DEMANS, SERİ - III: KIRILMALAR, BURAK BOYRAZ RESİM SERGİSİ KATALOĞU (original) (raw)

osmanli-donemi-arastirmalari-icin-yanya-manastir-ve-iskodra-vilayetleri-kadi-sicillerinin-seriyye-sicilleri-onemi-82-91.pdf

Albania, which was part of the Rumeli region for almost five centuries during the Ottoman Administration, currently preserves a large collection of records in its Central Archive pertaining to the aforementioned period. Consequently, Albania can be considered as the most important and richest holder of these records in the Balkans, in terms of quantity and content. These documents are written in Turkish, Arabic and Persian. Among them are the Kadi Registers (Ser'iyye Sicilleri) of the Ionnina, Manastir, and Shkoder provinces. Although extensive research has been conducted, the Kadi Registers of the Kosova province have unfortunately not yet been found. The collection of Kadi Registers of the Ioannina, Manastir and Shkoder provinces chronologically begins in the year 1529, with the registers of Elbasan (copies), and ends in the year 1926, with the registers of the city of Berat. The Kadi Registers of the city of Berat, historically recognized as mahkeme-i ser'iyye Beligrad-i Arnavud, begins in 1602. They are nearly complete, saved in their original format, and include 211 files. These registers are recorded in the form of an encyclopaedia and contain information regarding the history of Albania, the Balkans, and the entire world. Rumeli’nin bir parçası olan ve beş yüz yıl boyunca Osmanlı yönetiminde kalan Arnavutluk’un Osmanlı hâkimiyetindeki yıllarına ait bilgiler içeren geniş bir belge kolleksiyonu Arnavutluk Devlet Merkez Arşivi’nde bulunmaktadır. Bu yönüyle Arnavutluk Merkez Arşivi, Balkanlar’daki emsalllerine göre, miktar ve içerik açısından önemli bir yer tutmaktadır. Bu belgeler Türkçe, Arapça ve Farsça yazılmıştır. Söz konusu belgeler içinde Yanya, Manastır ve İşkodra vilayetlerinin şer’iyye sicilleri de bulunmaktadır. Maalesef Kosova vilayetinin Kadı Sicilleri, bugüne kadar yapılmış araştırmalara rağmen bulunamamıştır. Yanya, Manastır ve İşkodra vilayetlerinin kadı sicilleri, kronolojik bakımından Elbasan sancağı (kopya) kayıtlarıyla 1529 yılında başlayıp Berat sancağı kayıtları ile 1926 yılında sona ermektedir. Belgrad-ı Arnavud mahkeme-i şer’iyye sicilatı gibi tarihli olarak tanımlayan Berat sancağının Kadı Sicilleri, orijinal formatında kaydedilmiş ve 211 dosyadan meydana gelirmiştir. Bir ansiklopedi şeklinde olan bu sicilat Arnavutluk, Balkanlar ve dünyanın diğer yerlerinin tarihleri ile ilgili bilgileri içermektedir

Bir Başkentin Yansıması, Ankara: Eryılmaz Ailesinin Öyküsü

İDEALKENT

Türkiye'nin başkenti Ankara, ülkenin büyümesine paralel olarak özellikle 1970'li yıllarda hızlı bir şehirleşme sürecinden geçmiştir. Artan göç ve çoğalan konut ihtiyacı kentin kontrol edilemez biçimde büyümesini tetiklerken, birçok konuda da şehrin kendisini geliştirmesini hızlandırmıştır. Bu yıllarda hızla büyümesi ve gelişmesiyle göze çarpan Ankara, İngiliz akademisyen Geoffrey Payne'in 1974-1975 yılları arasında yürüttüğü kapsamlı bir şehircilik araştırmasına konu olmuştur. Bu çalışma 2019 yılında boylamsal bir yaklaşımla yeniden güncellenmeye başlanmıştır. Bu nedenle, Payne'in çalışmasına Çorum'dan Ankara'ya göç edip Dikmen'de mütevazı bir gecekonduda hayatını sürdürürken konu olan Eryılmaz ailesinin üyeleri ile 2019 yılında tekrar buluşma sağlanmış ve görüşme gerçekleştirilmiştir. Bu buluşmada, Eryılmaz ailesinin farklı kuşaklarıyla biraraya gelinmiş ve ailenin Ankara ile bütünleşerek gelişen ve değişen 50 yıllık yaşam hikayesi, geçmişe ışık tutacak ...

