belirlenmiştir. Ancak belirlenen bu ilişkinin düşük ve orta derecede olduğu gözlenmiştir. Çalışmada; “katılımcı” ile “işbirlikli” ve “katılımcı” ile “bağımlı” öğrenme stili arasında orta düzeyde anlamlı bir ilişkinin, “bağımlı” öğrenme ile “bağımsız” ve “işbirlikli” öğrenme stili arasında, “bağımsız” öğrenme ile “rekabetçi” ve “katılımcı” öğrenme stili arasında ve “katılımcı” öğrenme ile “rekabetçi öğrenme stili arasında düşük düzeyde bir ilişki, “İşbirlikli” öğrenme stili ile “bağımsız” öğrenme stili arasında ve “rekabetçi” ile “bağımlı” öğrenme stili arasında pozitif yönde çok zayıf düzeyde bir ilişki olduğu ortaya çıkmıştır. Ayrıca, üstün yetenekli öğrencilerin öğrenme stilleri ölçeğinden aldıkları puanlar arasında cinsiyet, sınıf değişkeni, anne eğitim durumu değişkeni ve baba eğitim durumu değişkenine (p > ,05) göre anlamlı bir farklılık olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Araştırmanın başka bir bulgusu da, Öğrenme Stilleri Ölçeğinin tüm alt boyutlarındaki puanlara ilişkin “lise ve altı” düzey eğitime sahip * Yrd. Doç. Dr. Cumhuriyet Üniversitesi Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü, El-mek: aylaarseven2004@yahoo.com 152 Ayla ARSEVEN Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 11/3 Winter 2016 annelerin çocuklarının ortalamaları “üniversite ve üstü” düzey eğitime sahip annelerin çocuklarının ortalamalarından daha yüksek olmasıdır.

TÜRKÇEYİ YABANCI DİL OLARAK ÖĞRENEN KIBRISLI RUMLARIN KAYGI DÜZEYLERİNİN İNCELENMESİ

Turkish Studies, 2018

Bu araştırmanın amacı Türkçeyi yabancı dil olarak öğrenen Kıbrıslı Rumların, uygulamada büyük oranda olumsuz bir etkisi olduğu saptanmış yabancı dil kaygı düzeylerini incelemektedir. Yabancı dil kaygısı, yabancı bir dili kullanmada istenen düzeyde olmayan kişilerin, hedef dile vakıf olmadan, dili kullanması beklenildiği durumlarda ortaya çıkan bir korku olarak tanımlanabilir. Araştırmanın alanyazın bölümünde yabancı dil öğrenme kaygısının ne olduğu, yabancı dil kaygı türleri ve nedenleri üzerinde durulmuş ve ayrıca yabancı dil öğrenme kaygısı ile baş etme yolları detaylı olarak açıklanmıştır. Araştırma nicel yaklaşıma uygun olarak gerçekleştirilmiştir ve betimsel niteliktedir. Araştırmanın modeli genel taramadır. Çalışma grubu ise uygun örnekleme bağlı olarak oluşturulan, Güney Kıbrıs’ta Lefkoşa’da bulunan Kıbrıs Üniversitesindeki 2015 eğitim-öğretim yılında Dil Merkezinde seçmeli Türkçe dersi alan ve İnsani Bilimler Fakültesinde Türkoloji bölümünde öğrenim gören 128 üniversite öğrencisidir. Veri toplama aracı olarak Horwitz ve arkadaşları (1986) tarafından geliştirilen ve “Yabancı Dil Kaygı Ölçeği” adı altında Aydın (1999) tarafından Türkçeye uyarlanan ölçek kullanılmıştır. Verilerin analizinde SPSS 19 kullanılmış ve frekans, dağılım, aritmetik ortalama, t-testi ve ANOVA gibi analizler gerçekleştirilmiştir. Araştırma bulguları incelendiğinde Kıbrıslı Rum üniversite öğrencilerinin Türkçe öğrenme kaygı düzeylerinin ortalama bir değerde (2.78/5) çıktığı görülmüştür. Araştırmada yalnızca iki değişkende (Türkçe öğrenme süresi ve Kıbrıslı Türk arkadaşı olma durumu)anlamlı fark çıktığı ve p<.05 olduğu görülmüştür.

TÜRKÇE ÖĞRETMENİ ADAYLARININ KONUŞMA KAYGILARININ ÇEŞİTLİ DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ

Toplumsal bir varlık olan insanın yaşamsal becerilerinden biri olan konuşma becerisi, bireylerarası iletişimin de önemli boyutlarından biridir. Bu beceri yaşamın her alanında olduğu gibi eğitim-öğretim sürecinin de her aşamasında öğretmenlerin sahip olması gereken önemli meslekî becerilerinden biridir. Konuşma becerisi, sınıf içerisinde öğrencilerle iletişim kurma, gerekli bilgi ve dönüt verme boyutunda beden dili ile birleştiğinden bütünsel bir sürecin önemli bir parçasını oluşturmaktadır. Bu bağlamda konuşma, özellikle temel dil becerileri olan dinleme, konuşma, okuma ve yazma becerilerinin gelişimini amaçlayan Türkçe öğretiminde de ayrı bir öneme sahiptir. Türkçe öğretmenlerinin önemli yeterliliklerinden biri olan konuşma becerisinin gelişimi içsel ve dışsal pek çok faktörden olumlu ve olumsuz olarak etkilenmektedir. Bu becerinin gelişimini etkileyen olumsuz etkilerden bir de konuşmaya dayalı kaygılardır. Bu kaygılar bireyin kendi içsel süreçlerinden kaynaklanacağı gibi dış faktörlerden de etkilenmektedir. Bu bağlamda özellikle geleceğin öğretmenleri olan öğretmen adaylarının konuşma becerilerine dayalı kaygı düzeylerinin tespit edilmesi, bu becerinin geliştirilmesi adına önemli katkılar sağlayacaktır.Bu araştırma; öğretmen adaylarının konuşma kaygılarının çeşitli değişkenlere göre (cinsiyet, sınıf düzeyi) anlamlı bir farklılık gösterip göstermediğini belirlemeyi amaçlamaktadır. Araştırma, betimsel araştırma yöntemine dayalı tarama modeliyle gerçekleştirilmiştir. Çalışma grubu, 2012-2013 eğitim-öğretim yılının bahar döneminde Marmara Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe Öğretmenliği programında öğrenim gören 142 öğretmen adayından oluşmaktadır. Araştırmada veri toplama aracı olarak Sevim (2012) tarafından geliştirilen, 20 maddelik “Konuşma Kaygısı Ölçeği” kullanılmıştır. Ölçeğin madde iç tutarlılık katsayısı (Cronbach-Alfa) .91 olarak bulunmuştur. Araştırma sonuçlarına göre; cinsiyet değişkeni açısından konuşmacı ve çevre odaklı kaygı düzeyinde erkek öğretmen adayları lehine anlamlı farklılık tespit edilmiştir. Sınıf düzeyi değişkeni açısından ise çevre ve konuşma psikolojisi boyutunda dördüncü ve ikinci sınıfta öğrenim gören öğretmen adayları arasında anlamlı farklılık tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Konuşma becerisi, konuşma kaygısı, öğretmen adayları.