EĞİTİM FAKÜLTELERİNİN TARİH ÖĞRETMENLİĞİ LİSANS PROGRAMI DERS ÇİZELGESİNDE 2018 YILINDA GERÇEKLEŞTİRİLEN DEĞİŞİKLİK ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME (original) (raw)

EĞİTİM FAKÜLTELERİNİN SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETMENLİĞİ LİSANS PROGRAMLARINDA 2018 YILINDA GERÇEKLEŞTİRİLEN GÜNCELLEME ÜZERİNE GENEL BİR DEĞERLENDİRME

Akşemseddin Uluslararası İnsan, Toplum ve Spor Bilimleri Sempozyumu Tam Metinleri (12-16 Eylül 2018, Çorum-Türkiye), 2018

The Council of Higher Education, both by the Ministry of National Education in 2012-2017 between the years of primary and secondary education system, course schedules and changes in the curriculum, as well as to determine the problems and deficiencies identified in the implementation of existing programs in 2017 to eliminate the problems in the has changed. In 2018, extensive changes were made in the undergraduate programs of teacher training of these faculties. With these arrangements, the departments of educational sciences and education faculties, which are based on pre-primary and secondary education levels, have been changed and a new structure based on close scientific disciplines has been made. With the change of the program, the total number of hours taught in the programs in general was decreased while the number of elective courses was increased. At the end of this study, which aims to reveal the effect of these regulations on social studies teaching undergraduate program, it is understood that the total number of course hours taught in these programs is reduced by approximately 10%. In the program, the weights of "field" and "field education" courses were reduced and the weights of "teaching knowledge" and "general culture courses" were increased. In addition, it was understood that there was no significant improvement in the number of elective courses, no significant improvement in "school teaching practice", and an order was put on the subject of elective course. In the preparation of the program, it is revealed that the specific interdisciplinary nature of the social studies course is ignored, and that many fields and field education courses in the previous program have been removed from the program.

FEN BİLİMLERİ EĞİTİMİ DERGİLERİNİN 2014-2018 YILLARI ARASINDAKİ YÖNELİMLERİNİN FARKLI DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ

FEN BİLİMLERİ EĞİTİMİ DERGİLERİNİN 2014-2018 YILLARI ARASINDAKİ YÖNELİMLERİNİN FARKLI DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ, 2019

Problem Durumu ve Amaç: Fen bilimleri eğitimi alanında son yıllarda ortaya konan birçok yenilik ve güncel yaklaşım yapılan akademik çalışmalara da yansımaktadır. Çalışmaların konusu, yöntemleri, veri toplama ve analiz süreçleri gibi birçok farklı değişkene bu güncel yaklaşımların yansımaları olmaktadır. Araştırmacı sayısının artışı, çalışmaların daha hızlı ve çok sayıda basılması, farklı baskı ve yayın süreçleri vb. durumlardan dolayı fen bilimleri eğitimi araştırmalarının sayısının son yıllarda hızla arttığı görülmektedir. Bu artış sürecinin yönelimlerinin ne olduğu bu araştırmanın konusunu oluşturmaktadır. Araştırmanın amacı, Türkiye’deki fen bilimleri eğitimine yönelik yayın yapan dört akademik derginin (Türk Fen Eğitimi Dergisi - TÜFED, Elektronik Fen ve Matematik Eğitimi Dergisi - EFMED, Fen Bilimleri Öğretimi Dergisi - FBÖD, Online Fen Eğitimi Dergisi - OFED) 2014-2018 yılları arasında yayınladığı makalelerin yıl, dergi dağılımı, öğrenme alanı, araştırma deseni ve yöntemi, örneklem, veri toplama araçları ve kullanılan teknikler açısından incelemektir. Yöntem: Çalışma nitel araştırma yaklaşımına göre tasarlanmış ve veri toplama tekniği olarak doküman incelemesi kullanılmıştır. Elde edilen veriler içerik analizi çeşitlerinden betimsel içerik analizine tabi tutulmuştur. Toplam 262 çalışmaya doğrudan erişim sağlanmıştır. Bulgular: Analiz sürecinin sonucunda, son beş yıl içerisinde en çok çalışmanın 2018 yılında yayınlandığı, en sık çalışılan grubun (örneklemin) öğretmen adayları olduğu, en fazla kullanılan araştırma yönteminin ise durum (örnek olay) çalışması olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca çalışmalarda en yaygın kullanılan veri toplama araçlarının likert tipi ölçekler ve başarı testleri olduğu sonucuna ulaşılmıştır. İleriye Dönük Araştırma ve Uygulama için Öneriler: Araştırma sonuçlarına göre, yorumlayıcı paradigmaya uygun çalışmaların sayısının artması, çalışmalardaki örneklemlerin ve veri toplama araçlarının çeşitlendirilmesine yönelik önerilerde bulunulabilir.