MEJRS 3(1) Suriyelilere Yardım Kapsamında Kriz Yönetimi ve Kadın Liderliği (Ankara Örneği)

MIDDLE EAST JOURNAL OF REFUGEE STUDIES, 2018

Suriye’de 15 Mart 2011’de ayaklanma başladığında, krizin bu boyuta ulaşacağı hiç kimse tarafından tahmin edilemedi. Suriye’den Türkiye’ye, 29 Nisan 2011 günü, 500 kişilik ilk göç grubu, Hatay’ın Yayladağı kapısından girdiğinde Türkiye, bunu geçici bir durum olarak değerlendirdi. Daha sonra büyük bir göç dalgasıyla gelen Suriyeliler, Türkiye’nin, güneydoğudaki sınır şehirleri ve büyükşehirleri başta olmak üzere, birçok şehrine yerleşmeye başladılar. Böyle bir kriz durumuna hazırlıklı olmayan Türkiye, şimdiye kadar çok büyük olay olmadan, bu büyük dalganın getirdiği problemlerle, nispeten olaysız bir şekilde baş edebilmiştir. Suriyeliler, hukuki bakımdan, Türkiye’de sığınmacı olarak kabul edilemeyecekleri için, bu duruma geçici çözüm bulunmaya çalışılmış; 2013 yılında çıkan 6458 Sayılı Kanun ile geçici koruma altına alınmalarına kadar, “misafir” olarak adlandırılmış; bu sebeple 2013 yılına kadar, resmî olarak çok fazla bir şey yapılamamıştır. Bu süreçte sivil toplum kuruluşları ile gönüllü ve bireysel olarak çalışan kişiler, kriz yönetimi konusunda başarılı olarak adlandırılabilecek çalışmalar sergilemişlerdir. Özellikle kadınlar, gerek kadın dernekleri gerekse bireysel olarak hızla organize olmuş ve bu meselenin bir ucundan tutmuşlardır. Bu araştırmada, Ankara’da, krize bireysel olarak çözüm olmak üzere çalışmalara başlamış, daha sonra etrafında eski öğrencilerinden ve arkadaşlarından oluşan yüz kişilik bir gönüllü gruba liderlik ederek krizi yöneten Nezahat Albay’ın kurduğu Gönüllüler Grubu’nun, probleme yaklaşımı, ürettikleri çözüm metotları ele alınmıştır. Kadınlar; olayları, sorunları ve ihtiyaçları daha çok empati kurarak anlamaya çalışmaktadırlar. “Ben olsaydım ne yapardım?”, “Biz de o durumda olabilirdik.” soru ve ifadeleri yaptığımız araştırmada gönüllü kadınların sık sık kullandıkları ifadelerdir. Bu olayda önce empati kurarak ilk adımları atmış, daha sonra yaptıkları çalışmalarla farkındalıkları artmış, en sonunda da toplumda arabulucu rolü oynamaya başlamışlardır. Bu araştırmada “empati”, “farkındalık” ve “arabuluculuk” terimlerinin krizin tespiti ve problemin çözümüne uygulanmasına çalışılacak ve bu uygulamaların kadınların gönüllülük faaliyetlerinde nasıl bir fark ortaya çıkardığı incelenecektir. Olayın anlaşılabilmesi için “kriz nedir”, “nasıl mücadele edilir” sorularına teorik cevaplar arandıktan sonra, etkileşimci ve dönüşümcü liderlik modelleri çerçevesinde kadın liderliği ele alınarak özellikle, kadın liderliğini daha iyi anlatan dönüşümcü liderlik modeli ile grubun krizle nasıl yüzleştiği ve ne tür çözümler ürettiği analiz edilecektir. Çalışma nitel yöntemle, örnek olay incelemesi olarak çalışılmış; veriler, literatür taraması, katılımcı gözlem, odak grup görüşmeleri ve derinlemesine mülakatlarla toplanmıştır. Çalışma Ankara’da yürütülmüştür.