2018 İLKOKUL GÖRSEL SANATLAR ÖĞRETİM PROGRAMINDAKİ KAZANIMLARIN YARATICILIK AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

İlkokulda görsel sanatlar dersi çocuklara farklı araçlarla beceriler edindirme fırsatı tanımakla birlikte erken yaşlarda sanatsal bakış açısı kazanmasına, estetik algısının gelişmesine ve yaratıcılığın ilerlemesine hizmet eder. Çocuklarda yaratıcılığı besleyen ortamlardan biri kuşkusuz temel eğitimin gerçekleştiği öğrenme ortamlarıdır. Bu çalışmanın temel amacı 2018 yılında revize edilen görsel sanatlar öğretim programı 1-2. sınıf kazanımlarının yaratıcılık açısından incelenmesidir. Araştırma nitel bir çalışma olup doküman analizi yönteminde yürütülmüştür. Araştırmanın veri kaynağını 2018 yılında revize edilen görsel sanatlar dersi (1-8.sınıf) öğretim programından amaçlı örneklem yoluyla seçilmiş ilkokul görsel sanatlar dersi (1-2.sınıf) öğretim programı oluşturmaktadır. Verilerin analizinde betimsel analiz kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen sonuçlara göre ilkokul görsel sanatlar dersi (1-2.sınıf) öğretim programı toplam (n=32) kazanımdan (n=12) kazanımın yaratıcılık ıraksak düşünme alt boyutuyla ilişkili olduğu tespit edilmiştir. Bununla birlikte yaratıcılığa ilişkin kazanımların "Görsel İletişim ve Biçimlendirme" öğrenme alanında toplandığı, " Kültürel Miras" ve "Sanat Eleştirisi ve Estetik" öğrenme alanlarına ait kazanımların sınırlı sayıda olduğu belirlenmiştir. Araştırmanın sonucu temelinde ilkokul görsel sanatlar dersi kazanımlarında yaratıcılığa ilişkin kazanım sayısının artırılması ve öğrenme alanlarına dengeli şekilde dağılması önerilmiştir.

FELSEFE DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMINDAKİ KAZANIMLARIN FARKLI TAKSONOMİLER BAĞLAMINDA İNCELENMESİ

Araştırma Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından 2009 yılında yapılandırmacılık anlayışı doğrultusunda geliştirilen felsefe dersi öğretim programının farklı taksonomilere göre analizini amaçlamaktadır. Nitel araştırma desenine uygun olarak tasarlanan çalışmada yöntem olarak doküman analizi yöntemi kullanılmıştır. Araştırma evrenini 11. sınıf felsefe dersi öğretim programında yer alan kazanımlar oluşturmaktadır. Felsefe dersi öğretim programında yer alan kazanımların taksonomik analizi yapılırken ölçüt olarak; Bloom ve diğerleri tarafından geliştirilen bilişsel; Krathwohl, Bloom ve Masia tarafından geliştirilen duyuşsal; Simpson tarafından geliştirilen devinişsel alan taksonomileri kullanılmıştır. Araştırma bulgularına göre; felsefe dersi öğretim programında yer alan toplam 58 kazanımın 49 (%84)’u bilişsel; 9 (%16)’u duyuşsal alan taksonomisinde yer alırken; devinişsel alana yönelik herhangi bir kazanıma rastlanmamıştır. Bilişsel alandaki kazanımların 10 (%21)’u bilme, 24 (%49)’ü kavrama, 8 (%16)’i analiz, 7 (%14)’si ise değerlendirme basamağında olduğu; duyuşsal alan taksonomisindeki kazanımların tümünün ise alma basamağında olduğu tespit edilmiştir. Araştırmanın son bölümünde araştırmadan elde edilen sonuçlar literatür çerçevesinde tartışılmış ve bazı önerilerde bulunulmuştur. Anahtar Kelimeler: Felsefe, Felsefe Dersi Öğretim Programı, Taksonomi.

TÜRKÇE DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMLARINDAKİ (2005 ve 2019) KAZANIMLARIN SÖZCÜK SIKLIĞI

Bu çalışmanın amacı, 2005 ve 2019 Türkçe dersi öğretim programlarındaki kazanımların sözcük sayısı ve sıklığını belirlemek ve program kazanımlarının arka planını oluşturan kodları ortaya koymaktır. Bu amaçla söz konusu programlar, kazanımlardaki sözcükler bakımından incelemeye alınmış ve sözcükler, sözcük gruplarını da kapsayacak şekilde sayılarak sınıflandırılmıştır. Kazanımlardaki sözcüklerin sayımında belli ölçütler gözetilmiş, bilgisayar ortamına aktarılan sözcükler dil becerileri dikkate alınarak kendi içinde sayılmıştır. Kazanım altı açıklamalar sayıma dâhil edilmemiştir. Program dilini netleştirmeyi amaçlayan bu çalışmada sadece kazanımlardaki toplam ve farklı sözcükler belirlenmemiş, dil becerilerinin (dinleme, konuşma, okuma ve yazma) birbiriyle ilişkisini ortaya koyan sözcüklerden metin çözümlemeye ve teknoloji kullanımına dair sözcüklere kadar birçok konu başlığı altında sınıflandırma yapılmıştır. Nitel desendeki çalışmada doküman analizi yöntemi kullanılmıştır. Sözcük sayımında sözcük sıklık analizlerine başvurulmuştur. Çalışmada araştırma soruları cevabını bulmuş ve kazanım cümlelerini şekillendiren kelimelerin farklı başlıklar altında sınıflandırılabileceği ortaya çıkmıştır. Çalışma sonucunda program dilinin ne ifade ettiğine ilişkin değerlendirmeler yapılmış ve bazı bulgular tartışılmıştır. Ayrıca alanda çalışanların, kurum ve araştırmacıların faydalanabileceği bazı öneriler sunulmuştur.

TÜRKÇE DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI (2018) VE ORTAOKUL TÜRKÇE DERS KİTAPLARININ DİJİTAL OKURYAZARLIK BECERİLERİ BAĞLAMINDA İNCELENMESİ

TÜRKÇE DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI (2018) VE ORTAOKUL TÜRKÇE DERS KİTAPLARININ DİJİTAL OKURYAZARLIK BECERİLERİ BAĞLAMINDA İNCELENMESİ, 2019