Marmara Denizi Doğusunda Kuzey Anadolu Fay Hattı Üzerinde Karot Çalışmaları: Deniz Seviyesi Değişimi ve Fay Etkinliği İle İlgili Bulgular

2010

Marmara Denizi dogusunda Kuzey Anadolu Fay zonu (KAFZ) uzerinde bulunan BUC-10A ve IZ-30 sediment karotlari, sirasiyla Buyukcekmece'nin 12 km acigindan ve Izmit Korfezi'nden alinmistir. Bu karotlarin cokel istifi tektonik ve paleo-osinografik surecleri arastirmak amaciyla sedimentolojik ve jeokimyasal yontemlerle incelenmistir. BUC-10A sediment karotunda toplam inorganik karbonat (TIK, toplam kalsiyum karbonat olarak) miktari ve toplam organik karbon (TOK) icerigi sirasiyla %12.1-34.3 ve %0.5-4.1 araliginda degisir. Soz konusu sediment karotun da 1.60-2.43 m arasinda organik maddece zengin sapropel tabakasi ayirt edilmistir. Ayni karotun metal konsantrasyonlarinin degisim araliklari Cr: 55-96, Cu: 21-37, Ni: 63 39-74, Mn: 345-693, Pb: 19-34, Zn: 79-143 ppm, Fe: % 2.30-3.15'dir. IZ-30 karotunda TOK , TIK, Cr, Cu, Fe, Ni, Mn, Pb ve Zn degerlerinin degisim araliklari sirasiyla % 0.40-1.70, %0.25-31.1, 39-87 ppm, 13-32 ppm, % 2.10-4.80, 18-41 ppm, 315-528 ppm, 7-21 ppm ve 78...

Kuzey Doğu Marmara’da Prokonnesos Kökenli Bir Mermer Batığı

2018

Özet: Kuzey Doğu Marmara Su Altı Araştırmaları kapsamında, 2016 yılında Vordonisi Adası mevkiinde, Prokonnesos kökenli bir mermer batığı tespit edilmiştir. 2017 yılında üzerinde detaylı bir belgeleme ve çizim çalışması yürütülen batık ve rotası buçalışmanın konusunu oluşturmaktadır. MS 1010 yılında yaşanan bir deprem nedeniyle sulara gömülen Vordonisi Adası’nın, Patrik Photios’un sürgün adası olduğu düşünülmektedir. MS 858 – 867 ve MS 877 – 886 tarihleri arasında Konstantinopolis Patriği olan Photios, Vordonosi’deki Armeniakoi veya Armenians Manastırı’nasürgüne gönderilmiştir. Vordonisi üzerinde gerçekleştirilen dalışlar neticesinde, çeşitli amphora kulpları ve gövde parçaları, çatı kiremitleri dışında on sekiz parçadan oluşan işlenmemiş mermer bloklar tespit edilmiştir. Bunların üzerlerinin midye, denizkestanesi ve kekamoz tabakası ile kaplı oldukları görülmüştür. Belli bir düzen içinde sıralanmadıkları gözlenen bu mermer blokların, bazılarının düzgün kesimli olduğu anlaşılmaktadır. Bir arada ve gelişi güzel bulunmaları nedeniyle, dökülmüş oldukları izlenimi verdiklerini belirtmek mümkündür.

ANKARA ANADOLU VE RUMELI ARASTIRMALARI DERGISI ANKARAD CILT 4 SAYI 7

ANKARAD-Uluslararası Sosyal Bilimler Dergisi, Yaz ve Kış olmak üzere yılda iki sayı olarak yayımlanan uluslararası hakemli bir dergidir. AJARS-International Journal o f Social Sciences is a double blind peer-reviewed international journal published twice a year Summer and Winter.