Teknolojinin gelişimi yaşamın her alanını etkileyen ve değişimleri de beraberinde getiren bir süreçtir. Bu sürece uyum sağlayan çağdaş bireylerin, farklı teknolojileri kullanarak doğru bilgiyi tespit etme, üretme ve paylaşma becerilerine sahip olmaları beklenmektedir. Bu beklentinin karşılanması ise bireylerin iyi bir dijital okuryazar olmasına bağlıdır. Dijital okuryazarlık becerilerini kazandırma süreci, nitelikli araçlar kullanılarak gerçekleştirilebilir. Bu kapsamda kullanılan temel araçlar olarak Türkçe Dersi Öğretim Programı’nın (2018) ve program çerçevesinde hazırlanan ders kitaplarının niteliklerinin dijital okuryazarlık becerileri çerçevesinde ortaya konulması gerekli görülmüştür. Türkçe Dersi Öğretim Programı’nı (2018) ve ortaokul Türkçe ders kitaplarını dijital okuryazarlık becerileri bağlamında incelemeyi amaçlayan bu çalışma betimleyici nitel bir çalışmadır. Araştırmada Türkçe Dersi Öğretim Programı (2018) ve bu program doğrultusunda hazırlanarak devlet okullarında okutulan 5, 6, 7 ve 8.sınıf Türkçe ders kitapları araştırma malzemesi olarak kullanılmıştır. Bu malzemelerden elde edilen veriler betimsel analiz tekniği ile çözümlenmiştir. Araştırmanın bulgularına bakıldığında Türkçe Dersi Öğretim Programı’nda (2018) yer alan dijital okuryazarlık becerilerine yönelik kazanımların sınıf düzeylerine göre dengeli bir dağılım gösterdiği görülmektedir. Ayrıca sırasıyla en çok okuma, yazma ve dolaylı olarak konuşma becerilerine yönelik kazanımlar bulunurken dinleme/izleme becerisine ait bir kazanım bulunmadığı tespit edilmiştir. Ortaokul Türkçe ders kitapları incelendiğinde ise dijital okuryazarlık becerilerinin kazandırılmasına yönelik etkinliklere yer verildiği görülmektedir. 5, 6 ve 7.sınıflarda yer alan etkinlikler nicelik bakımından yeterli görülürken, 8.sınıf Türkçe ders kitabında bu açıdan bir eksiklik olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca ders kitaplarında, en fazla okuma becerisine yönelik etkinlik bulunmaktayken, sırasıyla yazma ve konuşma becerisine yönelik etkinlikler yer almaktadır. Konuşma becerisine yönelik bazı etkinlikler dijital okuryazarlık becerisiyle dolaylı olarak ilişkiliyken, dinleme/izleme becerisiyle ilişkili herhangi bir etkinlik yoktur. Ders kitaplarında yer alan etkinliklerin niteliği incelendiğinde, bazı etkinliklerde hitap ettiği sınıf düzeyinin üstünde veya altında bir sınıf düzeyine ait olan kazanımların aktarıldığı görülmüştür. Ayrıca etkinliklerin öğrencileri üretken olmaya sevk etmediği düşünülmektedir. Programda yer alan kazanımların dijital ortamları sadece anlama ve paylaşma için değil, bir üretim ortamı olarak sunması beklenmektedir. Ders kitaplarında dil becerileriyle bağlantılı dijital okuryazarlık becerilerine yönelik etkinliklerin sınıf seviyesine uygun ve daha sık verilmesi gerekmektedir. Bu gereklilik çerçevesinde etkinlikler, öğrencilere özellikle dijital ortamda üretkenlik kazandıracak nitelikte oluşturulmalıdır. The development of technology is a process that affects every aspect of life and brings about changes. Modern individuals who comply with this process are expected to have the ability to identify, produce and share accurate information using different technologies. This expectation can only be fulfilled through the individuals having good digital literacy. The digital literacy skills can be gained by using advanced educational tools. In this context, it was considered necessary to examine the Turkish Course Curriculum (2018) and the textbooks prepared within the framework of digital literacy skills. This study is a descriptive qualitative study which aims to examine the Turkish Course Curriculum (2018) and secondary school Turkish textbooks in terms of digital literacy skills. The Turkish Course Curriculum (2018) and the textbooks which were prepared in line with the curriculum and used in the 5, 6, 7 and 8th grades were used as the main research data. The collected data were analysed by using the descriptive analysis technique. When the findings of the research were examined, it was seen that the learning outcomes in the Turkish Course Curriculum (2018) had a balanced distribution according to the class levels in terms of the digital literacy skills. In addition, it was found that there was no learning outcome in listening/viewing skills while most of them were for reading, writing and indirectly speaking skills respectively. When Turkish textbooks were examined, it was observed that they were equipped with activities that enable digital literacy. While the activities in the 5, 6 and 7 grades were considered sufficient in terms of quantity, it was found that there was inefficiency in the 8th grade Turkish textbook. In addition, the textbooks mainly had activities for reading skills and respectively writing and speaking skills. While some activities related to speaking skills were indirectly related to digital literacy skills, there was no activity related to listening/viewing skills. When the quality of activities in the textbooks was examined, it was revealed that some of the learning outcomes that belong to a class level above or below the class addressed in some activities were transferred. It was also thought that the activities did not lead students to be productive. It is expected the learning outcomes in the curriculum to present digital environments as a production environment, not just for understanding and sharing. The activities for language skills which were also linked to digital literacy skills should be presented in line with the class level and frequently. Within the framework of this requirement, the activities should be organized in a way that will enable students to gain productivity, especially in the digital environment.

2006 VE 2018 SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETMENLİĞİ LİSANS PROGRAMI ÜZERİNE KARŞILAŞTIRMALI BİR ANALİZ ÇALIŞMASI

2006 VE 2018 SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETMENLİĞİ LİSANS PROGRAMI ÜZERİNE KARŞILAŞTIRMALI BİR ANALİZ ÇALIŞMASI, 2019

ÖZ Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK), Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından son yılarda gerçekleştirilen değişime ayak uydurmak ve mevcut programların uygulama sürecinde tespit edilen sorun ve eksiklikleri gidermek amacıyla 2017 yılında eğitim bilimleri ve eğitim fakültelerinin bölüm yapılanmalarında değişikliğe gitmiştir. Ayrıca 2017 yılında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından geliştirilen Öğretmenlik Mesleği Genel Yeterlikleri ve Öğretmen Strateji Belgesi (2017-2023) göz önünde bulundurularak 2018 yılında tüm eğitim fakültesi lisans programlarında bazı değişikliklere gitmiştir. Bu çalışmanın temel amacı 2018 yılında güncellenen sosyal bilgiler öğretmenliği lisans programında meydana gelen değişimleri özellikle bir önceki program olan 2006 yılı programıyla karşılaştırarak analiz etmektir. Nitel araştırma türlerinden doküman incelemesi yoluyla yapılan çalışma sonrasında 2018 programında derslerin saat ve AKS oranlarına bir azalmaya gidildiği; meslek bilgisi ve seçmeli derslerin oranının arttırılırken; genel kültür, sosyal bilimler/sosyal bilgiler, tarih ve coğrafya derslerinin oranının ise azaltıldığı görülmüştür. Yine güncellenen programda bazı derslerini isim değişikliğine uğrarken, bazılarının ise saatlerinde azalma meydana geldiği tespit edilmiştir. Çıkan bu sonuçlara göre 2018 programında özellikle sosyal bilimler/sosyal bilgiler alanında sosyal bilgilerin disiplinler arası yapısının temeli olan psikoloji, arkeoloji, sosyoloji, felsefe, ekonomi, antropoloji, temel hukuk, insan ilişkileri iletişim gibi derslerin kaldırılmış olmasının sosyal bilgiler alanının disiplinler arası yapısını bozduğu; yeni eklenen alan eğitimi derslerinin bazılarının içeriğinin birbirine yakın olması nedeniyle bir karmaşa yaratacağı söylenebilir. Yenilenen programda görülen en olumlu değişikliğin seçmeli derslere getirilen model olduğu böylece üniversiteler arası yaşanan seçmeli ders farklılıklarının azalırken, öğrencilerin seçim yapma şanslarının arttığı savunulabilir.